Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

06/11/22

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 5. Şarabın Haram Kılınmasıyla İlgili Diğer Hadisler

2476. İbni Vale el-Mısrî'den: Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh) üzümden sıkılan şıranın hükmünü sorduğumda şunları anlattı.

«Bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e içi şarap dolu bir kırba hediye edince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

«Bunu Allah'ın haram kıldığını bilmiyor musun?» buyurdu. Adam:

« Hayır» deyince, yanında bulunan biri ona gizlice bir şey söyledi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

« Onunla gizlice ne konuştun?» buyurdu. Adam:

« Şarabı satmasını söyledim» dedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

« İçilmesini haram kılan Allah, satılmasını da haram kıldı» buyurunca, adam şarap dolu iki kırbanın ağzını açtı, içlerindeki şarabın hepsi aktı gitti. Müslim, Musâkat, 22/12, no:68; Şeybanî, 713.

Türkçemizde şarap dediğimiz Kur'an ve hadislerde hamr olarak geçen madde; kabarıp yükselerek kesinleşip köpüğünü atan çiğ üzüm suyudur. Bunun bir takım hükümleri vardır:

1.  Zatı itibariyle haramdır, yoksa sarhoşluk verdiği için değil. Çünkü Kur'an-ı Kerim de «rics= pis» olarak vasıflandırılmıştır.

2. Haram olduğunu inkâr eden dinden çıkar.

3. Galiz pislik hükmündedir. Avuç içi kadarının elbise, vücudumuz ve namaz kılacağımız yere bulaşması namaza mani olur,

4. Müslüman hakkında kıymet ifade eden mal değildir. Bu sebeple alım-satımı caiz değildir. Bu hadis-i şerif de bunun delillerindendir.

5. Sarhoş olmasa bile şarabı içen kırbaçlanır. (Bk. Mavsılî, el-İhtiyar, c.4, s.99).

2477. Enes b. Malik (radıyallahü anh)'den: Ebû Ubeyde b. el-Cerrah'a, Ebû Talha el-Ensarî'ye ve Übey b. Ka’b'e (radıyallahü anh)'e hurma koruğu ile kuru hurmadan yapılmış içki dağıtıyordum. O sırada biri gelip:

« Şarap haram kılındı» deyince, Ebû Talha:

« Ey Enes! Kalk şu şarap testisini kır» dedi. Hemen kalktım, havanı aldım, şarap testisine vurdum. Testi param parça oldu. Buhârî, Eşribe, 74/3; Müslim, Eşribe, 36/1, no:9; Şeybanî, 716.Hadis-i şeriften sahabe-i kiramın İslamiyete; Kur'an ve sünnete ne derece bağlı olduklarını apaçık olarak öğreniyoruz. Yine Enes b. Malik'in başka Rivâyetlerinden öğrendiğimize göre, İçkinin kesin olarak haram kılındığını bildiren Maide sûresinin 90. âyeti inince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'de tellallar bağırttırarak durumu ilân etmiştir. Bunu işiten Sahabe-i Kiram, içki ne zaman ve niçin haram kılındı diye araştırmaya hiç lüzum hissetmeksizin, evlerinde bulunan içkileri hemen sokağa dökmüşlerdir. Hatta o kadar içki dökülmüştür ki Medine sokaklarından sel gibi şarap akmıştır. Bu, Ashab-ı Kiram'ın imanlarının kuvvetini; Allah ve Resulüne bağlılıklarının derecesini göstermektedir. Bu hal, bir de şuna dikkatimizi çekiyor: Bu kadar çok içki olan yerde, içki içen çok olduğu gibi içenlerin de müzmin tiryaki olduğu anlaşılır, işte içkinin haram olduğunu duyar duymaz hepsi birden hemen içkiyi bırakmaları İslama sımsıkı bağlılıklarını, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e itirazsız itaatlarını ve îmanlarının kuvvetini gösterir.

2478. Lebid oğlu Mahmud el-Ensârî'den: Ömer b. Hattab, Şam'a gelince, Şam halkı oranın havasının ağırlığından ve veba hastalığından şikâyet ederek: «Bizi ancak şu içki iyileştiriyor» dediler. Ömer (radıyallahü anh):

« Şu bal şerbetini için» deyince, onlar:

« Bal bizi iyileştirmiyor» dediler, içlerinden biri de Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'e:

« Sen bu baldan sarhoş etmeyen bir şarap mı yapmamızı istiyorsun?» deyince, Hazret-i Ömer:

« Evet» dedi. Onlar da üçte ikisi gidip biri kalıncaya kadar bal kaynatıp Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'e getirdiler Ömer (radıyallahü anh) parmağını şerbete batınp çıkarınca şerbet sünmeye başladı. Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh):

« Bu kaynatılmış üzüm şırası gibidir. Develere sürülen katran gibi katılaşmış» dedi ve bunu içmelerine müsaade etti. Ubade b. Sâmit, Ömer (radıyallahü anh)'e:»

« Vallahu bunu sen helal kıldın» deyince, Hazret-i Ömer (radıyallahü anh):

« Hayır! Vallahi» dedi. (ve şöyle dua etti): «Ey Allah'ım senin bunlara haram kıldığın hiçbir şeyi ben helal kılmıyorum. Senin helal kıldığın hiçbir şeyi de bunlara haram kılmıyorum.» Şeybanî,721.

2479. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'dan: Irak halkından bir grup insan bana:

« Ya Ebâ Abdurrahman, biz üzüm ve hurma alıp bunu şarap yaparak satıyoruz» dediler. Ben de:

« Size Allah'ı, meleklerini, insanları ve cinleri şahit tutuyorum ki bunu alıp satmanızı, şarap yapmanızı, içmenizi, sakalık yapmanızı size emretmiyorum. Çünkü bu şeytan işi, iğrenç bir şeyedir.»

٥ - باب جَامِعِ تَحْرِيمِ الْخَمْرِ

٢٤٧٦ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنِ ابْنِ وَعْلَةَ الْمِصْرِيِّ : أَنَّهُ سَأَلَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ عَمَّا يُعْصَرُ مِنَ الْعِنَبِ ؟ فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ : أَهْدَى رَجُلٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم رَاوِيَةَ خَمْرٍ، فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ اللَّهَ حَرَّمَهَا ؟). قَالَ : لاَ. فَسَارَّهُ رَجُلٌ إِلَى جَنْبِهِ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( بِمَ سَارَرْتَهُ ؟). فَقَالَ : أَمَرْتُهُ أَنْ يَبِيعَهَا. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إِنَّ الَّذِي حَرَّمَ شُرْبَهَا حَرَّمَ بَيْعَهَا ). فَفَتَحَ الرَّجُلُ الْمَزَادَتَيْنِ حَتَّى ذَهَبَ مَا فِيهِمَا(٣٥٦).

٢٤٧٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي طَلْحَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ : كُنْتُ أَسْقِي أَبَا عُبَيْدَةَ بْنَ الْجَرَّاحِ، وَأَبَا طَلْحَةَ الأَنْصَارِيَّ، وَأُبَيَّ بْنَ كَعْبٍ شَرَاباً مِنْ فَضِيخٍ وَتَمْرٍ، قَالَ : فَجَاءَهُمْ آتٍ فَقَالَ : إِنَّ الْخَمْرَ قَدْ حُرِّمَتْ. فَقَالَ أَبُو طَلْحَةَ : يَا أَنَسُ قُمْ إِلَى هَذِهِ الْجِرَارِ فَاكْسِرْهَا. قَالَ : فَقُمْتُ إِلَى مِهْرَاسٍ لَنَا فَضَرَبْتُهَا بِأَسْفَلِهِ حَتَّى تَكَسَّرَتْ(٣٥٧).

٢٤٧٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ دَاوُدَ بْنِ الْحُصَيْنِ، عَنْ وَاقِدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ سَعْدِ بْنِ مُعَاذٍ، أَنَّهُ أَخْبَرَهُ عَنْ مَحْمُودِ بْنِ لَبِيدٍ الأَنْصَاري : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ حِينَ قَدِمَ الشَّامَ شَكَا إِلَيْهِ أَهْلُ الشَّامِ وَبَاءَ الأَرْضِ وَثِقَلَهَا، وَقَالُوا : لاَ يُصْلِحُنَا إِلاَّ هَذَا الشَّرَابُ. فَقَالَ : عُمَرُ اشْرَبُوا هَذَا الْعَسَلَ. قَالُوا : لاَ يُصْلِحُنَا الْعَسَلُ. فَقَالَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الأَرْضِ : هَلْ لَكَ أَنْ نَجْعَلَ لَكَ مِنْ هَذَا الشَّرَابِ شَيْئاً لاَ يُسْكِرُ ؟ قَالَ : نَعَمْ. فَطَبَخُوهُ حَتَّى ذَهَبَ مِنْهُ الثُّلُثَانِ وَبَقِىَ الثُّلُثُ، فَأَتَوْا بِهِ عُمَرَ فَأَدْخَلَ فِيهِ عُمَرُ إِصْبَعَهُ، ثُمَّ رَفَعَ يَدَهُ فَتَبِعَهَا يَتَمَطَّطُ، فَقَالَ : هَذَا الطِّلاَءُ، هَذَا مِثْلُ طِلاَءِ الإِبِلِ. فَأَمَرَهُمْ عُمَرُ أَنْ يَشْرَبُوهُ، فَقَالَ لَهُ عُبَادَةُ بْنُ الصَّامِتِ : أَحْلَلْتَهَا وَاللَّهِ. فَقَالَ عُمَرُ : كَلاَّ وَاللَّهِ، اللَّهُمَّ إنِّي لاَ أُحِلُّ لَهُمْ شَيْئاً حَرَّمْتَهُ عَلَيْهِمْ، وَلاَ أُحَرِّمُ عَلَيْهِمْ شَيْئاً أَحْلَلْتَهُ لَهُمْ(٣٥٨).

٢٤٧٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّ رِجَالاً مِنْ أَهْلِ الْعِرَاقِ قَالُوا لَهُ : يَا أَبَا عَبْدِ الرَّحْمَنِ إِنَّا نَبْتَاعُ مِنْ ثَمَرِ النَّخْلِ وَالْعِنَبِ فَنَعْصِرُهُ خَمْراً فَنَبِيعُهَا. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : إنِّي أُشْهِدُ اللَّهَ عَلَيْكُمْ وَمَلاَئِكَتَهُ وَمَنْ سَمِعَ مِنَ الْجِنِّ وَالإِنْسِ، إنِّي لاَ آمُرُكُمْ أَنْ تَبِيعُوهَا، وَلاَ تَبْتَاعُوهَا، وَلاَ تَعْصِرُوهَا، وَلاَ تَشْرَبُوهَا، وَلاَ تَسْقُوهَا، فَإِنَّهَا رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ(٣٥٩).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 4. Şarabın Haram Kılınması

2473. Peygamberimizin zevcesi Hazret-i Aişe'den: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e bal şerbetinin hükmü sorulunca: «Sarhoş edici her içki haramdır» buyurdu. Buhârî, Eşribe, 74/4; Müslim, Eşribe, 36/7, no:67, 68; Şeybanî, 711. Bal şerbeti kabarıp sertleşerek köpüğünü atar ve sarhoş edici bir hale gelirse içilmesi haramdır. Aksi takdirde, bal şerbetinin içilmesi helal ve şifadır. Hatta bal şerbeti, soğuk içilirse ishale, ılık içilirse kabıza yararlıdır.

2474. Ata b. Yesar'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a dan şırasının hükmü sorulunca: «Onda hayır yoktur» dedi ve içilmesini yasakladı. . İbn Abdilber derki: İbn Vehb, Malik -Zeyd-Atâ- İbn Abbas yoluyla müsned olarak Rivâyet eder. Malik'ten müsned olarak yalnızca İbn Vehb'in Rivâyet ettiğini biliyorum.

İmâm-ı Mâlik der ki: Zeyd b. Eslem'e: « Gubeyrâ' nedir?» diye sordum da:

« Uskerke (Habeşlilerin darıdan yaptıkları bir çeşit şarap)» dedi. Şeybanî,712.

Darı şurubunun hükmü de, bal şurubu gibidir. Kabarıp sertleşerek köpüğünü atar ve sarhoş edici bir hale gelirse içilmesi haramdır. Aksi takdirde, içilmesi helal ve caizdir.

2475. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh)'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)«Kim bu dünyada şarap içer de tevbe etmezse, abirette cennet şarabından mahrum olur» buyurdu Müslim, Eşribe, 36/8, no:76; Şeybanî, 715.Şarabın haram olduğunu inkâr edip helal kabul ederek içen dinden çıkar. Fakat helal saymayarak içen dinden çıkmaz. Haram fiillerden birini yapmış olduğu için büyük günah işlemiş olur. Bu büyük günahtan kurtulabilmesi için tevbe etmesi lâzımdır. Hadis-i şeriften tevbe etmeden ölenin cennet şarabından mahrum kalacağını öğreniyoruz.

٤ - باب تَحْرِيمِ الْخَمْرِ

٢٤٧٣ - وَحَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ أبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم، أَنَّهَا قَالَتْ : سُئِلَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْبِتْعِ ؟ فَقَالَ : ( كُلُّ شَرَابٍ أَسْكَرَ فَهُوَ حَرَامٌ )(٣٥٣).

٢٤٧٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم سُئِلَ عَنِ الْغُبَيْرَاءِ ؟ فَقَالَ : ( لاَ خَيْرَ فِيهَا ). وَنَهَى عَنْهَا.

قَالَ مَالِكٌ : فَسَأَلْتُ زَيْدَ بْنَ أَسْلَمَ مَا الْغُبَيْرَاءُ ؟ فَقَالَ هِيَ الأُسْكَرْكَةُ(٣٥٤).

٢٤٧٥ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( مَنْ شَرِبَ الْخَمْرَ فِي الدُّنْيَا، ثُمَّ لَمْ يَتُبْ مِنْهَا، حُرِمَهَا فِي الآخِرَةِ )(٣٥٥).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 3. Çeşitli Meyve Sularının Karıştırılarak Şerbet Yapılışının Mekruh Oluşu Ve Birleştirilerek Şarap Yapılması Mekruh Olan Şeyler

[8] Birden fazla çeşitli meyve suları, yahut aynı türden ham ve olgunlaşmış meyve suları —bilhassa Hicaz gibi sıcak ülkelerde— tehammür eder yani şaraplaşır ve ekşir. Hem de —aşağıki notda belirtildiği gibi— aynı zamanda israf babına girer. Bu yüzden Resulü Ekrem bunları yasaklamıştır.

2470. Ata b. Yesar'dan: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) koruk hurma ile olgunlaşmış taze hurmanın ve kuru hurma ile kuru üzümün aynı kabda şıra yapılmasını yasakladı.» İbn Abdilber der ki: Malik'ten bildiğim kadarıyla ihtilafsız olarak mürseldir. Buhârî ve Müslim'de İbn Cureyc -Zeyd-Atâ-Câbir senediyledir: Buhârî, Eşribe, 74/11; Müslim, Eşribe, 36/5; no:16-19.

2471. Ebû Katade el-Ensârî'den: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kuru hurma şırası ile kuru üzüm şırasının ve taze hurma şırası ile alacalı koruk hurma şırasının karıştırılarak içilmesini yasakladı.» Buharî, Eşribe, 74/11; Müslim, Eşribe, 36/5, no:24,25.

2472. İmâm-ı Mâlik der ki: Memleketimizdeki alimler de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yasakladığı için bunu kerih görmüşlerdir. Ahmed b. Hanbel ve Şafii'lerce de çoğunluğun görüşüne göre haramdır. Ebû Hanife ve Ebû Yusuf’a göre bunu içmede bir mahzur yoktur. Bunu birleştirerek içilmesinin yasaklanması, İslamın ilk yıllarında idi, ki daha ziyade bunun sebebi geçim darlığı ve bir çeşit şıra ile yeünilip diğerlerine de yardım edilmesini teşvik idi. (Sehârenfûrî, Bezlü'l-Mechud, c. 16, s. 37).

٣ - باب مَا يُكْرَهُ أَنْ يُنْبَذَ جَمِيعاً

٢٤٧٠ - وَحَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى أَنْ يُنْبَذَ الْبُسْرُ وَالرُّطَبُ جَمِيعاً، وَالتَّمْرُ وَالزَّبِيبُ جَمِيعاً(٣٥١).

٢٤٧١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ الثِّقَةِ عِنْدَهُ، عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحُبَابِ الأَنْصَاري، عَنْ أبِي قَتَادَةَ الأَنْصَاري : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى أَنْ يُشْرَبَ التَّمْرُ وَالزَّبِيبُ جَمِيعاً، وَالزَّهْوُ وَالرُّطَبُ جَمِيعاً(٣٥٢).

٢٤٧٢ - قَالَ مَالِكٌ : وَهُوَ الأَمْرُ الَّذِي لَمْ يَزَلْ عَلَيْهِ أَهْلُ الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا : أَنَّهُ يُكْرَهُ ذَلِكَ لِنَهْي رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنْهُ.


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 2. İçerisinde Şıra Yapılması Yasaklanan Kaplar

2468. Abdullah b. Ömer'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), gazvelerinin birinde insanlara hitabede bulundu. Ben de süratle kendisine doğru gittim. Fakat ben yanına varmadan hutbesini bitirdi. Oradakilere peygamber ne söyledi diye sorduğumda: Kabak ve ziftli kab içerisinde sıra bırakılmasını yasakladı, denildi. Müslim, Eşribe, 6/48

2469. Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den: «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kabak ve ziftli kab içerisinde şıra bırakılmasını yasakladı» Müslim, Kerihe, :iÜ/fi, no:31,32. Bu kaplar İçerisindeki sıra çabucak sarhoş edici hale dönüşür. Onun için yasaklanmıştır. Bu, içkinin ilk yasaklandığı zamanlarda idi. İçki 'Vın kullandıkları bu kaplara şarap kokusu sinmişti. İçine konulan şıralar çabucak şaraplaşıyordu. İleni de kaplarını kullandırmamak!;) içkiyi unutturmak işlemiştir. Bilahere içki tamamen bırakılıp kaplardan lin içki eseri gidince, kullanılmasına müsaade etmiştir. Bunun bir benzeri de mezar ziyaretidir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) putlara tapmaya alışkın bütün erkek ve kadınlara dikili taşlan, putları andıran mezar ziyaretini önce yasakladı. Putlar tamamen unutulduktan sonra mezar ziyaretini erkeklere serbest etti.

٢ - باب مَا يُنْهَى أَنْ يُنْبَذَ فِيهِ

٢٤٦٨ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم خَطَبَ النَّاسَ فِي بَعْضِ مَغَازِيهِ، قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ : فَأَقْبَلْتُ نَحْوَهُ فَانْصَرَفَ قَبْلَ أَنْ أَبْلُغَهُ، فَسَأَلْتُ مَاذَا قَالَ ؟ فَقِيلَ لِي : نَهَى أَنْ يُنْبَذَ فِي الدُّبَّاءِ وَالْمُزَفَّتِ(٣٤٩).

٢٤٦٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْقُوبَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم نَهَى أَنْ يُنْبَذَ فِي الدُّبَّاءِ وَالْمُزَفَّتِ(٣٥٠).


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1. Şarap İçmenin Cezası

«Ey iman edenler, içki kumar, dikili taşlar (putlar), fal oldan ancak şeytan işi olan iğrenç şeylerdir. Onun için bunlardan kaçınınız ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.» Konuyla ilgili hadisler ve içki içene verilecek ceza bu bahisde görülecektir.

2463. Yezid oğlu Saib şöyle Rivâyet etti: Ömer b. Hattab (radıyallahü anh) yanımıza gelerek: «Falan kimsede içki kokusu buldum. Bunun kaynatılmış üzüm şırası olduğunu iddia ediyor. İçtiği şeyi sorup araştıracağım. Şayet sarhoş ediyorsa onu kırbaçlıyacağım» dedi. Bunu araştırdı, içki olduğunu öğrenince ona seksen kırbaç vurdu. Buhârî, Eşribe,74/10; Şeybanî, 709. Hanefi ve Şafii mezheblerine göre, kendisinde şarap kokusu bulunan kimseye içki içtiği, ya kendisinin ikrarı, ya da iki şahidin şehadetiyle sabit olmadıkça had uygulanmaz. Maliki ve Hanbeli mezheblerine göre ise had uygulanır.

2464. Sevr oğlu Zeyd ed-Dîlî'den: Ömer b. Hattab kişinin içtiği şarap konusunda insanların fikrini sorunca Hazret-i Ali (radıyallahü anh): «Ona seksen kırbaç vurma görüşündeyiz. Çünkü bu adam içince sarhoş olur; sarhoş olunca da saçmalamaya başlar; saçmalayınca ise iftira eder.» Bunun üzerine Ömer (radıyallahü anh)'de şarap içenlere seksen kırbaç vurmaya başladı. Şeybanî, 710. Fakihler ve İslam bilginlerinin çoğunluğuna göre içki içmenin haddi, yani verilecek cezanın miktarı, dinimizce tayin edilmiş olup hakimin takdirine bırakılmamıştır. Fakat bu cezanın miktarında ihtilaf edilmiştir. Maliki, Hanefî ve Hanbeliler'e göre, içki içene seksen kırbaç vurulur. Konumuz olan Hazret-i Ömer'in tatbikatı ve ashab-ı kiramın buna itiraz etmeyip muvafakati bunların delilidir.

İmam Şafii'ye göre ise, kırk kırbaç vurulur. Ona göre Hazret-i Ömer (radıyallahü anh)'ın bunu seksene çıkarması devlet başkanı olması hasebiyle tazir kabilin dendir. Bazı bölgelerde içki içen çoğalınca Hazret-i Ömer cezayı ağırlaştırmak istemiştir.

2465. İbn Şihab'dan: Benden şarap içen köleye verilecek ceza sorulunca: «Bana Rivâyet edildiğine göre, hür kimsenin cezasının yarısı verilir. Ömer b. Hattab, Osman b. Affan ve Abdullah b. Ömer, şarap içen kölelerine, şarap içen hür kimselerin cezasının yarısı kadar kırbaç vururlardı» dedi. Şeybanî, 706.

2466. Said oğlu Yahya'dan: Said b. Müseyyeb'in: «Haddin dışında her türlü suçun affedilmesini Allah sever», dediğini işittim.

2467. İmâm-ı Mâlik der ki: Bize göre, sarhoş edici şarabı içene sarhoş olsa da, olmasa da had vacib olur.

١ - باب الْحَدِّ فِي الْخَمْرِ

٢٤٦٣ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ، أَنَّهُ أَخْبَرَهُ، أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ خَرَجَ عَلَيْهِمْ فَقَالَ : إنِّي وَجَدْتُ مِنْ فُلاَنٍ رِيحَ شَرَابٍ، فَزَعَمَ أَنَّهُ شَرَابُ الطِّلاَءِ، وَأَنَا سَائِلٌ عَمَّا شَرِبَ، فَإِنْ كَانَ يُسْكِرُ جَلَدْتُهُ. فَجَلَدَهُ عُمَرُ الْحَدَّ تَامًّا(٣٤٦).

٢٤٦٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ ثَوْرِ بْنِ زَيْدٍ الدِّيلِيِّ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ اسْتَشَارَ فِي الْخَمْرِ يَشْرَبُهَا الرَّجُلُ، فَقَالَ لَهُ عَلِيُّ بْنُ أبِي طَالِبٍ : نَرَى أَنْ تَجْلِدَهُ ثَمَانِينَ، فَإِنَّهُ إِذَا شَرِبَ سَكِرَ، وَإِذَا سَكِرَ هَذَى، وَإِذَا هَذَى افْتَرَى. أَوْ كَمَا قَالَ، فَجَلَدَ عُمَرُ فِي الْخَمْرِ ثَمَانِينَ(٣٤٧).

٢٤٦٥ - وَحَدَّثَنِي عَنِ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ حَدِّ الْعَبْدِ فِي الْخَمْرِ، فَقَالَ : بَلَغَنِى أَنَّ عَلَيْهِ نِصْفَ حَدِّ الْحُرِّ فِي الْخَمْرِ، وَأَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ، وَعُثْمَانَ بْنَ عَفَّانَ، وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَدْ جَلَدُوا عَبِيدَهُمْ نِصْفَ حَدِّ الْحُرِّ فِي الْخَمْرِ.

٢٤٦٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ مَا مِنْ شَىْءٍ إِلاَّ اللَّهُ يُحِبُّ أَنْ يُعْفَى عَنْهُ مَا لَمْ يَكُنْ حَدًّا(٣٤٨).

٢٤٦٧ - قَالَ يَحْيَى : قَالَ مَالِكٌ : وَالسُّنَّةُ عِنْدَنَا أَنَّ كُلَّ مَنْ شَرِبَ شَرَاباً مُسْكِراً فَسَكِرَ أَوْ لَمْ يَسْكَرْ، فَقَدْ وَجَبَ عَلَيْهِ الْحَدُّ.


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget