Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

03/27/21

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 33- Gerçek Mü’min Olmanın Özelliği Nedir?

5056- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Hiç biriniz kendisi için sevdiğini başkası için de sevmedikçe gerçek Mü’min olamaz.) (İbn Mâce, Mukaddime: 38; Buhârî, İman: 6)

٣٣ - باب علامة المؤمن

٥٠٥٦ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ ) . قَالَ الْقَاضِى - يَعْنِى ابْنَ الْكَسَّارِ - سَمِعْتُ عَبْدَ الصَّمَدِ الْبُخَارِىَّ يَقُولُ حَفْصُ بْنُ عُمَرَ الَّذِى يَرْوِى عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَهْدِىٍّ لاَ أَعْرِفُهُ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ سَقَطَ الْوَاوُ مِنْ حَفْصِ بْنِ عَمْرٍو الرَّبَالِىِّ الْمَشْهُورُ بِالرِّوَايَةِ عَنِ الْبَصْرِيِّينَ وَهُوَ ثِقَةٌ ذَكَرَهُ فِى هَذَا الْخَبَرِ فِى حَدِيثِ مَنْصُورِ بْنِ سَعْدٍ فِى بَابِ صِفَةِ الْمُسْلِمِ سَمِعْتُهُ يَقُولُ لاَ أَعْلَمُ رَوَى حَدِيثَ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ الْمَرْفُوعَ ( أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ ) . بِزِيَادَةِ قَوْلِهِ ( وَاسْتَقْبَلُوا قِبْلَتَنَا وَأَكَلُوا ذَبِيحَتَنَا وَصَلَّوْا صَلاَتَنَا ) . عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ إِلاَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الْمُبَارَكِ وَيَحْيَى بْنَ أَيُّوبَ الْبَصْرِىَّ وَهُوَ فِى هَذَا الْجُزْءِ فِى بَابِ مَا يُقَاتِلُ النَّاسَ .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 32- Kur’an Okuyan Mü’minin ve Münafığın Halleri

5055- Ebu Mûsâ el Eşarî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kur’an okuyan Mü’min kimsenin hali turunca benzer kokusu da tadı da güzeldir. Kur’an okumayan Mü’min’in hali ise hurmaya benzer tadı güzel olup kokusu yoktur. Kur’an okuyan Münafığın hali Reyhan (Fesleğen)’e benzer kokusu güzeldir fakat tadı acıdır. Kur’an okumayan Münafığın durumu ise Ebu Cehil karpuzuna benzer tadı acı olup kokusu da yoktur.) (İbn Mâce, Mukaddime: 44; Tirmizî, Emsal: 4)

٣٢ - باب مثل الذي يقرأ القرآن من مؤمن ومنافق

٥٠٥٥ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ قَالَ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ أَبَا مُوسَى الأَشْعَرِىَّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَثَلُ الْمُؤْمِنِ الَّذِى يَقْرَأُ الْقُرْآنَ مَثَلُ الأُتْرُجَّةِ طَعْمُهَا طَيِّبٌ وَرِيحُهَا طَيِّبٌ وَمَثَلُ الْمُؤْمِنِ الَّذِى لاَ يَقْرَأُ الْقُرْآنَ كَمَثَلِ التَّمْرَةِ طَعْمُهَا طَيِّبٌ وَلاَ رِيحَ لَهَا وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ الَّذِى يَقْرَأُ الْقُرْآنَ كَمَثَلِ الرَّيْحَانَةِ رِيحُهَا طَيِّبٌ وَطَعْمُهَا مُرٌّ وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ الَّذِى لاَ يَقْرَأُ الْقُرْآنَ كَمَثَلِ الْحَنْظَلَةِ طَعْمُهَا مُرٌّ وَلاَ رِيحَ لَهَا ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 31- Münafığın Örneği Nasıldır?

5054- İbn Ömer (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Münafığın örneği iki sürü arasında şaşkın şaşkın dolaşan bir koyuna benzer bir o sürüye karışır bir bu sürüye karışır hangi sürünün peşinden gideceğini bilmez.) (Müslim, İman: 38; Buhârî, İman: 19)

٣١ - باب مثل المنافق

٥٠٥٤ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( مَثَلُ الْمُنَافِقِ كَمَثَلِ الشَّاةِ الْعَائِرَةِ بَيْنَ الْغَنَمَيْنِ تَعِيرُ فِى هَذِهِ مَرَّةً وَفِى هَذِهِ مَرَّةً لاَ تَدْرِى أَيَّهَا تَتْبَعُ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 30- Dini Kurtarmak İçin Fitnelerden Uzak Durmak

5053- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

((Öyle bir zaman gelecek ki) Kişinin en hayırlı malı koyunları olacaktır. Dinini fitneden korumak için koyunlarıyla birlikte dağlarda ve vadilerde yaşar.) (Buhârî, İman: 38; İbn Mâce, Mukaddime: 8)

٣٠ - باب الفرار بالدين من الفتن

٥٠٥٣ - أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا مَعْنٌ ح وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ قَالاَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى صَعْصَعَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( يُوشِكُ أَنْ يَكُونَ خَيْرَ مَالِ مُسْلِمٍ غَنَمٌ يَتَّبِعُ بِهَا شَعَفَ الْجِبَالِ وَمَوَاقِعَ الْقَطْرِ يَفِرُّ بِدِينِهِ مِنَ الْفِتَنِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 29- İbadetin Az Da Olsa Devamlı Olanı Makbüldür

5052- Âişe (radıyallahü anha) anlatıyor: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Âişe’nin yanına girdi yanında bir kadın vardı. Onu görünce:

(Bu kadın kimdir?) dedi. Âişe’de:

(Bu kadın falan kadındır, geceleri uyumaz ve çok namaz kılar) deyince; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Sus ibadetlerini söyleme! Güç yetirebileceğiniz ibadetleri yapın. Allah’a yemin ederim ki sizler ibadetten usanıp bıkmadıkça Allah sizden sevabını esirgemez. Allah’ın en sevdiği ibadet ve amel devamlı yapılanıdır.) (Buhârî, İman: 33; Ebû Dâvûd, İman: 38)

٢٩ - باب أَحَبِّ الدِّينِ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ

٥٠٥٢ - أَخْبَرَنَا شُعَيْبُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ يَحْيَى - وَهُوَ ابْنُ سَعِيدٍ - عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ أَخْبَرَنِى أَبِى عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلّى اللّه عليه وسلّم دَخَلَ عَلَيْهَا وَعِنْدَهَا امْرَأَةٌ فَقَالَ ( مَنْ هَذِهِ ) . قَالَتْ فُلاَنَةُ لاَ تَنَامُ . تَذْكُرُ مِنْ صَلاَتِهَا . فَقَالَ ( مَهْ عَلَيْكُمْ مِنَ الْعَمَلِ مَا تُطِيقُونَ فَوَاللَّهِ لاَ يَمَلُّ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ حَتَّى تَمَلُّوا ) . وَكَانَ أَحَبُّ الدِّينِ إِلَيْهِ مَا دَامَ عَلَيْهِ صَاحِبُهُ .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 28- Din Kolaylıktır

5051- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Bu din gerçekten kolaylıktır. Hiç kimse dini zorlaştırmaya kalkmasın mağlup olur. O halde doğru yolu takip edip orta yolu elden bırakmayın. Müjdeleyin ve imrendirin, kolaylaştırın sabah erken kalkarak ve gece serinliğinden ve kuşluk vakitlerinden istifade ederek ibadetleriniz de verim ve devamlılığı sağlayın.) (Buhârî, İman: 29)

٢٨ - باب الدين يسر

٥٠٥١ - أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ نَافِعٍ قَالَ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عَلِىٍّ عَنْ مَعْنِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ هَذَا الدِّينَ يُسْرٌ وَلَنْ يُشَادَّ الدِّينَ أَحَدٌ إِلاَّ غَلَبَهُ فَسَدِّدُوا وَقَارِبُوا وَأَبْشِرُوا وَيَسِّرُوا وَاسْتَعِينُوا بِالْغَدْوَةِ وَالرَّوْحَةِ وَشَىْءٍ مِنَ الدُّلْجَةِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 27- Haya Da İmandan Bir Bölümdür

5050- Sâlim (radıyallahü anh)’in babasından rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), utanmayı bırakması için kardeşine nasihat eden birine rastladı ve ona:

(Onu kendi haline bırak çünkü haya imandandır) buyurdu. (Tirmîzî: İman: 7)

٢٧ - باب الحياء

٥٠٥٠ - أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا مَعْنٌ قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ ح وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ أَخْبَرَنِى مَالِكٌ - وَاللَّفْظُ لَهُ - عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَرَّ عَلَى رَجُلٍ يَعِظُ أَخَاهُ فِى الْحَيَاءِ فَقَالَ ( دَعْهُ فَإِنَّ الْحَيَاءَ مِنَ الإِيمَانِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 26- Cenazede Bulunmak İmanın Gereklerindendir

5049- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim inanarak ve sevabını da Allah’tan bekleyerek bir Müslüman’ın cenazesini takip ederse, cenaze namazını kılar kabre konuluncaya kadar da beklerse, kendisine iki kırat sevap yazılır ki onun bir kıratı Uhud dağı kadardır. Kim cenaze namazını kılar ve dönerse bir kırat ecir verilir.) (Buhârî, İman: 34)

٢٦ - باب شهود الجنائز

٥٠٤٩ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ سَلاَّمٍ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ - يَعْنِى ابْنَ يُوسُفَ بْنِ الأَزْرَقِ - عَنْ عَوْفٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سِيرِينَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( مَنِ اتَّبَعَ جَنَازَةَ مُسْلِمٍ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً فَصَلَّى عَلَيْهِ ثُمَّ انْتَظَرَ حَتَّى يُوضَعَ فِى قَبْرِهِ كَانَ لَهُ قِيَرَاطَانِ أَحَدُهُمَا مِثْلُ أُحُدٍ وَمَنْ صَلَّى عَلَيْهِ ثُمَّ رَجَعَ كَانَ لَهُ قِيرَاطٌ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 25- Emredilen Dört Şey ve Yasaklanan Dört Şey Nelerdir?

5048- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Abdülkays kabilesinden bir heyet Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna gelerek; şöyle dediler: Biz Rabia soyundan bir kabileyiz. Biz Senin yanına ancak haram aylarda gelebiliriz. Bu sebeple bize bir şeyler emret onları yapalım buraya gelmeyen kardeşlerimizi de ona davet edelim. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Size dört şeyi emredeceğim ve sizi dört şeyden yasaklayacağım. 1. Allah’a İman = Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına ve Benim de Allah’ın elçisi olduğuma şahadet etmenizdir. 2. Namaz kılmak. 3. Zekat vermek. 4. Ganimet olarak aldığınız şeylerin beşte birini bana vermenizdir. Yasakladığım dört şey ise: Dübba, Hantem denilen ve içersinde şarap bulundurulan kaplarla, ziftlenmiş fıçı ve ziftlenmiş küpler.) (ki hepsinin içinde şarap bulunurdu) bunların kullanımını da yasakladı.) (Buhârî, İman: 40; Müslim, Eşribe: 6)

٢٥ - باب أداء الخمس

٥٠٤٨ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا عَبَّادٌ - وَهُوَ ابْنُ عَبَّادٍ - عَنْ أَبِى جَمْرَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَدِمَ وَفْدُ عَبْدِ الْقَيْسِ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالُوا إِنَّا هَذَا الْحَىَّ مِنْ رَبِيعَةَ وَلَسْنَا نَصِلُ إِلَيْكَ إِلاَّ فِى الشَّهْرِ الْحَرَامِ فَمُرْنَا بِشَىْءٍ نَأْخُذُهُ عَنْكَ وَنَدْعُو إِلَيْهِ مَنْ وَرَاءَنَا . فَقَالَ ( آمُرُكُمْ بِأَرْبَعٍ وَأَنْهَاكُمْ عَنْ أَرْبَعٍ الإِيمَانُ بِاللَّهِ - ثُمَّ فَسَّرَهَا لَهُمْ - شَهَادَةُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنِّى رَسُولُ اللَّهِ وَإِقَامُ الصَّلاَةِ وَإِيتَاءُ الزَّكَاةِ وَأَنْ تُؤَدُّوا إِلَىَّ خُمُسَ مَا غَنِمْتُمْ وَأَنْهَاكُمْ عَنِ الدُّبَّاءِ وَالْحَنْتَمِ وَالْمُقَيَّرِ وَالْمُزَفَّتِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 24- Cihad Eden Mutlaka Cennete Girecektir

5046- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle işitmiştir:

(Allah sadece kendisine İman ederek Allah yolunda cihada çıkanı şehid olmasıyla ya da eceliyle ölmesiyle Cennete sokacağına yahut sevap ve ganimetle evine döndüreceğine dair söz vermiştir.) (Müslim, Imara: 28; Buhârî, İman: 26)

5047- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Sırf Allah’a olan imanıyla ve cihad aşkıyla ve Peygamberleri tasdik ederek Allah yolunda savaşan kimseyi Allah Cennete sokacağına veya ecir ve ganimetle evine döndüreceğine garanti sözü vermiştir.) (Müslim, Imara: 28; Buhârî, İman: 26)

٢٤ - باب الجهاد

٥٠٤٦ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ مِينَاءَ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ( انْتَدَبَ اللَّهُ لِمَنْ يَخْرُجُ فِى سَبِيلِهِ لاَ يُخْرِجُهُ إِلاَّ الإِيمَانُ بِى وَالْجِهَادُ فِى سَبِيلِى أَنَّهُ ضَامِنٌ حَتَّى أُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ بِأَيِّهِمَا كَانَ إِمَّا بِقَتْلٍ وَإِمَّا وَفَاةٍ أَوْ أَنْ يَرُدَّهُ إِلَى مَسْكَنِهِ الَّذِى خَرَجَ مِنْهُ يَنَالُ مَا نَالَ مِنْ أَجْرٍ أَوْ غَنِيمَةٍ ) .

٥٠٤٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ قَالَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ الْقَعْقَاعِ عَنْ أَبِى زُرْعَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( تَضَمَّنَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لِمَنْ خَرَجَ فِى سَبِيلِهِ لاَ يُخْرِجُهُ إِلاَّ الْجِهَادُ فِى سَبِيلِى وَإِيمَانٌ بِى وَتَصْدِيقٌ بِرُسُلِى فَهُوَ ضَامِنٌ أَنْ أُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ أَوْ أُرْجِعَهُ إِلَى مَسْكَنِهِ الَّذِى خَرَجَ مِنْهُ نَالَ مَا نَالَ مِنْ أَجْرٍ أَوْ غَنِيمَةٍ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 23- Farz İbadetlerle Birlikte Nafile (Sünnetler) Vardır

5045- Talha b. Ubeydullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir Necid’li bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldi saçları dağınık durumdaydı, yüksek olan sesi duyuluyor ne söylediği anlaşılmıyordu. Yaklaşınca İslâm’ı öğrenmek istediği anlaşıldı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona İslâm’ı şöyle anlattı. Bir gece ve gündüz içersinde beş vakit namaz kılmandır. Adam:

(Bundan başka namaz kılmam gerekir mi?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Hayır, ancak nafile olarak fazladan farzların dışında namaz kılabilirsin) buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Ramazan ayı boyunca oruç tutarsın) buyurdu. Adam:

(Ondan başka oruç tutmam gerekir mi?) deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Hayır fakat farz olan bu orucun dışında nafile oruç tutabilirsin) buyurdu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), ona zekattan bahsetti. Adam:

(Bunun dışında yapacağım bir ödeme var mıdır?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Hayır nafile olarak fazladan yapabilirsin) buyurdu. Adam dönüp giderken şöyle diyordu:

(Bu söylenenler üzerine ne artırırım ne de eksiltirim.) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Doğru söylüyorsa kurtuldu gitti) buyurdu. (Buhârî, İman: 18; Müslim, İman: 39)

٢٣ - باب الزكاة

٥٠٤٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو سُهَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ سَمِعَ طَلْحَةَ بْنَ عُبَيْدِ اللَّهِ يَقُولُ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ أَهْلِ نَجْدٍ ثَائِرَ الرَّأْسِ يُسْمَعُ دَوِىُّ صَوْتِهِ وَلاَ يُفْهَمُ مَا يَقُولُ حَتَّى دَنَا فَإِذَا هُوَ يَسْأَلُ عَنِ الإِسْلاَمِ قَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( خَمْسُ صَلَوَاتٍ فِى الْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ ) . قَالَ هَلْ عَلَىَّ غَيْرُهُنَّ قَالَ ( لاَ إِلاَّ أَنْ تَطَّوَّعَ ) . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( وَصِيَامُ شَهْرِ رَمَضَانَ ) . قَالَ هَلْ عَلَىَّ غَيْرُهُ قَالَ ( لاَ إِلاَّ أَنْ تَطَّوَّعَ ) . وَذَكَرَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم الزَّكَاةَ فَقَالَ هَلْ عَلَىَّ غَيْرُهَا قَالَ ( لاَ إِلاَّ أَنْ تَطَّوَّعَ ) . فَأَدْبَرَ الرَّجُلُ وَهُوَ يَقُولُ لاَ أَزِيدُ عَلَى هَذَا وَلاَ أَنْقُصُ مِنْهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَفْلَحَ إِنْ صَدَقَ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 22- Kadir Gecesini Değerlendirmek

5044- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim inanıp karşılığını da Allah’tan bekleyerek Ramazan’ı değerlendirirse geçmiş günahları affolunur. Kim de yine inanarak ve karşılığını da Allah’tan bekleyerek kadir gecesini değerlendirirse onunda geçmiş günahları bağışlanır.) (Buhârî, İman: 25; Ebû Dâvûd, İman: 17)

٢٢ - باب قيام ليلة القدر

٥٠٤٤ - حَدَّثَنَا أَبُو الأَشْعَثِ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ - يَعْنِى ابْنَ الْحَارِثِ - قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ وَمَنْ قَامَ لَيْلَةَ الْقَدْرِ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 21- Ramazan Gecelerini Değerlendirmek

5041- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim inanıp mükafatını da Allah’tan bekleyerek Ramazan ayının gecelerini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.) (Buhârî, İman: 25; Ebû Dâvûd, İman: 17)

5042- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim inanıp karşılığını da Allah’tan bekleyerek Ramazanı değerlendirirse geçmiş günahları bağışlanır.) (Buhârî, İman: 25; Ebû Dâvûd, İman: 17)

5043- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim inanıp karşılığını da Allah’tan bekleyerek Ramazanı değerlendirirse geçmiş günahları affolunur.) (Buhârî, İman: 25; Ebû Dâvûd, İman: 17)

٢١ - باب قيام رمضان

٥٠٤١ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( مَنْ قَامَ شَهْرَ رَمَضَانَ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ) .

٥٠٤٢ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ ح وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ عَنِ ابْنِ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ) .

٥٠٤٣ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَسْمَاءَ قَالَ حَدَّثَنَا جُوَيْرِيَةُ عَنْ مَالِكٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَحُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَاناً وَاحْتِسَاباً غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 20- Münafıklık Alameti (Belirtisi) Nelerdir?

5037- Abdullah b. Amr (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Şu dört özellik kimde bulunursa o kimsede münafıklık alameti var demektir. O özellik onda bulunduğu sürece o özellik onda var demektir. 1. Konuştuğu zaman yalan söyler. 2. Söz verir yerine getirmez. 3. Sözleşme yaptığında sözleşmesini bozar. 4. Münakaşa edince haktan ayrılıp aşırı gider.) (Müslim, İman: 25; Tirmizî, İman: 14)

5038- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Münafık kimsenin özelliği üçtür. 1. Konuştuğunda yalan söyler. 2. Söz verir yerine getirmez. 3. Emanet edilince hainlik eder.) (Müslim, İman: 25; Tirmizî, İman: 14)

5039- Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana:

(Beni ancak Mü’min kimsenin seveceğini ve bana münafığın buğz edeceğini) bildirdi. (Buhârî, İman: 10; Tirmizî, İman: 14)

5040- Abdullah (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir:

(Üç özellik kimde bulunursa o münafıktır. 1. Söylediği zaman yalan söylemek, 2. Emanet edildiğinde hainlik etmek, 3. Söz verdiğinde sözünde durmamak. Kimde bu özelliklerden biri bulunursa onu bırakıncaya kadar onda münafıklıktan bir özellik bulunmuş olur.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

٢٠ - باب علامة المنافق

٥٠٣٧ - أَخْبَرَنَا بِشْرُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُرَّةَ عَنْ مَسْرُوقٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنِ النَّبِىِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( أَرْبَعَةٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ كَانَ مُنَافِقاً أَوْ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ الأَرْبَعِ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتَّى يَدَعَهَا إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ وَإِذَا عَاهَدَ غَدَرَ وَإِذَا خَاصَمَ فَجَرَ ) .

٥٠٣٨ - حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو سُهَيْلٍ نَافِعُ بْنُ مَالِكِ بْنِ أَبِى عَامِرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( آيَةُ النِّفَاقِ ثَلاَثٌ إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ وَإِذَا ائْتُمِنَ خَانَ ) .

٥٠٣٩ - أَخْبَرَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عَدِىِّ بْنِ ثَابِتٍ عَنْ زِرِّ بْنِ حُبَيْشٍ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ عَهِدَ إِلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنْ لاَ يُحِبَّنِى إِلاَّ مُؤْمِنٌ وَلاَ يُبْغِضَنِى إِلاَّ مُنَافِقٌ .

٥٠٤٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ يَحْيَى بْنِ الْحَارِثِ قَالَ حَدَّثَنَا الْمُعَافَى قَالَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ قَالَ حَدَّثَنَا مَنْصُورُ بْنُ الْمُعْتَمِرِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ ثَلاَثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ فَهُوَ مُنَافِقٌ إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا ائْتُمِنَ خَانَ وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ فَمَنْ كَانَتْ فِيهِ وَاحِدَةٌ مِنْهُنَّ لَمْ تَزَلْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتَّى يَتْرُكَهَا .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 19- İmanın Alameti (Belirtisi) Nedir?

5030- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hiçbiriniz beni çocuğundan, babasından ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek Mü’min olamazsınız.) (Müslim, İman: 16; İbn Mâce, Mukaddime: 9)

5031- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hiçbiriniz beni malından, çoluk çocuğundan ve tüm insanlardan daha çok sevmedikçe gerçek Mü’min olamazsınız.) (Müslim, İman: 16; İbn Mâce, Mukaddime: 9)

5032- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki:

(Hiç biriniz beni çocuğundan ve babasından daha çok sevmedikçe gerçek Mü’min olmazsınız.) (Buhârî, İman: 7; Müslim, İman: 16)

5033- Katade (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Enes’ten işittim şöyle diyordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Hiçbiriniz kendisi için sevdiği şeyi kardeşi için de sevmedikçe gerçek Mü’min olamazsınız.) (Buhârî, İman: 7; Müslim, İman: 16)

5034- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki; hiç biriniz hayır konularında kendi canı için sevip hoşlandığı şeyi Mü’min kardeşi için de sevmedikçe gerçek Mü’min olamaz.) (Müslim, İman: 16; Tirmizî, İman: 17)

5035- Ali (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ümmî olan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in benim hakkımdaki sözü şöyledir:

(Seni ancak Mü’min sever sana da ancak münafık buğz eder.) (Buhârî, İman: 10; Müslim, İman: 16)

5036- Enes (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Ensarı sevmek İman’ın alâmeti, Ensara buğz etmek ise münafıklığın alâmetidir.) (Buhârî, İman: 10; Müslim, İman: 16)

١٩ - باب علامة الإيمان

٥٠٣٠ - أَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ - يَعْنِى ابْنَ الْمُفَضَّلِ - قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَنَساً يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ وَوَالِدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ ) .

٥٠٣١ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ قَالَ أَنْبَأَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ عَبْدِ الْعَزِيزِ ح وَأَنْبَأَنَا عِمْرَانُ بْنُ مُوسَى قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ مَالِهِ وَأَهْلِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ ) .

٥٠٣٢ - أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ بَكَّارٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَيَّاشٍ قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبٌ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ مِمَّا حَدَّثَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ هُرْمُزَ مِمَّا ذُكِرَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا هُرَيْرَةَ يُحَدِّثُ بِهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ وَوَالِدِهِ ) .

٥٠٣٣ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَأَنْبَأَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ قَالَ حَدَّثَنَا بِشْرٌ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَنَساً يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَقَالَ حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ فِى حَدِيثِهِ إِنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ ) .

٥٠٣٤ - أَخْبَرَنَا مُوسَى بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ حُسَيْنٍ - وَهُوَ الْمُعَلِّمُ - عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( وَالَّذِى نَفْسُ مُحَمَّدٍ بِيَدِهِ لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لأَخِيهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ مِنَ الْخَيْرِ ) .

٥٠٣٥ - أَخْبَرَنَا يُوسُفُ بْنُ عِيسَى قَالَ أَنْبَأَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى قَالَ أَنْبَأَنَا الأَعْمَشُ عَنْ عَدِىٍّ عَنْ زِرٍّ قَالَ قَالَ عَلِىٌّ إِنَّهُ لَعَهْدُ النَّبِىِّ الأُمِّىِّ صلّى اللّه عليه وسلّم إِلَىَّ ( أَنَّهُ لاَ يُحِبُّكَ إِلاَّ مُؤْمِنٌ وَلاَ يُبْغِضُكَ إِلاَّ مُنَافِقٌ ) .

٥٠٣٦ - أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مَسْعُودٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ - يَعْنِى ابْنَ الْحَارِثِ - عَنْ شُعْبَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ جَبْرٍ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( حُبُّ الأَنْصَارِ آيَةُ الإِيمَانِ وَبُغْضُ الأَنْصَارِ آيَةُ النِّفَاقِ ) .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 18- İman Artar Eksilir Mi?

5027- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Mü’minlerin Cehenneme giren kardeşleri hakkında Rableri ile münakaşaları, dünyada hak uğrunda olan mücadelesinden daha şiddetli olacaktır.) Ebu Said şöyle dedi:

(Mü’minler Rablerine diyecekler ki:

(Ey Rabbimiz! Bunlar bizim Mü’min kardeşlerimizdi. Bizimle birlikte namaz kılıyorlar, bizimle oruç tutuyorlardı, bizimle hacca gidiyorlardı fakat onları ateşe koymuşsun) Ebu Said diyor ki:

(Allah onlara şöyle buyuracak:

(Gidin onlardan tanıdıklarınızı oradan çıkarın.) Onlar da onların yanına gider onları yüzlerinden tanırlar, onlardan bir kısmı dizlerine kadar ateş içersindedirler bir kısmı da topuklarına kadar ateşle kalmışlar. Onları çıkarınca: Ey Rabbimiz emrettiklerini çıkardık derler. Allah’ta onlara şöyle buyurur: Kalplerinde dinar ağırlığında İman olanları da oradan çıkarın. Daha sonra kalplerinde yarım dinar ağırlığında İman olanları da çıkarın buyurur. Daha sonra da kalplerinde zerre miktarı İman olanları da çıkarın buyurur. Ebu Said şöyle dedi. Kim bunlara inanmazsa şu ayeti okusun:

(Nisâ 48) (Allah kendisinden başka birine ilâhlık yakıştırandan başkasını asla bağışlamaz ama bağışlanmasını isteyen kimsenin şirk dışındaki günahlarını bağışlar. Allah’a ortak koşanlar gerçekten korkunç bir günah işlemiş olurlar.) (İbn Mâce, Mukaddime: 9)

5028- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Ben uykuda iken rüyamda bana insanlar arz olundu; kiminin gömlekleri göğüslerine kadar kimileri de daha kısa gömlekliydi. Ömer b. Hattab ta bana gösterildi onun da bir gömleği vardı, o gömleğini yerde sürüklüyordu.) Ey Allah’ın Rasûlü! Bunu neye yorumladın) diye sordum. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:

(Din) diye yorumladım buyurdu. (Dârimi, Rüya: 13; Tirmizî, Rüya: 10)

5029- Tarık b. Şihab (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ömer’in yanına bir Yahudi geldi ve:

(Ey Mü’minlerin emiri Kitab’ınızda okuduğunuz bir ayet var ki eğer o ayet biz Yahudilere inmiş olsaydı biz o günü bayram ederdik) dedi. Ömer: Hangi ayettir. Deyince Yahudi:

(Mâide 3. ayeti olan) (…Bu gün size dininizi kemâle erdirdim, nimetimi üzerinize tamamladım ve size din olarak İslâm’ı verip ondan razı oldum…) ayetini okudu. Bunun üzerine Ömer dedi ki:

(Ben bu ayetin indiği yeri ve indiği günü iyi biliyorum. Bu ayet Arafat’ta ve Cuma günü indirilmiştir.) (Buhârî, İman: 33; Tirmizî, Tefsirü’l Kur’an: 6)

١٨ - باب زيادة الإيمان

٥٠٢٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ قَالَ أَنْبَأَنَا مَعْمَرٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَا مُجَادَلَةُ أَحَدِكُمْ فِى الْحَقِّ يَكُونُ لَهُ فِى الدُّنْيَا بِأَشَدَّ مُجَادَلَةً مِنَ الْمُؤْمِنِينَ لِرَبِّهِمْ فِى إِخْوَانِهِمُ الَّذِينَ أُدْخِلُوا النَّارَ - قَالَ - يَقُولُونَ رَبَّنَا إِخْوَانُنَا كَانُوا يُصَلُّونَ مَعَنَا وَيَصُومُونَ مَعَنَا وَيَحُجُّونَ مَعَنَا فَأَدْخَلْتَهُمُ النَّارَ . قَالَ فَيَقُولُ اذْهَبُوا فَأَخْرِجُوا مَنْ عَرَفْتُمْ مِنْهُمْ .

 قَالَ فَيَأْتُونَهُمْ فَيَعْرِفُونَهُمْ بِصُوَرِهِمْ فَمِنْهُمْ مَنْ أَخَذَتْهُ النَّارُ إِلَى أَنْصَافِ سَاقَيْهِ وَمِنْهُمْ مَنْ أَخَذَتْهُ إِلَى كَعْبَيْهِ فَيُخْرِجُونَهُمْ فَيَقُولُونَ رَبَّنَا قَدْ أَخْرَجْنَا مَنْ أَمَرْتَنَا . قَالَ وَيَقُولُ أَخْرِجُوا مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ وَزْنُ دِينَارٍ مِنَ الإِيمَانِ . ثُمَّ قَالَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ وَزْنُ نِصْفِ دِينَارٍ حَتَّى يَقُولَ مَنْ كَانَ فِى قَلْبِهِ وَزْنُ ذَرَّةٍ ) . قَالَ أَبُو سَعِيدٍ فَمَنْ لَمْ يُصَدِّقْ فَلْيَقْرَأْ هَذِهِ الآيَةَ { إِنَّ اللَّهَ لاَ يَغْفِرُ أَنْ يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَنْ يَشَاءُ } إِلَى { عَظِيماً } .

٥٠٢٨ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو أُمَامَةَ بْنُ سَهْلٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَعِيدٍ الْخُدْرِىَّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( بَيْنَا أَنَا نَائِمٌ رَأَيْتُ النَّاسَ يُعْرَضُونَ عَلَىَّ وَعَلَيْهِمْ قُمُصٌ مِنْهَا مَا يَبْلُغُ الثُّدِىَّ وَمِنْهَا مَا يَبْلُغُ دُونَ ذَلِكَ وَعُرِضَ عَلَىَّ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ وَعَلَيْهِ قَمِيصٌ يَجُرُّهُ ) . قَالَ فَمَاذَا أَوَّلْتَ ذَلِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ ( الدِّينَ ) .

٥٠٢٩ - أَخْبَرَنَا أَبُو دَاوُدَ قَالَ حَدَّثَنَا جَعْفَرُ بْنُ عَوْنٍ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عُمَيْسٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ إِلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ آيَةٌ فِى كِتَابِكُمْ تَقْرَءُونَهَا لَوْ عَلَيْنَا مَعْشَرَ الْيَهُودِ نَزَلَتْ لاَتَّخَذْنَا ذَلِكَ الْيَوْمَ عِيداً . قَالَ أَىُّ آيَةٍ قَالَ { الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِى وَرَضِيتُ لَكُمُ الإِسْلاَمَ دِيناً } فَقَالَ عُمَرُ إِنِّى لأَعْلَمُ الْمَكَانَ الَّذِى نَزَلَتْ فِيهِ وَالْيَوْمَ الَّذِى نَزَلَتْ فِيهِ نَزَلَتْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِى عَرَفَاتٍ فِى يَوْمِ جُمُعَةٍ .


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 17- Herkes İman Bakımından Bir Olur Mu?

5024- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabından bir adam (radıyallahü anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Ammar omuzlarına kadar iman doludur) buyurdular. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

5025- Ebu Said (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle diyordu:

(Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltmeye çalışsın gücü yetmezse diliyle düzeltmeye çalışsın ona da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin ki bu da İman’ın en zayıfıdır.) (Tirmizî, Fiten: 11; Müslim, İman: 20)

5026- Ebu Said el Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittim şöyle buyurdu:

(Sizden biriniz İslâm’î olmayan bir hareket görürse o işe el atıp onu eliyle düzeltmeye çalışırsa vazifesini yapmış olur. Eliyle düzeltmeye gücü yetmezse diliyle önlemeye çalışsın yine görevini yapmış olur. Diliyle de düzeltmeye gücü yetmezse kalbiyle düzeltmeye çalışsın böylece görevini yapmış olur ama bu İman’ın en zayıfıdır.) (Tirmizî, Fiten: 11; Müslim, İman: 20)

١٧ - باب تَفَاضُلِ أَهْلِ الإِيمَانِ

٥٠٢٤ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، وَعَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي عَمَّارٍ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُرَحْبِيلَ، عَنْ رَجُلٍ، مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ مُلِئَ عَمَّارٌ إِيمَانًا إِلَى مُشَاشِهِ ‏)‏ ‏.‏

٥٠٢٥ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ، عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ، قَالَ قَالَ أَبُو سَعِيدٍ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ مَنْ رَأَى مُنْكَرًا فَلْيُغَيِّرْهُ بِيَدِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِلِسَانِهِ فَإِنْ لَمْ يَسْتَطِعْ فَبِقَلْبِهِ وَذَلِكَ أَضْعَفُ الإِيمَانِ ‏)‏ ‏.‏

٥٠٢٦ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الْحَمِيدِ بْنُ مُحَمَّدٍ، قَالَ حَدَّثَنَا مَخْلَدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ، عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ، عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ، قَالَ قَالَ أَبُو سَعِيدٍ الْخُدْرِيُّ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ‏(‏ مَنْ رَأَى مُنْكَرًا فَغَيَّرَهُ بِيَدِهِ فَقَدْ بَرِئَ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ أَنْ يُغَيِّرَهُ بِيَدِهِ فَغَيَّرَهُ بِلِسَانِهِ فَقَدْ بَرِئَ وَمَنْ لَمْ يَسْتَطِعْ أَنْ يُغَيِّرَهُ بِلِسَانِهِ فَغَيَّرَهُ بِقَلْبِهِ فَقَدْ بَرِئَ وَذَلِكَ أَضْعَفُ الإِيمَانِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 16- İmanın Bölümleri Olur Mu?

5021- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(İman’ın yetmişten fazla bölümü vardır, utanmak da İman’dan bir bölümdür.) (Müslim, İman: 12; Tirmizî, İman: 7)

5022- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(İman’ın yetmişten fazla bölümü vardır; en üstünü Allah’tan başka gerçek ilâh yoktur sözünü söylemektir en aşağısı da yoldan geçenlere eziyet veren şeyleri gidermektir. Utanmak ta İman’ın bölümlerinden bir bölümdür.) (Müslim, İman: 12; Tirmizî, İman: 7)

5023- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Haya (utanmak) da İman’ın bölümlerinden bir bölümdür.) (Müslim, İman: 12; Tirmizî, İman: 7)

١٦ - باب ذِكْرِ شُعَبِ الإِيمَانِ

٥٠٢١ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ، - وَهُوَ ابْنُ بِلاَلٍ - عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ الإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الإِيمَانِ ‏)‏ ‏.‏

٥٠٢٢ - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، عَنْ سُفْيَانَ، قَالَ وَحَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنْ سُهَيْلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ الإِيمَانُ بِضْعٌ وَسَبْعُونَ شُعْبَةً أَفْضَلُهَا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَوْضَعُهَا إِمَاطَةُ الأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ وَالْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الإِيمَانِ ‏)‏ ‏.‏

٥٠٢٣ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، - يَعْنِي ابْنَ الْحَارِثِ - عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ الْحَيَاءُ شُعْبَةٌ مِنَ الإِيمَانِ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 15- İnsanlar Ne İçin Savaşmalı?

5020- Enes b. Mâlik (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına, Muhammed’in de Allah’ın elçisi olduğuna inandık deyinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Eğer Allah’tan başka gerçek ilâh olmadığına ve Muhammed’inde Allah’ın Rasûlü olduğuna şahadet ederlerse, kıblemize döner, kestiğimizden yerlerse ve bizim gibi namaz kılarlarsa, onların kanlarını dökmemiz ve mallarını almamız haram olur. Ancak haksızlık yaparlarsa cezalarını görürler. Müslüman’ların sahip oldukları haklara sahip olurlar ve Müslüman’lar gibi sorumlu tutulurlar.) (Buhârî, İman: 4)

١٥ - باب عَلَى مَا يُقَاتَلُ النَّاسُ

٥٠٢٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمِ بْنِ نُعَيْمٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا حِبَّانُ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏(‏ أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَشْهَدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ فَإِذَا شَهِدُوا أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَاسْتَقْبَلُوا قِبْلَتَنَا وَأَكَلُوا ذَبِيحَتَنَا وَصَلَّوْا صَلاَتَنَا فَقَدْ حَرُمَتْ عَلَيْنَا دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ إِلاَّ بِحَقِّهَا لَهُمْ مَا لِلْمُسْلِمِينَ وَعَلَيْهِمْ مَا عَلَيْهِمْ ‏)‏ ‏.‏


بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 14- Müslüman Olmak Üzere Peygamberin Siyasi Otoritesini Kabul Etmek

5019- Ubâde b. Samit (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında oturuyorduk şöyle buyurdu:

(Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmamaya, hırsızlık yapmamaya, zina etmemek üzere Benim siyasi otoritemi kabul ediniz) diyerek bir kısım ayetler okudu ve:

(Sizden her kim bu verdiği sözünde durursa karşılığını Allah verecektir. Kim de o suçlardan birini işler de Allah’ta onun suçunu gizlerse, o Allah’a kalmıştır dilerse ona azap eder dilerse affeder.) (Müslim, Cihad: 1; Müslim, Cihad: 18)

١٤ - باب الْبَيْعَةِ عَلَى الإِسْلاَمِ

٥٠١٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَبِي إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِيِّ، عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ، قَالَ كُنَّا عِنْدَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي مَجْلِسٍ فَقَالَ ‏(‏ تُبَايِعُونِي عَلَى أَنْ لاَ تُشْرِكُوا بِاللَّهِ شَيْئًا وَلاَ تَسْرِقُوا وَلاَ تَزْنُوا ‏)‏ ‏.‏ قَرَأَ عَلَيْهِمُ الآيَةَ ‏(‏ فَمَنْ وَفَّى مِنْكُمْ فَأَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ وَمَنْ أَصَابَ مِنْ ذَلِكَ شَيْئًا فَسَتَرَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فَهُوَ إِلَى اللَّهِ إِنْ شَاءَ عَذَّبَهُ وَإِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُ ‏)‏ ‏.‏


SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget