7- Bir Yere Oturup Allah’ı Hatırlayıp O'nun Dinini Gündemde Tutanların Değeri ve Kıymeti
3705- Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anhüma)’dan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir gurup insan bir yerde toplanıp Allah’ı gündemde tutmak için onun dinini öğrenmeye çalışırlarsa melekler onların etrafını çevirir. Allah’ın rahmeti onları kaplar ve üzerlerine huzur iner Allah onları kendi huzurundaki melekler yanında anar.” (İbn Mâce, Edeb: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3706- Yusuf b. Yakup, Hafs b. Ömer vasıtasıyla Şu’be’den, Ebû İshâk’tan aktararak şöyle derler: Ebû Müslim Eğar’dan işittim şöyle diyordu: Ebû Saîd ve Ebû Hüreyre’nin rivâyet ettiklerine şâhidim o ikisi de Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in böyle bir hadisini bize aktararak şâhid olmuşlardır.
3707- Ebû Saîd el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Muaviye bir gün mescide çıktı ve toplu halde olan bir guruba sizi burada oturtan sebeb nedir? diye sordu. Onlar da: “Allah’ın verdiği nimetleri hatırlayıp onu daima gündemde tutmak ve onun rızasını kazanmak için dinimizi öğrenmek için oturuyoruz” dediler. Muaviye: “Allah hakkı için sizi burada oturtan sebep bu mudur?” dedi. Onlar da: “Vallah’i sadece bu sebeple burada oturmaktayız” dediler. Muaviye: Dikkat ediniz sizi töhmet ettiğimden dolayı sizden yemin istemiş değilim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e karşı benim yakınlık derecemde olup ta kendisinden benden daha az hadis rivâyet eden yoktur. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ashabından meydana gelmiş bir topluluğun yanına çıkmış ve: “Sizi bu toplulukta oturtan sebep nedir?” diye sormuştu. Onlar da şöyle demişlerdi: “Allah’ı hatırlayıp ona hamdetmek ve bizi İslam üzere hidayet ettiği için ve bize lutfuyla muamele ettiği ve bize her türlü nimetleri verdiği için hamdedip şükretmek için oturduk.” Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Allah hakkı için sizi oturtan sebep sadece bu mudur?” Onlar da: “Allah hakkı için bizi oturtan sebep budur” dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Dikkat ediniz size karşı bir töhmetten dolayı sizden yemin istemiş değilim. Ne varki Cibril bana geldi ve meleklere karşı Allah’ın sizinle övündüğünü bildirdi.” (Müslim, Zikir: 27; Nesâî, Adab-ül Kudat: 17)
Bu hadis hasen garibtir. Ancak bu şekliyle bilmekteyiz. Ebû Neame es Sa’dî’nin ismi Amr b. Îsa’dır. Ebû Osman en Nehdî’nin ismi ise Abdurrahman b. Mell’dir.
٧ - باب مَا جَاءَ فِي الْقَوْمِ يَجْلِسُونَ فَيَذْكُرُونَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ مَا لَهُمْ مِنَ الْفَضْلِ.
٣٧٠٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنِ الأَغَرِّ أَبِي مُسْلِمٍ، أَنَّهُ شَهِدَ عَلَى أَبِي هُرَيْرَةَ وَأَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ قَالَ ( مَا مِنْ قَوْمٍ يَذْكُرُونَ اللَّهَ إِلاَّ حَفَّتْ بِهِمُ الْمَلاَئِكَةُ وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ وَنَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ ) قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
٣٧٠٦ - حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ، حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، قَالَ سَمِعْتُ الأَغَرَّ أَبَا مُسْلِمٍ، قَالَ أَشْهَدُ عَلَى أَبِي سَعِيدٍ وَأَبِي هُرَيْرَةَ رضى اللّه عنهما أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَذَكَرَ مِثْلَهُ .
٣٧٠٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مَرْحُومُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ الْعَطَّارُ، حَدَّثَنَا أَبُو نَعَامَةَ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ خَرَجَ مُعَاوِيَةُ إِلَى الْمَسْجِدِ فَقَالَ مَا يُجْلِسُكُمْ قَالُوا جَلَسْنَا نَذْكُرُ اللَّهَ قَالَ آللَّهِ مَا أَجْلَسَكُمْ إِلاَّ ذَاكَ قَالُوا وَاللَّهِ مَا أَجْلَسَنَا إِلاَّ ذَاكَ . قَالَ أَمَا إِنِّي مَا أَسْتَحْلِفُكُمْ تُهْمَةً لَكُمْ وَمَا كَانَ أَحَدٌ بِمَنْزِلَتِي مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَقَلَّ حَدِيثًا عَنْهُ مِنِّي إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَرَجَ عَلَى حَلْقَةٍ مِنْ أَصْحَابِهِ فَقَالَ ( مَا يُجْلِسُكُمْ ) قَالُوا جَلَسْنَا نَذْكُرُ اللَّهَ وَنَحْمَدُهُ لِمَا هَدَانَا لِلإِسْلاَمِ وَمَنَّ عَلَيْنَا بِهِ . فَقَالَ ( آللَّهِ مَا أَجْلَسَكُمْ إِلاَّ ذَاكَ ) قَالُوا آللَّهِ مَا أَجْلَسَنَا إِلاَّ ذَاكَ . قَالَ ( أَمَا إِنِّي لَمْ أَسْتَحْلِفْكُمْ لِتُهْمَةٍ لَكُمْ إِنَّهُ أَتَانِي جِبْرِيلُ فَأَخْبَرَنِي أَنَّ اللَّهَ يُبَاهِي بِكُمُ الْمَلاَئِكَةَ ) قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ وَأَبُو نَعَامَةَ السَّعْدِيُّ اسْمُهُ عَمْرُو بْنُ عِيسَى وَأَبُو عُثْمَانَ النَّهْدِيُّ اسْمُهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَلٍّ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.