Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

10/22/22

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 131- İKİNCİ REKATTEN (SONRA TEŞEHHÜDE OTURMADAN) SEHVEN KALKAN KİŞİ HAKKINDA

1263 - “... (Abdullah) bin Buhayne (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (bize) bir namaz kıldırdı. Zannımca öğle namazıydı. İkinci rek'atte olunca (teşehhüde) oturmadan ayağa kalktı. Sonra selâm vermeden önce iki secde etti. "

1264 - “... (Abdullah) bin Buhayne (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) öğle namazının İkinci rek'atinde oturmayı unutarak ayağa kalktı. Namazını bitirip selâm vereceği zaman iki sehiv secdesi yaptı ve selâm verdi. "

1265 - “... El-Muğîre bin Şube (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Biriniz (ilk teşehhüde oturmadan) ikinci rek'atten (üçüncü rek'ate) kalktığı zaman tam doğrulmadan (farkına varırsa) hemen oturuversin. Ve tam doğrulunca (farkına varırsa) artık oturmasın. (Namazın sonunda) sehvin iki secdesini yapsın.) "

١٣١ - باب مَا جَاءَ فِيمَنْ قَامَ مِنَ اثْنَتَيْنِ سَاهِيًا

١٢٦٣ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ، وَأَبُو بَكْرٍ ابْنَا أَبِي شَيْبَةَ وَهِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنِ الأَعْرَجِ، عَنِ ابْنِ بُحَيْنَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ صَلَّى صَلاَةً أَظُنُّ أَنَّهَا الظُّهْرُ فَلَمَّا كَانَ فِي الثَّانِيَةِ قَامَ قَبْلَ أَنْ يَجْلِسَ فَلَمَّا كَانَ قَبْلَ أَنْ يُسَلِّمَ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ‏.‏

١٢٦٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ، وَابْنُ، فُضَيْلٍ وَيَزِيدُ بْنُ هَارُونَ ح وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو خَالِدٍ الأَحْمَرُ، وَيَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، وَأَبُو مُعَاوِيَةَ كُلُّهُمْ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ، أَنَّ ابْنَ بُحَيْنَةَ، أَخْبَرَهُ أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَامَ فِي ثِنْتَيْنِ مِنَ الظُّهْرِ نَسِيَ الْجُلُوسَ حَتَّى إِذَا فَرَغَ مِنْ صَلاَتِهِ إِلاَّ أَنْ يُسَلِّمَ سَجَدَ سَجْدَتَىِ السَّهْوِ وَسَلَّمَ ‏.‏

١٢٦٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ جَابِرٍ، عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُبَيْلٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِي حَازِمٍ، عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِذَا قَامَ أَحَدُكُمْ مِنَ الرَّكْعَتَيْنِ فَلَمْ يَسْتَتِمَّ قَائِمًا فَلْيَجْلِسْ فَإِذَا اسْتَتَمَّ قَائِمًا فَلاَ يَجْلِسْ وَيَسْجُدْ سَجْدَتَىِ السَّهْوِ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 130- ÖĞLE NAMAZINI SEHVEN BEŞ REKAT KILANIN BÂBI

1262 - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), bize öğle namazını beş rek'at olarak kıldırdı. Selâm verince kendisine:

— Namaz (rek'atlerin) da ilâve mi yapıldı? denildi. Efendimiz: (Ne o?) diye sordu. Kendisine durum anlatıldı. Bunun üzerine

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bacağını bükerek (secdeye hazırlandı), iki secde etti. "

١٣٠ - باب مَنْ صَلَّى الظُّهْرَ خَمْسًا وَهُوَ سَاهٍ

١٢٦٢ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، وَأَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ شُعْبَةَ، حَدَّثَنِي الْحَكَمُ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ عَلْقَمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ صَلَّى النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ الظُّهْرَ خَمْسًا فَقِيلَ لَهُ أَزِيدَ فِي الصَّلاَةِ قَالَ ‏( وَمَا ذَاكَ ‏)‏.‏ فَقِيلَ لَهُ ‏.‏ فَثَنَى رِجْلَهُ فَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 129- NAMAZDA SEHİV ETMEK (UNUTMAK) BÂBI

1260 - “... Abdullah (bin Mes'ud) (radıyallahü anh)’den; Şöyle söylemiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldırdı. Ya fazla yaptı, yâ eksik yaptı. (Râvi İbrahim : Bu tereddüt bendendir, demiştir. ) Bunun üzerine:

— Yâ Resûlallah! Namaza bir şey mi ilâve edildi? denildi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Ben ancak bir insanım. Siz unuttuğunuz gibi ben de unuturum. Biriniz unuttuğu vakit, oturduğu halde iki secde yapıversin) buyurdu. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kıble ye dönerek iki secde etti. ) buyurdu. "

1261 - “... İyâz (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, kendisi Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)'a :

Birimiz namaz kılıyor da kaç rek'at kıldığını bilemiyor, diyerek soru sormuş. Ebû Said-i Hudrî (radıyallahü anh)’da: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Sizden birisi namaz kılacağı zaman kaç rek'at kıldığını bilemezse, (kesin bildiği rek'at sayısına göre namazım tamamlasın ve selâmdan önce) oturduğu halde iki secde etsin. )

١٢٩ - باب فِي السَّهْوِ فِي الصَّلاَةِ

١٢٦٠ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَامِرِ بْنِ زُرَارَةَ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ عَلْقَمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَزَادَ أَوْ نَقَصَ - قَالَ إِبْرَاهِيمُ وَالْوَهْمُ مِنِّي - فَقِيلَ لَهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَزِيدَ فِي الصَّلاَةِ شَىْءٌ قَالَ ‏( إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ أَنْسَى كَمَا تَنْسَوْنَ فَإِذَا نَسِيَ أَحَدُكُمْ فَلْيَسْجُدْ سَجْدَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ ‏)‏.‏ ثُمَّ تَحَوَّلَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ‏.‏

١٢٦١ - حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ رَافِعٍ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، عَنْ هِشَامٍ، حَدَّثَنِي يَحْيَى، حَدَّثَنِي عِيَاضٌ، أَنَّهُ سَأَلَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِيَّ فَقَالَ أَحَدُنَا يُصَلِّي فَلاَ يَدْرِي كَمْ صَلَّى ‏.‏ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِذَا صَلَّى أَحَدُكُمْ فَلَمْ يَدْرِ كَمْ صَلَّى فَلْيَسْجُدْ سَجْدَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 128- GECENİN EVVELİNDE VİTİR KILMAK HAKKINDA GELEN HADİSLER BÂBI

1258 - “... Câbir bin Abdillâh (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Bekir (radıyallahü anh)'a:

(Sen vitrini ne zaman kılarsın?) diye sordu. Ebû Bekir (radıyallahü anh) : Yatsıdan sonra, gecenin evvelinde diye cevap verdi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Sen Yâ Ömer! (ne zaman kılarsın?) diye sordu. Ömer (radıyallahü anh) : Gecenin sonunda, diye cevap verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

-Yâ Ebâ Bekir! Sen mazbut (ihtiyatlı) olanı tutmuşsun. Yâ Ömer! Sen de kuvvet (yolunu) tutmuşsun. )

1259) ... İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Ebû Bekir (radıyallahü anh)'a şöyle buyurdu, demiş ve bunun mislini anlatmıştır. "

١٢٨ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ أَوَّلَ اللَّيْلِ

١٢٥٨ - حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، سُلَيْمَانُ بْنُ تَوْبَةَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي بُكَيْرٍ، حَدَّثَنَا زَائِدَةُ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ لأَبِي بَكْرٍ ‏( أَىَّ حِينٍ تُوتِرُ ‏( قَالَ أَوَّلَ اللَّيْلِ بَعْدَ الْعَتَمَةِ ‏.‏ قَالَ ‏( فَأَنْتَ يَا عُمَرُ ‏)‏.‏ فَقَالَ آخِرَ اللَّيْلِ ‏.‏ فَقَالَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( أَمَّا أَنْتَ يَا أَبَا بَكْرٍ فَأَخَذْتَ بِالْوُثْقَى وَأَمَّا أَنْتَ يَا عُمَرُ فَأَخَذْتَ بِالْقُوَّةِ ‏)‏.‏

١٢٥٩ - حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، سُلَيْمَانُ بْنُ تَوْبَةَ أَنْبَأَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سُلَيْمٍ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ لأَبِي بَكْرٍ ‏.‏ فَذَكَرَ نَحْوَهُ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 127- BİNEK DEVESİ ÜZERİNDE VİTİR NAMAZI KILMAK HAKKINDA GELEN (HADÎSLER) BÂBI

1256 - “... Saîd bin Yesâr (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: (Mekke'ye yapılan bir yolculukta) ben (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)'nın beraberinde idim. (Gece sonuna doğru) geride kalarak vitrimi kıldım. Sonra (Ona yetişince) niçin geri kaldın? diye sordu. Ben: Vitir namazını kıldım, diye cevap verince kendisi; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), senin için bir güzel örnek değil mi? dedi. Ben, evet (güzel örnektir. ) dedim. Kendisi: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), devesi üstünde vitir kılardı, dedi. "

1257 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir namazını devesi üstünde kılardı. "

١٢٧ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ عَلَى الرَّاحِلَةِ

١٢٥٦ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ، عَنْ أَبِي بَكْرِ بْنِ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ يَسَارٍ، قَالَ كُنْتُ مَعَ ابْنِ عُمَرَ فَتَخَلَّفْتُ فَأَوْتَرْتُ فَقَالَ مَا خَلَفَكَ قُلْتُ أَوْتَرْتُ ‏.‏ فَقَالَ أَمَا لَكَ فِي رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ قُلْتُ بَلَى ‏.‏ قَالَ فَإِنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يُوتِرُ عَلَى بَعِيرِهِ ‏.‏

١٢٥٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَزِيدَ الأَسْفَاطِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مَنْصُورٍ، عَنْ عِكْرِمَةَ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يُوتِرُ عَلَى رَاحِلَتِهِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 126- VİTİRDEN SONRA VE SABAH SÜNNETİNDEN SONRA (SAĞ) YAN ÜSTÜNDE YATMAK HAKKINDA

1253 - “... Âişe (radıyallahü anha)'dan; Şöyle demiştir: Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i gecenin sonunda ancak yanımda yatmış olarak bulurdum. (Veya —Ona— rastlardım. )

1254 - “... Âişe (radıyallahü anha)'dan; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah sünnetini kıldığı zaman sağ yanı üstünde yatardı. "

1255 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sabah sünnetini kıldığı zaman (sağ) yanı üstünde yatardı. "

١٢٦ - باب مَا جَاءَ فِي الضَّجْعَةِ بَعْدَ الْوِتْرِ وَبَعْدَ رَكْعَتَىِ الْفَجْرِ

١٢٥٣ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ مِسْعَرٍ، وَسُفْيَانَ، عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ مَا كُنْتُ أُلْفِي - أَوْ أَلْقَى - النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ إِلاَّ وَهُوَ نَائِمٌ عِنْدِي ‏.‏ قَالَ وَكِيعٌ تَعْنِي بَعْدَ الْوِتْرِ ‏.‏

١٢٥٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذَا صَلَّى رَكْعَتَىِ الْفَجْرِ اضْطَجَعَ عَلَى شِقِّهِ الأَيْمَنِ ‏.‏

١٢٥٥ - حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ هِشَامٍ، حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شُمَيْلٍ، أَنْبَأَنَا شُعْبَةُ، حَدَّثَنِي سُهَيْلُ بْنُ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ إِذَا صَلَّى رَكْعَتَىِ الْفَجْرِ اضْطَجَعَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 125- VİTİRDEN SONRA OTURARAKİKİ REK'AT (NAMAZ) KILMAK HAKKINDA

1251 - “... Ümmü Seleme (radıyallahü anha)'dan: Şöyle demiştir:

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), vitirden sonra hafif tuttuğu iki rek'at (nafileyi) oturarak kılardı. "

1252) . . Âişe (radıyallahü anha)’dan; Şöyle demiştir:

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), vitrin tek rek'atını kılardı. Sonra İki rekatı kılardı. Bu iki rek'atın kıraatim oturarak ederdi. Kıraatten sonra rüku' etmek istediği zaman ayağa kalkar, sonra rüku'a varırdı. "

١٢٥ - باب مَا جَاءَ فِي الرَّكْعَتَيْنِ بَعْدَ الْوِتْرِ جَالِسًا

١٢٥١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ مَسْعَدَةَ، حَدَّثَنَا مَيْمُونُ بْنُ مُوسَى الْمَرَئِيُّ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ أُمِّهِ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يُصَلِّي بَعْدَ الْوِتْرِ رَكْعَتَيْنِ خَفِيفَتَيْنِ وَهُوَ جَالِسٌ ‏.‏

١٢٥٢ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْوَاحِدِ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، قَالَ حَدَّثَتْنِي عَائِشَةُ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُوتِرُ بِوَاحِدَةٍ ثُمَّ يَرْكَعُ رَكْعَتَيْنِ يَقْرَأُ فِيهِمَا وَهُوَ جَالِسٌ فَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ قَامَ فَرَكَعَ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 124- YOLCULUKTA VİTİR KILMAK HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BÂBI

1249) Salim’in babası (Abdullah bin Ömer) (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :

'Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yolculukta (dört rek'atlı farzları) iki rek'at olarak kılardı. Bu iki rek'ate bir şey ilâve etmezdi. Geceleyin teheccüd namazını kılardı. ' (Salim diyor ki) ben (babama) dedim ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)(yolculukta vitir namazını da kılıyor (mu) du? Babam : Evet, dedi. "

1250 - “... (Abdullah) bin Abbâs ve (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan: Şöyle demiştir :

Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)(dört rek'atlı farzları) yolculuk hâlinde iki rek'at olarak meşru kılmıştır. İki rek'at, tamdır, kısaltılmış değildir. Yolculukta vitir namazını kılmak sünnettir. "

١٢٤ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ فِي السَّفَرِ

١٢٤٩ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ، وَإِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنْبَأَنَا شُعْبَةُ، عَنْ جَابِرٍ، عَنْ سَالِمٍ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُصَلِّي فِي السَّفَرِ رَكْعَتَيْنِ لاَ يَزِيدُ عَلَيْهِمَا وَكَانَ يَتَهَجَّدُ مِنَ اللَّيْلِ ‏.‏ قُلْتُ وَكَانَ يُوتِرُ قَالَ نَعَمْ ‏.‏

١٢٥٠ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى، حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنْ جَابِرٍ، عَنْ عَامِرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، وَابْنِ، عُمَرَ قَالاَ سَنَّ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ صَلاَةَ السَّفَرِ رَكْعَتَيْنِ وَهُمَا تَمَامٌ غَيْرُ قَصْرٍ وَالْوِتْرُ فِي السَّفَرِ سُنَّةٌ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 123- ÜÇ, BEŞ, YEDİ VE DOKUZ REKAT OLARAK VİTİR (NAMAZINI) KILMAK HAKKINDA

1246- ... Ebû Eyyûb-i Ensârî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Vitir (namazı ilâhi) bir haktır. Artık dileyen beş rek'at vitir kılsın, dileyen üç rek'at vitir kılsın, dileyen bir rek'at vitir kılsın. )

1247 - “... Sa’d bin Hişâm (bin Âmir el-Ensârî) (radıyallahü anhümâ)'dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

— Ben Âişe (radıyallahü anhâ)'ya:

Ey Mü’minlerin anası! Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vitir namazını(n keyfiyetini, vaktini ve rek'at sayısını) anlatıver, diye dilekte bulundum. Dedi ki:

Biz Onun için misvakini ve abdest suyunu hazırlardık. Geceleyin Allah dilediği zaman Onu uykudan kaldırırdı. (Uykudan uyanınca) misvak kullanır, abdest alır ve dokuz rek'atı (üst üste ve aralarında selâm vermeden) kılardı. Sekizinci rek'ate kadar teşehhüde oturmazdı. Sekizinci rek'atten sonra (teşehhüde) oturup, Rabbine duâ ederdi. Allah'ı zikreder, hamd eder ve Ona duâ ederdi. Sonra selâm vermeden ayağa kalkarak, ayakta dururdu. Dokuzuncu rek'atı kıldıktan sonra oturup Allah'ı anar, Ona hamdeder, Rabbine duâ eder ve Peygamber'ine salâvat getirirdi. Sonra bize duyuracak şekilde selâm verirdi. Selâmdan sonra iki rek'atı oturarak kılardı. İşte hepsi on bir rek'attir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yaşlanıp etlenince yedi rek'at vitir kılardı. Ve bundan selâm verdikten sonra iki rek'atı (oturarak) kılardı. "

1248 - “... Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), yedi veya beş (rek'at) olarak vitir kılardı. Bu rek'atler arasında ne selâm ne de konuşmakla ara verirdi. "

١٢٣ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ بِثَلاَثٍ وَخَمْسٍ وَسَبْعٍ وَتِسْعٍ

١٢٤٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْفِرْيَابِيُّ، عَنِ الأَوْزَاعِيِّ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَزِيدَ اللَّيْثِيِّ، عَنْ أَبِي أَيُّوبَ الأَنْصَارِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( الْوِتْرُ حَقٌّ فَمَنْ شَاءَ فَلْيُوتِرْ بِخَمْسٍ وَمَنْ شَاءَ فَلْيُوتِرْ بِثَلاَثٍ وَمَنْ شَاءَ فَلْيُوتِرْ بِوَاحِدَةٍ ‏)‏.‏

١٢٤٧ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ، قَالَ سَأَلْتُ عَائِشَةَ قُلْتُ يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ أَفْتِنِي عَنْ وِتْرِ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏ قَالَتْ كُنَّا نُعِدُّ لَهُ سِوَاكَهُ وَطَهُورَهُ فَيَبْعَثُهُ اللَّهُ فِيمَا شَاءَ أَنْ يَبْعَثَهُ مِنَ اللَّيْلِ فَيَتَسَوَّكُ وَيَتَوَضَّأُ ثُمَّ يُصَلِّي تِسْعَ رَكَعَاتٍ لاَ يَجْلِسُ فِيهَا إِلاَّ عِنْدَ الثَّامِنَةِ فَيَدْعُو رَبَّهُ فَيَذْكُرُ اللَّهَ وَيَحْمَدُهُ وَيَدْعُوهُ ثُمَّ يَنْهَضُ وَلاَ يُسَلِّمُ ثُمَّ يَقُومُ فَيُصَلِّي التَّاسِعَةَ ثُمَّ يَقْعُدُ فَيَذْكُرُ اللَّهَ وَيَحْمَدُهُ وَيَدْعُو رَبَّهُ وَيُصَلِّي عَلَى نَبِيِّهِ ثُمَّ يُسَلِّمُ تَسْلِيمًا يُسْمِعُنَا ثُمَّ يُصَلِّي رَكْعَتَيْنِ بَعْدَ مَا يُسَلِّمُ وَهُوَ قَاعِدٌ فَتِلْكَ إِحْدَى عَشْرَةَ رَكْعَةً فَلَمَّا أَسَنَّ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ وَأَخَذَ اللَّحْمُ أَوْتَرَ بِسَبْعٍ وَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ بَعْدَ مَا سَلَّمَ ‏.‏

١٢٤٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ زُهَيْرٍ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنِ الْحَكَمِ، عَنْ مِقْسَمٍ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُوتِرُ بِسَبْعٍ أَوْ بِخَمْسٍ لاَ يَفْصِلُ بَيْنَهُنَّ بِتَسْلِيمٍ وَلاَ كَلاَمٍ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 122- VİTİR KILMADAN UYUYAKALAN VEYA UNUTANIN BÂBI

1244 - “... Ebû Saîd-i Hudri (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Her kim vitir namazını kılmadan (fecir doğuncaya kadar) uyuyakalırsa veya unutursa, sabahladığı zaman veya hatırına geldiği zaman kılsın. )

1245 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Henüz sabahlamamışken (= fecir doğmamışken) vitir namazını kılınız. )

١٢٢ - باب مَنْ نَامَ عَنْ وِتْرٍ، أَوْ نَسِيَهُ

١٢٤٤ - حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ، أَحْمَدُ بْنُ أَبِي بَكْرٍ الْمَدِينِيُّ وَسُوَيْدُ بْنُ سَعِيدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( مَنْ نَامَ عَنِ الْوِتْرِ أَوْ نَسِيَهُ فَلْيُصَلِّ إِذَا أَصْبَحَ أَوْ ذَكَرَهُ ‏)‏.‏

١٢٤٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، وَأَحْمَدُ بْنُ الأَزْهَرِ، قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ أَبِي نَضْرَةَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( أَوْتِرُوا قَبْلَ أَنْ تُصْبِحُوا ‏)‏.‏ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى فِي هَذَا الْحَدِيثَ دَلِيلٌ عَلَى أَنَّ حَدِيثَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَاهٍ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 121- GECENİN SONUNDA VİTİR (NAMAZINI) KILMAK HAKKINDA GELEN (HADÎSLER) BÂBI

1241 - “... Mesrûk (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Ben, Âişe (radıyallahü anhâ)'ye, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vitir namazını (ne vakit kıldığını) sordum. Âişe (radıyallahü anha) dedi ki : O, gecenin evvelinde, ortasında, her vaktinde vitir kılmıştır. Ömrünün sonlarında vitir namazı seher vaktine doğru biterdi. "

1242 - “... Alî (bin Ebî Tâlib) (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), gecenin her vaktinde, gecenin evvelinde ve ortasında vitir namazını kılmıştır. Vitri seher vaktine doğru sona ermiştir. "

1243 - “... Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Gece uyanamıyacağından korkanlarınız, gecenin evvelinde vitir namazını kılsın, sonra uyusun. Gece sonunda uyanacağını umanlarınız vitir namazını gecenin sonunda kılsın. Çünkü gece sonundaki Kuran okumada melekler hazır olur. Gece sonunda Kuran okumak efdaldır. ) "

١٢١ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ آخِرَ اللَّيْلِ

١٢٤١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ، عَنْ أَبِي حُصَيْنٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ وَثَّابٍ، عَنْ مَسْرُوقٍ، قَالَ سَأَلْتُ عَائِشَةَ عَنْ وِتْرِ، رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَتْ مِنْ كُلِّ اللَّيْلِ قَدْ أَوْتَرَ مِنْ أَوَّلِهِ وَأَوْسَطِهِ وَانْتَهَى وِتْرُهُ حِينَ مَاتَ فِي السَّحَرِ ‏.‏

١٢٤٢ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ ضَمْرَةَ، عَنْ عَلِيٍّ، قَالَ مِنْ كُلِّ اللَّيْلِ قَدْ أَوْتَرَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ مِنْ أَوَّلِهِ وَأَوْسَطِهِ وَانْتَهَى وِتْرُهُ إِلَى السَّحَرِ ‏.‏

١٢٤٣ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي غَنِيَّةَ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ أَبِي سُفْيَانَ، عَنْ جَابِرٍ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( مَنْ خَافَ مِنْكُمْ أَنْ لاَ يَسْتَيْقِظَ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ فَلْيُوتِرْ مِنْ أَوَّلِ اللَّيْلِ ثُمَّ لْيَرْقُدْ وَمَنْ طَمِعَ مِنْكُمْ أَنْ يَسْتَيْقِظَ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ فَلْيُوتِرْ مِنْ آخِرِ اللَّيْلِ فَإِنَّ قِرَاءَةَ آخِرِ اللَّيْلِ مَحْضُورَةٌ وَذَلِكَ أَفْضَلُ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 120- RÜKÛ'DAN ÖNCE VE SONRA KUNUT OKUMAK HAKKINDA GELEN (HADÎSLER) BÂBI

1238 - “... Übeyy bin Kâ'b (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), vitir namazını kılardı, (vitrin son rek'atinde) rükû'dan önce Kunut okurdu. "

1239 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre : Kendisine sabah namazındaki Kunut hakkında soru sorulmuş;

Kendisi: Biz rükû'dan önce de sonra da Kunut okurduk, diye cevap vermiştir. "

1240 - “... Muhammed (bin Şîrîn) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Ben Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'a (sabah namazındaki) Kunüt durumunu sordum. Dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükû'dan sonra Kunût okumuştur. "

١٢٠ - باب مَا جَاءَ فِي الْقُنُوتِ قَبْلَ الرُّكُوعِ وَبَعْدَهُ

١٢٣٨ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مَيْمُونٍ الرَّقِّيُّ، حَدَّثَنَا مَخْلَدُ بْنُ يَزِيدَ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ زُبَيْدٍ الْيَامِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يُوتِرُ فَيَقْنُتُ قَبْلَ الرُّكُوعِ ‏.‏

١٢٣٩ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا سَهْلُ بْنُ يُوسُفَ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ سُئِلَ عَنِ الْقُنُوتِ، فِي صَلاَةِ الصُّبْحِ فَقَالَ كُنَّا نَقْنُتُ قَبْلَ الرُّكُوعِ وَبَعْدَهُ ‏.‏

١٢٤٠ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، حَدَّثَنَا أَيُّوبُ، عَنْ مُحَمَّدٍ، قَالَ سَأَلْتُ أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ عَنِ الْقُنُوتِ، فَقَالَ قَنَتَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ بَعْدَ الرُّكُوعِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 119- DUA EDERKEN ELLERİNİ KALDIRAN VE (SONUNDA) ELLERİNİ YÜZÜNE SÜRENİN BÂBI

1237 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Sen duâ ettiğin zaman avuçlarının içi(ni havaya kaldırmak) ile duâ et. Avuçlarının dışları (nı havaya kaldırmak) ile duâ etme. Duaya son verdiğin zaman avuçlarının içlerini, yüzüne sür. )

١١٩ - باب مَنْ رَفَعَ يَدَيْهِ فِي الدُّعَاءِ وَمَسَحَ بِهِمَا وَجْهَهُ

١٢٣٧ - حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالاَ حَدَّثَنَا عَائِذُ بْنُ حَبِيبٍ، عَنْ صَالِحِ بْنِ حَسَّانَ الأَنْصَارِيِّ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِيِّ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( إِذَا دَعَوْتَ اللَّهَ فَادْعُ بِبَاطِنِ كَفَّيْكَ وَلاَ تَدْعُ بِظُهُورِهِمَا فَإِذَا فَرَغْتَ فَامْسَحْ بِهِمَا وَجْهَكَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 118- KUNUTTA ELLERİNİ KALDIRMAYANIN (BEYÂNI) BÂBI

1236 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), yağmur duasından başka hiç bir duasında ellerini (havaya) kaldırmazdı. (Yağmur duasında) koltuk altlarının beyazlığı görülecek kadar ellerini (havaya) kaldırırdı. "

١١٨ - باب مَنْ كَانَ لاَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ فِي الْقُنُوتِ

١٢٣٦ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ نَبِيَّ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ لاَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ فِي شَىْءٍ مِنْ دُعَائِهِ إِلاَّ عِنْدَ الاِسْتِسْقَاءِ فَإِنَّهُ كَانَ يَرْفَعُ يَدَيْهِ حَتَّى يُرَى بَيَاضُ إِبْطَيْهِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 117- VİTİR NAMAZINDAKİ KUNÛT (DUASI) HAKKINDA GELEN HADÎSLER BÂBI

1234 - “... Hasan bin Ali (bin Ebî Tâlib) (radıyallahü anhüma)'dan; Şöyle demiştir:

Vitir (namazı) kunutunda okumakta olduğum şu cümleleri bana, dedem Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), öğretmiştir:

(Allah'ım! Dünyada ve âhirette dertten âzâd eylediklerin meyânında beni de azat eyle. (Veya sevdiğin) adamlar meyânında benim işlerimi de düzenle (veya beni de sev), hidâyete erdirdiklerinle beraber beni de erdir. Kaderin şerrinden beni sen koru. bana verdiğin nimetleri bereketlendir. Şüphesiz (dilediğinle) hükmedersin, sana hükmedilemez. Şüphesiz sevdiğin (kul) zelil olmaz, sen her tür eksikliklerden paksın. Ey Rabbimiz! İhsan (ve iyiliğin) boldur, zâtına lâyık olmayan her şeyden nezih ve temizsin.) "

1235 - “... Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir : Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), vitir namazın(ın selamın) dan sonra şöyle derdi:

(Allah'ım! Senin öfkenden, senin rızâna sığınırım. Senin azabından senin afvine sığınırım, sen(in cezan)dan sana sığınırım. Sana lâyıkı veçhile hamd-ü sena edemem. Sen zâtını övdüğün yüce vasıflara ve üstün kemalâta sahipsin. )

١١٧ - باب مَا جَاءَ فِي الْقُنُوتِ فِي الْوِتْرِ

١٢٣٤ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ بُرَيْدِ بْنِ أَبِي مَرْيَمَ، عَنْ أَبِي الْحَوْرَاءِ، عَنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِيٍّ، قَالَ عَلَّمَنِي جَدِّي رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَلِمَاتٍ أَقُولُهُنَّ فِي قُنُوتِ الْوِتْرِ ‏( اللَّهُمَّ عَافِنِي فِيمَنْ عَافَيْتَ وَتَوَلَّنِي فِيمَنْ تَوَلَّيْتَ وَاهْدِنِي فِيمَنْ هَدَيْتَ وَقِنِي شَرَّ مَا قَضَيْتَ وَبَارِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَ إِنَّكَ تَقْضِي وَلاَ يُقْضَى عَلَيْكَ إِنَّهُ لاَ يَذِلُّ مَنْ وَالَيْتَ سُبْحَانَكَ رَبَّنَا تَبَارَكْتَ وَتَعَالَيْتَ ‏)‏.‏

١٢٣٥ - حَدَّثَنَا أَبُو عُمَرَ، حَفْصُ بْنُ عَمْرٍو حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ أَسَدٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، حَدَّثَنِي هِشَامُ بْنُ عَمْرٍو الْفَزَارِيُّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ الْمَخْزُومِيِّ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ، ‏.‏ أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يَقُولُ فِي آخِرِ وِتْرِهِ ‏( اللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سُخْطِكَ وَأَعُوذُ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْكَ لاَ أُحْصِي ثَنَاءً عَلَيْكَ أَنْتَ كَمَا أَثْنَيْتَ عَلَى نَفْسِكَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 116- VİTİR NAMAZINI BİR REKAT OLARAK KILMAK HAKKINDA GELEN HADİSLER BÂBI

1230 - “... Abdullah bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gece namazını ikişer ikişer rek'at olarak kılardı ve bir rek'at vitir kılardı. "

1231 - “... Ebû Miclez (radıyallahü anh)'m, (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet ettiğine göre; İbn-i Ömer, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurdu, demiştir :

(Gece namazı ikişer, ikişer (rek'at) dır, vitir (namazı) da bir rek'attir. )

Ebû Miclez: Ben, İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)'ya:

— Söyleyiver! Eğer uykudan gözümü açamazsam. Söyle bakalım! Yâ eğer uyuya kalsam? dedim. İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ), bana:

— (Vitrini) Şu yıldızın (gözükmesi) vaktinde kılıversene, dedi.

— Ben başımı (semâya) kaldırdım. Baktım ki (işaret ettiği) Simâk yıldızı (görülüyor. ) Sonra İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ) hadîsi tekrarlıyarak: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, dedi:

(Gece namazı ikişer ikişer rek'attir. Vitir (namazı) da fecirden önce (kılınan) bir rek'attir. )

1232 - “... El-Muttalib bin Abdülah (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :

Bir adam, İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ)'ya :

— Ben vitir namazını nasıl kılayım? diye sordu. İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ) :

— Tek bir rek'at vitir kıl, diye cevap verince, adam:

— Halkın (kılacağım tek rek'atli namaza) büteyrâ ( = güdük) demelerinden korkarım, dedi. İbn-i Ömer (radıyallahü anhümâ) :

. . . . . . . . . dedi. Yani: (Tek bir rek'atli) bu namaz, Allah ve Resulünün sünnetidir. ( = Meşru kıldıkları bir ibâdettir. )

1233 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’dan; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) her iki rek'atın sonunda selâm verirdi ve bir tek rek'at olarak vitir kılardı. "

١١٦ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ بِرَكْعَةٍ

١٢٣٠ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، عَنْ أَنَسِ بْنِ سِيرِينَ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُصَلِّي مِنَ اللَّيْلِ مَثْنَى مَثْنَى وَيُوتِرُ بِرَكْعَةٍ ‏.‏

١٢٣١ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبِي الشَّوَارِبِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ، حَدَّثَنَا عَاصِمٌ، عَنْ أَبِي مِجْلَزٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صَلاَةُ اللَّيْلِ مَثْنَى مَثْنَى وَالْوِتْرُ رَكْعَةٌ ‏( قُلْتُ أَرَأَيْتَ إِنْ غَلَبَتْنِي عَيْنِي أَرَأَيْتَ إِنْ نِمْتُ قَالَ اجْعَلْ أَرَأَيْتَ عِنْدَ ذَلِكَ النَّجْمِ ‏.‏ فَرَفَعْتُ رَأْسِي فَإِذَا السِّمَاكُ ثُمَّ أَعَادَ فَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏( صَلاَةُ اللَّيْلِ مَثْنَى مَثْنَى وَالْوِتْرُ رَكْعَةٌ قَبْلَ الصُّبْحِ ‏)‏.‏

١٢٣٢ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِيُّ، حَدَّثَنَا الْمُطَّلِبُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ سَأَلَ ابْنَ عُمَرَ رَجُلٌ فَقَالَ كَيْفَ أُوتِرُ قَالَ أَوْتِرْ بِوَاحِدَةٍ ‏.‏ قَالَ إِنِّي أَخْشَى أَنْ يَقُولَ النَّاسُ الْبُتَيْرَاءُ فَقَالَ سُنَّةُ اللَّهِ وَرَسُولِهِ ‏.‏ يُرِيدُ هَذِهِ سُنَّةُ اللَّهِ وَرَسُولِهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ‏.‏

١٢٣٣ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا شَبَابَةُ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُسَلِّمُ فِي كُلِّ ثِنْتَيْنِ وَيُوتِرُ بِوَاحِدَةٍ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 115- VİTİR NAMAZINDA (FÂTÎHA'DAN SONRA) OKUNAN SÛRELER HAKKINDA GELEN (HADİSLER) BÂBI

1226 - “... Übeyy bin Kâ'b (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir namazını Fâtiha' süreleriyle kılardı. "

1227 - “... İbn-i Abbâs (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir namazını Fatiha'dan sonra ve;süreleriyle kılardı.

1228) ...

1229 - “... Abdülaziz bin Güreye (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir :

Biz Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in vitir namazında (Fâtiha'dan sonra) ne okuduğunu Âişe (radıyallahü anhâ)'ya sorduk. Dedi ki: O Fâtiha'dan sonra ilk rekatte . . . . ikinci rek'atte; . . . . ve üçüncü rek'atte; . . . . sûrelerini okurdu, diye cevap verdi. "

١١٥ - باب مَا جَاءَ فِيمَا يُقْرَأُ فِي الْوِتْرِ

١٢٢٦ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو حَفْصٍ الأَبَّارُ، حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ طَلْحَةَ، وَزُبَيْدٍ، عَنْ ذَرٍّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبْزَى، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ، قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُوتِرُ بِـ ‏{سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى}‏ وَ ‏{قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ}‏ وَ ‏{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ‏}‏ ‏.‏

١٢٢٧ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ، حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَانَ يُوتِرُ بِـ ‏{سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى ‏}‏ وَ ‏{قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ }‏ وَ ‏{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ }‏ ‏.‏

١٢٢٨ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنْصُورٍ أَبُو بَكْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا شَبَابَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ نَحْوَهُ ‏.‏

١٢٢٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، وَأَبُو يُوسُفَ الرَّقِّيُّ مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ الصَّيْدَلاَنِيُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ خُصَيْفٍ، عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ بْنِ جُرَيْجٍ، قَالَ سَأَلْنَا عَائِشَةَ بِأَىِّ شَىْءٍ كَانَ يُوتِرُ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَتْ كَانَ يَقْرَأُ فِي الرَّكْعَةِ الأُولَى بِـ ‏{سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى}‏ وَفِي الثَّانِيَةِ ‏{قُلْ يَا أَيُّهَا الْكَافِرُونَ}‏ وَفِي الثَّالِثَةِ ‏{قُلْ هُوَ اللَّهُ أَحَدٌ}‏ وَالْمُعَوِّذَتَيْنِ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 114- VİTİR (NAMAZI) HAKKINDA GELEN (HADÎSLER) BÂBI

1223 - “... Hârice bin Huzâfe el-Adevî (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir :

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)(sabah namazı için evinden çıkıp) yanımıza geldi ve:

(Şüphesiz Allah, hakkınızda dünya ve içindekilerin tümünden daha hayırlı olan bir namaz ile size ihsanda bulunmuştur. Bu, vitir namazıdır. Allahü teâlâ bu namazı yatsı namazıyla fecrin doğuşu arasında kılmayı size meşru etmiştir. ) buyurdu. "

1224 - “... Alî bin Ebî Ta'lib (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir:

Şüphesiz vitir namazı behemahal yapılması gerekli değildir. Farz namazlarınız gibi de değildir. Lâkin Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) vitir namazı kılmış, sonra buyurmuştur ki:

(Ey Kur'an ehli! Vitir namazını kılınız. Çünkü Allah vitirdir (= birdir) ve vitri sever. )

1225 - “... Abdullah bin Mes'ud (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre (kendisi) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in şöyle buyurduğunu söylemiş :

(Şüphesiz Allah vitirdir (tekdir), vitri sever. Ey Kur'an ehli! Vitir namazınızı kılınız. )

Bir a'râbi, Abdullah (radıyallahü anh)'a: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ne buyuruyor? diye sormuşi Abdullah (radıyallahü anh) . -

— Bu hüküm ne sanadır, ne de arkadaslarınadır. (Hafızlara mahsustur) demiştir. "

١١٤ - باب مَا جَاءَ فِي الْوِتْرِ

١٢٢٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ الْمِصْرِيُّ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَاشِدٍ الزَّوْفِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي مُرَّةَ الزَّوْفِيِّ، عَنْ خَارِجَةَ بْنِ حُذَافَةَ الْعَدَوِيِّ، قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَ ‏( إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَمَدَّكُمْ بِصَلاَةٍ لَهِيَ خَيْرٌ لَكُمْ مِنْ حُمُرِ النَّعَمِ الْوِتْرُ جَعَلَهُ اللَّهُ لَكُمْ فِيمَا بَيْنَ صَلاَةِ الْعِشَاءِ إِلَى أَنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ ‏)‏.‏

١٢٢٤ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ عَيَّاشٍ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ ضَمْرَةَ السَّلُولِيِّ، قَالَ قَالَ عَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِبٍ إِنَّ الْوِتْرَ لَيْسَ بِحَتْمٍ وَلاَ كَصَلاَتِكُمُ الْمَكْتُوبَةِ وَلَكِنْ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَوْتَرَ ‏.‏ ثُمَّ قَالَ ‏( يَا أَهْلَ الْقُرْآنِ أَوْتِرُوا فَإِنَّ اللَّهَ وِتْرٌ يُحِبُّ الْوِتْرَ ‏)‏.‏

١٢٢٥ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو حَفْصٍ الأَبَّارُ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ أَبِي عُبَيْدَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( إِنَّ اللَّهَ وِتْرٌ يُحِبُّ الْوِتْرَ فَأَوْتِرُوا يَا أَهْلَ الْقُرْآنِ ‏)‏.‏ فَقَالَ أَعْرَابِيٌّ مَا يَقُولُ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( لَيْسَ لَكَ وَلاَ لأَصْحَابِكَ ‏)‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 113- AKŞAM FARZINDAN SONRAKİ ALTI REKAT (SÜNNET) HAKKINDA GELEN (HADÎS) BÂBI

1222 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), şöyle buyurmuştur :

(Kim akşam namazın (in farzın) dan sonra altı rekat (sünnet) i, arasında fena söz söylemeden kılarsa bu (sünnet), onun için on iki yıllık ibâdete denk tutulur. )

١١٣ - باب مَا جَاءَ فِي السِّتِّ رَكَعَاتٍ بَعْدَ الْمَغْرِبِ

١٢٢٢ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو الْحُسَيْنِ الْعُكْلِيُّ، أَخْبَرَنِي عُمَرُ بْنُ أَبِي خَثْعَمٍ الْيَمَامِيُّ، أَنْبَأَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ‏( مَنْ صَلَّى بَعْدَ الْمَغْرِبِ سِتَّ رَكَعَاتٍ لَمْ يَتَكَلَّمْ بَيْنَهُنَّ بِسُوءٍ عُدِلْنَ لَهُ بِعِبَادَةِ ثِنْتَىْ عَشْرَةَ سَنَةً ‏)‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget