Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

12/15/22

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 12. Bâb—Allah'ın İsimleriyle Yapılan Yeminde Durmak

2405. Bize Ubeydullah b. Mûsa, Süfyân'dan, (O) Mûsa b. Ukbe'den, (O) Sâlim'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah’ın (çoğu kere) kendisiyle andiçtiği yemin şuydu: "Hayır, kalpleri evirip çeviren kimseye andolsun ki..."

١٢- باب بِأَىِّ أَسْمَاءِ اللَّهِ حَلَفْتَ لَزِمَكَ

٢٤٠٥ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ سَالِمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : كَانَتْ يَمِينُ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- الَّتِى يَحْلِفُ بِهَا :( لاَ وَمُقَلِّبِ الْقُلُوبِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 11. Bâb—Adam Bir Şey İçin, Yemininde Karşısındakinin Anladığından Başkasını Niyet Ederek Ant İçebilir (Mi?)

2404. Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Huşeym rivâyet edip (dedi ki), bize Abdullah b. Ebî Salih, babasından, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Senin yeminin, (kendisiyle konuşmakta olduğun) arkadaşının, seni doğruladığı (mânâ) üzerine (gerçekleşir)!"

١١- باب الرَّجُلِ يَحْلِفُ عَلَى الشَّىْءِ وَهُوَ يُوَرِّى عَلَى يَمِينِهِ

٢٤٠٤ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( يَمِينُكَ عَلَى مَا صَدَّقَكَ بِهِ صَاحِبُكَ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10. Bâb—Kişinin Mü'min Bir Köle Âzâd Etmesinin Gerekli Olduğu Zaman

2403. Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Muhammed b. Amr'dan, (O) Ebû Selemeden, (O da) eş-Şerîd'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip; "muhakkak ki annemin bir köle âzâd etmesi gerekiyor. Benim ise hakikaten Nûb'lu siyah bir cariyem var. Şimdi bu onun için yeter mi?" demiştim de O; "Onu (buraya) çağır" buyurmuş, (gelince) de; "Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şehâdet ediyor musun?" diye sormuştu. O da; "evet" demişti. (O zaman Hazret-i Peygamber); "Onu âzâd et! Çünkü o mümin bir kadındır" buyurmuştu.

١٠- باب إِذَا كَانَ عَلَى الرَّجُلِ رَقَبَةٌ مُؤْمِنَةٌ

٢٤٠٣ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنِ الشَّرِيدِ قَالَ : أَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقُلْتُ : إِنَّ عَلَى أُمِّى رَقَبَةً ، وَإِنَّ عِنْدِى جَارِيَةً سَوْدَاءَ نُوبِيَةً أَفَتُجْزِئُ عَنْهَا؟ قَالَ :( ادْعُ بِهَا ). فَقَالَ :( أَتَشْهَدِينَ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ). قَالَتْ : نَعَمْ . قَالَ :( أَعْتِقْهَا فَإِنَّهَا مُؤْمِنَةٌ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Bab—Bir Şey İçin Yemin Eden, Sonra Da Başkasını Ondan Daha Hayırlı Gören Kimse

2400. Bize Ebu'l Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Amr'dan -ki O, İbn Muire'dir-, O'nun şöyle dediğini rivâyet etti: Ben, Abdullah b. Amr adlı bir adamı el-Cemâcim zamanında anlatırken işitmiştim, O şöyle demişti: Bir adam Adiyy b. Hâtim'den (birşey) istemiş, O da (ona verebileceği şeyleri bildirmişti. Ama adam onları kabul etmemişti. Bundan dolayı Adiyy kızmış ve (ona) hiçbir şey vermeyeceğine yemin etmişti. Sonra (adam Adiyy'in vereceği şeylere razı olmuş, bunun üzerine Adiyy de) şöyle demişti: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem)"Kim birşey için yemin eder de sonra başkasını ondan daha hayırlı görürse, o, daha hayırlı olanı yapsın ve yemininden dolayı keffâret versin!" buyururken işitmiş olmasaydım, (yeminimi bozup sana hiçbir şey vermezdim).

2401. Bize Muhammed ibnu’l-Fadl haber verip (dedi ki), bize Cerir b. Hâzim rivâyet edip (dedi ki), bize el-Hasan rivâyet edip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Semûre rivâyet edip dedi ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Abdurrahman b. Semûre! Başkan olmayı isteme! Çünkü o sana (senin) istemenle verilirse, sen onunla yalnız bırakılırsın, ama o sana (senin) istemen olmaksızın verilirse, sana onun (güzelce yapılması) için yardım edilir. Ayrıca birşey için yemin edip de sonra başkasını ondan daha hayırlı gördüğünde, yemininden dolayı keffâret ver ve daha hayırlı olanı yap!"

2402. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Yûnus'tan, (O) el-Hasan'dan, (O da) Abdurrahman b. Semûre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:... Sonra (Süfyân) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini zikretti.

٩- باب مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ فَرَأَى غَيْرَهَا خَيْراً مِنْهَا

٢٤٠٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرٍو - هُوَ ابْنُ مُرَّةَ - قَالَ : سَمِعْتُ رَجُلاً يُقَالُ لَهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو زَمَنَ الْجَمَاجِمِ يُحَدِّثُ قَالَ : سَأَلَ رَجُلٌ عَدِىَّ بْنَ حَاتِمٍ فَحَلَفَ أَنْ لاَ يُعْطِيَهُ شَيْئاً ثُمَّ قَالَ : لَوْلاَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقُولُ :( مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ فَرَأَى غَيْرَهَا خَيْراً مِنْهَا فَلْيَأْتِ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ وَلْيُكَفِّرْ عَنْ يَمِينِهِ ).

٢٤٠١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ سَمُرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( يَا عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ سَمُرَةَ لاَ تَسْأَلِ الإِمَارَةَ ، فَإِنَّكَ إِنْ أُعْطِيتَهَا عَنْ مَسْأَلَةٍ وُكِلْتَ إِلَيْهَا ، وَإِنْ أُعْطِيتَهَا مِنْ غَيْرِ مَسْأَلَةٍ أُعِنْتَ عَلَيْهَا ، فَإِذَا حَلَفْتَ عَلَى يَمِينٍ فَرَأَيْتَ غَيْرَهَا خَيْراً مِنْهَا فَكَفِّرْ عَنْ يَمِينِكَ وَأْتِ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ ).

٢٤٠٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ يُونُسَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ سَمُرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَذَكَرَ نَحْوَ الْحَدِيثِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Bâb—Ant İçmek Yemindir

2399. Bize Abdullah b. Sâlîh haber verip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yûnus, İbn Şihâb'dan, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki; Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekr'e, (bir rüyayı yorumladıktan sonra Hazret-i Peygamber'den, isabet ve hata ettiği yerleri açıklamasını yemin ederek istediğinde); "Andiçme!" buyurmuştu. Ebû Muhammed (ed-Dârimî); "Bu Hadisin (asıl rivâyeti) biraz uzundur!" dedi.

٨- باب الْقَسَمُ يَمِينٌ

٢٣٩٩ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ قَالَ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ لأَبِى بَكْرٍ :( لاَ تُقْسِمْ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الْحَدِيثُ فِيهِ طُولٌ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7. Bâb—Yeminde İstisna Payı Bırakma Hakkında

2397. Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Eyyûb'dan, (O) Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim birşey için and içer, sonra da "inşaallah!" derse, o istisna payı bırakmış demektir!"

2398. Bize Haccâc haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Eyyûb, Nâfî'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim birşey için andiçer, sonra da; "inşaallah!" derse, o muhayyerdir, (serbesttir). Dilerse (yemin ettiği şeyi) yapar, dilerse yapmaz."

٧- باب الاِسْتِثْنَاءِ فِى الْيَمِينِ

٢٣٩٧ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ ثُمَّ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَقَدِ اسْتَثْنَى ).

٢٣٩٨ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ ثُمَّ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ فَهُوَ بِالْخِيَارِ إِنْ شَاءَ فَعَلَ ، وَإِنْ شَاءَ لَمْ يَفْعَلْ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Bâb—Allah'tan Başkasının Adına Yemin Etme Yasağı

2396. Bize el-Hakem ibnu'l Mübarek haber verip (dedi ki), bize Mâlik b. Enes, Nâfi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir yolculukta) Ömer'e kavuşmuştu. O bir süvari topluluğu içinde babasının adına yemin ederek yol alıyordu. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Şüphesiz Allah sizi babalarınızın adına yemin etmekten menediyor. Bu sebeple kim yemin edecekse Allah adına yemin etsin, veya sussun."

٦- باب النَّهْىِ أَنْ يُحْلَفَ بِغَيْرِ اللَّهِ

٢٣٩٦ - أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَدْرَكَ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ وَهُوَ يَسِيرُ فِى رَكْبٍ وَهُوَ يَحْلِفُ بِأَبِيهِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّ اللَّهَ يَنْهَاكُمْ أَنْ تَحْلِفُوا بِآبَائِكُمْ ، وَمَنْ كَانَ حَالِفاً فَلْيَحْلِفْ بِاللَّهِ أَوْ لِيَصْمُتْ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Bâb—Adak Adama Yasağı

2395. Bize Amr b. Avn haber verip (dedi ki), bize Ebû Avâne, Mansûr'dan, (O) Abdullah b. Mürre'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Şüphe yok ki, adak adama, (olacak) hiçbir şeyi geri çevirmez. Onunla sadece hırs sahibi cimriden (birşeyler) çıkarılır."

٥- باب النَّهْىِ عَنِ النَّذْرِ

٢٣٩٥ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُرَّةَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّ النَّذْرَ لاَ يَرُدُّ شَيْئاً ، وَإِنَّمَا يُسْتَخْرَجُ بِهِ مِنَ الشَّحِيحِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Bâb—Beytu’l Maktiste Namaz Kılmayı Adayan Kimseye Mekke’de Namaz Kılması Yeter Mi?

2394. Bize Hacâc b. Minhâl rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, öğretmen Habib b. Ebî Bakıyye'den, (O) Atâ b. Ebî Rebâh'tan, (O da) Câbir b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, bir adam; "yâ Resûlüllah, ben hakikaten, eğer Allah sana (Mekke'nin) fethini müyesser kılarsa, Beytu'l-Makdis'te namaz kılmayı adamıştım, (şimdi nasıl yapayım?)" demiş. O da; "Burada namaz kıl!" buyurmuş. (Adam ise adağım) O'na üç defa tekrar etmiş. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)"O halde işine (sen karar ver, istediğin gibi yap!)" buyurmuş.

٤- باب مَنْ نَذَرَ أَنْ يُصَلِّىَ فِى بَيْتِ الْمَقْدِسِ أَيُجْزِئُهُ أَنْ يُصَلِّىَ بِمَكَّةَ؟

٢٣٩٤ - أَخْبَرَنَا حَجَّاجُ بْنُ مِنْهَالٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى بَقِيَّةَ الْمُعَلِّمِ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِى رَبَاحٍ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ : أَنَّ رَجُلاً قَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى نَذَرْتُ إِنْ فَتَحَ اللَّهُ عَلَيْكَ أَنْ أُصَلِّىَ فِى بَيْتِ الْمَقْدِسِ. فَقَالَ :( صَلِّ هَا هُنَا ). فَأَعَادَ عَلَيْهِ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ، فَقَالَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( فَشَأْنُكَ إِذاً ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Bâb—Allah'a İsyan Hususunda Adak Adama Yoktur

2392. Bize Ebû Nuaym baber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan, (O) Ebû Kılâbe'den, (O) Ebu'l-Muhelleb'den, (O da) İmrân b. Husayn'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Ne Allah'a isyan hususunda, ne de insanoğlunun sahip olmadığı şeyler hususunda adanılan adağı yerine getirmek yoktur!"

2393. Bize Hâlid b. Mahled rivâyet edip (dedi ki), bize Mâlik, Talha b. Abdilmelik el-Eylî'den, (O) el-Kasım b. Muhammed'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Kim Allah'a itaat etmeyi adarsa o O'na itaat etsin; kim de Allah'a isyan etmeyi adarsa o O'na isyan etmesin!"

٣- باب لاَ نَذْرَ فِى مَعْصِيَةِ اللَّهِ

٢٣٩٢ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَبِى الْمُهَلَّبِ عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( لاَ وَفَاءَ لِنَذْرٍ فِى مَعْصِيَةِ اللَّهِ ، وَلاَ فِيمَا لاَ يَمْلِكُ ابْنُ آدَمَ ).

٢٣٩٣ - أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ عَبْدِ الْمَلِكِ الأَيْلِىِّ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( مَنْ نَذَرَ أَنْ يُطِيعَ اللَّهَ فَلْيُطِعْهُ ، وَمَنْ نَذَرَ أَنْ يَعْصِىَ اللَّهَ فَلاَ يَعْصِهِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2. Bâb—Adağın Keffareti Hakkında

2389. Bize Ca'fer b. Avn haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd, Ubeydullah b. Zahr'dan, (O), Ebû Saîd er-Ruaynî'den, (O) Abdullah b. Mâlik'ten, (O da) Ukbe b. Amir el-Cüheni'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Kızkardeşim Allah rızası için yaya olarak ve başına örtü almayarak haccetmeyi adamıştı. Ben de bunu Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bildirmiştim de O, şöyle buyurmuştu: "Kızkardeşine söyle de başına örtü alsın, bineğe binsin ve üç gün oruç tutsun!"

2390. Bize Ebu'l-Velîd et-Tayâlisi haber verip (dedi ki), bize Hemmâm rivâyet edip (dedi ki), bana Katâde, İkrime'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) haber verdi ki; Ukbe'nin kızkardeşi Kabe'ye yaya gitmeyi adamış da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Şüphe yok ki, kızkardeşinin adağına Allah'ın ihtiyacı yoktur! O, bineğe binsin ve Kabe'ye bir kurbanlık "hedy" göndersin!"

2391. Bize Saîd b. Mansûr rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulaziz b. Muhammed, Amr b. Ebî Amr'dan, (O) el-A'rec'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (yolda) iki oğlunun arasında yürüyen bir ihtiyar görmüş ve "Bu ihtiyarın durumu nedir?" buyurmuş. Oğulları; "yürümeyi adadı!" demişler. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurmuş: "Bineğe bin. Çünkü sana ve senin adağına Allah'ın ihtiyacı yoktur!"

٢- باب فِى كَفَّارَةِ النَّذْرِ

٢٣٨٩ - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ زَحْرٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الرُّعَيْنِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ الْجُهَنِىِّ قَالَ : نَذَرَتْ أُخْتِى أَنْ تَحُجَّ لِلَّهِ مَاشِيَةً غَيْرَ مُخْتَمِرَةٍ ، فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ :( مُرْ أُخْتَكَ فَلْتَخْتَمِرْ وَلْتَرْكَبْ ، وَلْتَصُمْ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ ).

٢٣٩٠ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ قَالَ أَخْبَرَنِى قَتَادَةُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ أُخْتَ عُقْبَةَ نَذَرَتْ أَنْ تَمْشِىَ إِلَى الْبَيْتِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّ اللَّهَ لَغَنِىٌّ عَنْ نَذْرِ أُخْتِكَ ، لِتَرْكَبْ وَلْتُهْدِ هَدْياً ).

٢٣٩١ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى عَمْرٍو عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَدْرَكَ شَيْخاً يَمْشِى بَيْنَ ابْنَيْهِ ، فَقَالَ :( مَا شَأْنُ هَذَا الشَّيْخِ؟ ). فَقَالَ ابْنَاهُ : نَذَرَ أَنْ يَمْشِىَ. فَقَالَ :( ارْكَبْ فَإِنَّ اللَّهَ غَنِىٌّ عَنْكَ وَعَنْ نَذْرِكَ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Bâb—Adağı Yerine Getirmek

2387. Bize Sehl b. Hammâd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebû Bişr'den, (O) Saîd b. Cübeyr'den, (O da) İbn Abbâs'tan (naklen) rivâyet etti ki; bir kadın haccetmeyi adamış, sonra (bu adağını yerine getiremeden) ölmüş. Bunun üzerine kardeşi Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) gelip O'na bunu sormuş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de ona; "Onun bir borcu olsaydı onu öder miydin?" buyurmuş. O; "evet" demiş. O zaman (Hazret-i Peygamber); "O halde adağı yerine getir. Çünkü adak, yerine getirilmeye (borçtan) daha layıktır!" buyurmuş.

2388. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Hafs rivâyet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, Nâfî'den, (O) İbn Ömer'den, (O da) Hazret-i Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben; "Ya Resûlüllah, ben gerçekten cahiliye döneminde bir adak adamıştım. Sonra (bu adağımı yerine getiremeden) müslümanlık gelmişti, (şimdi nasıl yapayım?)" dedim de O; "Adağını yerine getir" buyurdu.

١- باب الْوَفَاءِ بِالنَّذْرِ

٢٣٨٧ - أَخْبَرَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ امْرَأَةً نَذَرَتْ أَنْ تَحُجَّ فَمَاتَتْ ، فَجَاءَ أَخُوهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَسَأَلَهُ عَنْ ذَلِكَ ، فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( لَوْ كَانَ عَلَيْهَا دَيْنٌ كُنْتَ قَاضِيَهُ؟ ). قَالَ : نَعَمْ. قَالَ :( فَاقْضُوا اللَّهَ ، فَاللَّهُ أَحَقُّ بِالْوَفَاءِ ).

٢٣٨٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَفْصٌ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ عُمَرَ قَالَ قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى نَذَرْتُ نَذْراً فِى الْجَاهِلِيَّةِ ثُمَّ جَاءَ الإِسْلاَمُ. قَالَ :( فِ بِنَذْرِكَ ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget