Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

12/10/22

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 28. Bâb—Topluluğa İçecek Dağıtanın, Onların Son İçeni Olacağı Hakkında

2190. Bize Affân b. Müslim rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme ve Süleyman ibnu'l-Muğire, Sabit'ten, (O) Abdullah b. Rebah'tan, (O da) Ebu Katâde'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Topluluğa içecek dağıtan, onların son içenidir!"

٢٨- باب فِى :( سَاقِى الْقَوْمِ آخِرُهُمْ شُرْباً ).

٢١٩٠ - أَخْبَرَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ وَسُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَبَاحٍ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( سَاقِى الْقَوْمِ آخِرُهُمْ شُرْباً ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27. Bâb—İçeceğin İçine Üfürme Yasağı

2188. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Eyyub b. Habib'den, (O da) Ebu'l-Musenna el-Cuheni'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Mervan, Ebu Saîd el-Hudri'ye, "Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), içeceğin içine üfürmekten menederken işittin mi?" dedi, O da; "evet" karşılığını verdi.

2189. Bize Amr b. Avn, İbn Uyeyne'den, (O) Abdulkerim el-Cezeri'den, (O) İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), içeceğin içine üfürmekten men etti.

٢٧- باب فِى النَّهْىِ عَنِ النَّفْخِ فِى الشَّرَابِ

٢١٨٨ - أَخْبَرَنَا خَالِدُ بْنُ مَخْلَدٍ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ حَبِيبٍ عَنْ أَبِى الْمُثَنَّى الْجُهَنِىِّ قَالَ قَالَ مَرْوَانُ لأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ : هَلْ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَنْهَى عَنِ النَّفْخِ فِى الشَّرَابِ؟ قَالَ : نَعَمْ.

٢١٨٩ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ الْجَزَرِىِّ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَهَى عَنِ النَّفْخِ فِى الشَّرَابِ .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26. Bâb—Kap-Kaçağın Örtülmesi Hakkında

2186. Bize Ebu Asım, İbn Cüreye'den, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Bana Ebu Humeyd rivâyet edip dedi ki; Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) süt getirmiştim de O; "Bunu, üzerine enlemesine bir ağaç parçası koyarak da olsa, örtseydin ya!" buyurmuştu.

2187. Bize Amr b. Avn, Halid'den, (O) Sehl'den, (O) babasından, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize, abdest suyunu örtmeyi, tulumun ağzını bağlamayı ve kap-kacağı tersine çevirmeyi emretti."

٢٦- باب فِى تَخْمِيرِ الإِنَاءِ

٢١٨٦ - أَخْبَرَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ قَالَ حَدَّثَنِى جَابِرٌ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو حُمَيْدٍ السَّاعِدِىُّ قَالَ : أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِلَبَنٍ فَقَالَ :( أَلاَ خَمَّرْتَهُ وَلَوْ تَعْرِضُ عَلَيْهِ عُوداً ).

٢١٨٧ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ عَنْ خَالِدٍ عَنْ سُهَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : أَمَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- بِتَغْطِيَةِ الْوَضُوءِ وَإِيكَاءِ السِّقَاءِ وَإِكْفَاءِ الإِنَاءِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25. Bâb—Gümüşle Kaplanmış Kapla İçmek

2184. Bize Ahmed b. Yunus haber verip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd, Nafi'den, (O) Zeyd b. Abdillah b. Ömer'den, (O) Abdullah b. Abdirrahman b. Ebi Bekr'den, (O da) Ümmü Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, O kendisine (yani Abdullah'a) haber vermiş ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Gümüş bir kap ile içen kimse, karnına ancak gurul gurul Cehennem ateşi dökmüş olur!"

2185. Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Avn, Mücahid'den, (O da) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz Huzeyfe ile beraber Medain'e çıkıp (gitmiştik). Derken (Huzeyfe) su istemiş ve bir ağa O'na gümüş bir kap ile (su) getirmişti. (Huzeyfe) de onu (ağanın) yüzüne atmıştı. O zaman biz (kendi aramızda); "Bir şey söylemeyin! Çünkü biz O'na (bunun sebebini şimdi) sorarsak, (bunu) bize anlatmaz!" demiştik. Bir müddet geçince O, "biliyor musunuz, onu niye attım?" demişti. Biz de; "hayır!" demiştik. Bunun üzerine O; "Ben gerçekten onu (bundan) men etmiştim. (Ama o yine vazgeçmemiş!)" demişti. (Huzeyfe sonra) Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) altın ve gümüş kaplarla içmeyi, ipek ve (ipek karışımı bir kumaş olan) dibayı giymeyi yasaklamış ve "Bunlar şu dünyada o (kâfirler) için, Ahirette ise sizin içindir" buyurmuş olduğunu zikretti.

٢٥- باب الشُّرْبِ فِى الْمُفَضَّضِ

٢١٨٤ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( الَّذِى يَشْرَبُ فِى آنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ فَإِنَّمَا يُجَرْجِرُ فِى بَطْنِهِ نَارَ جَهَنَّمَ ).

٢١٨٥ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى قَالَ : خَرَجْنَا مَعَ حُذَيْفَةَ إِلَى الْمَدَائِنِ فَاسْتَسْقَى ، فَأَتَاهُ دِهْقَانٌ بِإِنَاءٍ مِنْ فِضَّةٍ فَرَمَى بِهِ وَجْهَهُ فَقُلْنَا : اسْكُتُوا فَإِنَّا إِنْ سَأَلْنَاهُ لَمْ يُحَدِّثْنَا ، فَلَمَّا كَانَ بَعْدُ قَالَ : أَتَدْرُونَ لِمَ رَمَيْتُهُ؟ قُلْنَا : لاَ. قَالَ : إِنِّى كُنْتُ نَهَيْتُهُ وَذَكَرَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَّهُ نَهَى عَنِ الشُّرْبِ فِى آنِيَةِ الذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ ، وَعَنْ لُبْسِ الْحَرِيرِ وَالدِّيبَاجِ وَقَالَ :( هُمَا لَهُمْ فِى الدُّنْيَا وَلَكُمْ فِى الآخِرَةِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 24. Bab—Ayakta İçmeyi Mekruh Gören Kimse

2182. Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi kî), bize Hemmâm rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ayakta içmekten men etmişti. (Katâde) demiş ki, ben O'na (yani Enes'e, ayakta) yemeyi de sordum, O da; "bu daha çirkin!" cevabını verdi.

2183. Bize Saîd ibnu'r-Rebi' haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Ebu Ziyad et-Tahhan'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ben Ebu Hüreyre'yi, Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (şöyle naklederken) işittim: (Hazret-i Peygamber) ayakta içtiğini gördüğü bir adama, "Kus!" buyurdu. (Adam); "niçin?" dedi. (Hazret-i Peygamber); "Kedi ile birlikte içmeyi arzu eder misin?" buyurdu. (Adam); "hayır!" dedi. (Bunun üzerine Hazret-i Peygamber de); "Öyleyse seninle birlikte ondan daha kötü olan, yani şeytan içmiştir!" buyurdu.

٢٤- باب مَنْ كَرِهَ الشُّرْبَ قَائِماً

٢١٨٢ - أَخْبَرَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسٍ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَهَى عَنِ الشُّرْبِ قَائِماً. قَالَ : وَسَأَلْتُهُ عَنِ الأَكْلِ فَقَالَ : ذَاكَ أَخْبَثُ.

٢١٨٣ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى زِيَادٍ الطَّحَّانِ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَّهُ قَالَ لِرَجُلٍ رَآهُ يَشْرَبُ قَائِماً :( قِئْ ). قَالَ : لِمَ؟ قَالَ :( أَتُحِبُّ أَنْ تَشْرَبَ مَعَ الْهِرِّ؟ ). قَالَ : لا. قَالَ :( فَقَدْ شَرِبَ مَعَكَ شَرٌّ مِنْهُ الشَّيْطَانُ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 23. Bâb—Ayakta İçmek Hakkında

2179. Bize Mansur b. Seleme el-Huzai rivâyet edip (dedi ki), bize Şerik, Abdulkerim'den, (O) el-Bera' b. İbneti Enes'ten, (O) Enes'ten, (O da) Ümmü Süleym'den (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir defasında) ayakta, kırbanın ağzından su içti.

2180. Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize İmran b. Hudeyr, Ebu'l-Bezri Yezid b. Utarid'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Bizler, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ayakta iken içer, yürürken yerdik."

2181. Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe haber verip (dedi ki), bize Hafs b. Ğıyas, Ubeydullah'tan, (O) Nafi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) onun, (yani bir önceki Hadisin) benzerini rivâyet etti.

٢٣- باب فِى الشُّرْبِ قَائِماً

٢١٧٩ - أَخْبَرَنَا مَنْصُورُ بْنُ سَلَمَةَ الْخُزَاعِىُّ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ عَنِ الْبَرَاءِ ابْنِ ابْنَةِ أَنَسٍ عَنْ أَنَسٍ عَنْ أُمِّ سُلَيْمٍ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- شَرِبَ مِنْ فَمِ قِرْبَةٍ قَائِماً.

٢١٨٠ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ حُدَيْرٍ عَنْ أَبِى الْبَزَرِىِّ : يَزِيدَ بْنِ عُطَارِدَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : كُنَّا نَشْرَبُ وَنَحْنُ قِيَامٌ وَنَأْكُلُ وَنَحْنُ نَسْعَى عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-.

٢١٨١ - أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ نَحْوَهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 22. Bâb—Nehirden Ağzıyla Su İçen Kimse Hakkında

2178. Bize İshak b. İsa haber verip (dedi ki), bize Fuleyh b. Süleyman, Saîd ibnu'l-Haris el-Ensari'den, (O da) Cabir b. Abdillah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ensardan bir adama hasta ziyaretine gelmişti. (Adamın evinin yanından) da bir su kanalı akıyordu. Derken (Hazret-i Peygamber) şöyle buyurdu: "Eğer yanınızda, eski kırba içinde gecelemiş su varsa (ondan içelim). Yoksa, (su kanalına) eğilip ağzımızla içeriz!"

٢٢- باب فِى الَّذِى يَكْرَعُ فِى النَّهْرِ

٢١٧٨ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْحَارِثِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : أَتَى النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ يَعُودُهُ وَجَدْوَلٌ يَجْرِى فَقَالَ : إِنْ كَانَ عِنْدَكُمْ مَاءٌ بَاتَ فِى الشَّنِّ وَإِلاَّ كَرَعْنَا.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21. Bâb—Tek Nefeste İçen Kimse

2176. Bize İshak b. İsa, Malik'ten, (O) Eyyub b. Habib'den, (O) ez-Zühri'den, (O da) Ebu'l Musenna'dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Mervan'ın yanındaydım. Derken Ebu Saîd geldi ve (Mervan'ın sorusu üzerine) şöyle dedi: (Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) içeceğin içine üfürmeyi yasaklamıştı). Bunun üzerine bir adam; "ya Resûlüllah, doğrusu ben tek nefesten suya kanmam. (Bunun için arada içine üfürerek nefes almam lazım)" demişti de (Hazret-i Peygamber); "Öyleyse kabı ağzından uzaklaştır, sonra nefes al." buyurmuştu. (Adam bu sefer); "gerçekten ben (bazan içeceğin içinde) çer-çöp görüyorum. (Bunları uzaklaştırmak için yine suya üfürmem lazım?)" demiş, (Hazret-i Peygamber de); "O (içeceği, çer-çöp gidinceye kadar) dök!" buyurmuştu.

2177. Bize Ebu'l-Muğire rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzai, Yahya'dan, (O da) Abdullah b. Ebi Katâde'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Bana babam rivâyet etti ki, O, Hazret-i Peygamber'i (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyururken işitmiş: "Biriniz bevlettiğinde erkeklik organını sağ eliyle tutmasın, sağ eliyle istinca da etmesin ve (birşey içerken) kabın içine (üfürerek) nefes almasın."

٢١- باب مَنْ شَرِبَ بِنَفَسٍ وَاحِدٍ

٢١٧٦ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَيُّوبَ بْنِ حَبِيبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى الْمُثَنَّى قَالَ : كُنْتُ عِنْدَ مَرْوَانَ فَجَاءَ أَبُو سَعِيدٍ فَقَالَ قَالَ رَجُلٌ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لاَ أَرْوَى مِنْ نَفَسٍ وَاحِدٍ . قَالَ :( فَأَبِنِ الإِنَاءَ عَنْ فِيكَ ثُمَّ تَنَفَّسْ ). قَالَ : إِنِّى أَرَى الْقَذَاةَ. قَالَ :( أَهْرِقْهُ ).

٢١٧٧ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ يَحْيَى عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى قَتَادَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى أَنَّهُ سَمِعَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقُولُ :( إِذَا بَالَ أَحَدُكُمْ فَلاَ يَمَسَّ ذَكَرَهُ بِيَمِينِهِ ، وَلاَ يَسْتَنْجِى بِيَمِينِهِ ، وَلاَ يَتَنَفَّسْ فِى الإِنَاءِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 20. Bab—Üç Nefeste İçme Hakkında

2175. Bize Ebu Nuaym haber verip (dedi ki), bize Azra b. Sabit, Sümâme'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Enes kabdan (birşey içtiğinde) iki veya üç defa nefes alırdı. O demiş idi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de kabdan (birşey içtiğinde) iki veya üç defa nefes alırdı.

٢٠- باب فِى الشُّرْبِ بِثَلاَثَةِ أَنْفَاسٍ

٢١٧٥ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا عَزْرَةُ بْنُ ثَابِتٍ عَنْ ثُمَامَةَ قَالَ : كَانَ أَنَسٌ يَتَنَفَّسُ فِى الإِنَاءِ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثاً ، وَزَعَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانَ يَتَنَفَّسُ فِى الإِنَاءِ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثاً.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19. Bâb—Kırbanın Ağzından İçme Yasağı Hakkında

2172. Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme rivâyet edip (dedi ki), bize Katâde, İkrime'den, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kırbanın ağzından içilmesini yasakladı.

2173. Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize Vuheyb, Halid el-Hazza'dan, (O) İkrime'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kırbanın ağzından içilmesini yasakladı.

2174. Bize Yezid b. Harun, İbn Ebi Zi'b'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ubeydullah b. Abdillah'tan, (O da) Ebu Saîd el-Hudri'den (naklen) haber verdi ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kırbaların ağızlarını aşağı eğip onlardan içilmesini yasakladı.

١٩- باب فِى النَّهْىِ عَنِ الشُّرْبِ مِنْ فِى السِّقَاءِ

٢١٧٢ - أَخْبَرَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ أَخْبَرَنَا قَتَادَةُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَهَى أَنْ يُشْرَبَ مِنْ فِى السِّقَاءِ.

٢١٧٣ - أَخْبَرَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ خَالِدٍ الْحَذَّاءِ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ يُشْرَبَ مِنْ فِى السِّقَاءِ.

٢١٧٤ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَهَى عَنِ اخْتِنَاثِ الأَسْقِيَةِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18. Bab—İçmenin Sünnete Uygun Şeklînin Nasıl Olduğu Hakkında

2171. Bize Ebu'l-Muğire haber verip (dedi ki), bize el-Evzai rivâyet edip (dedi ki), bize ez-Zühri, Enes b. Malik’ten rivâyet etti ki, O, (bir gün) Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem), solunda Ebu Bekir, sağında köylü bir adam var iken süt içtiğini görmüştü. O zaman (Hazret-i Peygamber sütün) artanını köylüye verip, "(İç), sonra (artanı) sırasıyla sağdakine (ver!)" buyurmuştu.

١٨- باب فِى سُنَّةِ الشَّرَابِ كَيْفَ هِىَ

٢١٧١ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ حَدَّثَنَا الزُّهْرِىُّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ : أَنَّهُ رَأَى رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- شَرِبَ لَبَناً وَعَنْ يَسَارِهِ أَبُو بَكْرٍ وَعَنْ يَمِينِهِ رَجُلٌ أَعْرَابِىٌّ ، فَأَعْطَى الأَعْرَابِىَّ فَضْلَهُ ثُمَّ قَالَ :( الأَيْمَنَ فَالأَيْمَنَ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17. Bab—Şarabın Sirke Yapılması Yasağı Hakkında

2170. Bize Abdullah b. Mûsa, İsrail'den, (O) es-Süddi'den, (O) Yahya b. Abbad'dan, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ebu Talha'nın himayesinde bazı yetimler vardı. O da onlar için şarap satın almıştı. Derken şarabın haram kılındığı (hükmü) inince O, Hazret-i Peygamber(sallallahü aleyhi ve sellem) gelip bunu O'na bildirmiş ve "onu sirke yapayım mı?" demişti. (Hazret-i peygamber); "Hayır!" buyurmuştu. Bunun üzerine O da onu dökmüştü.

١٧- باب فِى النَّهْىِ أَنْ يُجْعَلَ الْخَمْرُ خَلاًّ

٢١٧٠ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنِ السُّدِّىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبَّادٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ : كَانَ فِى حِجْرِ أَبِى طَلْحَةَ يَتَامَى فَاشْتَرَى لَهُمْ خَمْراً ، فَلَمَّا نَزَلَ تَحْرِيمُ الْخَمْرِ أَتَى النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ : أَجْعَلُهُ خَلاًّ؟ قَالَ :( لاَ ). فَأَهْرَاقَهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 16. Bab—Üzüme "Kerm" İsmi Verilmesi Yasağı Hakkında

2169. Bize Osman b. Ömer rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Simak'tan, (O) Alkame b. Vail'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(Üzüme) "kerm" demeyin, "ıneb" ve "hable" deyin!"

١٦- باب فِى النَّهْىِ أَنْ يُسَمَّى الْعِنَبُ الْكَرْمَ

٢١٦٩ - أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ وَائَلٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لاَ تَقُولُوا الْكَرْمَ وَقُولُوا الْعِنَبَ وَالْحَبَلَةَ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 15. Bab—İki Karışığın Şıralarının Birlikte Çıkarılması Yasağı Hakkında

2168. Bize Yezid b. Harun ve Saîd b. Amir -ki, (zikredilecek metnin) sözleri Yezid'in (rivâyetine) aittir-, haber verip dediler ki, bize Hişam, Yahya'dan, (O) Abdullah b. Ebi Katade'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber’den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: "Renklenen koruk hurma ile olmuş taze kurmanın şıralarını birlikte yapmayın. Kuru üzüm ile kuru hurmanın şıralarını da birlikte yapmayın. Bunların her birinin şırasını tek başına, ayrı ayrı yapın!"

١٥- باب فِى النَّهْىِ عَنِ الْخَلِيطَيْنِ

٢١٦٨ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ وَسَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ - وَاللَّفْظُ لِيَزِيدَ - قَالاَ أَخْبَرَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى قَتَادَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لاَ تَنْتَبِذُوا الزَّهْوَ وَالرُّطَبَ جَمِيعاً ، وَلاَ تَنْتَبِذُوا الزَّبِيبَ وَالتَّمْرَ جَمِيعاً ، وَانْتَبِذُوا كُلَّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا عَلَى حِدَتِهِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 14. Bab—Toprak Testilerin Şırasından Ve Onların İçinde Şıra Yapmaktan Men

2162. Bize Saîd b. Amir, Saîd b. Ebi Arûbe'den, (O) Katâde'den, (O) Azra'dan, (O da) Saîd b. Cübeyr'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: İbn Ömer'e, toprak testilerin (içinde yapılan) şırayı sordum da, O; "bunu Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) haram kılmıştır" cevabını verdi.

2163. Daha sonra İbn Abbas'a rastladım ve O'na İbn Ömer'in sözünü haber verdim, O da; "Ebu Abdirrahman (yani İbn Ömer) doğru söylemiş dedi.

2164. Bize el-Hakem b. Nafi’, Şuayb b. Ebi Hamza'dan, (O da) ez-Zühri'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Bana Enes b. Malik rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kuru kabak ve ziftlenmiş testi içinde şıra yapmayın!"

2165. Bize Ebu Zeyd haber verip (dedi ki), bize Şu'be, Selem b. Küheyl'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ebu'l-Hakem'i şöyle derken işittim: İbn Abbas'a toprak testilerin (içinde yapılan) şırayı sordum -veya (bu), O'na sorulurken işittim- de O; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) toprak testilerle kuru kabak içinde şıra yapmaktan men etti" cevabını verdi. (Bunu) İbnu'z-Zübeyr'e de sordum, O da; "Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) toprak testilerle kuru kabak (içinde şıra yapmayı) yasakladı" cevabını verdi. (Bunu) İbn Übeyy'e de sordum, O da İbn Abbas'ın dediği gibi söyledi. (Ebu'l-Hakem) sözüne şöyle devam etti: İbn Abbas şöyle de dedi: "Kimi Allah ve Resûl'ünün haram kıldığı şeyi haram kılmak sevindirirse, -veya, kim Allah ve Resûl'ünün haram kıldığını haram kılacaksa-, şırayı haram kılsın!"

2166. (Ebu'l-Hakem) sözünün devamında şöyle dedi: Bana kardeşim de, Ebu Saîd el-Hudri'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) toprak testilerle kuru kabak ve ziftlenmiş testi (içinde şıra yapmaktan), hurma koruğu ile kuru hurmayı (karıştırıp şıralarını birlikte yapmaktan) men etti.

2167. Bize Ebu'n-Nu'man haber verip (dedi ki), bize Sabit b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Asım, Fudayl b. Zeyd er-Rekaşi'den (naklen) rivâyet etti ki; O, Abdullah b. Muğaffel'e gelip; "bana, bize haram olan içecekleri söyle" demiş, O da; "şarap..." cevabını vermiş. O; "bu Kur'an'da var" demiş. (O zaman Abdullah) şöyle demiş: "Sana sadece Muhammed (Resûlüllah'ın) (sallallahü aleyhi ve sellem) (ravi Abdullah, önce ya Hazret-i Peygamber'in ismini, veya "Resûlüllah Muhammed'den..." diyerek Resûllük unvanını zikretmişti), buyurduğunu işittiğim şeyleri anlatıyorum: O, kuru kabak, yeşil toprak testi ve ağaçtan oyulmuş kap (içinde şıra yapılmasını) yasaklamıştı."

١٤- باب النَّهْىُ عَنْ نَبِيذِ الْجَرِّ وَمَا يُنْبَذُ فِيهِ

٢١٦٢ - أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ عَزْرَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ قَالَ : سَأَلْتُ ابْنَ عُمَرَ عَنْ نَبِيذِ الْجَرِّ فَقَالَ : حَرَّمَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-.

٢١٦٣ - فَلَقِيتُ ابْنَ عَبَّاسٍ فَأَخْبَرْتُهُ بِقَوْلِ ابْنِ عُمَرَ فَقَالَ : صَدَقَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ.

٢١٦٤ - أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ عَنْ شُعَيْبِ بْنِ أَبِى حَمْزَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لاَ تَنْبِذُوا فِى الدُّبَّاءِ وَالْمُزَفَّتِ ).

٢١٦٥ - أَخْبَرَنَا أَبُو زَيْدٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا الْحَكَمِ قَالَ : سَأَلْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ أَوْ سَمِعْتُهُ سُئِلَ عَنْ نَبِيذِ الْجَرِّ فَقَالَ : نَهَى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَنِ الْجَرِّ وَالدُّبَّاءِ. وَسَأَلْتُ ابْنَ الزُّبَيْرِ فَقَالَ مِثْلَ قَوْلِ ابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ : مَنْ سَرَّهُ أَنْ يُحَرِّمَ مَا حَرَّمَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَوْ مَنْ كَانَ مُحَرِّماً مَا حَرَّمَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ فَلْيُحَرِّمِ النَّبِيذَ.

٢١٦٦ - قَالَ وَحَدَّثَنِى أَخِى عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- نَهَى عَنِ الْجَرِّ وَالدُّبَّاءِ وَالْمُزَفَّتِ ، وَعَنِ الْبُسْرِ وَالتَّمْرِ.

٢١٦٧ - أَخْبَرَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا ثَابِتُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا عَاصِمٌ عَنْ فُضَيْلِ بْنِ زَيْدٍ الرَّقَاشِىِّ : أَنَّهُ أَتَى عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مُغَفَّلٍ فَقَالَ : أَخْبِرْنِى بِمَا يَحْرُمُ عَلَيْنَا مِنَ الشَّرَابِ. فَقَالَ : الْخَمْرُ. قَالَ قُلْتُ : هُوَ فِى الْقُرْآنِ. قَالَ : مَا أُحَدِّثُكَ إِلاَّ مَا سَمِعْتُ مُحَمَّداً -صلّى اللّه عليه وسلّم- بَدَأَ بِالاِسْمِ أَوْ بِالرِّسَالَةِ قَالَ : نَهَى عَنِ الدُّبَّاءِ وَالْحَنْتَمِ وَالنَّقِيرِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 13. Bâb—Suya Konulup Bekletilen Hurma, Üzüm Ve Benzeri (Naki') Hakkında

2161. Bize Muhammed b. Kesir, el-Evzai'den, (O) Yahya b. Ebi Amr eş-Şeybani'den, (O) Abdullah ibnu'd-Deylemi'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, babası veya kendilerinden bir adam Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) sorup şöyle dedi: "Ya Resûlüllah, doğrusu biz, bildiğin yerden çıkıp geldik ve bildiğin kimselerin arasına indik. Şimdi bizim yardımcımız, dostumuz kimdir?" (Hazret-i Peygamber); "Allah ve Resulü!" buyurdu. (Ed-Deylemi ve arkadaşları, daha sonra) dediler ki; "ya Resûlüllah, gerçekten bizler üzüm ve şarap sahipleriyiz. Şüphe yok ki, Allah da şarabı haram kılmıştır. O halde üzümleri ne yapalım?" (Hazret-i Peygamber); "Onları kuru üzüm yapın!" buyurdu. Onlar; "peki kuru üzümü ne yapalım?" dediler. (Hazret-i Peygamber); "Eski kırbalarda suya koyun. Onu sabah yemeğinizde suya koyun, akşam yemeğinizde (şerbetini) için. Akşam yemeğinizde suya koyun, sabah yemeğinizde (şerbetini) için. (Ancak onu eski kırbalarda suya koyun, küplerde suya koymayın). Çünkü onun (yani eski kırbalarda suya konulan kuru üzümün) üzerinden bir gün bir gece (veya "iki ikindi," dolayısıyla iki tam gün) geçince, o şarap olmasından önce sirke olur (ve yine de kullanılabilir!)"

١٣- باب فِى النَّقِيعِ

٢١٦١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى عَمْرٍو السَّيْبَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الدَّيْلَمِىِّ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّ أَبَاهُ أَوْ أَنَّ رَجُلاً مِنْهُمْ سَأَلَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا قَدْ خَرَجْنَا مِنْ حَيْثُ عَلِمْتَ ، وَنَزَلْنَا بَيْنَ ظَهْرَانَىْ مَنْ قَدْ عَلِمْتَ فَمَنْ وَلِيُّنَا؟ قَالَ :( اللَّهُ وَرَسُولُهُ ). قَالُوا : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا كُنَّا أَصْحَابَ كَرْمٍ وَخَمْرٍ ، وَإِنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ الْخَمْرَ ، فَمَا نَصْنَعُ بِالْكَرْمِ؟ قَالَ :( اصْنَعُوهُ زَبِيباً ). قَالُوا : فَمَا نَصْنَعُ بِالزَّبِيبِ؟ قَالَ :( انْقَعُوهُ فِى الشِّنَانِ ، انْقَعُوهُ عَلَى غَدَائِكُمْ وَاشْرَبُوهُ عَلَى عَشَائِكُمْ ، وَانْقَعُوهُ عَلَى عَشَائِكُمْ وَاشْرَبُوهُ عَلَى غَدَائِكُمْ ، فَإِنَّهُ إِذَا أَتَى عَلَيْهِ الْعَصْرَانِ كَانَ خَلاًّ قَبْلَ أَنْ يَكُونَ خَمْراً ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 12. Bab—Hazret-i Peygamber'e Şıra Yapan Kimse Hakkında

2160. Bize Yezid b. Harun, Abdulmelik b. Ebi Süleyman'dan, (O) Ebu'z-Zübeyr'den, (O da) Cabir'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: "Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) tulumlarda şıra (nebiz) yapılırdı. Eğer bir tulum bulunamazsa O'na, taş çömleklerden bir kabda şıra yıpılırdı."

١٢- باب فِيمَا يُنْبَذُ لِلنَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فِيهِ

٢١٦٠ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِى سُلَيْمَانَ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ : كَانَ يُنْبَذُ لِلنَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فِى السِّقَاءِ ، فَإِنْ لَمْ يَكُنْ سِقَاءٌ نُبِذَ لَهُ فِى تَوْرٍ مِنْ بِرَامٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 11. Bâb—Şarap İçen Kimse, Onu İçtiğinde Mü'min Olarak İçmez!

2159. Bize Muhammed b. Yusuf, el-Evzai'den, (O) ez-Zühri'den, (O) Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Zina eden kimse, zina ettiğinde mü'min olarak zina etmez! Hırsızlık yapan kimse, hırsızlık yaptığında mü'min olarak hırsızlık yapmaz! Şarap (içen kimse de), onu içtiğinde mü'min olarak içmez!"

١١- باب فِى التَّغْلِيظِ لِمَنْ شَرِبَ الْخَمْرَ

٢١٥٩ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( لاَ يَزْنِى الزَّانِى حِينَ يَزْنِى وَهُوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَسْرِقُ السَّارِقُ حِينَ يَسْرِقُ وَهُوَ مُؤْمِنٌ ، وَلاَ يَشْرَبُ الْخَمْرَ حِينَ يَشْرَبُهَا وَهُوَ مُؤْمِنٌ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 10. Bab—Şarap İçmenin Cezası

2158. Bize Asım b. Ali rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Ebi Zi'b, el-Haris b. Abdirrahman'dan, (O) Ebu Seleme'den, (O da) Ebu Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "(İçki içen) sarhoş olduğu zaman onu kamçı ile dövün, sonra (ikinci defa) sarhoş duğu zaman (yine) onu kamçı ile dövün; sonra (üçüncü defa) sarhoş olduğu zaman (yine) onu kamçı ile dövün; sonra (tekrar) sarhoş olduğu zaman, -yani dördüncüde- onun boynunu vurun!"

١٠- باب الْعُقُوبَةِ فِى شُرْبِ الْخَمْرِ

٢١٥٨ - حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِذَا سَكِرَ فَاجْلِدُوهُ ، ثُمَّ إِذَا سَكِرَ فَاجْلِدُوهُ ، ثُمَّ إِذَا سَكِرَ فَاجْلِدُوهُ ، ثُمَّ إِذَا سَكِرَ فَاضْرِبُوا عُنُقَهُ ). يَعْنِى فِى الرَّابِعَةِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Bab—Şarabın (Satılması) İle Satın Alınmasının Yasaklığı

2155. Bize Sehl b. Hamâd haber verip (dedi ki), bize Tu'me rivâyet edip (dedi ki), bize Amr b. Beyan et-Teğlibi, Urve ibnu'l-Muğire b. Şu'be'den, (O) babasından, (O da) Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kim şarap satarsa, domuzları da parça parça edip (satsın!)" Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "(seneddeki Amr b. Beyan), ancak Ömer b. Beyan'dır."

2156. Bize Ya'lâ, Muhammed b. İshak'tan, (O) el-Ka'ka' b. Hakim'den, (O da) Abdurrahman b. Va’le'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: İbn Abbas'a şarap satmanın (hükmünü) sordum da O şöyle dedi: Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) Sakif -veya Devs- (kabilesinden) bir arkadaşı vardı. (Bu arkadaşı) Mekke'de, fetih yılında, kendisine hediye edeceği bir kırba şarap ile (Hazret-i Peygamber'e) rastladı. O zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)"Ey falan! Yüce Allah'ın onu haram kıldığını bilmiyor musun?" buyurdu. (İbn Abbas) dedi ki, bunun üzerine adam hizmetçisine dönüp; "git de onu sat" dedi. Bu sefer Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), "Ona ne emrettin, ey falan?" buyurdu. O da; "ona onu satmasını emrettim" cevabını Verdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de, "Şüphe yok ki, içilmesi haram kılınan şeyin satımı da haram kılınmıştır!" buyurdu ve emretti de, (şarap kırbası) vadiye boşaltıldı.

2157. Bize Muhamed b. Ahmed rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyan, Amr'dan -yani İbn Dinar'dan-, (O) Tâvûs'tan, (O da) İbn Abbas'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Bir gün) Hazret-i Ömer'e, Semure'nin şarap sattığı haberi ulaşmıştı da, O şöyle demişti: Allah Semure'nin canını alsın! O bilmiyor mu ki, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah yahudilere lanet etsin! Onlara (hayvanların) içyağları haram kılınmıştı da onlar, onları "cemi" edip satmışlardı!" Süfyan şöyle demiş: "Onlar onları cemi etti" demek, "onlar onları eritti" demektir.

٩- باب النَّهْىِ عَنْ بَيْعِ الْخَمْرِ وَشِرَائِهَا

٢١٥٥ - أَخْبَرَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا طُعْمَةُ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ بَيَانٍ التَّغْلِبِىُّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَّهُ قَالَ :( مَنْ بَاعَ الْخَمْرَ فَلْيُشَقِّصِ الْخَنَازِيرَ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : إِنَّمَا هُوَ عُمَرُ بْنُ بَيَانٍ.

٢١٥٦ - أَخْبَرَنَا يَعْلَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنِ الْقَعْقَاعِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ وَعْلَةَ قَالَ : سَأَلْتُ ابْنَ عَبَّاسٍ عَنْ بَيْعِ الْخَمْرِ فَقَالَ : كَانَ لِرَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- صَدِيقٌ مِنْ ثَقِيفٍ أَوْ مِنْ دَوْسٍ فَلَقِيَهُ بِمَكَّةَ عَامَ الْفَتْحِ بِرَاوِيَةٍ مِنْ خَمْرٍ يُهْدِيهَا لَهُ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( يَا فُلاَنُ أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ اللَّهَ تَعَالَى قَدْ حَرَّمَهَا ). قَالَ : فَأَقْبَلَ الرَّجُلُ عَلَى غُلاَمِهِ فَقَالَ : اذْهَبْ فَبِعْهَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( بِمَاذَا أَمَرْتَهُ يَا فُلاَنُ؟ ). قَالَ : أَمَرْتُهُ بِبَيْعِهَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّ الَّذِى حَرَّمَ شُرْبَهَا حَرَّمَ بَيْعَهَا ). فَأَمَرَ بِهَا فَأُكْفِئَتْ فِى الْبَطْحَاءِ.

٢١٥٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو - يَعْنِى ابْنَ دِينَارٍ - عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : بَلَغَ عُمَرَ أَنَّ سَمُرَةَ بَاعَ خَمْراً ، فَقَالَ : قَاتَلَ اللَّهُ سَمُرَةَ أَمَا عَلِمَ أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لَعَنَ اللَّهُ الْيَهُودَ حُرِّمَتْ عَلَيْهِمُ الشُّحُومُ فَجَمَلُوهَا فَبَاعُوهَا ). قَالَ سُفْيَانُ : جَمَلُوهَا : أَذَابُوهَا.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 8. Bab—Sarhoş Ediciler Hakkında Söylenenler

2150. Bize Ubeydullah b. Abdilmecid rivâyet edip (dedi ki), bize Malik, İbn Şihâb'dan, (O) Ebu Seleme'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) bal şarabının (hükmü) sorulmuş, O da şöyle buyurmuş: "Sarhoş eden her içki haramdır."

2151. Bize Muhammed b. Yusuf, İsrail'den, (O) Ebu İshak'tan, (O) Ebu Burde b. Ebi Mûsa'dan, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni ve Muaz b. Cebel'i Yemen'e görevli olarak göndermişti de şöyle buyurmuştu: "(Oranın içeceklerini) için, fakat hiçbir sarhoş edici içkiyi içmeyin. Çünkü her sarhoş edici içki haramdır."

2152. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu Usame haber verip (dedi ki), bize el-Velid b. Kesir b. Sinan rivâyet edip (dedi ki), bana ed-Dahhak b. Osman, Bukeyr b. Abdillah ibni'l-Eşecc'den, (O) Amir b. Sa'd'dan, (O) Sa'd'dan, (O da) Resûlüllah'tan (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Sizi, çoğu sarhoş eden şeyin azından da menediyorum."

2153. Bize Zeyd b. Yahya rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Raşid, Ebu Vehb el-Kelai'den, (O) el-Kasım b. Muhammed'den, (O da) Hazret-i Âişe'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyururken işittim: "Muhakkak ki (onun) -Zeyd dedi ki, yani İslam'ın (hükümlerinin)- ilk tersine çevrilmesi, kabın -yani şarabın (hükmünün)- tersine çevrilmesi şeklinde (olacaktır)." Bunun üzerine; "ya Resûlüllah, Allah onun hakkında açıklamış olduğu şeyleri açıklamış iken (bu), nasıl olur?" denilmiş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştu: "Onu başka bir isimle adlandıracak, sonra da onu helâl sayacaklardır."

2154. Bize Mervan b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza rivâyet edip (dedi ki), bana İbn Vehb, Mekhul'den, (O) Ebu Salebe el-Huşeni'den, (O da) Ebu Ubeyde ibnu'l-Cerrah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Dininizin öncesi Peygamberlik ve rahmettir. Sonra hükümdarlık ve rahmet, sonra toprak renkli (a'fer) hükümdarlık, daha sonra ise, zamanında şarap ve ipeğin helâl sayılacağı hükümdarlık ve zorbalık (olacaktır)."

Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: "(Mervan'a), "a'fer = toprak renkli" kelimesi sorulmuş, O da; "O (bununla) onu, kendisinde hiçbir hayır olmayan bir toprağa benzetiyor" cevabını vermişti."

٨- باب مَا قِيلَ فِى الْمُسْكِرِ

٢١٥٠ - أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَائِشَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سُئِلَ عَنِ الْبِتْعِ ، فَقَالَ :( كُلُّ شَرَابٍ أَسْكَرَ حَرَامٌ ).

٢١٥١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ بْنِ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ : بَعَثَنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنَا وَمُعَاذَ بْنَ جَبَلٍ إِلَى الْيَمَنِ فَقَالَ :( اشْرَبُوا وَلاَ تَشْرَبُوا مُسْكِراً ، فَإِنَّ كُلَّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ ).

٢١٥٢ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ كَثِيرِ بْنِ سِنَانٍ قَالَ حَدَّثَنِى الضَّحَّاكُ بْنُ عُثْمَانَ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عَامِرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( أَنْهَاكُمْ عَنْ قَلِيلِ مَا أَسْكَرَ كَثِيرُهُ ).

٢١٥٣ - أَخْبَرَنَا زَيْدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَاشِدٍ عَنْ أَبِى وَهْبٍ الْكَلاَعِىِّ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقُولُ :( إِنَّ أَوَّلَ مَا يُكْفَأُ ). قَالَ زَيْدٌ يَعْنِى الإِسْلاَمَ :( كَمَا يُكْفَأُ الإِنَاءُ كَفْىَ الْخَمْرِ ). فَقِيلِ : فَكَيْفَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَقَدْ بَيَّنَ اللَّهُ فِيهَا مَا بَيَّنَ؟ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( يُسَمُّونَهَا بِغَيْرِ اسْمِهَا فَيَسْتَحِلُّونَهَا ).

٢١٥٤ - أَخْبَرَنَا مَرْوَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو وَهْبٍ عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ أَبِى ثَعْلَبَةَ الْخُشَنِىِّ عَنْ أَبِى عُبَيْدَةَ بْنِ الْجَرَّاحِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( أَوَّلُ دِينِكُمْ نُبُوَّةٌ وَرَحْمَةٌ ، ثُمَّ مُلْكٌ وَرَحْمَةٌ ، ثُمَّ مُلْكٌ أَعْفَرُ ، ثُمَّ مُلْكٌ وَجَبَرُوتٌ يُسْتَحَلُّ فِيهَا الْخَمْرُ وَالْحَرِيرُ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : الأَعْفَرُ شِبْهُ التُّرَابِ وَلَيْسَ فِيهِ طَمَعُ مُلْكٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 7. Bâb—Şarap Nelerden Olur?

2149. Bize Ebu'l-Muğîre, El-Evzai'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Ebu Kesir'i, şöyle derken işittim: Ben Ebu Hüreyre'yi şöyle derken işittim: Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Şarap şu iki ağacın, yani hurma ve üzüm ağaçlarının (meyvelerinden olur)."

٧- باب مِمَّا يَكُونُ الْخَمْرُ؟

٢١٤٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا كَثِيرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- يَقُولُ :( الْخَمْرُ فِى هَاتَيْنِ الشَّجَرَتَيْنِ النَّخْلَةِ وَالْعِنَبَةِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 6. Bâb—Şarapta Hiçbir Şifa Yoktur

2148. Bize Sehl b. Hammad haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip (dedi ki), bize Simâk rivâyet edip dedi ki, Alkame b. Vail'i, babası Vail'den (naklen) anlatırken işittim ki, Suveyd b. Tarık, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) şarap (yapmanın hükmünü) sormuş, (Resûlüllah) da onu (şarabı) yapmaktan men etmiş. O; "(şarap) gerçekten ilaçtır" demiş. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "O, kesinlikle ilaç değildir. Aksine o, hastalık (sebebidir)."

٦- باب لَيْسَ فِى الْخَمْرِ شِفَاءٌ

٢١٤٨ - أَخْبَرَنَا سَهْلُ بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا سِمَاكٌ قَالَ سَمِعْتُ عَلْقَمَةَ بْنَ وَائِلٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ وَائِلٍ : أَنَّ سُوَيْدَ بْنَ طَارِقٍ سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَنِ الْخَمْرِ فَنَهَاهُ عَنْهَا أَنْ يَصْنَعَهَا ، فَقَالَ : إِنَّهَا دَوَاءٌ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( إِنَّهَا لَيْسَتْ دَوَاءً وَلَكِنَّهَا دَاءٌ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Bâb—Şarap Tutkunu Hakkında

2146. Bize Muhammed b. Kesir el-Basri haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Mansur'dan, (O) Salim b. Ebi'l-Ca'd'dan, (O) Câbân'dan, (O) Abdullah b. Amr'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Ne zina çocuğu, ne yaptığı iyiliği başa kakan (veya, akraba ile alakayı kesen) kimse, ne anne-babaya itaatsizlik eden kimse, ne de şarap tutkunu olan kimse Cennet'e girmeyecektir. "

2147. Bize Ahmed ibnu'l-Haccac rivâyet edip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Mehdi rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, Mansur'dan, (O) Salim b. Ebi'l-Ca'd'dan, (O) Nubeyt b. Şeriften, (O) Câbân'dan, (O) Abdullah b. Amr'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "-Ne ana-babaya itaatsizlik eden kimse, ne yaptığı iyiliği başa kakan (veya, akraba ile alâkayı kesen) kimse, ne de şarap tutkunu olan kimse Cennet'e girmeyecektir!"

٥- باب فِى مُدْمِنِ الْخَمْرِ

٢١٤٦ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ جَابَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ وَلَدُ زِنْيَةٍ وَلاَ مَنَّانٌ وَلاَ عَاقٌّ ، وَلاَ مُدْمِنُ خَمْرٍ ).

٢١٤٧ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْحَجَّاجِ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ نُبَيْطِ بْنِ شَرِيطٍ عَنْ جَابَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لاَ يَدْخُلُ الْجَنَّةَ عَاقٌّ وَلاَ مَنَّانٌ وَلاَ مُدْمِنُ خَمْرٍ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Bab—Üzerinde Şarap İkram Edilen Bir Sofraya Oturma Yasağı

2145. Bize Müslim b. İbrahim haber verip (dedi ki), bize el-Hasan b. Ebi Ca'fer rivâyet edip (dedi ki), bize Ebu'z-Zübeyr, Cabir'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa, üzerinde şarab içilen bir sofraya oturmasın!"

٤- باب النَّهْىِ عَنِ الْقُعُودِ عَلَى مَائِدَةٍ يُدَارُ عَلَيْهَا الْخَمْرُ

٢١٤٥ - أَخْبَرَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَبِى جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ فَلاَ يَقْعُدْ عَلَى مَائِدَةٍ يُشْرَبُ عَلَيْهَا الْخَمْرُ ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget