12- Zina Eden Kadınla Evlenilir Mi?
3241- Mersed b. Ebî Mersed el Ganevi (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, ki güçlü ve kuvvetli bir adamdı, esirleri Mekke’den, Medine’ye taşıyordu şöyle anlattı: Medine’ye götüreceğim bir adamı arayıp beklemekte idim. O günlerde Mekke’de A’nak isimli bir fahişe kadın vardı, bu kadın aradığım kimsenin arkadaşıydı. Bu kadın evinden çıktı, duvarın gölgesinde birkaç kişi görünce:
(Kim o! Mersed sen misin? Merhaba hoş geldin ey Mersed, gel bu gece biz de kal) diye seslendi. Ben de:
(Ey A’nak! Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zinayı haram kıldı) dedim. Bunu duyup kızan A’nak:
(Ey Çadır halkı! Şu düldül gibi olan adam var ya sizin esirlerinizi Mekke’den Medine’ye taşıyor) diye bağırdı. Ben de kaçmaya başladım, Handeme yolunu tuttum ve taşıdığım adamla birlikte bir yere saklandım. Sekiz kişi benim peşime düştüler, saklandığım yerde tepeme dikildiler ve idrarlarını yaptılar. Onların idrarları üzerime sıçradı, Allah beni onlara göstermedi. Sonunda arkadaşımın yanına vardım ve onu yüklenip Erak mevkiine geldim, bağlarını çözdüm ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e geldim ve:
(Ey Allah’ın Rasûlü! A’nak ile evleneceğim) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), durdu ve biraz sonra şu ayet nazil oldu:
(Zina yapan erkek ancak zina yapan kadınlarla veya müşrik olanlarla evlenebilir) Nur sûresi 3. ayet. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni çağırdı, ayeti okudu ve sonra da (Onunla evlenme) buyurdu. (Tirmizî, Tefsirül Kur’an: 25; Ebû Dâvûd, Nikah: 4)
3242- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelerek; Nikahımda çok sevdiğim bir karım var fakat huyu kötü, kendisine dokunan hiçbir kimsenin hiçbir istediğini reddetmez dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Onu boşa) buyurdu. Adam:
(Onsuzluğa dayanamam) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Öyleyse ondan faydalan) buyurdu. (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)
١٢ - باب تَزْوِيجِ الزَّانِيَةِ
٣٢٤١ - أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُحَمَّدٍ التَّيْمِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى، - هُوَ ابْنُ سَعِيدٍ - عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ الأَخْنَسِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، أَنَّ مَرْثَدَ بْنَ أَبِي مَرْثَدٍ الْغَنَوِيَّ، - وَكَانَ رَجُلاً شَدِيدًا - وَكَانَ يَحْمِلُ الأُسَارَى مِنْ مَكَّةَ إِلَى الْمَدِينَةِ . قَالَ فَدَعَوْتُ رَجُلاً لأَحْمِلَهُ وَكَانَ بِمَكَّةَ بَغِيٌّ يُقَالُ لَهَا عَنَاقُ وَكَانَتْ صَدِيقَتَهُ خَرَجَتْ فَرَأَتْ سَوَادِي فِي ظِلِّ الْحَائِطِ فَقَالَتْ مَنْ هَذَا مَرْثَدٌ مَرْحَبًا وَأَهْلاً يَا مَرْثَدُ انْطَلِقِ اللَّيْلَةَ فَبِتْ عِنْدَنَا فِي الرَّحْلِ . قُلْتُ يَا عَنَاقُ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حَرَّمَ الزِّنَا . قَالَتْ يَا أَهْلَ الْخِيَامِ هَذَا الدُّلْدُلُ هَذَا الَّذِي يَحْمِلُ أُسَرَاءَكُمْ مِنْ مَكَّةَ إِلَى الْمَدِينَةِ . فَسَلَكْتُ الْخَنْدَمَةَ فَطَلَبَنِي ثَمَانِيَةٌ فَجَاءُوا حَتَّى قَامُوا عَلَى رَأْسِي فَبَالُوا فَطَارَ بَوْلُهُمْ عَلَىَّ وَأَعْمَاهُمُ اللَّهُ عَنِّي فَجِئْتُ إِلَى صَاحِبِي فَحَمَلْتُهُ فَلَمَّا انْتَهَيْتُ بِهِ إِلَى الأَرَاكِ فَكَكْتُ عَنْهُ كَبْلَهُ فَجِئْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْكِحُ عَنَاقَ فَسَكَتَ عَنِّي فَنَزَلَتِ { الزَّانِيَةُ لاَ يَنْكِحُهَا إِلاَّ زَانٍ أَوْ مُشْرِكٌ } فَدَعَانِي فَقَرَأَهَا عَلَىَّ وَقَالَ ( لاَ تَنْكِحْهَا ) .
٣٢٤٢ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، وَغَيْرُهُ، عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ، وَعَبْدِ الْكَرِيمِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، - عَبْدُ الْكَرِيمِ يَرْفَعُهُ إِلَى ابْنِ عَبَّاسٍ وَهَارُونُ لَمْ يَرْفَعْهُ - قَالاَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ إِنَّ عِنْدِي امْرَأَةً هِيَ مِنْ أَحَبِّ النَّاسِ إِلَىَّ وَهِيَ لاَ تَمْنَعُ يَدَ لاَمِسٍ . قَالَ ( طَلِّقْهَا ) . قَالَ لاَ أَصْبِرُ عَنْهَا . قَالَ ( اسْتَمْتِعْ بِهَا ) . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا الْحَدِيثُ لَيْسَ بِثَابِتٍ وَعَبْدُ الْكَرِيمِ لَيْسَ بِالْقَوِيِّ وَهَارُونُ بْنُ رِئَابٍ أَثْبَتُ مِنْهُ وَقَدْ أَرْسَلَ الْحَدِيثَ وَهَارُونُ ثِقَةٌ وَحَدِيثُهُ أَوْلَى بِالصَّوَابِ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الْكَرِيمِ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.