65- ATEŞTE PİŞEN ŞEYLER (İ YEMEK) TEN DOLAYI ABDEST ALMAK BÂBI
523 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir : (Ateşte pişen şeyden dolayı abdest alınız. )
Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'ın bu hadîsi rivâyet etmesi üzerine İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ) :
Ateşte kaynatılmış su (ile abdest aldığım) dan dolayı (yeniden) abdest mi alacağım? diyerek (Ebû Hüreyre'nin hadisini garibsedi). Bunun üzerine Ebû Hüreyre O'na:
(Ey kardeşim oğlu! Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bir hadîs işittiğin zaman sakın ona misaller getirme, dedi. "
524 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:
(Ateşte pişen şeyi (yemek) ten dolayı abdest alınız. )
525 - “... Yezîd bin Ebî Mâlik (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre:
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) ellerini kulaklarının üzerine koyarak, kulaklarım sağır olsun eğer ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işitmedim, dedi :
(Ateşte pişen şeyi (yemek) ten dolayı abdest alınız. )
٦٥ - باب الْوُضُوءِ مِمَّا غَيَّرَتِ النَّارُ
٥٢٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ عَلْقَمَةَ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( تَوَضَّئُوا مِمَّا غَيَّرَتِ النَّارُ ). فَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَتَوَضَّأُ مِنَ الْحَمِيمِ فَقَالَ لَهُ يَا ابْنَ أَخِي إِذَا سَمِعْتَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ حَدِيثًا فَلاَ تَضْرِبْ لَهُ الأَمْثَالَ .
٥٢٤ - حَدَّثَنَا حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، أَنْبَأَنَا يُونُسُ بْنُ يَزِيدَ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( تَوَضَّئُوا مِمَّا مَسَّتِ النَّارُ ).
٥٢٥ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ الأَزْرَقُ، حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ بْنِ أَبِي مَالِكٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ كَانَ يَضَعُ يَدَيْهِ عَلَى أُذُنَيْهِ وَيَقُولُ صُمَّتَا إِنْ لَمْ أَكُنْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَقُولُ ( تَوَضَّئُوا مِمَّا مَسَّتِ النَّارُ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.