44- Kişi Üvey Kızıyla Evlenemez
3297- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in hanımlarından Ümmü Seleme (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, bir sefer Ebu Süfyan’ın kızı Ümmü Habibe: Ey Allah’ın Rasûlü! Ebu Süfyan’ın kızı olan kardeşimi de nikahlar mısın?) dedi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Sen bunu kabul eder misin?) Diye sordu. Ben de:
(Evet, zaten size karşı hanımlık görevimde ortaksız da değilim, bir ortak ta kardeşim olsun) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Kız kardeşin bana helâl değildir) buyurdu. Ben de:
(Ey Allah’ın Rasûlü! Vallahi biz aramızda şöyle konuşuyoruz:
(Sen, Ebu Seleme’nin kızı Dürre’yi nikahlamak istiyormuşsun) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Ümmü Seleme’nin kızı mı?) dedi. Ben de:
(Evet) dedim. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Ümmü Seleme’nin kızı Zeyneb benim vesayetim altında olan üvey kızımdır, onun nikahı da bana helâl değildir. Ayrıca o benim süt kardeşimin de kızıdır, bu yüzden de nikahlıyamam. Beni ve Ebu Seleme’yi Süveybe emzirmiştir. Bundan böyle bir daha bana kızlarınızı ve kız kardeşlerinizi teklif etmeyiniz) buyurdu. (Müslim, Rada: 4; İbn Mâce, Nikah: 34)
٤٤ - باب تَحْرِيمِ الرَّبِيبَةِ الَّتِي فِي حَجْرِهِ
٣٢٩٧ - أَخْبَرَنَا عِمْرَانُ بْنُ بَكَّارٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الْيَمَانِ، قَالَ أَنْبَأَنَا شُعَيْبٌ، قَالَ أَخْبَرَنِي الزُّهْرِيُّ، قَالَ أَخْبَرَنِي عُرْوَةُ، أَنَّ زَيْنَبَ بِنْتَ أَبِي سَلَمَةَ، - وَأُمُّهَا أُمُّ سَلَمَةَ زَوْجُ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم - أَخْبَرَتْهُ أَنَّ أُمَّ حَبِيبَةَ بِنْتَ أَبِي سُفْيَانَ أَخْبَرَتْهَا أَنَّهَا قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنْكِحْ أُخْتِي بِنْتَ أَبِي سُفْيَانَ . قَالَتْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَوَتُحِبِّينَ ذَلِكِ ) . فَقُلْتُ نَعَمْ لَسْتُ لَكَ بِمُخْلِيَةٍ وَأَحَبُّ مَنْ يُشَارِكُنِي فِي خَيْرٍ أُخْتِي . فَقَالَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِنَّ أُخْتَكِ لاَ تَحِلُّ لِي ) . فَقُلْتُ وَاللَّهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا لَنَتَحَدَّثُ أَنَّكَ تُرِيدُ أَنْ تَنْكِحَ دُرَّةَ بِنْتَ أَبِي سَلَمَةَ . فَقَالَ ( بِنْتُ أُمِّ سَلَمَةَ ) . فَقُلْتُ نَعَمْ . فَقَالَ ( وَاللَّهِ لَوْلاَ أَنَّهَا رَبِيبَتِي فِي حَجْرِي مَا حَلَّتْ لِي إِنَّهَا لاَبْنَةُ أَخِي مِنَ الرَّضَاعَةِ أَرْضَعَتْنِي وَأَبَا سَلَمَةَ ثُوَيْبَةُ فَلاَ تَعْرِضْنَ عَلَىَّ بَنَاتِكُنَّ وَلاَ أَخَوَاتِكُنَّ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.