Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Articles by "Hısnul Müslim"

 267- Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Gece karanlığı olduğunda -veya akşama erişince- çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) alıkoyun. Çünkü şeytanlar o sırada dağılırlar. Geceden bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuklarınızı (evlerinize) koyun ve Allah Teâlâ'nın ismini anarak kapıları kapatın. Çünkü şeytan kapalı kapıyı açmaz. Allah Teâlâ'nın ismini anarak kırbalarınızın ağzını bağlayın. Allah Teâlâ'nın ismini anarak enlemesine de olsa, üzerlerine bir şey koyarak kaplarınızın ağzını örtün ve lambalarınızı söndürün."

[Buhâri, bkz. Fethu'l-Bâri (10/88); Müslim, (3/1595).]

من أنواع الخير والآداب الجامعة
إِذَا كَانَ جُنْحُ اللَّيْلِ – أَوْ أَمْسَيْتُم – فَـكُفُّوا صِبْيانَـكُم، فَإِنَّ الشَّيَاطِينَ تَنْتَشِرُ حِينَئِذٍ، فَإِذَا ذَهَبَ سَاعَةٌ مِنَ اللَّيلِ فَخَلُّوهُمْ، وَأَغْلِقُوا الأَبْوَابَ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ؛ فَإِنَّ الشَّيطَانَ لاَ يَفْتَحُ بَاباً مُغلَقاً، وَأَوْكُوا قِرَبَكُمْ، وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ، وَخَمِّرُوا آنِيَتَكُم، وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ، وَلَوْ أَنْ تَعْرُضُوا عَلَيْهَا شَيْئاً، وَأَطْفِئُوا مَصَابِيحَكُمْ.



266- Abdullah b. Amr -Allah ondan ve babasından râzı olsun- şöyle der:
"Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’i sağ eli ile tesbih çekerken gördüm."
[Ebu Dâvud, lafzıyla (2/81); Tirmizi, (5/521)); Bkz. Sahihu'l Câmi (4/271, h.4865).]
كيف كان النبي ﷺ يسبح ؟
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو رضي الله عنهما قَالَ: رَأَيْتُ النَّبيَّ صلى الله عليه وسلم يَعْقِدُ التَّسْبِيحَ بِيَمِينِهِ.



TESBÎH, TAHMÎD,TEHLÎL VE TEKBÎR GETİRMENİN FAZÎLETİ[Tesbih: Sübhânallah; Tahmid: Elhamdülillah; Tehlil: Lâ ilâhe illallah,; Tekbir  de, Allahu Ekber demektir.]:

254- (12/1) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Kim bir günde yüz kere;

(( سُبْحاَنَ اللهِ وَبِحَمْدِهِ.))

‘Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim’ derse, deniz köpüğü kadar bile olsa günahları silinir."[Buhâri, (7/168); Müslim, (4/2071). Sabah ve akşamları bu zikri yapmanın fazileti hk. bkz. s.84.]

255- (12/2) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Kim;

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَشَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَعَلَىكُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ.))

"Allah’tan başka hak ilah yoktur. O, birdir ve O'nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd da O’nadır. O, her şeye gücü yetendir" derse, İsmâil -aleyhisselâm-'ın soyundan dört kişiyi hürriyetine kavuşturmuş gibi sevap kazanır."[Buhâri,(7/67); Müslim, lafzıyla (4/2071). Bunu yüz defa demenin fazileti hk. bkz. s.85.]

256- (12/3) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( كَلِمَتَانِ خَفِيفَتَانِ عَلَى اللِّسَانِ ثَقِيلَتَانِ فِي الْمِيزَانِ حَبِيبَتَانِ إِلَى الرَّحْمَنِ سُبْحَانَ اللهِ  وَبِحَمْدِهِ سُبْحَانَ اللهِ  الْعَظِيمِ.)

"Söylemesi dile kolay gelen, kıyâmet günü mîzânda ağır basan ve Rahmân’a sevimli olan iki söz vardır ki bu iki söz şudur: Subhânallahi ve bihamdihi, Subhânallahil-Azîm/Allah’a hamd ederek O’nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Yüce Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim".[Buhâri, (7/167); Müslim, (4/2072).]

257- (12/4) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( سُبْحاَنَ اللهِ، وَالْحَمْدُ ِللهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ.))

"Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim. Hamd Allah’adır. Allah’tan başka hak hiçbir ilah yoktur ve Allah en büyüktür’ demem,güneşin üzerine doğduğu her şeyden bana daha sevimlidir."[Müslim, (4/2072).]

258- (12/5) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( أَيَعْجِزُ أَحَدُكُمْ أَنْ يَكْسِبَ كُلَّ يَوْمٍ أَلْفَ حَسَنَةٍ؟ فَسَأَلَهُ سَائِلٌ مِنْ جُلَسَائِهِ كَيْفَ يَكْسِبُ أَحَدُنَا أَلْفَ حَسَنَةٍ؟ قَالَ: يُسَبِّحُ مِائَةَ تَسْبِيحَةٍ، فَيُكْتَبُ لَهُ أَلْفُ حَسَنَةٍ، أَوْ يُحَطُّ عَنْهُ أَلْفُ خَطِيئَةٍ.)

"Sizden birinizin her gün bin sevap kazanmaya gücü yetmez mi?

Yanında oturanlardan birisi:

-Bizden birisi nasıl bin sevap kazanır? diye sordu.

Buyurdu ki:

-Yüz defa Subhânallah derse, kendisine bin sevap yazılır veya onun bin günahı silinir."[Müslim, (4/2073).]

259- (12/6)  Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Her kim;

(( سُبْحاَنَ اللهِ الْعَظِيمِ وَبِحَمْدِهِ.))

‘Yüce Allah’a hamd ederek O'nu tüm noksanlıklardan tenzih ederim’ derse, ona cennette bir hurma ağacı dikilir."[Tirmizi,(5/511); Hâkim, (1/501); sahih demiş, Zehebi de buna muvafakat etmiştir. Bkz. Sahihu'l-Câmi (5/531), Sahih-i Tirmizi (3/160).]

260- (12/7) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Ey Abdullah b. Kays! Sana cennet hazinelerinden birisini göstereyim mi?

-Evet yâ Rasûlallah! dedim.

Buyurdu ki:

(( لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ.))

-Güç ve kuvvet ancak Allah’tandır."[Buhâri, bkz. Fethu'l-Bâri (11/213); Müslim, (4/2076).]

261- (12/8) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Sözlerden Allah’a en sevimli olanı dörttür:

(( سُبْحَانَ اللهِ، وَالْحَمْدُ للهِ، وَلاَ إِلَهِ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ اَكْبَرُ .))

‘Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim.Hamd Allah’a dır. Allah’tan başka hak ilah yoktur ve Allah en büyüktür.’

Bunlardan hangisiyle başlarsan başla zararı yoktur."[Müslim, (3/1685).]

262- (12/9) Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’e bir bedevi geldi ve:

"Bana söyleyeceğim bir söz öğret" dedi.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle de, diye buyurdu:

(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، اَللهُ أَكْبَرُ كَبِيراً وَالْحَمْدُ ِللهِ كَثِيراً، سُبْحاَنَ اللهِ رَبِّ الْعاَلَمِينَ، لاَحَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ.))

"Allah’tan başka hak ilah yoktur.O, birdir ve O'nun ortağı yoktur.Allah en büyüktür.Allah’a çokça hamd olsun.Âlemlerin Rabbi olan Allah’ı tüm noksanlık-lardan tenzih ederim.Güç ve kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allah’tandır."

Bunun üzerine bedevi:

"Bunlar Rabbim için, peki benim için ne var?" diye sordu.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْليِ، وَارْحَمْنيِ، وَاهْدِنيِ وَارْزُقْنيِ.))

"Allahım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle. Beni hidâyete erdir ve beni rızıklandır' de."[Müslim, (4/2072); Ebu Dâvud, [Bedevi dönüp giderken, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem, "Elleri gerçekten hayırla doldu" buyurdu.] ziyâdesiyle, (1/220).]

263- (12/10)  Bir kimse müslüman olduğunda Nebi  -sallallahu aleyhi ve sellem- ona namazı öğretir, sonra şu kelimelerle duâ etmesini emrederdi:

(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ، وَارْحَمْنيِ، وَاهْدِنيِ، وَعاَفِنيِ، وَارْزُقْنيِ.))

"Allahım! Beni bağışla ve bana merhamet eyle.Beni hidâyete erdir. Bana âfiyet ver ve beni rızıklandır."[Müslim, (4/2073); bir başka rivayeti, "Bunlar sana dünya ve ahireti birleştirir" şeklindedir.]

264- (12/11) Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

(( أَفْضَلُ الذِّكْرِ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَأَفْضَلُ الدُّعَاءِ الْحَمْدُ لِلَّهِ.))

"Zikrin en fazîletlisi, Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka hak ilah yoktur)’, duânın en fazîletlisi ise, Elhamdulillah (Hamd, Allah’a mahsustur) (sözüdür)."[Tirmizi, (5/462); İbn Mâce, (2/1249); Hâkim, (1/503) tashih etmiş, Zehebi de buna muvafakat etmiştir. Bkz. Sahihu'l Câmi (1/362).]

265- (12/12) Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

"Kalıcı salih ameller (şu sözlerdir):

(( سُبْحاَنَ اللهِ، وَالْحَمْدُ ِللهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ، وَاللهُ أَكْبَرُ، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَ بِاللهِ.))

‘Subhânallah (Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim). Elhamdulillah (Hamd Allah’a mahsustur). Lâ ilâhe illallah (Allah’tan başka hak ilah yoktur). Allahu Ekber (Allah en büyüktür). Ve  Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah (güç ve kuvvet ancak Allah’tandır)."[Ahmed, Ahmed Şâkir tertibi ile (h.513); isnadı sahihtir. Bkz. Mecmau'z-Zevâid (1/297).İbn-i Hacer, Ebu Said'in rivâyetini Nesâi'ye isnad ederek hakkında İbn-i Hibbân ve Hâkim'in tashihlerini zikreder, Buluğu'l-Merâm.]

من فضل التسبيح والتحميد ، والتهليل ، والتكبير
قَالَ صلى الله عليه وسلم: مَنْ قَالَ (سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ) فِي يَوْمٍ مِائَةَ مَرَّةٍ حُطَّتْ خَطَايَاهُ وَلَوْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ الْبَحْر.

وَقَالَ صلى الله عليه وسلم: مَنْ قَالَ (لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ، وَلَهُ الْحَمْدُ، وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ) عَشْرَ مِرَارٍ، كَانَ كَمَنْ أَعْتَقَ أَرْبَعَةَ أَنْفُسٍ مِنْ وَلَدِ إِسْمَاعِيلَ

وَقَالَ صلى الله عليه وسلم: كَلِمَتَانِ خَفِيفَتَانِ عَلَى اللِّسَانِ، ثَقِيلَتَانِ فِي الْمِيزَانِ، حَبِيبَتَانِ إِلَى الرَّحْمَنِ: (سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ)، (سُبْحانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ)

وَقَالَ صلى الله عليه وسلم: لَأَنْ أَقُولَ (سُبْحَانَ اللَّهِ، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ، وَلاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَاللَّهُ أَكْبَرُ)، أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا طَلَعَتْ عَلَيْهِ الشَّمسُ.

وَقَالَ صلى الله عليه وسلم: أَيَعْجِزُ أَحَدُكُم أَنْ يَكْسِبَ كُلَّ يَوْمٍ أَلْفَ حَسَنَةٍ؟ فَسَأَلَهُ سَائِلٌ مِنْ جُلَسَائِهِ كَيْفَ يَكْسِبُ أَحَدُنَا أَلْفَ حَسَنَةٍ؟ قَالَ: يُسَبِّحُ مِائَةَ تَسْبِيحَةٍ، فَيُكتَبُ لَهُ أَلْفُ حَسَنَةٍ أَوْ يُحَطُّ عَنْهُ أَلْفُ خَطِيئَةٍ.

مَنْ قَالَ (سُبْحَانَ اللَّهِ الْعَظِيمِ وَبِحَمْدِهِ) غُرِسَتْ لَهُ نَخْلَةٌ فِي الْجَنَّةِ

وَقَالَ صلى الله عليه وسلم: يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ قَيْسٍ أَلاَ أَدُلُّكَ عَلَى كَنْزٍ مِنْ كُنُوزِ الْجَنَّةِ؟ فَقُلْتُ: بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ، قَالَ: قُلْ (لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ).

وَقَالَ صلى الله عليه وسلم: أَحَبُّ الْكَلاَمِ إِلَى اللَّهِ أَرْبَعٌ: (سُبْحَانَ اللَّهِ)، وَ(الْحَمْدُ لِلَّهِ)، وَ(لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ)، وَ(اللَّهُ أَكْبَرُ)، لاَ يَضُرُّكَ بِأَيِّهِنَّ بَدَأتَ

جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ: عَلِّمْنِي كَلاماً أَقُولُهُ: قَالَ: قُلْ (لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، اللَّهُ أَكْبَرُ كَبِيراً، وَالْحَمْدُ لِلَّهِ كَثِيراً، سُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ العَالَمِينَ، لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ الْعَزِيزِ الْحَكِيمِ). قَالَ: فَهَؤُلاَءِ لِرَبِّي، فَمَا لِي؟ قَالَ: قُلْ (اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي، وَارْحَمْنِي، وَاهْدِنِي، وَارْزُقْنِي).

كَانَ الرَّجُلُ إِذَا أَسْلَمَ عَلَّمَهُ النَّبيُّ صلى الله عليه وسلم الصَّلاَةَ ثُمَّ أَمَرَهُ أَنْ يَدْعُوَ بِهَؤُلاَءِ الْكَلِمَاتِ: (اللَّهُمَّ اغْفِرِ لِي، وَارْحَمْنِي، وَاهْدِنِي، وَعَافِنِي وَارْزُقْنِي)

إِنَّ أَفْضَلَ الدُّعَاءِ (الْحَمْدُ لِلَّهِ)، وَأَفْضَلَ الذِّكْرِ (لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ)

الباقيات الصالحات : (سبحان الله) و(الحمد لله )، و(لا إله إلا الله)، و(الله أكبر) ،و (لا حول ولا قوة إلا بالله).



Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
(( وَاللهِ  إِنِّي لَأَسْتَغْفِرُ اللهَ  وَأَتُوبُ إِلَيْهِ فِي الْيَوْمِ أَكْثَرَ مِنْ سَبْعِينَ مَرَّةً.))
248-(6/1) "Allah’a yemin olsun ki ben, günde yetmiş defadan fazla Allah’tan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederim."
[Buhâri, bkz. Fethu'l-Bâri (11/101).]
((يَا أَيُّهَا النَّاسُ تُوبُوا إِلَى اللهِ ، فَإِنِّي أَتُوبُ فِي الْيَوْمِ إِلَيْهِ مِائَةَ مَرَّةٍ.))
249- (6/2) "Ey insanlar! Allah’a tevbe edin.Çünkü ben, günde yüz kere Allah’a tevbe ederim."
[Müslim, (4/2076).]
250-(6/3) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
"Kim;
(( أَسْتَغْفِرُ اللهَ الْعَظِيمَ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، الْحَيُّ الْقَيُّومُ وَ أَتُوبُ إِلَيْهِ.))
‘Hayy ve Kayyûm olan, O'ndan başka hak ilah olmayan Yüce Allah’tan bağışlanma diler ve O’na tevbe ederim’ derse, savaşta düşmana karşı cepheden olsa bile, Allah onu bağışlar."
[Ebu Dâvud, (2/85); Tirmizi, (5/69); Hâkim, sahih demiş, Zehebi de muvafakat etmiştir (1/511).Elbâni de sahih der;Bkz.Sahih-i Tirmizi (3/182); Câmiu'l-Usûl, thk. el-Arnavût (4/389-390).]
251-(6/4) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
(( أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الرَّبُّ مِنْ الْعَبْدِ فِي جَوْفِ اللَّيْلِ الْآخِرِ، فَإِنِ اسْتَطَعْتَ أَنْ تَكُونَ مِمَّنْ يَذْكُرُ اللهَ  فِي تِلْكَ السَّاعَةِ فَكُنْ.))
"Rabbin kula en yakın olduğu an, gecenin son üçte biridir. O saatte Allah’ı zikredenlerden olabilirsen ol!"
[Tirmizi, Nesâi, (1/279); Hâkim. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/183); Câmiu'l-Usûl, thk. el-Arnavût (4/144).]
252- (6/5) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
(( أَقْرَبُ مَا يَكُونُ الْعَبْدُ مِنْ رَبِّهِ وَهُوَ سَاجِدٌ، فَأَكْثِرُوا الدُّعَاءَ.))
"Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secde anıdır. O halde secdede bol bol duâ edin."
[Müslim, (1/350).]
253- (6/6) Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
(( إِنَّهُ لَيُغَانُ عَلَى قَلْبِي، وَإِنِّي لَأَسْتَغْفِرُ اللهَ  فِي الْيَوْمِ مِائَةَ مَرَّةٍ.))
"Benim kalbim de dalar, ben de muhakkak günde yüz defa Allah’tan bağışlanma dilerim."
[Müslim, (4/2075); İbn-I Esîr, hadisteki [ إِنَّهُ لَيُغَانُ عَلَى قَلْبِي ] ifadesi hakkında şöyle der: Bundan maksat dalmak ve unutmaktır. Çünkü Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, çokça zikir ve ibâdet yapardı, bazı zamanlar bunlardan unuttuğu da olurdu. Bu yüzden, unuttuğu şeyi günah sayar ve derhal istiğfâra yönelirdi. Bkz. Câmiu'l-Usûl (4/386).]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


(( أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللهِ التَّامَّاتِ الَّتيِ لاَ يُجَاوِزُهُنَّ بَرٌّ وَلاَ فاَجِرٌ مِنْ شَرِّ مَاخَلَقَ، وَبَرَأَ وَذَرَأَ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَاءِ، وَمِنْ شَرِّ مَايَعْرجُ فِيهَا، وَمِنْ شَرِّ مَا ذَرَأَ فيِ اْلأَرْضِ، وَمِنْ شَرِّ مَا يَخْرُجُ مِنْهاَ، وَمِنْ شَرِّ فِتَنِ اللَّيْـلِ وَالنَّهاَرِ، وَمِنْ شَرِّ كُلِّ طاَرِقٍ إِلاَّ طاَرِقاً يَطْرُقُ بِخَيْرٍ ياَرَحْمَنُ.))
247- "Yarattıklarının,yoktan var ettiklerinin şerrinden; gökten inenin ve göğe yükselenin şerrinden, yere ektiğinin ve yerden çıkanın şerrinden, gece ve gündüz fitnelerinin şerrinden, hayırla kapıyı çalanın dışında her kapıyı çalanın şerrinden, iyi ve kötünün onun dışına çıkamayacağı Allah’ın noksansız kelimelerine sığınırım; Ya Rahmân!."
[Ahmed, (3/419) sahih bir isnadla; İbn-i es-Sünnî, (h.637); Abdülkâdir el-Arnavût, sahih demiştir; bkz. thk. Tahâvi (s.133); Mecmau'z-Zevâid, (10/127).]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


(( بِسْمِ اللهِ وَاللهُ أَكْبَرُ  ]اَللَّهُمَّ مِنْكَ وَلَكَ اَللَّهْمَّ تَقَبَّلْ مِنيِّ.))
246- "Allah’ın adıyla.Allah en büyüktür. [Allahım! Bu kurban, senden bana bir lütuf olarak geldi ve senin için kurban edildi] Allahım! Bu kurbanı benden kabul eyle!"
[Müslim, (3/1557); Beyhaki, (9/287)[ ] Parantez içindeki kısım Beyhaki ve diğerlerinin, (9/287); son cümle anlam olarak Müslim rivâyetinden.]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


244- Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:
"Sizden biriniz,(müslüman) kardeşinde veya kendi-sinde veyahut da malında hoşuna giden bir şey gördüğünde, [onun için bereketli olmasını dilesin]. Çünkü nazar, haktır."
[Ahmed, Müsned (4/447); İbn-i Mâce, Mâlik; Elbâni, sahih demiştir; Bkz. Sahihu'l-Câmi (1/212); Bkz.Zâdü'l-Meâd, thk. Abdülkâdir el-Arnavût (4/170).]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


243- Elini vücudundaki ağrıyan yerin üzerine koy ve üç kere:
(( بِسْمِ اللهِ.))
"Allah'ın adıyla" dedikten sonra yedi kere şöyle de:
(( أَعُوذُ بِاللهِ وَقُدْرَتِه مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحاَذِرُ.))
"Bulduğum ve korktuğum (acının) şerrinden, Allah’a ve O’nun kudretine sığınırım."
[Müslim, (4/1728).]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


242- "Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- kendisini sevindiren veya sevinilen bir olayla karşılaştığında Allah Teâlâ’ya şükür için secdeye kapanırdı."
[Nesâi dışında diğer sünen sahipleri. Bkz. Sahih-i İbn-i Mâce (1/233), İrvâu'l-Ğalîl (2/226).]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


(( سُبْحَانَ اللهِ.))
240- "Allah’ı tüm noksanlıklardan tenzih ederim."
[Buhâri, bkz. Fethu'l-Bâri (1/210-414); Müslim, (4/1857).]
(( اَللهُ أَكْبَرُ ))
241- "Allah en büyüktür."
[Buhâri, bkz. Fethu'l-Bâri (4/441); Bkz. Sahih-i Tirmizi (2/103); Ahmed, Müsned (5/218).]



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget