بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
121- KADIN HAYIZLI OLDUĞU ZAMAN KOCASI İÇİN HELÂL OLAN YAKLAŞMA BÂBI
678 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Bizden birisi hayızlı olduğu zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona; hayızmın şiddetli zamanında izâr kuşanmasını emreder, sonra ona mübaşeret ederdi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) nefsine hâkim olduğu gibi hanginiz nefsine hâkim olabilir?"
679 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; şöyle demiştir :
Bizden birisi hayız gördüğü zaman Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), ona bir izâr giymesini emrederdi. (O da izâr kuşandıktan) sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona mübaşeret ederdi. "
Kütüb-i Sitte sahihlerinin hepsi bu hadîsi rivâyet etmişlerdir.
680 - “... (Mü'minlerin annelerinden) Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle söylemiştir :
Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber onun çarşafı altında idim. Kadınların gördüğü hayız kanını o esnada gördüm. Ben, çarşafın altından hemen sıvıştım. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Hayız mı gördün?) diye sordu. Ben: Kadınların gördüğü hayız kanını gördüm, dedim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Bu, Allah'ın Âdem kızlarına yazmış olduğu bir şeydir. ) buyurdu. Ümmü Seleme dedi ki : Ben sıvıştıktan sonra durumumu düzelttim (= Hayız elbisemi giyip tedbirimi aldım. ) Sonra döndüm. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana;
(Gel de, benimle beraber çarşafın altına gir. ) buyurdu. Ümmü Seleme dedi ki: Bunun üzerine ben de O’nunla beraber çarşafın altına girdim. "
681 - “... Muâviye bin Ebî Süfyan (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre şöyle söylemiştir :
Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in zevcesi olan (kız kardeşim) Ümmü Habîbe (radıyallahü anhâ)’ye: Sen hayz kanı gördüğünde Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile nasıl yaparsın? diye sordum. Ümmü Habîbe dedi ki:
Birimiz hayız kanını görmeye başlayıp şiddetli zamanında uyluk kemiklerinin yarılarına kadar uzanan izârı üzerimize bağlardı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber (aynı yatakta) yatardı. "
١٢١ - باب مَا لِلرَّجُلِ مِنِ امْرَأَتِهِ إِذَا كَانَتْ حَائِضًا
٦٧٨ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ، حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ، يَحْيَى بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُسْهِرٍ، عَنِ الشَّيْبَانِيِّ، جَمِيعًا عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الأَسْوَدِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَتْ إِحْدَانَا إِذَا كَانَتْ حَائِضًا أَمَرَهَا النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنْ تَأْتَزِرَ فِي فَوْرِ حَيْضَتِهَا ثُمَّ يُبَاشِرُهَا وَأَيُّكُمْ يَمْلِكُ إِرْبَهُ كَمَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَمْلِكُ إِرْبَهُ
٦٧٩ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرٌ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ، عَنِ الأَسْوَدِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَتْ إِحْدَانَا إِذَا حَاضَتْ أَمَرَهَا النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَنْ تَأْتَزِرَ بِإِزَارٍ ثُمَّ يُبَاشِرُهَا .
٦٨٠ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو، حَدَّثَنَا أَبُو سَلَمَةَ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ كُنْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي لِحَافِهِ فَوَجَدْتُ مَا تَجِدُ النِّسَاءُ مِنَ الْحَيْضَةِ فَانْسَلَلْتُ مِنَ اللِّحَافِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( أَنَفِسْتِ ). قُلْتُ وَجَدْتُ مَا تَجِدُ النِّسَاءُ مِنَ الْحَيْضَةِ . قَالَ ( ذَلِكَ مَا كَتَبَ اللَّهُ عَلَى بَنَاتِ آدَمَ ). قَالَتْ فَانْسَلَلْتُ فَأَصْلَحْتُ مِنْ شَأْنِي ثُمَّ رَجَعْتُ فَقَالَ لِي رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( تَعَالَىْ فَادْخُلِي مَعِي فِي اللِّحَافِ ). قَالَتْ فَدَخَلْتُ مَعَهُ .
٦٨١ - حَدَّثَنَا الْخَلِيلُ بْنُ عَمْرٍو، حَدَّثَنَا ابْنُ سَلَمَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ سُوَيْدِ بْنِ قَيْسٍ، عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ حُدَيْجٍ، عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ أَبِي سُفْيَانَ، عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ، زَوْجِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ سَأَلْتُهَا كَيْفَ كُنْتِ تَصْنَعِينَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فِي الْحَيْضَةِ قَالَتْ كَانَتْ إِحْدَانَا فِي فَوْرِهَا أَوَّلَ مَا تَحِيضُ تَشُدُّ عَلَيْهَا إِزَارًا إِلَى أَنْصَافِ فَخِذَيْهَا ثُمَّ تَضْطَجِعُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ .