Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

03/25/21

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 109- Şüf’a (Önalım) Hakkı ve Hükümleri

4719- Ebu Rafi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Satılan gayri menkul malı alma hakkı öncelikle komşuya aittir.) (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)

4720- Amr b. Şerid (radıyallahü anh) babasından naklederek şöyle diyor. Bir adam Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e:

(Ey Allah'ın Rasûlü! aramızda komşuluktan başka hiç kimsenin ortaklığı yoktur) (o mülkü satmak istediğimizde ne yapmalıyız?) Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Satılan malı alma hakkı önce komşunundur.) (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)

4721- Ebu Seleme (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Taksim edilemeyen tüm gayrimenkul mallarda Şüf’a hakkı vardır. Taksim edilip sınırları belli olur yolları da ayrılırsa Şüf’a hakkı kalkar.) (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)

4722- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Şüf’a hakkı ve komşuluk hakkı olduğuna dair hükmetti.) (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)

١٠٩ - باب ذِكْرِ الشُّفْعَةِ وَأَحْكَامِهَا

٤٧١٩ - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مَيْسَرَةَ، عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ، عَنْ أَبِي رَافِعٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الْجَارُ أَحَقُّ بِسَقَبِهِ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٢٠ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ، قَالَ حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْمُعَلِّمُ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَجُلاً، قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرْضِي لَيْسَ لأَحَدٍ فِيهَا شَرِكَةٌ وَلاَ قِسْمَةٌ إِلاَّ الْجُوَارَ ‏.‏ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الْجَارُ أَحَقُّ بِسَقَبِهِ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٢١ - أَخْبَرَنَا هِلاَلُ بْنُ بِشْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ الشُّفْعَةُ فِي كُلِّ مَالٍ لَمْ يُقْسَمْ فَإِذَا وَقَعَتِ الْحُدُودُ وَعُرِفَتِ الطُّرُقُ فَلاَ شُفْعَةَ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٢٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ أَبِي رِزْمَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى، عَنْ حُسَيْنٍ، - وَهُوَ ابْنُ وَاقِدٍ - عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِالشُّفْعَةِ وَالْجِوَارِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 108- Meskenlerde Ortak Olanlar Hisselerini Kime Satmalı?

4718- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), taksim edilmesi mümkün olmayan ev ve arazilerde Şüf’a hakkı olduğuna hükmetti. Ortaklardan biri, kendi hissesini ortağına teklif etmeden satamaz, ortağı dilerse alır dilerse almaz, ona teklif etmeden başkasına satmışsa o satış geçersizdir alma hakkı ortağına aittir. (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 32)

١٠٨ - باب الشَّرِكَةِ فِي الرِّبَاعِ

٤٧١٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ قَضَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم بِالشُّفْعَةِ فِي كُلِّ شَرِكَةٍ لَمْ تُقْسَمْ رَبْعَةٍ وَحَائِطٍ لاَ يَحِلُّ لَهُ أَنْ يَبِيعَهُ حَتَّى يُؤْذِنَ شَرِيكَهُ فَإِنْ شَاءَ أَخَذَ وَإِنْ شَاءَ تَرَكَ وَإِنْ بَاعَ وَلَمْ يُؤْذِنْهُ فَهُوَ أَحَقُّ بِهِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 107- Hurmalıkta Ortak Olanlar Nasıl Satarlar?

4717- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Herhangi birinizin ortak olarak bir arazisi ve hurmalığı varsa, ortağına teklif etmeden hissesini bir başkasına satmasın.) (Müslim, Müsakat: 28; Tirmizî, Ahkam: 31)

١٠٧ - باب الشَّرِكَةِ فِي النَّخِيلِ

٤٧١٧ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أَيُّكُمْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ أَوْ نَخْلٌ فَلاَ يَبِعْهَا حَتَّى يَعْرِضَهَا عَلَى شَرِيكِهِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 106- Köle ve Cariye Ortak Olursa Ne Yapmalı?

4716- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Bir kimse ortağı olduğu bir kölede kendi hissesini azâd ederse, ve diğer hisseleri alacak kadar da malı varsa, diğer ortakların hissesini de vererek köleyi tamamen azâd etmesi gerekir.) (Buhârî, Itk: 4; Tirmizî, Ahkam: 14)

١٠٦ - باب الشَّرِكَةِ فِي الرَّقِيقِ

٤٧١٦ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، - وَهُوَ ابْنُ زُرَيْعٍ - قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَنْ أَعْتَقَ شِرْكًا لَهُ فِي مَمْلُوكٍ وَكَانَ لَهُ مِنَ الْمَالِ مَا يَبْلُغُ ثَمَنَهُ بِقِيمَةِ الْعَبْدِ فَهُوَ عَتِيقٌ مِنْ مَالِهِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 105- Bir Kölede Birkaç Ortak Olur Mu?

4714- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bedir savaşında Ben, Ammar ve Said alacağımız esirlerle ortak olmayı kararlaştırdık. Said iki esir getirdi. Ben ve Ammar ise bir şey getirememiştik. (İbn Mâce, Ticarat: 63; Ebû Dâvûd, Büyü’: 30)

4715- Sâlim (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Bir kimse ortağı olduğu bir kölede kendi hissesini azâd ederse, ve diğer hisseleri alacak kadar da malı varsa, diğer ortakların hissesini de vererek köleyi tamamen azâd etmesi gerekir.) (Buhârî, Itk: 4; Tirmizî, Ahkam: 14)

١٠٥ - باب الشَّرِكَةِ بِغَيْرِ مَالٍ

٤٧١٤ - أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ سُفْيَانَ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ اشْتَرَكْتُ أَنَا وَعَمَّارٌ، وَسَعْدٌ، يَوْمَ بَدْرٍ فَجَاءَ سَعْدٌ بِأَسِيرَيْنِ وَلَمْ أَجِئْ أَنَا وَعَمَّارٌ بِشَىْءٍ ‏.‏

٤٧١٥ - أَخْبَرَنَا نُوحُ بْنُ حَبِيبٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَالِمٍ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ أَعْتَقَ شِرْكًا لَهُ فِي عَبْدٍ أُتِمَّ مَا بَقِيَ فِي مَالِهِ إِنْ كَانَ لَهُ مَالٌ يَبْلُغُ ثَمَنَ الْعَبْدِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 104- Borçluya İyi Muamele Etmek ve Onu Sıkıştırmamak

4711- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bir adam vardı hiç hayır işlemez fakat insanlara borç verirdi. Alacağını toplamak üzere gönderdiği adamına da varlıklı olan kimseden al darda olan kimseden alma ola ki Allah ta bizim günahlarımızı bağışlar.) Adam ölünce Allah o kimseye:

(Hiç hayırlı amel yaptın mı?) buyurdu. Adam da:

(Hayır fakat insanlara borç verirdim, onlardan alacağımı tahsil için gönderdiğim kimseye de verebilenden al durumu iyi olmayandan alma vazgeç ola ki Allah bizim günahlarımızı da bağışlar) derdim. Bunun üzerine Allah o kimseye:

(Günahlarını bağışladım) buyurdu. (Buhârî, Büyü’: 18; Müslim, Mûsâkat: 6)

4712- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(İnsanlara borç veren bir adam vardı. Borçlusunun darda kaldığını öğrenince borcunu tahsil etmek için gönderdiği adamına ondan borcu isteme ola ki Allah’ta bizim günahlarımızdan vazgeçer derdi. vefat edip Allah’ın huzuruna vardığında Allah o kimsenin günahlarından vazgeçti.) (Buhârî, Büyü’: 18; Müslim, Mûsâkat: 6)

4713- Osman b. Affan (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Alırken ve satarken, borcunu öderken, alacağını isterken kolaylık gösterip iyi davrananı Allah Cennetine koyar.) (İbn Mâce, Ticarat: 28)

١٠٤ - باب حُسْنِ الْمُعَامَلَةِ وَالرِّفْقِ فِي الْمُطَالَبَةِ

٤٧١١ - أَخْبَرَنَا عِيسَى بْنُ حَمَّادٍ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ إِنَّ رَجُلاً لَمْ يَعْمَلْ خَيْرًا قَطُّ وَكَانَ يُدَايِنُ النَّاسَ فَيَقُولُ لِرَسُولِهِ خُذْ مَا تَيَسَّرَ وَاتْرُكْ مَا عَسُرَ وَتَجَاوَزْ لَعَلَّ اللَّهَ تَعَالَى أَنْ يَتَجَاوَزَ عَنَّا فَلَمَّا هَلَكَ قَالَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لَهُ هَلْ عَمِلْتَ خَيْرًا قَطُّ قَالَ لاَ إِلاَّ أَنَّهُ كَانَ لِي غُلاَمٌ وَكُنْتُ أُدَايِنُ النَّاسَ فَإِذَا بَعَثْتُهُ لِيَتَقَاضَى قُلْتُ لَهُ خُذْ مَا تَيَسَّرَ وَاتْرُكْ مَا عَسُرَ وَتَجَاوَزْ لَعَلَّ اللَّهَ يَتَجَاوَزُ عَنَّا ‏.‏ قَالَ اللَّهُ تَعَالَى قَدْ تَجَاوَزْتُ عَنْكَ ‏)‏ ‏.‏

٤٧١٢ - أَخْبَرَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، قَالَ حَدَّثَنَا الزُّبَيْدِيُّ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ، يَقُولُ إِنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ كَانَ رَجُلٌ يُدَايِنُ النَّاسَ وَكَانَ إِذَا رَأَى إِعْسَارَ الْمُعْسِرِ قَالَ لِفَتَاهُ تَجَاوَزْ عَنْهُ لَعَلَّ اللَّهَ تَعَالَى يَتَجَاوَزُ عَنَّا ‏.‏ فَلَقِيَ اللَّهَ فَتَجَاوَزَ عَنْهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧١٣ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ ابْنِ عُلَيَّةَ، عَنْ يُونُسَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ فَرُّوخَ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَفَّانَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ أَدْخَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ رَجُلاً كَانَ سَهْلاً مُشْتَرِيًا وَبَائِعًا وَقَاضِيًا وَمُقْتَضِيًا الْجَنَّةَ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 103- Borcu Güzellikle Ödemeye Teşvik

4710- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hayırlınız borcunu güzellikle ödeyeninizdir.) (Tirmizî, Büyü’: 75; Ebû Dâvûd, Büyü’: 11)

١٠٣ - باب التَّرْغِيبِ فِي حُسْنِ الْقَضَاءِ

٤٧١٠ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ وَكِيعٍ، قَالَ حَدَّثَنِي عَلِيُّ بْنُ صَالِحٍ، عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ خِيَارُكُمْ أَحْسَنُكُمْ قَضَاءً ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 102- Borcu Olan Kimsenin Cenaze Namazı Kılınmaz Mı?

4709- Ebu Katade (radıyallahü anh) babasından aktarıyor. Ensardan biri vefat etmiş ve namazını kıldırmak için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e getirilmişti. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (Ölen bu kimsenin borcu vardır.) (Ben onun namazını kıldırmam) buyurdu. Ebu Katade onun borcuna ben kefilim dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ödemek üzere mi?) buyurdu. Ebu Katade de:

(Ödemeye) dedi. (İbn Mâce, Sadaka: 8)

١٠٢ - باب الْكَفَالَةِ بِالدَّيْنِ

٤٧٠٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَوْهَبٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي قَتَادَةَ، عَنْ أَبِيهِ، أَنَّ رَجُلاً، مِنَ الأَنْصَارِ أُتِيَ بِهِ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم لِيُصَلِّيَ عَلَيْهِ فَقَالَ ‏(‏ إِنَّ عَلَى صَاحِبِكُمْ دَيْنًا ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ أَبُو قَتَادَةَ أَنَا أَتَكَفَّلُ بِهِ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ بِالْوَفَاءِ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ بِالْوَفَاءِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 101- Borç Bir Başkasına Havale Edilebilir Mi?

4708- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür. Biriniz varlıklı bir kimseye havale edildiğinde havale işini kabul etsin) (İbn Mâce, Sadaka: 8)

١٠١ - باب الْحَوَالَةِ

٤٧٠٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ، قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ، وَاللَّفْظُ، لَهُ عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ، قَالَ حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَطْلُ الْغَنِيِّ ظُلْمٌ وَإِذَا أُتْبِعَ أَحَدُكُمْ عَلَى مَلِيءٍ فَلْيَتْبَعْ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 100- Zenginin Borcunu Geciktirmesi Zulümdür

4705- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Borcunuz istendiğinde ödeyecek durumda iseniz hemen ödeyiniz. Asıl zulüm varlıklı kimsenin borcunu geciktirmesidir.) (İbn Mâce, Sadaka: 8)

4706- Amr b. Şerîd (radıyallahü anh) babasından aktararak şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Varlıklı kimsenin borcunu geciktirmesi hem şerefini düşürür hem de cezalandırılmayı gerektirir.) (İbn Mâce, Sadaka: 8)

4707- Amr b. Şerîd (radıyallahü anh) babasından aktararak şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Varlıklı kimsenin borcunu geciktirmesi hem şerefini düşürür hem de cezalandırılmayı gerektirir.) (İbn Mâce, Sadaka: 8)

١٠٠ - باب مَطْلِ الْغَنِيِّ

٤٧٠٥ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ أَبِي الزِّنَادِ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ إِذَا أُتْبِعَ أَحَدُكُمْ عَلَى مَلِيءٍ فَلْيَتْبَعْ وَالظُّلْمُ مَطْلُ الْغَنِيِّ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٠٦ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ آدَمَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ، عَنْ وَبْرِ بْنِ أَبِي دُلَيْلَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مَيْمُونٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لَىُّ الْوَاجِدِ يُحِلُّ عِرْضَهُ وَعُقُوبَتَهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٠٧ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، قَالَ حَدَّثَنَا وَبْرُ بْنُ أَبِي دُلَيْلَةَ الطَّائِفِيُّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ مَيْمُونِ بْنِ مُسَيْكَةَ، - وَأَثْنَى عَلَيْهِ خَيْرًا - عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ لَىُّ الْوَاجِدِ يُحِلُّ عِرْضَهُ وَعُقُوبَتَهُ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 99- Borcu Ödemede Kolaylık Göstermek Gerekir

4703- Imran b. Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Meymune çok borçlanırdı. Ailesi borçlanmasını hoş görmeyip ona kızınca Meymune:

(Borçlanmadan vazgeçmeyeceğim sevgili eşim ve dostum.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derken işittim:

(Her kim ödeme niyeti ile borç ederse Allah onu dünyada ödettirir.) (İbn Mâce, Sadaka: 10)

4704- Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımı Meymune borç edince ona: Ey Mü’minlerin anası, borçlanıyorsun ödeyecek bir şeyin yoktur dediler. O da: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i; (Kim ödeme niyeti ile borçlanırsa Allah ona yardım eder) buyururken işittim demiştir. (İbn Mâce, Sadaka: 10)

٩٩ - باب التَّسْهِيلِ فِيهِ

٤٧٠٣ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ زِيَادِ بْنِ عَمْرِو بْنِ هِنْدٍ، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُذَيْفَةَ، قَالَ كَانَتْ مَيْمُونَةُ تَدَّانُ وَتُكْثِرُ فَقَالَ لَهَا أَهْلُهَا فِي ذَلِكَ وَلاَمُوهَا وَوَجَدُوا عَلَيْهَا فَقَالَتْ لاَ أَتْرُكُ الدَّيْنَ وَقَدْ سَمِعْتُ خَلِيلِي وَصَفِيِّي صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَا مِنْ أَحَدٍ يَدَّانُ دَيْنًا فَعَلِمَ اللَّهُ أَنَّهُ يُرِيدُ قَضَاءَهُ إِلاَّ أَدَّاهُ اللَّهُ عَنْهُ فِي الدُّنْيَا ‏)‏ ‏.‏

٤٧٠٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا وَهْبُ بْنُ جَرِيرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبِي، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ، أَنَّ مَيْمُونَةَ، زَوْجَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم اسْتَدَانَتْ فَقِيلَ لَهَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ تَسْتَدِينِينَ وَلَيْسَ عِنْدَكِ وَفَاءٌ قَالَتْ إِنِّي سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَنْ أَخَذَ دَيْنًا وَهُوَ يُرِيدُ أَنْ يُؤَدِّيَهُ أَعَانَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 98- Borçlanmamak Gerekir

4701- Muhammed b. Cahş (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında oturuyorduk. Bir ara başını semaya kaldırdı ve sonra elini alnı üzerine koydu ve şöyle buyurdu:

(Sübhanallah ne kadar ağır hüküm indirildi.) Sustuk ve korktuk, ertesi gün:

(Ey Allah'ın Rasûlü! İnen ağır hüküm neydi?) dedik. Şöyle buyurdu:

(Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki borçlu olan bir kimse Allah yolunda şehid olsa sonra diriltilse sonra tekrar şehid olsa yine diriltilse sonra yine şehid olsa borcunu ödemeden Cennete giremez.) (Müsned: 21455)

4702- Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bir cenazede idik. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç defa burada falan kimse var mı? diye sordu. Bir adam kalktı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(İlk çağırdıklarımda niçin cevap vermedin? Sana kötü bir şey söylemeyecektim, hayırlı bir şey söyleyecektim. Cenazeyi işaret ederek. (Aranızdan ayrılıp ölen bu kimse borcuna karşı esir alınmış durumda ölmüştür) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 9)

٩٨ - باب التَّغْلِيظِ فِي الدَّيْنِ

٤٧٠١ - أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ، قَالَ حَدَّثَنَا الْعَلاَءُ، عَنْ أَبِي كَثِيرٍ، مَوْلَى مُحَمَّدِ بْنِ جَحْشٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ جَحْشٍ، قَالَ كُنَّا جُلُوسًا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَرَفَعَ رَأْسَهُ إِلَى السَّمَاءِ ثُمَّ وَضَعَ رَاحَتَهُ عَلَى جَبْهَتِهِ ثُمَّ قَالَ ‏(‏ سُبْحَانَ اللَّهِ مَاذَا نُزِّلَ مِنَ التَّشْدِيدِ ‏)‏ ‏.‏ فَسَكَتْنَا وَفَزِعْنَا فَلَمَّا كَانَ مِنَ الْغَدِ سَأَلْتُهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا هَذَا التَّشْدِيدُ الَّذِي نُزِّلَ فَقَالَ ‏(‏ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَوْ أَنَّ رَجُلاً قُتِلَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ أُحْيِيَ ثُمَّ قُتِلَ ثُمَّ أُحْيِيَ ثُمَّ قُتِلَ وَعَلَيْهِ دَيْنٌ مَا دَخَلَ الْجَنَّةَ حَتَّى يُقْضَى عَنْهُ دَيْنُهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٧٠٢ - أَخْبَرَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، قَالَ حَدَّثَنَا الثَّوْرِيُّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنِ الشَّعْبِيِّ، عَنْ سَمْعَانَ، عَنْ سَمُرَةَ، قَالَ كُنَّا مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي جَنَازَةٍ فَقَالَ ‏(‏ أَهَا هُنَا مِنْ بَنِي فُلاَنٍ أَحَدٌ ‏)‏ ‏.‏ ثَلاَثًا فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مَا مَنَعَكَ فِي الْمَرَّتَيْنِ الأُولَيَيْنِ أَنْ لاَ تَكُونَ أَجَبْتَنِي أَمَا إِنِّي لَمْ أُنَوِّهْ بِكَ إِلاَّ بِخَيْرٍ إِنَّ فُلاَنًا - لِرَجُلٍ مِنْهُمْ - مَاتَ مَأْسُورًا بِدَيْنِهِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 97- Borç Almak

4700- Abdullah b. ebî Rebia (radıyallahü anh), babasından ve dedesinden naklederek şöyle diyor: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) benden kırk bin dirhem borç almıştı. Ona mal gelince bana olan borcunu ödedi ve şöyle buyurdu:

(Allah malını ve aileni sana mübarek ve bereketli kılsın. Borcun karşılığı mutlaka Allah’a hamd ederek borcu ödemektir.) (İbn Mâce, Sadaka: 16)

٩٧ - باب الاِسْتِقْرَاضِ

٤٧٠٠ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي رَبِيعَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، قَالَ اسْتَقْرَضَ مِنِّي النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَرْبَعِينَ أَلْفًا فَجَاءَهُ مَالٌ فَدَفَعَهُ إِلَىَّ وَقَالَ ‏(‏ بَارَكَ اللَّهُ لَكَ فِي أَهْلِكَ وَمَالِكَ إِنَّمَا جَزَاءُ السَّلَفِ الْحَمْدُ وَالأَدَاءُ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 96- Çalınan Mal Başka Birinde Ele Geçerse Ne Yapılır?

4696- Useyd b. Hudayr b. Simak (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), eşyası çalınan kimse hakkında şu hükmü verdi:

(Kim çalınan eşyasını dürüst bir adamın elinde bulursa, dilerse o kimsenin aldığı fiyattan satın alabilir. İsterse hırsızı takip edip yakalar.) Ebu Bekir de böyle hüküm verdiler. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4697- Useyd b. Hudayr el Ensarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle diyor: Yemâme de vali idim. Mervan bana Muaviye’nin şu kararını yazdı. Kimin eşyası çalınırsa malını bulduğu yerden alır. Ben de Mervan’a Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şu hükmünü yazdım:

(Eşyası çalınan kimse çalınan malını dürüst bir kimsede bulursa, isterse o malı o kimseden aldığı fiyattan satın alır dilerse hırsızı takip eder.) Ebu Bekir, Ömer ve Osman da böyle hüküm verdiler. Mervan kendisine yazdığım bu durumu Muaviye’ye gönderdi. Muaviye, Mervan’a şu cevabı yazdı:

(Ne sen ne de Üseyd bana hüküm verecek konumda değilsiniz. Fakat ben halife olmam dolayısıyla size hükmümü bildiririm dolayısıyla verdiğim emri infaz et. Mervan, Muaviye’nin yazısını bana gönderince ona:

(Vali olduğum sürece Muaviye’nin görüşüyle hükmetmeyeceğim dedim.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4698- Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kişi çalınan malını bulduğu yerden alır. Bu malı hırsızdan alan kimse hırsızı takip eder.) (Ebû Dâvûd, Büyü’: 80)

4699- Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Herhangi bir kadını iki velisi de ayrı ayrı evlendirmişse o kadın nikahı ilk önce yapılan kimsenindir. Bir adam malını ayrı ayrı iki adama satarsa o mal ilk alan kimsenindir.) (İbn Mâce, Ticarat: 21)

٩٦ - باب الرَّجُلِ يَبِيعُ السِّلْعَةَ فَيَسْتَحِقُّهَا مُسْتَحِقٌّ

٤٦٩٦ - أَخْبَرَنِي هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ مَسْعَدَةَ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ بْنِ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرِ بْنِ سِمَاكٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَضَى أَنَّهُ إِذَا وَجَدَهَا فِي يَدِ الرَّجُلِ غَيْرِ الْمُتَّهَمِ فَإِنْ شَاءَ أَخَذَهَا بِمَا اشْتَرَاهَا وَإِنْ شَاءَ اتَّبَعَ سَارِقَهُ وَقَضَى بِذَلِكَ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ ‏.‏

٤٦٩٧ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ ذُؤَيْبٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، وَلَقَدْ، أَخْبَرَنِي عِكْرِمَةُ بْنُ خَالِدٍ، أَنَّ أُسَيْدَ بْنَ حُضَيْرٍ الأَنْصَارِيَّ، ثُمَّ أَحَدَ بَنِي حَارِثَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ، كَانَ عَامِلاً عَلَى الْيَمَامَةِ وَأَنَّ مَرْوَانَ كَتَبَ إِلَيْهِ أَنَّ مُعَاوِيَةَ كَتَبَ إِلَيْهِ أَنَّ أَيُّمَا رَجُلٍ سُرِقَ مِنْهُ سَرِقَةٌ فَهُوَ أَحَقُّ بِهَا حَيْثُ وَجَدَهَا ‏.‏ ثُمَّ كَتَبَ بِذَلِكَ مَرْوَانُ إِلَىَّ فَكَتَبْتُ إِلَى مَرْوَانَ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَضَى بِأَنَّهُ إِذَا كَانَ الَّذِي ابْتَاعَهَا مِنَ الَّذِي سَرَقَهَا غَيْرُ مُتَّهَمٍ يُخَيَّرُ سَيِّدُهَا فَإِنْ شَاءَ أَخَذَ الَّذِي سُرِقَ مِنْهُ بِثَمَنِهَا وَإِنْ شَاءَ اتَّبَعَ سَارِقَهُ ثُمَّ قَضَى بِذَلِكَ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَعُثْمَانُ فَبَعَثَ مَرْوَانُ بِكِتَابِي إِلَى مُعَاوِيَةَ وَكَتَبَ مُعَاوِيَةُ إِلَى مَرْوَانَ إِنَّكَ لَسْتَ أَنْتَ وَلاَ أُسَيْدٌ تَقْضِيَانِ عَلَىَّ وَلَكِنِّي أَقْضِي فِيمَا وُلِّيتُ عَلَيْكُمَا فَأَنْفِذْ لِمَا أَمَرْتُكَ بِهِ ‏.‏ فَبَعَثَ مَرْوَانُ بِكِتَابِ مُعَاوِيَةَ فَقُلْتُ لاَ أَقْضِي بِهِ مَا وُلِّيتُ بِمَا قَالَ مُعَاوِيَةُ ‏.‏

٤٦٩٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ، قَالَ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، عَنْ مُوسَى بْنِ السَّائِبِ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ سَمُرَةَ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الرَّجُلُ أَحَقُّ بِعَيْنِ مَالِهِ إِذَا وَجَدَهُ وَيَتْبَعُ الْبَائِعُ مَنْ بَاعَهُ ‏)‏ ‏.‏

٤٦٩٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ، عَنْ شُعْبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ سَمُرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أَيُّمَا امْرَأَةٍ زَوَّجَهَا وَلِيَّانِ فَهِيَ لِلأَوَّلِ مِنْهُمَا وَمَنْ بَاعَ بَيْعًا مِنْ رَجُلَيْنِ فَهُوَ لِلأَوَّلِ مِنْهُمَا ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 95- İflas Eden Kimsede Kalan Mal Kimindir?

4693- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim iflas eder de yanında da bir mal bulunursa o mal kimden alınmışsa onundur başkasına verilmez.) (Ebû Dâvûd, Büyü’: 76; Müslim, Müsakat: 5)

4694- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) iflas eden bir adamın yanında kişi kendi sattığı malı bulur ve tanırsa o mal satan kimsenindir. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 76; Müslim, Müsakat: 5)

4695- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir adam bahçesindeki ürünleri ağacında iken satmıştı. Meyveler bir afetle yok oldu, adam aldığı parayı ödeyemedi ve borcu çoğaldı. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashabına:

(Ona sadakalarınızı verin) buyurdu. Ona yardım ettiler yapılan yardımla borcu ödenmeyince Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Bulduğunuzu alın başka bir şey istemeyin) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 76; Müslim, Müsakat: 5)

٩٥ - باب الرَّجُلِ يَبْتَاعُ الْبَيْعَ فَيُفْلِسُ وَيُوجَدُ الْمَتَاعُ بِعَيْنِهِ

٤٦٩٣ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ يَحْيَى، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ حَزْمٍ، عَنْ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أَيُّمَا امْرِئٍ أَفْلَسَ ثُمَّ وَجَدَ رَجُلٌ عِنْدَهُ سِلْعَتَهُ بِعَيْنِهَا فَهُوَ أَوْلَى بِهِ مِنْ غَيْرِهِ ‏)‏ ‏.‏

٤٦٩٤ - أَخْبَرَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ خَالِدٍ، وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ، - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالَ قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِي ابْنُ أَبِي حُسَيْنٍ، أَنَّ أَبَا بَكْرِ بْنَ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ، أَخْبَرَهُ أَنَّ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ حَدَّثَهُ عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ حَدِيثِ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الرَّجُلِ، يُعْدِمُ إِذَا وُجِدَ عِنْدَهُ الْمَتَاعُ بِعَيْنِهِ وَعَرَفَهُ أَنَّهُ لِصَاحِبِهِ الَّذِي بَاعَهُ ‏.‏

٤٦٩٥ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ السَّرْحِ، قَالَ أَنْبَأَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ حَدَّثَنِي اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، وَعَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ، عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ، عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِي عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا وَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ ‏)‏ ‏.‏ فَتَصَدَّقُوا عَلَيْهِ وَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 94- Para Karşılığı Hayvanları Çiftleştirmek

4687- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) erkek hayvanla dişi hayvanı para ile çiftleştirmeyi, suyu para ile satmayı, araziyi ekip dikmek için kiraya vermeyi yasakladı. (Tirmizî, Büyü’: 45; Ebû Dâvûd, Büyü’: 42)

4688- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) erkek hayvanla dişi hayvanı para ile çiftleştirmeyi yasakladı. (Tirmizî, Büyü’: 45; Ebû Dâvûd, Büyü’: 42)

4689- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Kilab oğullarının bir kolu olan Sa’k oğullarından bir adam geldi ve Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e erkek hayvanın para karşılığı çiftleştirmenin hükmünü sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Onu yasak etti. Biz bunu ikram olarak veririz para ile yapmayız) buyurdu. (Tirmizî, Büyü’: 45; Ebû Dâvûd, Büyü’: 42)

4690- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kan alan kimsenin kazancını, köpek satışından elde edilen parayı ve erkek hayvanla dişiyi para karşılığı çiftleştirmeyi yasakladı. (Tirmizî, Büyü’: 45; Ebû Dâvûd, Büyü’: 42)

4691- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem), erkek hayvanla dişinin ücret karşılığında çiftleştirilmesini yasakladı.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4692- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), köpek satışından elde edilen parayı ve erkek hayvanla dişinin para karşılığı çiftleştirilmesini yasakladı. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٩٤ - باب بَيْعِ ضِرَابِ الْجَمَلِ

٤٦٨٧ - أَخْبَرَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ، عَنْ حَجَّاجٍ، قَالَ قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِي أَبُو الزُّبَيْرِ، أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرًا، يَقُولُ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ بَيْعِ ضِرَابِ الْجَمَلِ وَعَنْ بَيْعِ الْمَاءِ وَبَيْعِ الأَرْضِ لِلْحَرْثِ يَبِيعُ الرَّجُلُ أَرْضَهُ وَمَاءَهُ فَعَنْ ذَلِكَ نَهَى النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏.‏

٤٦٨٨ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ الْحَكَمِ، ح وَأَنْبَأَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ الْحَكَمِ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ عَسْبِ الْفَحْلِ ‏.‏

٤٦٨٩ - أَخْبَرَنَا عِصْمَةُ بْنُ الْفَضْلِ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ آدَمَ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ حُمَيْدٍ الرُّؤَاسِيِّ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَارِثِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ جَاءَ رَجُلٌ مِنْ بَنِي الصَّعْقِ أَحَدِ بَنِي كِلاَبٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَأَلَهُ عَنْ عَسْبِ الْفَحْلِ فَنَهَاهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ إِنَّا نُكْرَمُ عَلَى ذَلِكَ ‏.‏

٤٦٩٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، عَنْ مُحَمَّدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنِ الْمُغِيرَةِ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ أَبِي نُعْمٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ، يَقُولُ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ كَسْبِ الْحَجَّامِ وَعَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ وَعَنْ عَسْبِ الْفَحْلِ ‏.‏

٤٦٩١ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ مَيْمُونٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ هِشَامٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي نُعْمٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ عَسْبِ الْفَحْلِ ‏.‏

٤٦٩٢ - أَخْبَرَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي حَازِمٍ، ‏{‏ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، ‏}‏ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ وَعَسْبِ الْفَحْلِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 93- Domuz Satılabilir Mi?

4686- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle derken işitmiştir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke fethi günü insanlara hitab ederek şöyle buyurmuştur:

(Allah ve Rasûlü içki satışını, mundar ölmüş hayvanın satışını, domuz satışını ve put satmayı haram kılmıştır.) Bazıları:

(Ey Allah'ın Rasûlü! ölmüş hayvanların iç yağı hakkında ne dersiniz?) Onunla deriler yağlanır, gemiler yağlanır ve insanlar onu aydınlatmada kullanırlar dediler. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Hayır o da haramdır) buyurdu ve sözüne şöyle devam etti:

(Allah, Yahudileri kahretsin. Allah onlara hayvanların iç yağlarını haram edince onları eritip sattılar da parasını yediler.) (Ebû Dâvûd, Büyü’: 66; Müslim, Müsakat: 13)

٩٣ - باب بَيْعِ الْخِنْزِيرِ

٤٦٨٦ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِي رَبَاحٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ عَامَ الْفَتْحِ وَهُوَ بِمَكَّةَ ‏(‏ إِنَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ حَرَّمَ بَيْعَ الْخَمْرِ وَالْمَيْتَةِ وَالْخِنْزِيرِ وَالأَصْنَامِ ‏)‏ ‏.‏ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ شُحُومَ الْمَيْتَةِ فَإِنَّهُ يُطْلَى بِهَا السُّفُنُ وَيُدَّهَنُ بِهَا الْجُلُودُ وَيَسْتَصْبِحُ بِهَا النَّاسُ ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ لاَ هُوَ حَرَامٌ ‏)‏ ‏.‏ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عِنْدَ ذَلِكَ ‏(‏ قَاتَلَ اللَّهُ الْيَهُودَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَمَّا حَرَّمَ عَلَيْهِمْ شُحُومَهَا جَمَّلُوهُ ثُمَّ بَاعُوهُ فَأَكَلُوا ثَمَنَهُ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 92- Av Köpeği Satılabilir Mi?

4685- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Av köpeğinden başka köpek ve kedi satmayı yasak etti.) (Tirmizî, Büyü’: 50; Ebû Dâvûd, Büyü’: 65)

٩٢ - باب مَا اسْتُثْنِيَ

٤٦٨٥ - أَخْبَرَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ، قَالَ أَنْبَأَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ، عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ وَالسِّنَّوْرِ إِلاَّ كَلْبَ صَيْدٍ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا مُنْكَرٌ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 91- Köpek Satılabilir Mi?

4683- Ukbe b. Amr (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), köpek satışından elde edilen parayı, zina yaparak elde edilen kazancı ve büyücülük yaparak para kazanmayı yasakladı. (Buhârî, Büyü’: 113; Tirmizî, Büyü’: 50)

4684- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) köpek satmayı da haram kıldığı şeyler arasında zikretti. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٩١ - باب بَيْعِ الْكَلْبِ

٤٦٨٣ - حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ، أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا مَسْعُودٍ، عُقْبَةَ بْنَ عَمْرٍو قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْ ثَمَنِ الْكَلْبِ وَمَهْرِ الْبَغِيِّ وَحُلْوَانِ الْكَاهِنِ ‏.‏

٤٦٨٤ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الْحَكَمِ، قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ عِيسَى، قَالَ أَنْبَأَنَا الْمُفَضَّلُ بْنُ فَضَالَةَ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِي رَبَاحٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي أَشْيَاءَ حَرَّمَهَا ‏(‏ وَثَمَنِ الْكَلْبِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 90- İçki Satılabilir Mi?

4681- Ebu Va’le el Mısrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, bizzat kendisi İbn Abbâs’a üzüm suyundan yapılan içkinin durumunu sormuştu İbn Abbâs’ta şöyle dedi: Adamın biri Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e bir kap dolusu içki hediye etmişti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona şöyle dedi:

(Sen içkinin Allah tarafından yasak edildiğini bilmiyor musun?) Adam yanındakilere bir şeyler fısıldadı ne söylediğini anlayamadım ve yanımdaki adama sordum. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Arkadaşına ne fısıldadın) dedi. O da:

(Şarabı satmasını söyledim) deyince Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(İçmesini yasaklayan Allah satmasını da yasaklamıştır) buyurdu. Bunun üzerine hemen o iki kabın ağzını açtı ve şarapları döktü. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 66; Müslim, Müsakat: 12)

4682- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Faiz ayeti nazil olunca Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) minbere çıktı ve ayetleri insanlara okudu sonra da içki ticaretini yasakladı. (Müslim, Müsakat: 12; Dârimi, Büyü’: 35)

٩٠ - باب بَيْعِ الْخَمْرِ

٤٦٨١ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنِ ابْنِ وَعْلَةَ الْمِصْرِيِّ، أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ عَبَّاسٍ عَمَّا يُعْصَرُ مِنَ الْعِنَبِ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَهْدَى رَجُلٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم رَاوِيَةَ خَمْرٍ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ هَلْ عَلِمْتَ أَنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ حَرَّمَهَا ‏)‏ ‏.‏ فَسَارَّ وَلَمْ أَفْهَمْ مَا سَارَّ كَمَا أَرَدْتُ فَسَأَلْتُ إِنْسَانًا إِلَى جَنْبِهِ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ بِمَ سَارَرْتَهُ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ أَمَرْتُهُ أَنْ يَبِيعَهَا ‏.‏ فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ إِنَّ الَّذِي حَرَّمَ شُرْبَهَا حَرَّمَ بَيْعَهَا ‏)‏ ‏.‏ فَفَتَحَ الْمَزَادَتَيْنِ حَتَّى ذَهَبَ مَا فِيهِمَا ‏.‏

٤٦٨٢ - حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ، قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ أَبِي الضُّحَى، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ لَمَّا نَزَلَتْ آيَاتُ الرِّبَا قَامَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَلَى الْمِنْبَرِ فَتَلاَهُنَّ عَلَى النَّاسِ ثُمَّ حَرَّمَ التِّجَارَةَ فِي الْخَمْرِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 89- İhtiyaçtan Fazla Su Satılır Mı?

4679- Iyas (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) suyun ihtiyaçtan fazlasını satmayı yasakladı. Bir topluluğun idarecisi toplumun suyunun fazlasını satabilir. Abdullah b. Amr suyun fazlasının satılmasını hoş görmezdi. (Tirmizî, Büyü’: 44; Dârimi, Büyü’: 69)

4680- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından Iyas b. Abd diyor ki:

(Suyun fazlasını satmayınız. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) suyun fazlasını satmayı yasaklamıştır.) (Tirmizî, Büyü’: 44; Dârimi, Büyü’: 69)

٨٩ - باب بَيْعِ فَضْلِ الْمَاءِ

٤٦٧٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا دَاوُدُ، عَنْ عَمْرٍو، عَنْ أَبِي الْمِنْهَالِ، عَنْ إِيَاسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ بَيْعِ فَضْلِ الْمَاءِ ‏.‏ وَبَاعَ قَيِّمُ الْوَهْطِ فَضْلَ مَاءِ الْوَهْطِ فَكَرِهَهُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو ‏.‏

٤٦٨٠ - أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْحَسَنِ، عَنْ حَجَّاجٍ، قَالَ قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ، أَنَّ أَبَا الْمِنْهَالِ، أَخْبَرَهُ أَنَّ إِيَاسَ بْنَ عَبْدٍ صَاحِبَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ لاَ تَبِيعُوا فَضْلَ الْمَاءِ فَإِنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى عَنْ بَيْعِ فَضْلِ الْمَاءِ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget