Düğün Yapan Kimseye, Hediye Almalı Mı?
84- Düğün Yapan Kimseye, Hediye Almalı Mı?
3400- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) evlenmiş ve gerdeğe girmişti. Annem Ümmü Süleym, hays ismi verilen bir yemek hazırladı ve benimle o yemeği Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gönderdi. O yemeği Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e götürüp: Annemin selâmı var, bu bizden küçük bir hediyedir diyor dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Onu koy) buyurdu ve sonra da (Git falanı falanı ve karşılaştığın kimseleri davet et) dedi ve pek çok kimsenin isimlerini verdi. Ben de isimleri verilen kimseleri ve karşılaştığım kimseleri davet ettim. Ravi Ebu Osman Enes’e:
(Davet edilenler kaç kişiydi) diye sordum. Enes:
(Üç yüz kişi kadardı) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Davetliler onar onar kişi olarak gelsinler ve herkes önünden yesin) buyurdu. İlk gurup yiyip doyarak çıktılar sonra ikinci gurup girdi… herkes yedikten sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:
(Ey Enes sofrayı kaldır) buyurdu. Bende sofrayı kaldırdım. Fakat yemeği ilk koyduğumda mı yoksa kaldırdığımda mı daha ağırdı bilmiyorum. (Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 34)
3401- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke’den Medine’ye hicret ettikten sonra Kureyşlilerle Ensarı kardeş yaptı. Sa’d b. Rabi ile Abdurrahman b. Avf’ta kardeş yapılanlardan idi. Sa’d Abdurrahman b. Avf’a:
(Benim malım var ikimiz yarı yarıya bölüşürüz. Benim iki tane hanımım var bak hangisi hoşuna giderse onu boşarım, iddeti bitip sana helâl olunca da sen onunla evlenirsin) dedi. Abdurrahman b. Avf ta:
(Allah aileni de malını da sana bereketli kılsın, sen bana sadece çarşının yolunu göster) dedi ve çarşıya gitti. Sonunda kazandığı yağ ve kuru peynirle geri döndü. Abdurrahman b. Avf diyor ki:
(Bir süre sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ben de evlenenlerin süründüğü kokuyu görünce:
(Nedir bu durum) diye sordu. Ben de:
(Ensardan bir kadınla evlendim) dedim. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Bir koyunla da olsa düğün yemeği ver) buyurdu. (Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 34; Müsned: 12891)
٨٤ - باب الْهَدِيَّةِ لِمَنْ عَرَّسَ
٣٤٠٠ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ، - وَهُوَ ابْنُ سُلَيْمَانَ - عَنِ الْجَعْدِ أَبِي عُثْمَانَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ تَزَوَّجَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَدَخَلَ بِأَهْلِهِ - قَالَ - وَصَنَعَتْ أُمِّي أُمُّ سُلَيْمٍ حَيْسًا - قَالَ - فَذَهَبْتُ بِهِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُلْتُ إِنَّ أُمِّي تُقْرِئُكَ السَّلاَمَ وَتَقُولُ لَكَ إِنَّ هَذَا لَكَ مِنَّا قَلِيلٌ . قَالَ ( ضَعْهُ - ثُمَّ قَالَ - اذْهَبْ فَادْعُ فُلاَنًا وَفُلاَنًا وَمَنْ لَقِيتَ ) . وَسَمَّى رِجَالاً فَدَعَوْتُ مَنْ سَمَّى وَمَنْ لَقِيتُهُ قُلْتُ لأَنَسٍ عِدَّةُ كَمْ كَانُوا قَالَ يَعْنِي زُهَاءَ ثَلاَثِمِائَةٍ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لِيَتَحَلَّقْ عَشَرَةٌ عَشَرَةٌ فَلْيَأْكُلْ كُلُّ إِنْسَانٍ مِمَّا يَلِيهِ ) . فَأَكَلُوا حَتَّى شَبِعُوا فَخَرَجَتْ طَائِفَةٌ وَدَخَلَتْ طَائِفَةٌ قَالَ لِي ( يَا أَنَسُ ارْفَعْ ) . فَرَفَعْتُ فَمَا أَدْرِي حِينَ رَفَعْتُ كَانَ أَكْثَرَ أَمْ حِينَ وَضَعْتُ .
٣٤٠١ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ الْوَزِيرِ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ كَثِيرِ بْنِ عُفَيْرٍ، قَالَ أَخْبَرَنِي سُلَيْمَانُ بْنُ بِلاَلٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّهُ سَمِعَهُ يَقُولُ آخَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بَيْنَ قُرَيْشٍ وَالأَنْصَارِ فَآخَى بَيْنَ سَعْدِ بْنِ الرَّبِيعِ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ فَقَالَ لَهُ سَعْدٌ إِنَّ لِي مَالاً فَهُوَ بَيْنِي وَبَيْنَكَ شَطْرَانِ وَلِي امْرَأَتَانِ فَانْظُرْ أَيُّهُمَا أَحَبُّ إِلَيْكَ فَأَنَا أُطَلِّقُهَا فَإِذَا حَلَّتْ فَتَزَوَّجْهَا . قَالَ بَارَكَ اللَّهُ لَكَ فِي أَهْلِكَ وَمَالِكَ دُلُّونِي - أَىْ - عَلَى السُّوقِ . فَلَمْ يَرْجِعْ حَتَّى رَجَعَ بِسَمْنٍ وَأَقِطٍ قَدْ أَفْضَلَهُ . قَالَ وَرَأَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَىَّ أَثَرَ صُفْرَةٍ فَقَالَ ( مَهْيَمْ ) . فَقُلْتُ تَزَوَّجْتُ امْرَأَةً مِنَ الأَنْصَارِ . فَقَالَ ( أَوْلِمْ وَلَوْ بِشَاةٍ ) .