Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Articles by "el-Ezkar"

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10. Eve Girerken Okunacak Duâlar

Evde insan bulunsun veya bulunmasın, içeri girildiği zaman BÎSMİLLÂH demek ve Allah Tealâ'yı çok zikretmek ve selâm vermek müstehabdır; çünkü Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur):

"Evlere girdiğiniz zaman, Allah katından tespit edilmiş bereketli ve çok hoş sağlık dileyişi ile kendinizden olanlara selâm verin (evdeki Mü’minlere yahut evde kimse yoksa: Esselâmu Aleyna, diyerek kendinize selâm verin)."[22]

56Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Enes (radıyallahü anh) demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle dedi:

"Yavrum! Ailenin yanına girince selâm ver; çünkü bu, hem sana, hem de ev halkına bereket olur."[23]

57- Ebû Mâlik el-Eş'arî'den (radıyallahü anh) rivâyet edilmiştir. (Ebû Mâlik'in adı el-Haris'dir. Ubeyde, Kâ'b, Amr olduğu da söylenmiştir.) Ebû Mâlik demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"İnsan evine girdiği zaman şöyle söylesin:

(Allah'ım! Ben, girilen yerin hayırlısını ve çıkılan yerin de hayırlısını Senden isterim. Allah'ın ismiyle girdik ve Allah'ın ismiyle çıktık, Rabbimiz olan Allah'a tevekkül ettik. Sonra ailesine selâm versin. "Esselâmu aleyküm”desin)[24]

58- Ebû Ümame el-Bâhilîden rivâyet edilmiştir. (Bunun adı, Sudeyy b. Aclân'dır.) Demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur.

"Üç kimse vardır ki, bunların hepsi Azız ve Yüce olan Allah'ın teminatı altındadır:

a) Azîz ve Yüce olan Allah yolunda savaş için çıkan bir adam: bu kimse Azîz ve yüce Allah'ın teminatı altındadır, tâ onu öldürüp de cennete koyuncaya yahut da kazandığı sevab ve ganimetle (evine) onu döndürünceye kadar..

b) (Namaz kılmak için) mescide giden bir adam; bu kimse, Allah Tealâ'nın teminatı altındadır, tâ onu öldürüp cennete koyuncaya yahut elde ettiği sevab ve mükâfatla onu eve döndürünceye kadar..

c) Evine" selâm vererek giren bir adam, bu da, noksanlıklardan münezzeh olan Allahü teâlâ'nın himaye ve teminatı altındadır. "[25] Geniş manası ile bu üç kimse, Allah'ın gözetim ve muhafazası altında bulunurlar. Bu ne büyük bir ihsandır!.. Allah'ım, bize bu rızkı ver.

59- Cabir b.Abdullah'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim:

"İnsan evine girerken ve yemek yerken Allahü teâlâ'yı anarsa, şeytan (arkadaşlarına) şöyle der:

(Burada) size gecelemek yok, aş yok... Fakat adam evine girerken Allahü teâlâ'yı anmazsa, Şeytan şöyle der:

(Arkadaşlar), gecelemek imkânına kavuştunuz. Yemeği zamanında Allahü teâlâ'yı anmazsa, Şeytan şöyle der:

Geceleme yerine ve aşa kavuştunuz. "[26]

60- Abdullah b. Amr b. el-As (radıyallahü anhüma) rivâyetinde demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem gündüz evine döndüğü zaman şöyle derdi:

(Beni barındıran ve himaye eden Allah'a hamd olsun. Beni yediren ve içiren Allah'a hamd olsun, bana ihsan eden Allah'a hamd olsun. Ateşten beni korumanı Senden istiyorum)."[27]

61Mâlik'in Muvatta'ından rivâyet edildiğine göre, içinde insan bulunmayan bir eve girildiği zaman şöyle demek müstehabdır:

(Selâm bize ve Allah'ın sâlih kullan üzerine olsun).

١٠- باب ما يقولُ إذا دخلَ بيتَه

يستحبّ أن يقول‏: باسم اللّه، وأن يكثر من ذكر اللّه تعالى، وأن يسلّمَ سواء كان في البيت آدميّ أم لا، لقول اللّه تعالى‏:

{‏فإذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتاً فَسَلِّمُوا على أنْفُسِكُمُ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللّه مُبَارَكَةً طَيِّبَةً‏} ‏النور‏: ‏٦١‏.‏

٥٦- وروينا في كتاب الترمذي عن أنس رضي اللّه عنه قال‏: قال لي رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏يا بُنَيَّ إذَا دَخَلْتَ على أهْلِكَ فَسَلِّمْ تَكُنْ بَرَكَةً عَلَيْكَ وعلى أهْلِ بَيْتِكَ‏"‏

قال الترمذي‏: حديث حسن صحيح‏.‏ (٧١)

٥٧- وروينا في سنن أبي داود عن أبي مالك الأشعري رضي اللّه عنه، واسمه الحارث،

وقيل‏: عبيد،

وقيل‏: كعب،

وقيل‏: عمرو، قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏إذا وَلَجَ الرَّجُلُ بَيْتَهُ فَلْيَقُلِ‏:

اللّهمَّ إِنِّي أسألُكَ خَيْرَ المَوْلِجِ وَخَيْرَ المَخْرَجِ، باسْمِ اللّه وَلجْنا، وباسْمِ اللّه خَرَجْنا، وَعَلى اللّه رَبِّنا تَوَكَّلْنا، ثُمَّ ليُسَلِّمْ على أهْلِهِ‏"‏ (٧٢)

٥٨- وروينا عن أبي أمامة الباهلي، واسمه صدَيُّ بن عَجْلان، عن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

"‏ثَلاَثَةٌ كُلُّهُمْ ضَامِنٌ على اللّه عَزَّ وَجَلَّ‏: رَجُلٌ خَرَجَ غَازِيَاً في سَبِيلِ اللّه عَزَّ وَجَلَّ فَهُوَ ضَامِنٌ على اللّه عَزَّ وجَلَّ حَتَّى يَتَوفَّاهُ فَيُدْخِلَهُ الجَنَّةَ أوْ يَرُدَّهُ بِما نال مِنْ أجْرٍ وَغَنِيمَةٍ، وَرَجُلٌ رَاحَ إلى المَسْجِد فَهُو ضَامِنٌ على اللّه تعالى حتَّى يَتَوَفَّاهُ فَيُدْخلَهُ الجَنَّةَ أَوْ يَرُدَّهُ بما نال من أجْرٍ وَغَنِيمَةٍ، وَرَجُلٌ دَخَلَ بَيْتَهُ بِسلامٍ فَهُوَ ضَامنٌ على اللّه سُبْحانَهُ وتَعَالى‏"‏ حديث حسن رواه أبو داود بإسناد حسن،

ورواه آخرون‏.‏

ومعنى ضامن على اللّه تعالى‏: أي صاحب ضمان، والضمان‏: الرعاية للشيء، كما يقال‏: تَامِرٌ ولاَبنٌ‏: أي صاحب تمر ولبن‏.‏ فمعناه أنه في رعاية اللّه تعالى، وما أجزل هذه العطية‏!‏

اللّهمَّ ارزقناها (٧٣)

٥٩- وروينا عن جابر بن عبد اللّه رضي اللّه عنهما، قال‏: سمعت النبيّ صلى اللّه عليه وسلم يقول‏:

‏"‏إذَا دَخَلَ الرَّجُلُ بَيْتَهُ فَذَكَرَ اللّه تَعالى عِنْدَ دُخُولِهِ وَعِنْدَ طَعامِهِ قالَ الشِّيْطانُ‏: لا مَبِيتَ لَكُمْ وَلا عَشاءَ؛ وَإذا دَخَلَ فَلَمْ يَذْكُرِ اللّه تَعالى عنْدَ دُخُولِه، قالَ الشَّيْطانُ‏: أدْرَكْتُمُ المَبِيتَ؛ وَإذا لَمْ يَذْكُرِ اللّه تَعالى عِنْدَ طَعامِهِ قالَ‏: أدْرَكْتُمُ المَبِيتَ والعَشَاء‏"‏ رواه مسلم في صحيحه‏.‏ (٧٤)

٦٠- وروينا في كتاب ابن السني عن عبد اللّه بن عمرو بن العاص رضي اللّه عنهما، قال‏: كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم إذا رجع من النهار إلى بيته يقول‏:

‏‏"‏الحَمْدُ للّه الَّذي كَفانِي وآوَانِي، والحَمْدُ للّه الَّذي أطْعَمَنِي وَسَقاني، وَالحَمْدُ للّه الَّذي مَنَّ عَليَّ، أسألُكَ أن تُجِيرَني مِنَ النَّار‏"‏ إسناده ضعيف‏.‏

٦١- وروينا في موطأ مالك أنه بلغه أنه يستحبّ إذا دخل بيتاً غير مسكون أن يقول ‏قال‏:‏

‏”‏‏السَّلامُ عَلَيْنا وعلى عِباد اللّه الصَّالِحِين‏"‏ (٧٥)


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Evden Çıkarken Okunacak Duâlar

53- (Adı Hind olan müminlerin annesi) Ümmü Seleme'den (radıyallahü anha) rivâyet edilmiştir:

"Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem evinden çıktığı zaman şöyle derdi:

(Allah'ın ismiyle (çıkarım), Allah'a tevekkül ettim. Allah'ım sığınırım Sana, hakdan sapmamdan yahut saptırılmamdan, ayağımın kaymasından yahut kaydırılmasından, zulmetmemden yahut zulmedilmemden, bilmememden yahut bana bilgisizlik isnad edilmekten."[19]

Ebû Dâvud'un rivâyetinde, (Ümmü Seleme radıyallahü anha'dan Hadîsi şerifin başı şöyle) nakledilir:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem benim evimden her çıkışında, gözünü göğe doğru kaldırıp duâ ederdi: Allah'ım, ben Sana sığınırım...." Başkasının rivâyetinde de:

“Evinden çıktığı zaman şu duâyı edirdi...." şeklinde başlayarak anlatılan duâyı yapardı. En doğrusunu Allah bilir.

54Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Kim evinden çıktığı zaman:

(Allah'a tevekkül edip Allah'ın ismiyle çıkarım. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah'ın kuvvet ve kudreti iledir), derse; (Melek tarafından) ona şöyle söylenir: Her kederden emin kılındın, muhafaza altına alındın ve doğru yola iletildin. Ayrıca şeytanlar ondan uzaklaşır."[20]

Ebû Dâvud da rivâyetinde şunu ilâve etmiştir:

“Bir şeytan diğer şeytana der ki: Hidâyete iletilen, her kederden emin kılınan ve muhafaza altına alman bir adamla nasıl uğraşacaksın (onu nasıl kaydıracaksın)?"

55Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki peygamber sallallahü aleyhi ve sellem evinden çıktığı zaman şöyle buyururdu:

(Allah'ın ismiyle (çıkıyorum), tevekkül Allah'adır. İbâdete güç yetirmek ve günahlardan korunmak ancak Allah'ın kudret ve kuvveti iledir"[21]

٩- باب ما يقول حال خروجِهِ من بيتِه

٥٣- روينا عن أُمِّ سلمة رضي اللّه عنها، واسمها هند‏: ‏أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان إذا خرج من بيته قال‏:

‏"‏باسْمِ اللّه تَوَكَّلْتُ على اللّه،

اللّهمَّ إني أَعُوذُ بِكَ أنْ أضِلَّ أَوْ أُضَلَّ، أوْ أزِلَّ أَوْ أُزَلَّ، أَوْ أظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ، أوْ أجْهَلَ أَوْ يُجْهَلَ عليَّ‏"‏ حديث صحيح رواه أبو داود والترمذي والنسائي وابن ماجه‏.‏

قال الترمذي‏: حديث صحيح‏.‏ هكذا في رواية أبي داود

‏"‏أنْ أضِلَّ أَوْ أُضَلَّ، أَوْ أزِلَّ أَوْ أُزَلَّ‏"‏ وكذا الباقي بلفظ التوحيد‏.‏

وفي رواية الترمذي

"‏أعُوذُ بِكَ مِنْ أنْ نَزِلّ‏"‏ وكذَلِكَ نَضِلَّ ونَظْلِمَ ونَجْهَلَ، بلفظ الجمع‏.‏

وفي رواية أبي داود‏: ما خرج رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم من بيتي إلا رفع طرفه إلى السماء

فقال‏:

"‏اللّهمَّ إني أعُوذُ بِكَ‏"‏‏.‏

وفي رواية غيره‏: كان إذا خرج من بيته قال‏.‏ كما ذكرناه‏.‏ واللّه أعلم‏.‏ (٦٨)

٥٤- وروينا في سنن أبي داود والترمذي والنسائي وغيرهم، عن أنس رضي اللّه عنه قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏‏"‏مَنْ قالَ ـ يعني إذا خرج من بيته ـ باسْمِ اللّه، تَوَكَّلْتُ على اللّه، وَلاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ باللّه، يُقالُ لَهُ‏: كُفِيتَ وَوُقِيتَ وَهُدِيتَ، وتَنَحَّى عَنْهُ الشَّيْطانُ‏"‏

قال الترمذي‏: حديث حسن‏.‏ زاد أبو داود في روايته ‏"‏فيقول ـ يعني الشيطان لشيطان آخر ـ كَيْفَ لَكَ بِرَجُلٍ قَدْ هُدِيَ وكُفِيَ وَوُقِيَ‏؟‏‏"‏ (٦٩) الترمذي‏ (‏٣٤٢٢‏) ‏وقال‏: حسن غريب لا نعرفه إلا من هذا الوجه، وأبو داود‏ (‏٥٠٩٥‏)‏، وقال الحافظ ابن حجر‏: رجاله رجال الصحيح‏.‏‏))

٥٥- وروينا في كتابي ابن ماجه وابن السني عن أبي هريرة رضي اللّه عنه‏: أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان إذا خرج من منزله قال‏:

‏"‏بِسْمِ اللّه، التُّكْلانُ على اللّه، لا حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إِلاَّ باللّه‏ (٧٠) ) ‏ابن ماجه‏ (‏٣٨٨٥‏)‏، وابن السني‏ (‏١٧٦‏)‏، وهو حديث حسن لشواهده‏))


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Yıkanmak, Uyumak Yahut Bunlara Benzer İşler İçin Elbisesini Çıkaran Kimsenin Okuyacağı Duâlar

52Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman kişinin elbisesini çıkarmak istediği zaman, Cinlerin gözleri arasında ve insanoğullannın avretleri arasında engel olan perde, şöyle demesidir.

Bismillâhillezî lâ ilâhe illâ hû

(Kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan Allah'ın ismi ile (elbisemi çıkarmaya) başlarım."[18]

٨- باب ما يقولُ إذا خلعَ ثوبَه لغُسْلٍ أو نومٍ أو نحوهِمَا

٥٢- روينا في كتاب ابن السني، عن أنس رضي اللّه عنه قال‏: ‏قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

"‏سِتْرُ ما بَيْنَ أَعْيُنِ الجِنّ وَعَوْرَاتِ بَنِي آدَمَ أنْ يَقُولَ الرَّجُلُ المُسْلِمُ إذَا أرَاد أنْ يَطْرَحَ ثِيابَهُ‏: بِسْمِ اللّه الذي لا إِلهَ إلاَّ هُوَ‏"‏‏.‏ (٦٧)


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7. Elbise ve Ayakkabı Giyme ve Çıkarma Şekilleri

Elbise, ayakkabı, don ve benzerleri olan giysileri giymekte sağ kollardan ve sağ paçalardan işe başlamak ve önce solu, sonra sağı çıkarmak müstahabdır. Göze sürme çekmek, misvak (özel dış fırçası) kullanmak, tırnakları kesmek, bıyıkları kısaltmak, koltuk altını yolmak, başı traş etmek, namazdan çıkışta selâm vermek, mescide girmek, helâdan çıkmak, abdest almak, gusletmek, yemek-içmek, musafaha etmek, Hacer-i Esved'e el sürmek, bir insandan bir şey almak ve ona vermek ve bunlara benzer işleri yapmak da sağ (el veya ayak) ile olur. Bu işlerin zıddı da sol ile yapılır.

48Hazret-i Âişe'nin (radıyallahü anha) şöyle dediği rivâyet edilmiştir:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in bütün işlerinde -temizlenmesinde ve taranmasında- sağ ile iş yapmak onun hoşuna giderdi:"[14]

49Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) Sahîh bir isnadla rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in sağ eli, temiz işleri ve yemeği içindi. Sol eli de, istincası (tuvalet temizliği) ve bedene eziyet veren (sümkürmek gibi) şeyler içindi."[15]

50- Hazreti Hafsa'dan (radıyallahü anha) rivâyet edilmiştir ki:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, sağ elini yemesi, içmesi ve giyinmesi için kullanırdı: sol elini de bunlardan başka şeyler için kullanırdı."[16]

51Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Elbise giydiğiniz zaman, abdest aldığınız zaman sağlarınızla işe başlayınız."[17] Bu konuda çok hadisler vardır; En doğrusunu Allah (celle celalühü) bilir.

٧- باب كيفيّة لباسِ الثوبِ والنعلِ وخَلْعِهما

يُستحبّ أن يبتدىء في لبس الثوب والنعل والسراويل وشبهها باليمين منن كُمّيه (٦١) ‏ورجلي السراويل، ويخلع الأيسر ثم الأيمن، وكذلك الاكتحال، والسواك، وتقليم الأظفار، وقصّ الشارب، ونتف الإِبط، وحلق الرأس، والسلام من الصلاة، ودخول المسجد، والخروج من الخلاء، والوضوء، والغسل، والأكل، والشرب، والمصافحة، واستلام الحجر الأسود، وأخذ الحاجة من إنسان ودفعها إليه، وما أشبه هذا، فكله (٦٢) ‏يفعله باليمين، وضدّه باليسار‏.‏

٤٨- روينا في صحيحي البخاري وأبي الحسين مسلم بن الحجاج بن مسلم القشيري النيسابوري، عن عائشة رضي اللّه عنها قالت‏:

كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم يُعجبه التيمّن في شأنه كله، في طهوره وترجُّلِه وتنعّلِه (٦٣)

٤٩- وروينا في سنن أبي داود وغيره بالإِسناد الصحيح، عن عائشة قالت‏:

كانت يدُ رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم اليمنى لطهوره وطعامه، وكانت اليسرى لخلائه وما كان من أذى‏.‏ (٦٤)

٥٠- وروينا في سنن أبي داود وسنن البيهقي، عن حفصة رضي اللّه عنها‏:

أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم كان يجعلُ يمينَه لطعامه وشرابه وثيابه، ويجعلُ يَسَارَه لما سوى ذلك‏.‏ (٦٥)

٥١- وروينا عن أبي هريرة رضي اللّه عنه، عن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال‏:  ‏"‏إذَا لَبِسْتُمْ وَإذَا تَوَضَّأْتُمْ فابْدَؤوا بِمَيَامِنِكُم‏"‏ حديث حسن رواه أبو داود والترمذي، وأبو عبد اللّه محمد بن زيد هو ابن ماجه، وأبو بكر أحمد بن الحسين البيهقي، وفي الباب أحاديث كثيرة، واللّه أعلم‏.‏ (٦٦)


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Arkadaşının Üzerinde Yeni Bir Elbise Gören Kimsenin Okuyacağı Duâlar

46- Ümmü Halid'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir.

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e elbiseler getirildi. Bunların içinde ipekten veya yünden yapılmış nakışlı siyah bir giysi vardı. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

- Bu giysiyi giydireceğimiz hangi hanımı (uygun) görüyorsunuz? (Cevab vermeyip orada bulunan) insanlar sustular. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

- Beni Halid'in annesine (Ümmü Halid'e) götürün, Sonra Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bana getirildi ve o giysiyi eli ile bana giydirdi ve iki defa: EBLÎ VE AHLİKÎ (Eskit ve yıprat) buyurdu. "[12]

47İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Hazreti Ömer'in (radıyallahü anh) üzerinde bir elbise gördü ve şöyle buyurdu:

- Bu elbise yeni midir, yoksa yıkanmış mıdır? Hazreti Ömer cevab verdi:

- Yıkanmıştır. Bunun üzerine Hazreti Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem.):

(Yeni olarak giy, hamdederek yaşa ve mutlu şehîd olarak öl) dedi."[13]

٦- باب ما يقولُ لصاحبه إذا رأى عليه ثوباً جديداً

٤٦- روينا في صحيح البخاري، عن أُمّ خالد رضي اللّه عنها قالت‏: أُتي رسولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم بثياب فيها خميصةٌ سوداءُ، قال‏:

‏"‏مَنْ تَرَوْنَ نَكْسُوها هَذِهِ الخَمِيصَةَ‏؟‏ فأسكتَ القومُ،

فقال‏: ائتوني بأُمّ خالِدٍ، فأُتي بي النبيَّ صلى اللّه عليه وسلم فألبسنيها بيده، وقال‏: أبْلِي وأخْلِقِي، مرّتين‏"‏‏.‏ (٥٩)

٤٧- وروينا في كتابي ابن ماجه وابن السني، عن ابن عمرَ رضي اللّه عنهما‏: أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم رأى على عمر رضي اللّه عنه ثوباً

فقال‏:

‏"‏أجَدِيدٌ هَذَا أمْ غَسِيلٌ‏؟‏

فقال‏: بل غسيل،

فقال‏: اِلْبَسْ جَدِيداً، وَعِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيداً سَعِيداً‏ "‏ (٦٠) ) ‏ابن ماجه‏ (‏٣٥٥٨‏)‏، وابن السني‏ (‏٢٦٩‏) ‏من طريق النسائي، وهو عند الإمام أحمد في المسند ٢/٨٩ وعند النسائي‏ (‏٣١١‏) ‏في ‏ ‏اليوم والليلة‏ ‏‏.‏ وإسناد حسن غريب؛ كما ذكر ذلك الحافظ ابن حجر في تخريجه‏) )


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Yeni Bir Elbise, Ayakkabı Ve Benzeri Bir Şey Giyen Kimsenin Okuyacağı Duâlar

(Bundan önceki kaydettiğimiz Duâları söylemek müstehabdır)

44- Ebû Said el-Hûdrî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre; şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, yeni bir elbise edindiği zaman, sarık olsun, gömlek olsun, hırka olsun, onun cinsini adlandırır (bu yün hırkadır yahut bu keten sarıktır, bu pamuk gömlektir, der) sonra şöyle buyururdu:

(Allah'ım hamd Sana mahustur, Sen bunu bana giydirdin, bunun hayrım ve kendisinde yapılan hayri Senden isterim. Bunun şerrinden (vereceği gurur ve kibirden) ve onunla yapılacak kötülükten de Sana sığınırım)"[10]

45Hazreti Ömer'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den işittim:

"Kim yeni bir elbise giyer de:

(O Allah'a hamd olsun ki, avretimi ve hayatımda kendisi ile güzelleşeceğim elbiseyi bana giydirdi) derse, sonra da eskitmiş olduğu elbiseyi niyetlenerek onu sadaka olarak verirse, hem hayatta, hem ölü iken o kimse Azîz ve yüce Allah'ın yolunda bulunur, himayesinde ve yolunda olur."[11]

٥- باب ما يقولُ إذا لبسَ ثوباً جديداً أو نعلاً وما أشبهه

يُستحبُّ أن يقول عند لباسه ما قدّمناه في الباب قبله‏.‏

٤٤- وروينا عن أبي سعيد الخدري رضي اللّه عنه قال‏: كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم إذا استجدّ ثوباً سمَّاه باسمه عمامة أو قميصاً أو رداء ثم يقول‏:

‏"‏اللّهمَّ لَكَ الحَمْدُ أنْتَ كَسَوْتِنِيهِ، أسألُكَ خَيْرَهُ وَخَيْرَ ما صُنِعَ لَهُ، وأعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهِ وَشَرّ ما صُنِعَ لَهُ‏"‏ حديث صحيح (٥٧)

٤٥- وروينا في كتاب الترمذي، عن عمر رضي اللّه عنه قال‏: سمعتُ رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم يقول‏:

‏"‏مَنْ لَبِسَ ثَوْباً جَدِيداً

فَقَالَ‏: الحَمْدُ للّه الَّذِي كَساني ما أُوَاري بِهِ عَوْرَتي وَأَتَجَمَّلُ بِهِ في حياتي، ثُمَّ عَمَدَ إلى الثَّوْب الَّذِي أَخْلَقَ فَتَصَدَّقَ بِهِ، كانَ في حِفْظِ اللّه، وفي كَنَفِ اللّه عَزَّ وَجَلَّ، وفِي سَتْرِ اللّه حَيّاً وَمَيِّتاً ‏" (٥٨) ) ‏الترمذي‏ (‏٣٥٥٥‏) ‏وقال‏: هذا حديث غريب‏.‏ وقال المنذري في الترغيب والترهيب ٣/٩٣‏: رواه الترمذي، واللفظ له، وقال‏: حديث غريب‏.‏ وابن ماجه والحاكم كلهم من رواية إصبغ عن أبي العلاء‏.‏ وأبو العلاء مجهول وإصبغ مختلف في توثيقه‏) )


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Elbise Giyilirken Okunacak duâlar

Elbise giyerken "Bismillah'' demek müstehab olduğu gibi, bütün (hayırlı) işlerde de besmele getirmek müstehabdır.

42- Ebû Sa'îd el-Hûdrî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir gömlek, bir hırka (cübbe) yahut bir sarık gibi bir elbise giydiği zaman şöyle duâ ederdi:

(Allah'ım! Bu elbisenin hayırını ve içinde yapılan şeyin hayırlı olanını Senden isterim; ve bunun (verebileceği gurur-kibir gibi) kötülüğünden ve altında yapılan Günahın şerrinden Sana sığınırım)''[8]

43- Muaz b.Enesden (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Kim yeni bir elbise giyer de:

(O Allah'a hamd olsun ki, benden bir kudret ve kuvvet olmaksızın bu elbiseyi bana giydirdi ve bunu bana rızık olarak verdi) derse, Allah onun geçmiş günahlarını (kul hakkına ait olmayan küçük günahlarını) bağışlar."[9]

٤- باب ما يَقُول إذا لبسَ ثوبَه

يُستحبُّ أن يقول‏: بسْمِ اللّه‏.‏ وكذلك تُستحبّ التسمية في جميع الأعمال‏.‏

٤٢- وروينا في كتاب ابن السني عن أبي سعيد الخدريّ رضي اللّه عنه، واسمه سعد بن مالك بن سنان‏: أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان إذا لبس ثوباً سمَّاهُ قميصاً أو رداء أو عمامة يقول‏:

‏اللّهمَّ إني أسألُكَ منْ خَيْرِهِ وَخَيْر ما هُوَلَهُ، وأعُوذُ بِكَ مِنْ شَرّهِ وَشَرّ ما هُوَ لَه‏"‏‏.‏ (٥٥)

٤٣- وروينا فيه، عن معاذ بن أنس رضي اللّه عنه‏: أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

‏"‏مَنْ لَبِسَ ثَوْباً

فَقالَ‏: الحَمْدُ للّه الذي كَساني هَذَا الثَّوْبَ وَرَزَقنيهِ مِنْ غَيْرِ حَوْلٍ مِنِّي وَ لا قُوَّة، غَفَرَ اللّه لَهُ ما تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ‏" (٥٦) ) ‏ابن السني‏ (‏٢٧٢‏)‏، وقال الحافظ ابن حجر‏: إسناد الحديث حسن‏.‏‏)


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Uykudan Uyanınca Okunacak Duâlar

35- Muhaddis iki İmâm Buhârî ve Müslim'in Sahîh'lerinde, (Allah kendilerinden razı olsun) bize rivâyet edildiğine göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz uyuduğu zaman, Şeytan onun ensesinde üç düğüm bağlar, her düpümü yerinde sağlamlaştırarak der ki, gecen uzun olsun, uyu... Eğer insan uyanır da (Hangi zikirle olursa olsun) Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür. Eğer abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Eğer namaz kılarsa, bütün düğümleri çözülür ve gönlü hoş neş'eli olarak sabahlar. Böyle (uyanınca zikir, abdest, namaz) yapmazsa, gönlü berbat, sıkıntılı ve tenbel olarak sabahlar."[1]

36- Huzeyfe b. Yeman'dan (radıyallahü anh) ve Ebû Zerr'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine şöyle demişlerdir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, yatağına girdiği zaman:

(Allah'ımı Senin adınla dirilirim ve ölürüm) derdi. Uyandığı zaman da:

(Bizi öldürdükten sonra) bizi dirilten Allah'a hamd olsun; (Kıyâmette) dirildikten sonra varış O'nadır) derdi,,[2]

37Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

"Sizden biriniz uykudan uyanınca şöyle desin:

(Hamd, O Allah'a olsun ki, ruhumu bana iade etti, bedenimde bana afiyet verdi ve kendisini zikretmek için bana izin verdi)"[3]

38Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir:

"(Allah (celle celalühü), Hangi kulun ruhunu geri verir (onu sâlimen uykudan uyandırır) de, o vakit (kul) şunları söylerse, günahları deniz köpüğü kadar olsa bile Allahü teâlâ onun günahlarını bağışlar:

Allah'dan başka İlâh yoktur, yalnız O vardır. O'nun ortağı yoktur. O'nundur mülk ve O'nundur hamd, O her şeye kadîrdir."[4]

39Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) bize rivâyet edildiğine göre Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Hangi bir adam uykusundan uyanır da:

(Uyku ve uyanıklığı yaratan Allah'a hamd olsun. Beni selâmet içinde ve dimdik uyandıran Allah'a hamd olsun. Allah'ın ölüleri dirilteceğine ve her şeye muktedir olduğuna şahitlik ederim.) derse; Allahü teâlâ: Kulum doğru söyledi, der."[5]

40Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre, o şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem gece uykudan uyanınca on defa tekbir getirirdi (Allâhü Ekber - Allah en büyüktür, derdi, on defa hamd ederdi (Elhamdü liliâh - Hamd Allah'a mahsustur, derdi), on defa (Sübhânellahi ve bihamdihî- Allah'a hamd ederek O'nu noksanlıklardan tenzih ederim), on defa (Sübhânelkuddûsi - Yüce Allah noksanlıklardan münezzehtir), derdi. On defa istiğfar ederdi (Estağfirullâh - Allahdan mağfiret dilerim, derdi). On defa Tehlîl getirirdi (Lâ ilâhe illallah - Allah'dan başka İlâh yoktur, derdi). Sonra on defa şöyle buyururdu: Allahümme innî eûzü bike min dîkı 'd-dünyâ ve dîkı yevmi’l-kıyâmeti - Allah'ım! Dünyanın darlığından ve Kıyâmet gününün darlığından sana sığınının), derdi. Sonra namaza başlardı."[6]

41- Yine Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre, o şöyle demişti:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, geceden uyandığı zaman şöyle derdi:

(Senden başka İlâh yoktur, Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Allah'ım, Günahım için senden mağfiret dilerim ve Senden rahmetini isterim. Allah'ım bana ilim ziyâde et ve bana hidâyet verdikten sonra kalbimi kaydırma. Yüce katından bana rahmet ihsan et. Muhakkak ki sen, çok bağış yapansın)"[7]

٣- باب ما يقولُ إذا استيقظَ مِن مَنامه

٣٥- وروينا في صحيحي إمَامَي المحدِّثين أبي عبد اللّه محمد بن إسماعيل بن إبراهيم بن المغيرة البخاري، وأبي الحسين مسلم بن الحجاج بن مسلم القُشيري رضي اللّه عنهما، عن أبي هريرة رضي اللّه عنه، أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

‏"‏يَعْقِدُ الشَّيْطانُ على قافِيةِ رأسِ أحَدِكُم إذا هُوَ نَامَ ثَلاثَ عُقَدٍ، يَضْرِبُ على كُلّ عُقْدَةٍ مَكانَها‏: عَلَيْكَ لَيْلٌ طَويلٌ فارْقُدْ، فإنِ اسْتَيْقَظَ وَذَكَرَ اللّه تعالى انْحَلَّت عُقْدَةٌ، فإن تَوْضأ انْحَلَّتْ عُقْدَةٌ، فإنْ صَلَّى انْحَلَّتْ عُقَدُهُ كُلُّها فأصْبَحَ نَشِيطاً طيب النَّفْسِ، وإلاَّ أَصْبحَ خَبِيثَ النَّفْسِ كَسْلانَ‏"‏

هذا لفظ رواية البخاري، ورواية مسلم بمعناه، وقافية الرأس‏: آخره‏.‏ (٤٨)

٣٦- وروينا في صحيح البخاري، عن حذيفةَ بن اليمان رضي اللّه عنهما، وعن أبي ذر رضي اللّه عنه قالا‏: كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم إذا أوى إلى فراشه قال‏:

"‏باسْمِكَ اللّهمَ أَحْيا وأمُوتُ؛ وإذَا اسْتَيْقَظَ قالَ‏: الحَمْدُ للّه الَّذي أحْيانا بَعْدَما أماتَنا وإلَيْهِ النشُورُ‏"‏‏.‏‏ (٤٩)

٣٧- وروينا في كتاب ابن السنني بإسناد صحيح عن أبي هريرة رضي اللّه عنه عن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

‏‏"‏إذَا اسْتَيْقَظَ أَحَدُكُمْ فَلْيَقُلْ‏: الحَمْدُ للّه الَّذي رَدَّ عَلَيّ رُوحِي، وَعافانِي في جَسَدِي، وأذِن لي بذِكْرِهِ‏"‏‏.‏‏ (٥٠)

٣٨- وروينا فيه عن عائشة رضي اللّه عنها عن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

‏"‏ما منْ عَبْدٍ يَقُولُ عِنْدَ رَدّ اللّه تَعالى رُوحَهُ‏: لا إلهَ إلاَّ اللّه وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، لَهُ المُلْكُ وَلَهُ الحَمْدُ وَهُوَ على كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، إلاَّ غَفَرَ اللّه تَعالى لَهُ ذُنُوبَهُ وَلَوْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ البَحْرِ‏"‏‏.‏ (٥١)

٣٩- وروينا فيه عن أبي هريرة رضي اللّه عنه قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏ما من رَجُلٍ يَنْتَبِهُ منْ نَوْمِهِ فَيَقُولُ‏: الحَمْدُ للّه الَّذي خَلَقَ النَّوْمَ واليَقَظَةَ، الحَمْدُ للّه الَّذي بَعَثَنِي سالِماً سَوِيّاً، أشْهَدُ أَنَّ اللّه يُحْيِي المَوْتى وَهُوَ على كُلّ شَيْءٍ قَدِير‏.‏ إلاَّ قال اللّه تعالى‏: صَدَقَ عَبْدِي‏"‏‏.‏ (٥٢)

٤٠- وروينا في سنن أبي داود عن عائشة رضي اللّه عنها قالت‏:

كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم إذا هَبَّ منَ اللَّيْلِ كَبَّرَ عَشْراً، وحَمِدَ عَشْراً، وقَالَ سُبْحان اللّه وبِحَمْدِهِ عَشْراً، وقَالَ سُبْحانَ المَلِكِ القُدُوس عَشْراً، وَاسْتَغْفَرَ عَشْراً، وَهَلَّل عَشْراً، ثُمَّ قالَ‏:

اللّهمَّ إِني أعُوذُ بِكَ مِنْ ضِيقِ الدُّنيا وضِيقِ يَوْمِ القِيامَة عَشْراً ثُمَّ يَفْتَتِحُ الصَّلاة‏.‏ وقولها هبَّ‏: أي استيقظ‏.‏‏ (٥٣)

٤١- وروينا في سنن أبي داود أيضاً عن عائشة أيضاً‏: أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم كان إذا استيقظ من الليل قال‏:

‏"‏لا إِلهَ إلاَّ أَنْتَ سُبْحانَكَ

اللّهمَّ وبحمدِكَ، أسْتَغْفِرُكَ لِذَنْبيِ، وأسألُكَ رَحْمَتَكَ،

اللّهمَّ زِدْنِي عِلْماً، وَلا تُزِغْ قَلْبِي بَعْدَ إذْ هَدَيْتني، وَهَبْ لِي مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةً، إنَّكَ أَنْتَ الوَهَّابُ‏"‏‏.‏ (٥٤)


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget