115- KANI DEVAMLI GELEN VE DAHA ÖNCE AYBAŞI ÂDETLERİNİN GÜNLERİNİ HESAPLAYABİLEN MÜSTAHÂZA KADIN
663 - “... Urve bin Zübeyr (radıyallahü anhüma)'dan rivâyet edildiğine göre Fâtime binti Ebî Hubeyş (radıyallahü anhâ) O'na şunu anlatmıştır:
Fâtime, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına gelerek kandan şikâyet etmiştir. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Bu (hayız değil), bir damar (dan gelen kan) dır. Bunun için sen bak, mu'tad hayızın zamanı gelince namaz kılma. Senin hayızın zamanı geçince guslet, sonra iki hayız arasındaki sürece namaz kıl, ) buyurdu. "
664 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir :
Fâtime bint-i Ebî Hubeyş, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek) Yâ Resûlallah! Ben müstehâza bir kadınım. Kandan temizlenemiyorum. Namazı terk edeyim mi? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
(Hayır! O ancak bir damar kanıdır, hayz değildir. Hayz geldiği zaman namazı bırak ve hayz gittiği zaman kanını yıka ve namaz kıl. ) Bu Veki (radıyallahü anh)'in hadisidir. "
665 - “... Ümmü Habîbe bint-i Cahş (radıyallahü anhâ)'dan: şöyle söylemiştir :
Ben çok ve uzun zaman müstahâza oluyordum. Nihayet durumunu bildirmek ve fetva istemek için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldim. O'nu kız kardeşim Zeyneb (Peygamber'in hanımı) (radıyallahü anhâ)'nın yanında buldum. Ümmü Habîbe (radıyallahü anhâ) dedi ki: Ben: Yâ Resûlallah! Sana ihtiyacım vardır, dedim. O:
(Ey hentâh ihtiyacın nedir?) diye sordu. Ben uzun süreli ve büyük istihâza görüyorum. Bu kan, benim namazıma ve orucuma mâni oldu. Bu kan hakkında bana ne emredersin? diye sordum. O:
(Ben sana pamuğun özelliğini anlatayım. Çünkü o, kanı giderir. ) buyurdu. Ben kan çok fazladır, dedim. Bunun üzerine, râvi Şerik'in (625 nolu) hadîsinin benzerini buyurdu. "
666 - “... (Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in zevcelerinden) Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:
Bir kadın, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e:
Ben, müstahâza bir kadınım. Temizlenemiyorum. (Kanım kesilmiyor. ) Ben, namazı bırakayım mı? diye sordu. O :
(Hayır. Lakin daha evvel hayız gördüğün günler ve geceler kadar namazı bırak. Sonra guslet ve bir bezle istisfar et ve namaz kıl. ) buyurdu.
Râvi Ebû Bekir, kendi rivâyetinde dedi ki : Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(..... ve ayın hayız günleri ve geceleri kadar) da buyurdu. "
667 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)’den rivâyet edildiğine göre şöyle söylemiştir :
Fâtime bint-i Ebî Hubeyş (radıyallahü anhâ) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e gelerek:
Yâ Resûlallah! Ben müstahâza olan bir kadınım. Temizlenemiyorum. (Kanım kesilmiyor. ) Ben namazı bırakayım mı? diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Hayır! O ancak bir damar kanıdır. Hayız değildir. Sen hayız olduğun günlerde namazdan uzak kal. Sonra guslet ve kan, haşir üzerine damlasa bile her namaz için abdest al. )
668- ... Adiyy bin Sâbit'in dedesi (radıyallahü anhüm)'den: Şöyle söylemiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), buyurdular ki:
Müstahâza kadın (eski âdetine göre hesaplanacak) hayız günlerinde namazı bırakacaktır. Ondan sonra (bir defa) gusledecek ve her namaz için abdest alacak oruç tutacak, namaz kılacaktır. )
١١٥ - باب مَا جَاءَ فِي الْمُسْتَحَاضَةِ إِذَا كَانَتْ قَدْ عَرَفَتْ أَقْرَاءَهَا
٦٦٣ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ، أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي حَبِيبٍ، عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنِ الْمُنْذِرِ بْنِ الْمُغِيرَةِ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، أَنَّ فَاطِمَةَ بِنْتَ أَبِي حُبَيْشٍ، حَدَّثَتْهُ أَنَّهَا، أَتَتْ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَشَكَتْ إِلَيْهِ الدَّمَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( إِنَّمَا ذَلِكَ عِرْقٌ فَانْظُرِي إِذَا أَتَى قَرْؤُكِ فَلاَ تُصَلِّي فَإِذَا مَرَّ الْقَرْءُ فَتَطَهَّرِي ثُمَّ صَلِّي مَا بَيْنَ الْقَرْءِ إِلَى الْقَرْءِ ).
٦٦٤ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْجَرَّاحِ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ، ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ جَاءَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ أَبِي حُبَيْشٍ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي امْرَأَةٌ أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ قَالَ ( لاَ إِنَّمَا ذَلِكَ عِرْقٌ وَلَيْسَ بِالْحَيْضَةِ فَإِذَا أَقْبَلَتِ الْحَيْضَةُ فَدَعِي الصَّلاَةَ وَإِذَا أَدْبَرَتْ فَاغْسِلِي عَنْكِ الدَّمَ وَصَلِّي ). هَذَا حَدِيثُ وَكِيعٍ .
٦٦٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، - إِمْلاَءً عَلَىَّ مِنْ كِتَابِهِ وَكَانَ السَّائِلُ غَيْرِي - أَنْبَأَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ عُمَرَ بْنِ طَلْحَةَ عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ بِنْتِ جَحْشٍ قَالَتْ كُنْتُ أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً كَثِيرَةً طَوِيلَةً . قَالَتْ فَجِئْتُ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ أَسْتَفْتِيهِ وَأُخْبِرُهُ . قَالَتْ فَوَجَدْتُهُ عِنْدَ أُخْتِي زَيْنَبَ . قَالَتْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِي إِلَيْكَ حَاجَةً . قَالَ ( وَمَا هِيَ أَىْ هَنْتَاهْ ). قُلْتُ إِنِّي أُسْتَحَاضُ حَيْضَةً طَوِيلَةً كَبِيرَةً وَقَدْ مَنَعَتْنِي الصَّلاَةَ وَالصَّوْمَ فَمَا تَأْمُرُنِي فِيهَا قَالَ ( أَنْعَتُ لَكِ الْكُرْسُفَ فَإِنَّهُ يُذْهِبُ الدَّمَ ). قُلْتُ هُوَ أَكْثَرُ . فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ شَرِيكٍ .
٦٦٦ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَعَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ سَأَلَتِ امْرَأَةٌ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَتْ إِنِّي أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ قَالَ ( لاَ وَلَكِنْ دَعِي قَدْرَ الأَيَّامِ وَاللَّيَالِي الَّتِي كُنْتِ تَحِيضِينَ ). قَالَ أَبُو بَكْرٍ فِي حَدِيثِهِ ( وَقَدْرَهُنَّ مِنَ الشَّهْرِ ثُمَّ اغْتَسِلِي وَاسْتَثْفِرِي بِثَوْبٍ وَصَلِّي ).
٦٦٧ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِي ثَابِتٍ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ جَاءَتْ فَاطِمَةُ بِنْتُ أَبِي حُبَيْشٍ إِلَى النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّي امْرَأَةٌ أُسْتَحَاضُ فَلاَ أَطْهُرُ أَفَأَدَعُ الصَّلاَةَ قَالَ ( لاَ إِنَّمَا ذَلِكَ عِرْقٌ وَلَيْسَ بِالْحَيْضَةِ اجْتَنِبِي الصَّلاَةَ أَيَّامَ مَحِيضِكِ ثُمَّ اغْتَسِلِي وَتَوَضَّئِي لِكُلِّ صَلاَةٍ وَإِنْ قَطَرَ الدَّمُ عَلَى الْحَصِيرِ ).
٦٦٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، وَإِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى، قَالاَ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ، عَنْ أَبِي الْيَقْظَانِ، عَنْ عَدِيِّ بْنِ ثَابِتٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( الْمُسْتَحَاضَةُ تَدَعُ الصَّلاَةَ أَيَّامَ أَقْرَائِهَا ثُمَّ تَغْتَسِلُ وَتَتَوَضَّأُ لِكُلِّ صَلاَةٍ وَتَصُومُ وَتُصَلِّي ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.