Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

12/24/22

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 35. Bâb—Kur'anda Name/Teganni (Yapmanın) Mekruhluğu

3566. Bize Abdullah b. Saîd, Abdullah b. İdris'ten, (O da) el-A'meş'ten (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: "Bir adam Enes'in yanında şu namelerden bazı nameler yaparak Kur'an okumuştu da, Enes bundan hoşlanmamıştı!"

Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: O'ndan (yani Abdullah b. Saîd'den) başkası; "Gûrek b. Ebi'l-Hadram... Kur'an okumuştu da..." şeklinde rivâyet etmiş.

3567. Bize Abbas b. Süfyân, İbn Uleyye'den, (O) Avn'dan, (O da) Muhammed (b. Sîrîn'den) naklen rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "(Önceki âlimler) Kur'an'da (yapılan) şu namelerin, sonradan ortaya çıkarılmış (bid'at) olduğu görüşünde idiler!"

٣٥- باب كَرَاهِيَةِ الأَلْحَانِ فِى الْقُرْآنِ

٣٥٦٦ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ إِدْرِيسَ عَنِ الأَعْمَشِ قَالَ : قَرَأَ رَجُلٌ عِنْدَ أَنَسٍ بِلَحْنٍ مِنْ هَذِهِ الأَلْحَانِ فَكَرِهَ ذَلِكَ أَنَسٌ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ وَقَالَ غَيْرُهُ : قَرَأَ غُورَكُ بْنُ أَبِى الْخِضْرِمِ.

٣٥٦٧ - حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ سُفْيَانَ عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنْ مُحَمَّدٍ قَالَ : كَانُوا يَرَوْنَ هَذِهِ الأَلْحَانَ فِى الْقُرْآنِ مُحْدَثَةً.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 34. Bâb—Kur'an'ı Güzel Okumaya Çalışmak

3552. Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî rivâyet edip (dedi ki), bize Leys b. Sa'd rivâyet edip (dedi ki), bize İbn Ebi Muleyke, İbn Ebı Nehik'ten, (O da) Sa'd b. Ebi Vakkas'tan (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "-Kur'an'ı güzel okumaya çalışmayan, bizden değildir!" İbn Uyeyne demiş ki: "(Hadisteki 'teğanni yapan' sözü) 'müstağni kalan' manasınadır." Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bazıları (senedde "İbn Ebi Nehîk" yerine) "Ubeydullah b. Ebi Nehîk" derler.

3553. Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize Mis'ar, Abdulkerim'den, (O da) Tâvûs'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem), "Kur'an için insanların hangisinin sesi ve okuyuşu daha güzeldir?" diye sorulmuş. O da şöyle buyurmuş: "Kendisini Kur'an okurken işittiğinde sana onun Allah'tan korktuğu gösterilen kimse!" Tâvûs sözüne devamla demiş ki: İşte Talk böyle idi.

3554. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Ukayl, İbn Şihâb'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Ebû Seleme, Ebû Hüreyre'den rivâyet etti ki, O şöyle dermiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Allah hiçbir şeyi, Kur'an ile teğanni eden/sesini güzelleştiren bir Peygamberi dinlemesi gibi dinlememiştir!" (Ebû Seleme'nin veya Ebû Hüreyre'nin) bir arkadaşı şöyle demiş: "(Hazret-i Peygamber, 'Kur'an ile teğanni yapan' sözüyle), 'onu yüksek sesle okuyan'ı kastetmiştir."

3555. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Ebû Seleme haber verdi ki, Ebû Hüreyre şöyle demiş: "Allah hiçbir şeyi, Kur'an ile teğanni yapan/sesini güzelleştiren bir Peygamberi dinlemesi gibi dinlememiştir!"

3556. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Ebû Seleme b. Abdirrahman haber verdi ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Mûsa için -ki O, Kur'an'ı güzel okuyan biri idi- şöyle buyururdu: "Hakikaten buna Davud ailesinin nağmelerinden, (güzel ve ahenkli okuyuşlarından) bir nağme verilmiş!"

3557. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana yine Ebû Seleme rivâyet etti ki, Ömer İbnu'l-Hattab, Ebû Mûsa'yı (Allah onlardan razı olsun!) gördüğünde; "Bize Rabb'imizi hatırlat, Ebû Mûsa!" der, O da O'nun yanında Kur'an okurmuş.

3558. Bize Ca'fer b. Avn rivâyet edip (dedi ki), bize İbrahim el-Heceri, Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Ben birinizi asla, Bakara Sûresini okumayı bırakıp ayak ayak üstüne atarak birşeyler mırıldanırken bulmayayım! Çünkü şeytan, içinde Bakara Sûresinin okunmakta olduğu evden kaçar. Şüphesiz evlerin en aç sakini de Allah'ın Kitab'ından boş kalan karındır!"

3559. Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyûb'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana Salim b. Abdillah’ın akrabasından biri rivâyet edip şöyle dedi: Seleme el-Beyzak Medine'ye gelmiş ve onlara namaz kıldırmaya başlamıştı. O zaman Salim'e; "gelsen de okuyuşunu bir duysan?" denilmişti. Bunun üzerine O, caminin kapısına geldiğinde onun okuyuşunu duymuş ve (oradan) geri dönüp; "(bu) şarkıdır, (bu) şarkıdır!" demişti.

3560. Bize Ebû Asım, İbn Cüreyc'den, (O) İbn Şihâb'dan, (O da) Ebû Seleme'den (naklen) rivâyet etti ki, Ebû Mûsa, Hazret-i Ömer'in yanına gelir, Hazret-i Ömer de O'na; "bize Rabb'imizi hatırlat!" der, O da Onun yanında Kur'an okurmuş.

3561. Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed -ki O, İbn Amr'dır-, Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: "Allah hiçbir şeyi, Kur'an ile teğanni yapan -yani onu yüksek sesle okuyan- bir Peygamberi dinlemesi gibi dinlememiştir."

3562. Bize Osman b. Ömer, Malik b. Miğvel'den, (O) İbn Büreyde'den, (O) babasından, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Hakikaten Ebû Mûsa'ya Davud ailesinin nağmelerinden, (güzel ve ahenkli okuyuşlarından) bir nağme verilmiştir!"

3563. Bize Yezid b. Hârûn, Muhammed b. Amr'dan, (O) Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) haber verdi ki, O Şöyle dedi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (birgün Mescid'den) içeri girmiş ve bir adamın Kur'an okuyuşunu işitmişti de; "Bu kimdir?" buyurmuştu. "Abdullah b. Kays'tır!" cevabı verilmiş, O da şöyle buyurmuştu: "Hakikaten buna Davud ailesinin nağmelerinden, (güzel ve ahenkli okuyuşlarından) bir nağme verilmiştir!"

3564. Bize Ubeydullah, Süfyân'dan, (O) Mansûr'dan, (O) Talha'dan. (O) Abdurrahman b. Avsece'den, (O) el-Bera'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurdu: "Kur'an'ı seslerinizle süsleyin!"

3565. Bize Muhammed b. Bekr rivâyet edip (dedi ki), bize Sadaka b. Ebi İmran, Alkâme b. Mersed'den, (O) Zâzân Ebû Ömer'den, (O da) el-Berâ’ b. Azib'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben Resûlüllah'ı (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Kur'an'ı seslerinizle güzelleştirin. Çünkü güzel ses, Kur'an'ın güzelliğini artırır!"

٣٤- باب التَّغَنِّى بِالْقُرْآنِ

٣٥٥٢ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنِ ابْنِ أَبِى نَهِيكٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَتَغَنَّ بِالْقُرْآنِ ). قَالَ ابْنُ عُيَيْنَةَ : يَسْتَغْنِى. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : النَّاسُ يَقُولُونَ عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى نَهِيكٍ.

٣٥٥٣ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا مِسْعَرٌ عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ عَنْ طَاوُسٍ قَالَ : سُئِلَ النَّبِىُّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- : أَىُّ النَّاسِ أَحْسَنُ صَوْتاً لِلْقُرْآنِ وَأَحْسَنُ قِرَاءَةً؟ قَالَ :( مَنْ إِذَا سَمِعْتَهُ يَقْرَأُ رَأَيْتَ أَنَّهُ يَخْشَى اللَّهَ ). قَالَ طَاوُسٌ : وَكَانَ طَلْقٌ كَذَلِكَ.

٣٥٥٤ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى عُقَيْلٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( لَمْ يَأْذَنِ اللَّهُ لِشَىْءٍ مَا أَذِنَ لِنَبِىٍّ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ ). وَقَالَ صَاحِبٌ لَهُ زَادَ :( يَجْهَرُ بِهِ ).

٣٥٥٥ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ : مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَىْءٍ كَمَا أَذِنَ لِنَبِىٍّ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ.

٣٥٥٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- كَانَ يَقُولُ لأَبِى مُوسَى وَكَانَ حَسَنَ الصَّوْتِ بِالْقُرْآنِ :( لَقَدْ أُوتِىَ هَذَا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ).

٣٥٥٧ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنِى اللَّيْثُ حَدَّثَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ أَيْضاً أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ كَانَ إِذَا رَأَى أَبَا مُوسَى قَالَ : ذَكِّرْنَا رَبَّنَا يَا أَبَا مُوسَى. فَيَقْرَأُ عِنْدَهُ.

٣٥٥٨ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ الْهَجَرِىُّ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : لاَ أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ يَضَعُ إِحْدَى رِجْلَيْهِ عَلَى الأُخْرَى يَتَغَنَّى وَيَدَعُ أَنْ يَقْرَأَ سُورَةَ الْبَقَرَةِ ، فَإِنَّ الشَّيْطَانَ يَفِرُّ مِنَ الْبَيْتِ يُقْرَأُ فِيهِ سُورَةُ الْبَقَرَةِ ، وَإِنَّ أَصْفَرَ الْبُيُوتِ الْجَوْفُ يَصْفَرُ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ.

٣٥٥٩ - أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنِى بَعْضُ آلِ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : قَدِمَ سَلَمَةُ الْبَيْذَقُ الْمَدِينَةَ فَقَامَ يُصَلِّى بِهِمْ ، فَقِيلَ لِسَالِمٍ : لَوْ جِئْتَ فَسَمِعْتَ قِرَاءَتَهُ ، فَلَمَّا كَانَ بِبَابِ الْمَسْجِدِ سَمِعَ قِرَاءَتَهُ رَجَعَ فَقَالَ : غِنَاءٌ غِنَاءٌ.

٣٥٦٠ - حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ : أَنَّ أَبَا مُوسَى كَانَ يَأْتِى عُمَرَ فَيَقُولُ لَهُ عُمَرُ : ذَكِّرْنَا رَبَّنَا. فَيَقْرَأُ عِنْدَهُ.

٣٥٦١ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدٌ - هُوَ ابْنُ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( مَا أَذِنَ اللَّهُ لِشَىْءٍ كَأَذَنِهِ لِنَبِىٍّ يَتَغَنَّى بِالْقُرْآنِ يَجْهَرُ بِهِ ).

٣٥٦٢ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ عَنْ مَالِكِ بْنِ مِغْوَلٍ عَنِ ابْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( لَقَدْ أُوتِىَ أَبُو مُوسَى مِزْمَاراً مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ).

٣٥٦٣ - أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : دَخَلَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَسَمِعَ قِرَاءَةَ رَجُلٍ فَقَالَ :( مَنْ هَذَا؟ ). قِيلَ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ قَيْسٍ. قَالَ :( لَقَدْ أُوتِىَ هَذَا مِنْ مَزَامِيرِ آلِ دَاوُدَ ).

٣٥٦٤ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْسَجَةَ عَنِ الْبَرَاءِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( زَيِّنُوا الْقُرْآنَ بِأَصْوَاتِكُمْ ).

٣٥٦٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ حَدَّثَنَا صَدَقَةُ بْنُ أَبِى عِمْرَانَ عَنْ عَلْقَمَةَ بْنِ مَرْثَدٍ عَنْ زَاذَانَ أَبِى عُمَرَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ يَقُولُ :( حَسِّنُوا الْقُرْآنَ بِأَصْوَاتِكُمْ ، فَإِنَّ الصَّوْتَ الْحَسَنَ يَزِيدُ الْقُرْآنَ حُسْناً ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33. Bâb—Kur’an'ın Baştan Sona Okunup Bitirilmesi (Hatm'i)

3535. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih el-Murri, Eyyûb'dan, (O da) Ebû Kılâbe'den (naklen) rivâyet etti ki; O, sözü Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem) nisbet (ref) ederek şöyle demiş: "Kim Kur'an'a, başından açılıp ("fethedilip" okunmaya) başlanıldığında şahid olursa, sanki Allah yolunda bir fethe şahid olmuş olur! Kim de, (okunup) sonuna varıldığında bitirilişine ("hatm"ine) şahid olursa, sanki bölüştürüldüğünde ganimetlere şahid olmuş olur!"

3536. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih el-Mürri, Katâde'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bir adam Medine Mescidi'nde Kur'an okuyordu. İbn Abbas onun üzerine gözetleyici koymuş ve (o, bu adamın) Kur'an'ı hatmetme vakti olduğunu (bildirdiğinde) kalkıp onun yanına geçmişti.

3537. Bize Süleyman b. Harb rivâyet edip (dedi ki), bize Salih, Sabit el-Bunâni'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Enes b. Malik Kur'an'ı hatmetmeye geceleyin yaklaştığında, ondan bir miktarı sabaha ermesi ve ailesini toplayıp Kur'an'ı onlarla birlikte hatmetmesi için geriye bırakırdı.

3538. Bize Affân rivâyet edip (dedi ki), bize Ca'fer b. Süleyman rivâyet edip (dedi ki), bize Sabit rivâyet edip şöyle dedi: "Enes Kur'an'ı hatmettiğinde çocukları ile ev halkını toplar ve onlara hayır dua ederdi."

3539. Bize Ebu'l-Muğîre rivâyet edip (dedi ki), bize el-Evzaî, Abde'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş:

"İnsan Kur'an'ı gündüz hatmettiğinde melekler ona akşama erinceye kadar dua ederler. Eğer onu gece bitirirse melekler ona sabaha erinceye kadar dua ederler!"

3540. Bize İshak b. İsa, Salih el-Murri'den, (O) Katâde'den, (O da) Zürâre b. Ebi Evfa'dan (naklen) rivâyet etti ki, Hazret-i Peygamber'e (sallallahü aleyhi ve sellem); "hangi amel daha üstündür?" diye sorulmuş. O, "Konan göçen kimsenin (ameli!)" buyurmuş. "Konan göçen kimse, ne demek?" denilmiş. Şöyle buyurmuş: "Kur'an'ın dostu! O, Kur'an'ın başından sonuna, sonundan başına gider; ne zaman (Kur'an'ı hatmeder,) konarsa, (hemen tekrar baştan okumaya başlar,) göçer!"

3541. Bize İbrahim b. Mûsa, Cerir'den, (O) el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "İnsan Kur'anı gündüz okuduğunda melekler ona akşama erinceye kadar dua ederler. Şayet o, onu gece okursa, melekler ona sabaha erinceye kadar dua ederler!" Süleyman (el-A'meş) sözüne şöyle devam etmiş: "Bunun üzerine ben arkadaşlarımızın onu, gündüzün başı ile gecenin başında hatmetmekten hoşlanır olduklarını görmüştüm!"

3542. Bize Muhammed b. Yusuf el-Firyâbî, Süfyân'dan, (O) el-A'meş'ten, (O da) İbrahim'den (naklen) onun, (yani bir önceki haberin) aynısını rivâyet etti. Ancak bu rivâyette Süleyman'ın sözü yoktur.

3543. Bize Ferve b. Ebi'l-Mağra, el-Kasım b. Malik el-Muzani'den, (O) Abdurrahman b. İshak'tan, (O da) Muharib b. Disar'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Kur'an-ı Kerim'i ezberinden okursa, bu onun için dünyada ve âhirette dua olur!"

3544. Bize Muhammed b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Abdus selâm, Yezid b. Abdirrahman'dan, (O da) Talha ile Abdurrahman İbnu'l-Esved'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim Kur'an'ı gece veya gündüz okursa, melekler ona geceye kadar dua ederler!" Başka biri, ("melekler ona geceye kadar dua ederler" yerine) "o bağışlanır!" demiş.

3545. Bize Amr b. Hammâd rivâyet edip (dedi ki), bize Kaza'a b. Suveyd, Humeyd el-A'rec'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim Kur'an okur, sonra dua ederse, duasına dörtbin melek 'âmin, ya Rabb'i, kabul buyur!' der."

3546. Bize Saîd İbnu'r-Rebî' rivâyet edip (dedi ki), bize Şu'be, el-Hakem'den, (O da) Mücahid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Bana bir elçi gönderilmiş, (ben de çağırıldığım yere gitmiştim." Mücahid, sözünün devamında) şöyle demiş: "(Çağıranlar bana şöyle demişlerdi:) Biz seni çağırdık. Zira biz Kur'an'ı hatmetmek istedik. Bize de ulaştı ki, Kur'an'ın hatmi sırasında dua kabul olunur!" (Mücahid, sözüne devamla) şöyle demiş: "Sonunda onlar, (benim kendilerine öğrettiğim) bazı dualar yapmışlardı!"

3547. Bize Muhammed b. Humeyd rivâyet edip (dedi ki), bize Hârûn, Anbese'den, (O) Leys'ten, (O) Talha b. Musarrif’ten, (O) Mus'ab b. Sa'd'dan, (O da) Sa'd'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ın okunup bitirilmesi gecenin başına rastlarsa, melekler onu (okuyup bitirene) sabaha erinceye kadar dua ederler. Şayat onun okunup bitirilmesi gecenin sonuna rastlarsa, melekler onu (okuyup bitiren) akşama erinceye kadar dua ederler. Bu sebeple bazan birimizin (Kur'an'ı hatmetmesine az bir) şey kalır da, akşamlayıncaya veya sabahlayıncaya kadar onu (okumayı) geciktirir!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bu (haberin) Sa'd'dan (rivâyeti) hasendir.

3548. Bize Mücahid b. Mûsa rivâyet edip (dedi ki), bize Ma'n rivâyet edip (dedi ki), bize Bukeyr b. Mismar'ın erkek kardeşinin oğlu olan İbrahim b. Muhacir b. Mismar rivâyet edip (dedi ki), bana Safvân b. Süleym, Atâ b. Yesâr'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kur'an'ın hükümleriyle amel eden hafızlar, Cennet ehlinin sözcüleridir!"

3549. Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Abdulmelik, Saîd b. Cübeyr'den haber verdi ki, O, Kuranı her iki gecede bir hatmedermiş!

3550. Bize Osman b. Muhammed rivâyet edip (dedi ki), bize Cerîr, Mutarrif’ten, (O) Ebû İshak'tan, (O) Ebû Bürde'den, (O da) Abdullah b. Amr'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ben; "yâ Resûlüllah, Kur'an'ı kaç günde hatmedeyim?" dedim, "Onu bir ayda hatmet!" buyurdu. Ben; "yâ Resûlüllah, gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim, "Onu yirmi günde hatmet!" buyurdu. Ben; "hakikaten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim. O, "Onu onbeş günde hatmet!" buyurdu. Ben; "gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatim) yapabilirim!" dedim. "Onu on günde hatmet!" buyurdu. Ben; "hakikaten (bundan daha kısa zamanda hatmetmeye) güç yetiririm!" dedim. "Onu beş günde hatmet!" buyurdu. Ben; "gerçekten (bundan daha kısa zamanda hatim) yapabilirim!" dedim; "Hayır, (olmaz!)" buyurdu.

3551. Bize Abdullah b. Saîd rivâyet edip (dedi ki), bize Ukbe b. Halid, Abdurrahman b. Ziyâd'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Abdurrahman b. Râfi', Abdullah b. Amr'dan rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kur'an'ı üç günden az zamanda okumamamı emretti!"

٣٣- باب فِى خَتْمِ الْقُرْآنِ

٣٥٣٥ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ الْمُرِّىُّ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ رَفَعَهُ قَالَ :( مَنْ شَهِدَ الْقُرْآنَ حِينَ يُفْتَحُ فَكَأَنَّمَا شَهِدَ فَتْحاً فِى سَبِيلِ اللَّهِ ، وَمَنْ شَهِدَ خَتْمَهُ حِينَ يُخْتَمُ فَكَأَنَّمَا شَهِدَ الْغَنَائِمَ تُقْسَمُ ).

٣٥٣٦ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ الْمُرِّىُّ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ : كَانَ رَجُلٌ يَقْرَأُ فِى مَسْجِدِ الْمَدِينَةِ وَكَانَ ابْنُ عَبَّاسٍ قَدْ وَضَعَ عَلَيْهِ الرَّصَدَ ، فَإِذَا كَانَ يَوْمُ خَتْمِهِ قَامَ فَتَحَوَّلَ إِلَيْهِ.

٣٥٣٧ - حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا صَالِحٌ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ قَالَ : كَانَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ إِذَا أَشْفَى عَلَى خَتْمِ الْقُرْآنِ بِاللَّيْلِ بَقَّى مِنْهُ شَيْئاً حَتَّى يُصْبِحَ فَيَجْمَعَ أَهْلَهُ فَيَخْتِمَهُ مَعَهُمْ.

٣٥٣٨ - حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ قَالَ : كَانَ أَنَسٌ إِذَا خَتَمَ الْقُرْآنَ جَمَعَ وَلَدَهُ وَأَهَلَ بَيْتِهِ فَدَعَا لَهُمْ.

٣٥٣٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ عَبْدَةَ قَالَ : إِذَا خَتَمَ الرَّجُلُ الْقُرْآنَ بِنَهَارٍ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَإِنْ فَرَغَ مِنْهُ لَيْلاً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ.

٣٥٤٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ صَالِحٍ الْمُرِّىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى : أَنَّ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سُئِلَ : أَىُّ الْعَمَلِ أَفْضَلُ؟ قَالَ :( الْحَالُّ الْمُرْتَحِلُ ). قِيلَ : وَمَا الْحَالُّ الْمُرْتَحِلُ؟ قَالَ :( صَاحِبُ الْقُرْآنِ يَضْرِبُ مِنْ أَوَّلِ الْقُرْآنِ إِلَى آخِرِهِ ، وَمِنْ آخِرِهِ إِلَى أَوَّلِهِ كُلَّمَا حَلَّ ارْتَحَلَ ).

٣٥٤١ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى عَنْ جَرِيرٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : إِذَا قَرَأَ الرَّجُلُ الْقُرْآنَ نَهَاراً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَإِنْ قَرَأَهُ لَيْلاً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ. قَالَ سُلَيْمَانُ : فَرَأَيْتُ أَصْحَابَنَا يُعْجِبُهُمْ أَنْ يَخْتِمُوهُ أَوَّلَ النَّهَارِ وَأَوَّلَ اللَّيْلِ .

٣٥٤٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ الْفِرْيَابِىُّ عَنْ سُفْيَانَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ مِثْلَهُ إِلاَّ أَنَّهُ لَيْسَ فِيهِ قَوْلُ سُلَيْمَانَ.

٣٥٤٣ - حَدَّثَنَا فَرْوَةُ بْنُ أَبِى الْمَغْرَاءِ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مَالِكٍ الْمُزَنِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ مُحَارِبِ بْنِ دِثَارٍ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ عَنْ ظَهْرِ قَلْبِهِ كَانَتْ لَهُ دَعْوَةٌ فِى الدُّنْيَا أَوْ فِى الآخِرَةِ.

٣٥٤٤ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ السَّلاَمِ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ طَلْحَةَ وَعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الأَسْوَدِ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ لَيْلاً أَوْ نَهَاراً صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ إِلَى اللَّيْلِ ، وَقَالَ الآخَرُ : غُفِرَ لَهُ.

٣٥٤٥ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا قَزَعَةُ بْنُ سُوَيْدٍ عَنْ حُمَيْدٍ الأَعْرَجِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ الْقُرْآنَ ثُمَّ دَعَا أَمَّنَ عَلَى دُعَائِهِ أَرْبَعَةُ آلاَفِ مَلَكٍ.

٣٥٤٦ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ الرَّبِيعِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : بَعَثَ إِلَىَّ قَالَ : إِنَّمَا دَعَوْنَاكَ أَنَّا أَرَدْنَا أَنْ نَخْتِمَ الْقُرْآنَ وَإِنَّهُ بَلَغَنَا أَنَّ الدُّعَاءَ يُسْتَجَابُ عِنْدَ خَتْمِ الْقُرْآنِ قَالَ : فَدَعَوْا بِدَعَوَاتٍ.

٣٥٤٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا هَارُونُ عَنْ عَنْبَسَةَ عَنْ لَيْثٍ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ عَنْ مُصْعَبِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ سَعْدٍ قَالَ : إِذَا وَافَقَ خَتْمُ الْقُرْآنِ أَوَّلَ اللَّيْلِ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُصْبِحَ ، وَإِنْ وَافَقَ خَتْمُهُ آخِرَ اللَّيْلِ صَلَّتْ عَلَيْهِ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى يُمْسِىَ ، فَرُبَّمَا بَقِىَ عَلَى أَحَدِنَا الشَّىْءُ فَيُؤَخِّرُهُ حَتَّى يُمْسِىَ أَوْ يُصْبِحَ. قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : هَذَا حَسَنٌ عَنْ سَعْدٍ.

٣٥٤٨ - حَدَّثَنَا مُجَاهِدُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُهَاجِرِ بْنِ مِسْمَارِ ابْنِ أَخِى بُكَيْرِ بْنِ مِسْمَارٍ حَدَّثَنِى صَفْوَانُ بْنُ سُلَيْمٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ قَالَ : حَمَلَةُ الْقُرْآنِ عُرَفَاءُ أَهْلِ الْجَنَّةِ.

٣٥٤٩ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ : أَنَّهُ كَانَ يَخْتِمُ الْقُرْآنَ كُلَّ لَيْلَتَيْنِ.

٣٥٥٠ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مُطَرِّفٍ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ فِى كَمْ أَخْتِمُ الْقُرْآنَ؟ قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى شَهْرٍ ). قُلْتُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسَةٍ وَعِشْرِينَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى عِشْرِينَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسَ عَشْرَةَ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى عَشْرٍ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( اخْتِمْهُ فِى خَمْسٍ ). قُلْتُ : إِنِّى أُطِيقُ. قَالَ :( لاَ ) .

٣٥٥١ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زِيَادٍ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ رَافِعٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ : أَمَرَنِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- أَنْ لاَ أَقْرَأَ الْقُرْآنَ فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 32. Bab—Kıntâr Ne Kadar Olur?

3528. Bize Abdussamed b. Abdulvaris rivâyet edip (dedi ki), bize Ebân el-Attar ile Hammâd b. Seleme, Asım'dan, (O) Ebû Salih'ten, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, on iki bin (ûkiyyedir)."

3529. Bize İshak b. İsa, Ebu'l-Eşheb'den, (O da) Ebû Nadra el-Abdi'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, bir öküz derisinin doluusu altındır!"

3530. Bize İshak, Huşeym'den, (O) Ali b. Zeyd'den, (O da) Saîd İbnu'l-Müseyyeb'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, kırkbin (dinardır)."

3531. Bize İshak, Mübarek'ten, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr, birinizin diyeti, yani onikibin (dirhemdir)."

3532. Bize İshak, Müslim'den -ki O, ez-Zenci'dir-, (O) İbn Ebi Necih'ten, (O da) Mücahid'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr yetmiş bin dinardır."

3533. Bize İshak, Ebû Bekir'den, (O) Ebû Hasîn'den, (O) Salim b. Ebi'l-Ca'd'dan, (O da) Muaz b. Cebel'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kıntâr binikiyüz ûkıyyedir."

3534. Bize Ebu Nuaym Serik'ten, (O) Leys'ten, (O da) Mücahid'den haber vererek dedi ki; "(Kıntâr) yetmişbin miskal(dir)."

٣٢- باب كَمْ يَكُونُ الْقِنْطَارُ؟

٣٥٢٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ بْنُ عَبْدِ الْوَارِثِ حَدَّثَنَا أَبَانُ الْعَطَّارُ وَحَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : الْقِنْطَارُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً.

٣٥٢٩ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ أَبِى الأَشْهَبِ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ الْعَبْدِىِّ قَالَ : الْقِنْطَارُ مِلْءُ مَسْكِ ثَوْرٍ ذَهَباً.

٣٥٣٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ هُشَيْمٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ : الْقِنْطَارُ أَرْبَعُونَ أَلْفاً.

٣٥٣١ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ عَنْ مُبَارَكٍ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : الْقِنْطَارُ دِيَةُ أَحَدِكُمُ اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً.

٣٥٣٢ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ عَنْ مُسْلِمٍ - هُوَ الزَّنْجِىُّ - عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ سَبْعُونَ أَلْفَ دِينَارٍ.

٣٥٣٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ عَنْ أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى حَصِينٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ أَلْفُ أُوقِيَّةٍ وَمِائَتَا أُوقِيَّةٍ.

٣٥٣٤ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ عَنْ لَيْثٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ : الْقِنْطَارُ سَبْعُونَ أَلْفَ مِثْقَالٍ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 31. Bâb—Bin Ayet Okuyan Kimse

3525. Bize el-Hakem b. Nâfî' haber verip (dedi ki), bize Harîz, Habib b. Ubeyd'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Ebû Umâme'yi şöyle derken işittim: "Kim bin ayet okursa, ona bir kıntâr sevab yazılır. Bu kıntârdan bir kırata sizin dünyanız kâfi gelmez!" ["Ona sizin dünyanız denk olmaz" demek istiyor.]

3526. Bize Yahya b. Bistâm rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, Yahya İbnu'l-Haris'ten, (O) el-Kasım Ebû Abdirrahman'dan, (O da) Temîm ed-Dârî ile Fedâle b. Ubeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim bir gecede bin ayet okursa, ona bir kıntâr (sevab) -ki, bu kıntârdan bir kırat, dünya ile içindeki şeylerden daha hayırlıdır- yazılır ve o, Allah'ın dilediği sevabı kazanır!"

3527. Bize Muhammed İbnu’l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Mûsa b. Ubeyde, Muhammed b. İbrahim'den, (O) ez-Zübeyr'in azadlısı Yuhannes'ten, (O) Ümmü'd-Derda'nın (din) kardeşi Salim'den, (O) Ümmü'd-Derda'dan, (O) Ebu'd-Derda'-dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurmuş: "Kim bin ayet okursa, ona bir kıntâr sevab yazılır! Bu (kıntârın) bir kıratı, büyük tepe gibidir!"

٣١- باب مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ

٣٥٢٥ - أَخْبَرَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أَخْبَرَنَا حَرِيزٌ عَنْ حَبِيبِ بْنِ عُبَيْدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ يَقُولُ : مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ مِنَ الأَجْرِ ، وَالْقِيرَاطُ مِنْ ذَلِكَ الْقِنْطَارِ لاَ يَفِى بِهِ دُنْيَاكُمْ. يَقُولُ : لاَ تَعْدِلُهُ دُنْيَاكُمْ.

٣٥٢٦ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ الْحَارِثِ عَنِ الْقَاسِمِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ وَفَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ ، وَالْقِيرَاطُ مِنَ الْقِنْطَارِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا ، وَاكْتَنَزَ مِنَ الأَجْرِ مَا شَاءَ اللَّهُ.

٣٥٢٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ يُحَنَّسَ مَوْلَى الزُّبَيْرِ عَنْ سَالِمٍ أَخِى أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ أَلْفَ آيَةٍ إِلَى خَمْسِمِائَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ مِنَ الأَجْرِ ، الْقِيرَاطُ مِنْهُ مِثْلُ التَّلِّ الْعَظِيمِ ).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 30. Bâb—Yüz Ayetten Bin Ayete Kadar Okuyan Kimse

3522. Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Said el-Cüreyri'den, (O) Ebû Nadra'dan, (O da) Ebû Saîd el-Hudri'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede on ayet okursa, (Allah'ı) zikredenlerden (zâkirûndan) yazılır. Kim yüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır. Kim de beşyüz ayetten bin ayete kadar okursa, bir kıntâr sevabı olduğu halde sabahlar!" "Kıntâr nedir?" denildi. "Bir öküz derisinin dolusu altın (ağırlığı)..." karşılığını verdi.

3523. Bize Ebu'n-Nu'man rivâyet edip (dedi ki), bize Vehb, Yunûs'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki, Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim bir gecede yüz ayet okursa, o gece Kur'an onunla tartışmaya girmez. Kim bir gecede ikiyüz ayet okursa, ona (tam) bir gece ibadeti (sevabı) yazılır. Kim de bir gecede beşyüz ayetten bin ayete kadar okursa, âhirette bir kıntâr (sevabı) olduğu halde sabahlar!" (Orada bulunanlar); "kıntâr nedir?" demişler. "Oniki bin (ûkıyye)..." karşılığını vermiş.

3524. Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Fıtr, Ebû İshak'tan, (O) Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede üçyüz ayet okursa, ona bir kıntâr (sevab) yazılır. Kim de yediyüz ayet okursa..." Ebu Nuaym diyor ki: "(Abdullah'ın) bu hususta ne demiş olduğunu bilmiyorum."

٣٠- باب مَنْ قَرَأَ مِنْ مِائَةِ آيَةٍ إِلَى الأَلْفِ

٣٥٢٢ - حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ سَعِيدٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ عَشْرَ آيَاتٍ كُتِبَ مِنَ الذَّاكِرِينَ ، وَمَنْ قَرَأَ بِمِائَةِ آيَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ ، وَمَنْ قَرَأَ بِخَمْسِمِائَةِ آيَةٍ إِلَى الأَلْفِ أَصْبَحَ وَلَهُ قِنْطَارٌ مِنَ الأَجْرِ. قِيلَ : وَمَا الْقِنْطَارُ؟ قَالَ : مِلْءُ مَسْكِ الثَّوْرِ ذَهَباً.

٣٥٢٣ - حَدَّثَنَا أَبُو النُّعْمَانِ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ عَنْ يُونُسَ عَنِ الْحَسَنِ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ مِائَةَ آيَةٍ لَمْ يُحَاجَّهُ الْقُرْآنُ تِلْكَ اللَّيْلَةَ ، وَمَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ مِائَتَىْ آيَةٍ كُتِبَ لَهُ قُنُوتُ لَيْلَةٍ ، وَمَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ خَمْسَمِائَةِ آيَةٍ إِلَى الأَلْفِ أَصْبَحَ وَلَهُ قِنْطَارٌ فِى الآخِرَةِ ). قَالُوا : وَمَا الْقِنْطَارُ؟ قَالَ :( اثْنَا عَشَرَ أَلْفاً ).

٣٥٢٤ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا فِطْرٌ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ ثَلاَثَمِائَةِ آيَةٍ كُتِبَ لَهُ قِنْطَارٌ ، وَمَنْ قَرَأَ سَبْعَمِائَةِ آيَةٍ لاَ أَدْرِى أَىَّ شَىْءٍ قَالَ فِيهَا أَبُو نُعَيْمٍ بِقَوْلِهِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 29. Bâb—İki Yüz Ayet Okuyan Kimse

3519. Bize el-Hakem b. Nâfî’ rivâyet edip (dedi ki), bize Harız, Habib b. Ubeyd'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Ebû Umâme'yi şöyle derken işittim: "Kim ikiyüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır!"

3520. Bize Muhammed İbnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Mûsa b. Ubeyde, Muhammed b. İbrahim'den, (O) ez-Zübeyr'in azadlısı Yuhannes'ten, (O) Ümmü'd-Derda'nın Allah uğrunda kardeşi Salim'den, (O) Ümmü'd-Derda'dan, (O) Ebu'd-Derda'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurmuş: "Kim bir gecede ikiyüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır!"

3521. Bize Ebû Gassan rivâyet edip (dedi ki), bize İsrail, Ebû İshak'tan, (O) el-Muğîre b. Abdillah el-Cudeli'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede on ayet okursa, gafillerden yazılmaz! Kim bir gecede yüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır! Kim de ikiyüz ayet okursa, kurtuluşa erenlerden ("faizûn"dan) yazılır!"

٢٩- باب مَنْ قَرَأَ بِمِائَتَىْ آيَةٍ

٣٥١٩ - حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أَخْبَرَنَا حَرِيزٌ عَنْ حَبِيبِ بْنِ عُبَيْدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أَُمَامَةَ يَقُولُ : حَبِيبِ بْنِ عُبَيْدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أَُمَامَةَ يَقُولُ :

٣٥٢٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ يُحَنَّسَ مَوْلَى الزُّبَيْرِ عَنْ سَالِمٍ أَخِى أُمِّ الدَّرْدَاءِ فِى اللَّهِ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ مِائَتَىْ آيَةٍ فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ ).

٣٥٢١ - حَدَّثَنَا أَبُو غَسَّانَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْجَدَلِىِّ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ عَشْرَ آيَاتٍ لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ. وَمَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ بِمِائَةِ آيَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ ، وَمَنْ قَرَأَ بِمِائَتَىْ آيَةٍ كُتِبَ مِنَ الْفَائِزِينَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 28. Bâb—Yüz Ayet Okuyan Kimse

3512. Bize Muhammed İbnu'l-Kasım rivâyet edip (dedi ki), bize Mûsa b. Ubeyde, Muhammed b. İbrahim'den, (O) ez-Zübeyr'in azadlısı Yuhannes'ten, (O) Ümmü'd-Derda'nın Allah uğrunda kardeşi Salim'den, (O) Ümmü'd-Derda'dan, (O) Ebu'd-Derda'dan, (O da) Hazret-i Peygamber'den (sallallahü aleyhi ve sellem) (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle buyurmuş: "Kim bir gecede yüz ayet okursa, gafillerden yazılmaz!" Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bazıları Salim yerine Raşîd b. Sa'd der.

3513. Bize İsmail b. Ebân rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Uveys, Mûsa b. Ukbe'den, (O) Muhammed b. Ka'b el-Kurnazi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede yüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kânitûn"dan) yazılır!"

3514. Bize Yahya b. Bistâm rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza rivâyet edip (dedi ki), bana Zeyd b. Vâkıd, Süleyman b. Mûsa'dan, (O) Kesir b. Mürre'den, (O da) Temîm ed-Dâri'den (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim bir gecede yüz ayet okursa, ona (tam) bir gece ibadeti (sevabı) yazılır!"

3515. Bize Ca'fer b. Avn, el-A'meş'ten, (O da) Ebû Salih'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Ka'b dedi ki: "Kim yüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır!"

3516. Bize Yahya b. Bistâm rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza rivâyet edip (dedi ki), bana Yahya İbnu'l-Haris, el-Kasım Ebû Abdirrahman'dan, (O da) Temîm ed-Dârî ile Fedâle b. Ubeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim bir gecede yüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır!"

3517. Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Fıtr, Ebû İshak'tan, (O) Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede yüz ayet okursa, kendilerini tâat ve ibadete verenlerden ("kanitûn"dan) yazılır!"

3518. Bize el-Hakem b. Nâfî’ rivâyet edip (dedi ki), bize Harîz b. Osman, Habib b. Ubeyd'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben Ebû Umâme'yi şöyle derken işittim: "Kim yüz ayet okursa, gafillerden yazılmaz!"

٢٨- باب مَنْ قَرَأَ بِمِائَةِ آيَةٍ

٣٥١٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْقَاسِمِ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُبَيْدَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ يُحَنَّسَ مَوْلَى الزُّبَيْرِ عَنْ سَالِمٍ أَخِى أُمِّ الدَّرْدَاءِ فِى اللَّهِ عَنْ أُمِّ الدَّرْدَاءِ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ عَنِ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ بِمِائَةِ آيَةٍ فِى لَيْلَةٍ لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : مِنْهُمْ مَنْ يَقُولُ مَكَانَ سَالِمٍ رَاشِدُ بْنُ سَعْدٍ.

٣٥١٣ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبَانَ حَدَّثَنَا أَبُو أُوَيْسٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِىِّ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ بِمِائَةِ آيَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ.

٣٥١٤ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ وَاقِدٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ مُوسَى عَنْ كَثِيرِ بْنِ مُرَّةَ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ بِمِائَةِ آيَةٍ فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ لَهُ قُنُوتُ لَيْلَةٍ ).

٣٥١٥ - حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ قَالَ قَالَ كَعْبٌ : مَنْ قَرَأَ مِائَةَ آيَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ.

٣٥١٦ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ الْحَارِثِ عَنِ الْقَاسِمِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ وَفَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ بِمِائَةِ آيَةٍ فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ.

٣٥١٧ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا فِطْرٌ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ بِمِائَةِ آيَةٍ كُتِبَ مِنَ الْقَانِتِينَ.

٣٥١٨ - حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ نَافِعٍ أَخْبَرَنَا حَرِيزُ بْنُ عُثْمَانَ عَنْ حَبِيبِ بْنِ عُبَيْدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا أُمَامَةَ يَقُولُ : مَنْ قَرَأَ بِمِائَةِ آيَةٍ لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27. Bâb—Elli Ayet Okuyan Kimse

3510. Bize Ebû Nuaym rivâyet edip (dedi ki), bize Fıtr, Ebû İshak'tan, (O) Ebu'l-Ahvas'tan, (O da) Abdullah'tan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede elli ayet okursa, gafillerden yazılmaz!"

3511. Bize Yahya b. Bistâm rivâyet edip (dedi ki), bize Yahya b. Hamza, Yahya İbnu'l-Haris'ten, (O) el-Kasım Ebû Abdirrahman'dan, (O da) Temim ed-Dârî ile Fedâle b. Ubeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim bir gecede elli ayet okursa, (Allah'ın hükümlerini) koruyanlardan ("hâfızûn"dan) yazılır!"

٢٧- باب مَنْ قَرَأَ خَمْسِينَ آيَةً

٣٥١٠ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا فِطْرٌ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ بِخَمْسِينَ آيَةً لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ.

٣٥١١ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَمْزَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ الْحَارِثِ عَنِ الْقَاسِمِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ وَفَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ بِخَمْسِينَ آيَةً فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ مِنَ الْحَافِظِينَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26. Bâb—On Ayet Okumanın Fazileti

3505. Bize Yahya b. Bistam, Yahya b. Hamza'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Yahya İbnu'l-Haris, el-Kasım Ebû Abdirrahman'dan, (O da) Temim ed-Dâri'den (naklen) rivâyet etti ki.... [HA]

3506. Bana Osman b. Müslim ise, el-Abbas b. Meymûn'dan, (O da) Temîm ed-Dâri'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede on ayet okursa, gafillerden yazılmaz!"

3507. Bize Yahya b. Bistâm, Yahya b. Hamza'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Yahya İbnu'l-Haris, el-Kasım Ebû Abdirrahman'dan, (O da) Temîm ed-Dârî ile Fedâle b. Ubeyd'den (naklen) rivâyet etti ki, onlar şöyle demişler: "Kim bir gecede on ayet okursa, ibadet edicilerden yazılır!"

3508. Bize İsmail b. Ebân rivâyet edip (dedi ki), bize Ebû Uveys, Mûsa b. Ukbe'den, (O) Muhammed b. Ka'b el-Kurazi'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede on ayet okursa, gafillerden yazılmaz!"

3509. Bize Malik b. İsmail rivâyet edip (dedi ki), bize İsrail, Ebû İshak'tan, (O) el-Muğîre b. Abdillah el-Cudeli'den, (O da) İbn Ömer'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Kim bir gecede on ayet okursa, gafillerden yazılmaz!"

٢٦- باب فَضْلِ مَنْ قَرَأَ عَشْرَ آيَاتٍ

٣٥٠٥ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ عَنْ يَحْيَى بْنِ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ الْحَارِثِ عَنِ الْقَاسِمِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ ح

٣٥٠٦ - قَالَ وَحَدَّثَنِى عُثْمَانُ بْنُ مُسْلِمٍ عَنِ الْعَبَّاسِ بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ قَالَ : مَنْ قَرَأَ عَشْرَ آيَاتٍ فِى لَيْلَةٍ لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ.

٣٥٠٧ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بِسْطَامَ عَنْ يَحْيَى بْنِ حَمْزَةَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ الْحَارِثِ عَنِ الْقَاسِمِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ تَمِيمٍ الدَّارِىِّ وَفَضَالَةَ بْنِ عُبَيْدٍ قَالاَ : مَنْ قَرَأَ بِعَشْرِ آيَاتٍ فِى لَيْلَةٍ كُتِبَ مِنَ الْمُصَلِّينَ.

٣٥٠٨ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ أَبَانَ حَدَّثَنَا أَبُو أُوَيْسٍ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِىِّ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ بِعَشْرِ آيَاتٍ لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ.

٣٥٠٩ - حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْجَدَلِىِّ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : مَنْ قَرَأَ فِى لَيْلَةٍ بِعَشْرِ آيَاتٍ لَمْ يُكْتَبْ مِنَ الْغَافِلِينَ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25. Bâb—Muavvizetan'ın Fazileti Hakkında

3502. Bize Abdullah b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Hayve ile İbn Lehîa rivâyet edip şöyle dediler: Biz Yezid b. Ebi Habib'i şöyle derken işittik: Bana Ebû İmran rivâyet etti ki, O, Ukbe b. Amir'i şöyle derken işitmiş: Ben Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağına sarıldım ve O'na; "yâ Resûlüllah, bana Hûd Sûresi ile Yusuf Sûresini okutun!" dedim de, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana şöyle buyurdu: "Ukbe! Şüphesiz sen Kurandan, Allah'a, "Kul eûzu bi-Rabbi'l-felak" Sûresinden ne daha sevimli, ne de O'nun katında gayeye daha ulaştırıcı olan hiçbir Sûre asla okuyamazsın!" Yezid sözüne devamla demiş ki: Bu sebeple Ebû İmran bu Sûreyi hiç bırakmaz, akşam namazında hep onu okurdu!

3503. Bize Ahmed b. Abdillah rivâyet edip (dedi ki), bize Leys, İbn Aclân'dan, (O da) Saîd b. Ebi Saîd el-Makburi'den (naklen) rivâyet etti ki, Ukbe b. Âmir şöyle demiş: Ben (birgün) Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yürümüştüm de, bir ara bana; "De ki, ey Ukbe!" buyurmuştu. Ben; "ne diyeyim?" demistim. (Ukbe sözüne devamla) demiş ki; o zaman bana birşey buyurmamıştı. Sonra yine; "Ukbe, de ki!" buyurmuştu. Ben de yine; "ne diyeyim?" demiştim. O; "De ki, ben felâkın (sabahın) Rabb'ine sığınırım!" buyurmuştu. Bunun üzerine ben onu okumuş, nihayet sonuna gelmiştim. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de o zaman şöyle buyurmuştu: "Bunun benzeriyle ne bir isteyici istemiş, ne bir sığınıcı sığınmıştır!"

3504. Bize Ya'lâ rivâyet edip (dedi ki), bize İsmail -ki O, ibn Ebi Halid'dir-, Kays'tan, (O da) Ukbe b. Amir'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Bana (bu gece) benzerlerini görmediğim -veya "(benzerleri) görülmemiş"- ayetler, yani Muavvizetân indirildi!"

٢٥- باب فِى فَضْلِ الْمُعَوِّذَتَيْنِ

٣٥٠٢ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ وَابْنُ لَهِيعَةَ قَالاَ سَمِعْنَا يَزِيدَ بْنَ أَبِى حَبِيبٍ يَقُولُ حَدَّثَنِى أَبُو عِمْرَانَ أَنَّهُ سَمِعَ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ يَقُولُ : تَعَلَّقْتُ بِقَدَمِ رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقُلْتُ لَهُ : يَا رَسُولَ اللَّهِ أَقْرِئْنِى سُورَةَ هُودٍ وَسُورَةَ يُوسُفَ ، فَقَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( يَا عُقْبَةُ إِنَّكَ لَنْ تَقْرَأَ مِنَ الْقُرْآنِ سُورَةً أَحَبَّ إِلَى اللَّهِ وَلاَ أَبْلَغَ عِنْدَهُ مِنْ { قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ } ). قَالَ يَزِيدُ : فَلَمْ يَكُنْ أَبُو عِمْرَانَ يَدَعُهَا كَانَ لاَ يَزَالُ يَقْرَؤُهَا فِى صَلاَةِ الْمَغْرِبِ.

٣٥٠٣ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ الْمَقْبُرِىِّ أَنَّ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ قَالَ : مَشَيْتُ مَعَ النَّبِىِّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَقَالَ لِى :( قُلْ يَا عُقْبَةُ ). فَقُلْتُ : أَىَّ شَىْءٍ أَقُولُ؟ قَالَ فَسَكَتَ عَنِّى ثُمَّ قَالَ :( يَا عُقْبَةُ قُلْ ). فَقُلْتُ : أَىَّ شَىْءٍ أَقُولُ؟ قَالَ :( قُلْ أَعُوذُ بِرَبِّ الْفَلَقِ ). فَقَرَأْتُهَا حَتَّى جِئْتُ عَلَى آخِرِهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عِنْدَ ذَلِكَ :( مَا سَأَلَ سَائِلٌ وَلاَ اسْتَعَاذَ مُسْتَعِيذٌ بِمِثْلِهَا ).

٣٥٠٤ - حَدَّثَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - هُوَ ابْنُ أَبِى خَالِدٍ - عَنْ قَيْسٍ عَنْ عُقْبَةَ بْنِ عَامِرٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( لَقَدْ أُنْزِلَ عَلَىَّ آيَاتٌ لَمْ أَرَ أَوْ لَمْ يُرَ مِثْلَهُنَّ ). يَعْنِى الْمُعَوِّذَتَيْنِ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 24. Bâb—Kul Hüvellahu Ehad'ın Fazileti Hakkında

3491. Bize Ebu'l-Muğîre rivâyet edip (dedi ki), bize Safvân rivâyet edip (dedi ki), bize İyas el-Bikâli, Nevf el-Bikâli'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: "Şüphesiz Allah Kur'an'ı üç parçaya ayırmış ve "Kul hüve'llahu ehad" Sûresini Kur'an’ın üçte biri kılmış!"

3492. Bize Abdullah b. Yezid rivâyet edip (dedi ki), bize Hayve rivâyet edip şöyle dedi: Bana Ebû Akîl haber verdi ki, O, Saîd İbnu'l-Müseyyeb'i şöyle derken işitmiş: Nebiyyullah (sallallahü aleyhi ve sellem) gerçekten şöyle buyurmuş: "Kim "Kul hüve'llahu ehad" Sûresini on defa okursa, bundan dolayı Cennet'te onun için bir köşk yapılır. Kim yirmi defa okursa, bu sebeple Cennet'te onun için iki köşk yapılır. Kim de onu otuz defa okursa, bundan dolayı Cennet'te onun için otuz köşk yapılır!" O zaman Ömer İbnu'l-Hattab; "vallahi, yâ Resûlüllah, o halde biz mutlaka köşklerimizi çoğaltacağız!" demiş. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de; "Allah'ın (gücü ve Cennet'i) onlardan daha geniştir!" buyurmuş. Ebû Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Ebû Akîl'in ismi Zühre b. Ma'bed'dir. Bazıları O'nun "abdal"dan olduğunu iddia etmişlerdir!

3493. Bize Ebul-Muğîre, Utbe b. Damra b. Habib'den, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O, bir Sûre okuyup bitirdiğinde ardından "Kul hüvellahu ehad"ı okurmuş.

3494. Bize Müslim b. İbrahim, Ebân b. Yezid el-Attar'dan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bize Katâde, Salim b. Ebi'l-Ca'd'dan, (O) Ma'dan b. Ebi Talha'dan, (O da) Ebu'd-Derda'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)"Biriniz Kur'an'ın üçte birini bir gecede okumaya güç yetiremez mi?" buyurmuştu. (Yanındaki Sahabiler;) "Biz bunu yapmaktan daha aciz ve daha zayıfiz!" demişlerdi. O da şöyle buyurmuştu: "Şüphesiz Allah, Kur'anı üç parçaya ayırmış ve "Kul hüve'llahu ehad" Sûresini Kur'an'ın üçte biri kılmıştır!"

3495. Bize Ebû Nuaym, İbrahim b. İsmail b. Mucemmi'den rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Bana İbn Şihâb haber verdi ki, Humeyd b. Abdirrahman kendisine rivâyet etmiş ki, Ebû Hüreyre şöyle dermiş: "Kul huvellah ehad Sûresi Kur'an'ın üçte birine denk olur!"

3496. Bize el-Muallâ b. Esed, Sellâm b. Ebi Muti'den, (O) Asım'dan, (O) Zirr'den, (O da) Abdullah'tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: "Kul hüvellahu ehad Sûresi Kur'an'ın üçte birine denk olur!"

3497. Bize Amr b. Asım, Hammâd b. Seleme'den, (O) Asım'dan, (O) Zirr'den, (O da) Abdullah'tan (naklen), onun (yani bir önceki haberin) aynısını rivâyet etti.

3498. Bize Yezid b. Hârûn rivâyet edip (dedi ki), bize Mübarek b. Fedâle haber verip (dedi ki), bize Sabit, Enes'ten (naklen) rivâyet etti ki, bir adam; "vallahi ben doğrusu bu Sûreyi (yani "Kul hüve'llahu ehad"ı) gerçekten seviyorum!" demiş de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Onu sevmen seni Cennet'e sokmuştur!"

3499. Bize Abdullah b. Mesleme rivâyet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Abdillah b. Müslim, Muhammed b. Şihâb'dan, (O) Humeyd b. Abdirrahman'dan, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) "Kul hüvellahu ehad" Sûresi sorulmuş da O; "Kur'an'ın üçte biridir -veya ona denk olur-!" buyurmuş.

3500. Bize Ubeydullah b. Mûsa, İsrail'den, (O) Mansûr'dan, (O) Hilâl'den, (O) er-Rebî’ b. Hüseyin'den, (O) Amr b. Meymûn'dan, (O) Abdurrahman b. Ebi Leyla'dan, (O) ensarlı bir kadından, (O da) Ebû Eyyûb'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Kendisi (birgün) bu kadına gelmiş ve "Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) getirdiği şeye baksana!" demiş. O; "birçok iyilik var ki, onu bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) getirmiştir! Peki bu nedir?" demiş. (Ebû Eyyûb) sözüne şöyle devam etmiş: Bize; "Biriniz Kur'an'ın üçte birini bir gecede okumaya güç yetiremez mi?" buyurdu. (Ebû Eyyûb sözüne devamla) demiş ki: Biz de, onun bizden yapamayacağımız bir iş isteyeceğinden korktuk ve bu sebeple O'na hiçbir karşılık vermedik. Nihayet O, bu sözü üç defa tekrar etti, sonra şöyle buyurdu: "Biriniz "Kul hüve'llahu ehad, Allahu's-samed" Sûresini okuyamaz mı?"

3501. Bize Nasr b. Ali, Nûh b. Kays'tan, (O) Muhammed el-Vatta'dan, (O) Ümmü Kesir el-Ensariye'den, (O da) Enes b. Malik'ten (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle demiş: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş: "Kim 'Kül hüve'llahu ehad'ı elli defa okursa, Allah ona elli yılın günahlarını bağışlar!"

٢٤- باب فِى فَضْلِ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ }

٣٤٩١ - حَدَّثَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ حَدَّثَنَا إِيَاسٌ الْبِكَالِىُّ عَنْ نَوْفٍ الْبِكَالِىِّ قَالَ : إِنَّ اللَّهَ جَزَّ أَ الْقُرْآنَ عَلَى ثَلاَثَةِ أَجْزَاءٍ ، فَجَعَلَ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } ثُلُثَ الْقُرْآنِ.

٣٤٩٢ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو عَقِيلٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ إِنَّ نَبِىَّ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- قَالَ :( مَنْ قَرَأَ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } عَشْرَ مَرَّاتٍ بُنِىَ لَهُ بِهَا قَصْرٌ فِى الْجَنَّةِ ، وَمَنْ قَرَأَ عِشْرِينَ مَرَّةً بُنِىَ لَهُ بِهَا قَصْرَانِ فِى الْجَنَّةِ ، وَمَنْ قَرَأَهَا ثَلاَثِينَ مَرَّةً بُنِىَ لَهُ بِهَا ثَلاَثَةُ قُصُورٍ فِى الْجَنَّةِ ). فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ : وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِذاً لَتَكْثُرَنَّ قُصُورُنَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( اللَّهُ أَوْسَعُ مِنْ ذَلِكَ ). قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : أَبُو عَقِيلٍ زُهْرَةُ بْنُ مَعْبَدٍ ، وَزَعَمُوا أَنَّهُ كَانَ مِنَ الأَبْدَالِ.

٣٤٩٣ - أَخْبَرَنَا أَبُو الْمُغِيرَةِ عَنْ عُتْبَةَ بْنِ ضَمْرَةَ بْنِ حَبِيبٍ عَنْ أَبِيهِ : أَنَّهُ كَانَ إِذَا قَرَأَ سُورَةً فَخَتَمَهَا أَتْبَعَهَا بِ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ }

٣٤٩٤ - حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبَانَ بْنِ يَزِيدَ الْعَطَّارِ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِى الْجَعْدِ عَنْ مَعْدَانَ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( أَيَعْجِزُ أَحَدُكُمْ أَنْ يَقْرَأَ فِى لَيْلَةٍ ثُلُثَ الْقُرْآنِ؟ ). قَالُوا : نَحْنُ أَعْجَزُ وَأَضْعَفُ مِنْ ذَلِكَ. فَقَالَ :( إِنَّ اللَّهَ جَزَّأَ الْقُرْآنَ ثَلاَثَةَ أَجْزَاءٍ فَجَعَلَ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } ثُلُثَ الْقُرْآنِ ).

٣٤٩٥ - حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ إِسْمَاعِيلَ بْنِ مُجَمِّعٍ قَالَ أَخْبَرَنِى ابْنُ شِهَابٍ أَنَّ حُمَيْدَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَثَهُ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ كَانَ يَقُولُ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } تَعْدِلُ ثُلُثَ الْقُرْآنِ.

٣٤٩٦ - أَخْبَرَنَا الْمُعَلَّى بْنُ أَسَدٍ عَنْ سَلاَّمِ بْنِ أَبِى مُطِيعٍ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ زِرٍّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } تَعْدِلُ ثُلُثَ الْقُرْآنِ.

٣٤٩٧ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ عَاصِمٍ عَنْ زِرٍّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ مِثْلَهُ.

٣٤٩٨ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا مُبَارَكُ بْنُ فَضَالَةَ حَدَّثَنَا ثَابِتٌ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَجُلاً قَالَ : وَاللَّهِ إِنِّى لأُحِبُّ هَذِهِ السُّورَةَ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( حُبُّكَ إِيَّاهَا أَدْخَلَكَ الْجَنَّةَ ).

٣٤٩٩ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أُمِّهِ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- سُئِلَ عَنْ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } فَقَالَ :( ثُلُثُ الْقُرْآنِ أَوْ تَعْدِلُهُ ).

٣٥٠٠ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ هِلاَلٍ عَنِ الرَّبِيعِ بْنِ خُثَيْمٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنِ امْرَأَةٍ مِنَ الأَنْصَارِ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ قَالَ : أَتَاهَا فَقَالَ : أَلاَ تَرَيْنَ إِلَى مَا جَاءَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم-؟ قَالَتْ : رُبَّ خَيْرٍ قَدْ أَتَانَا بِهِ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَمَا هُوَ؟ قَالَ قَالَ لَنَا :( أَيَعْجِزُ أَحَدُكُمْ أَنْ يَقْرَأَ ثُلُثَ الْقُرْآنِ فِى لَيْلَةٍ؟ ). قَالَ : فَأَشْفَقْنَا أَنْ يُرِيدَنَا عَلَى أَمْرٍ نَعْجِزُ عَنْهُ فَلَمْ نَرْجِعْ إِلَيْهِ شَيْئاً حَتَّى قَالَهَا ثَلاَثَ مَرَّاتٍ ، ثُمَّ قَالَ :( أَمَا يَسْتَطِيعُ أَحَدُكُمْ أَنْ يَقْرَأَ اللَّهُ الْوَاحِدُ الصَّمَدُ ).

٣٥٠١ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ نُوحِ بْنِ قَيْسٍ عَنْ مُحَمَّدٍ الْعَطَّارِ عَنْ أُمِّ كَثِيرٍ الأَنْصَارِيَّةِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- :( مَنْ قَرَأَ { قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ } خَمْسِينَ مَرَّةً غَفَرَ اللَّهُ لَهُ ذُنُوبَ خَمْسِينَ سَنَةً ).


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget