Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Kelale'nin Bıraktığı Mirasın Paylaştırılması

Kelale'nin Bıraktığı Mirasın Paylaştırılması || FERAİZ (MİRAS) KİTABI || el-MUVATTA’ || HADİS KÜTÜPHANESİ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 9. Kelale'nin Bıraktığı Mirasın Paylaştırılması

[8] Kelâle: Mirasçı bırakmadan ölen kişidir.

1471. Zeyd b. Eşlem der ki:

Ömer b. el-Hattab, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a kelale'nin (mirasçısız ölenin) mirasını sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) de şöyle cevap verdi:

« Sana bu konuda, yazın indirilen Nisa sûresinin son ayeti yeterlidir.» Müslim, Ferâid, 23/9.

1472. İmâm-ı Mâlik der ki: Bu konuda bizce ittifak edilen ve beldemizde (Medine'de) kendilerine yetiştiğim âlimlerin uyguladıkları hüküm şudur:

Kelale Mirasçı kalan çocuğu ve babası olmayan kişiye «kelale» denir. ikiye ayrılır:

Kendisine ana bir kardeşlerin sadece babası ve çocuğu olmadığında vâris olup başka hallerde vâris olamadıkları kelaledir. Bu kelaleden Yüce Allah, Nisa sûresinin başlarında indirdiği ayeti kerimede şöyle bahsetmektedir:

«... Eğer miras bırakan erkek ya da kadın, çocuğu olmayan kişiler olur da onun erkek veya kız kardeşi bulunursa bunlardan her birine altıda bir düşer, eğer onlar ikiden fazla iseler üçte birde ortak olurlar...» Nisa, 12.

Kardeşlerin asabe olduğu kelaledir ki Yüce Allah bu konuda Nisa sûresinin son âyetinde şöyle buyurmuştur:

«Senden fetva isterler, de ki: Size kelale hakkındaki fetvayı Allah veriyor. Çocuğu olmayıp bir kız kardeşi olan bir kişi ölürse, terekenin yarısı kız kardeşinindir. Kız kardeşinin çocuğu yoksa, kendisi ona tamamen vâris olur. Kez kardeşler iki ise, terekenin üçte ikisi onlarındır. Onlar erkek, kadın karışık kardeşlerse, erkeğe iki kadın hissesi kadar pay verilir. Doğru yoldan saparsınız diye Allah size açıklama yapıyor. Allah her şeyi hakkıyla bilir.» Nisa, 176.

İmâm-ı Mâlik der ki: Burada söz konusu olan Kelalede kardeşler asabe olurlar. Çocuk bulunmayınca kardeşler kelaleye dede ile birlikte vâris olurlar. Dede de kardeşlerle birlikte vâris olur. Zira miras kardeşlerden çok dedenin hakkıdır. Çünkü dede ölünün erkek çocuklarıyla altıda bir hisseye vâris olurken, kardeşler herhangi bir hisseye vâris olamazlar.

Ölünün erkek çocuğuyla altıda bir hisseyi alan dede, nasıl olur da kardeşlerden biri gibi olamaz? Ana bir kardeşler, ana baba bir kardeşlerle beraber üçte bir alırken, dede onlarla birlikte neden üçte bir hisseyi alamasın? Zira dede, anne bir kardeşleri mirastan düşürür ve bulunduğu mevki onların miras almalarına engel olur. Bu sebeple, dedenin ana bir kardeşlerin aldığını almaya daha çok hakkı vardır. Çünkü ana bir kardeşler, dede yüzünden mirastan düşüyorlar. Şayet bu söz konusu üçte biri dede almamış olsaydı, ana bir kardeşler alırlardı. Bu sebepten dede, yalnız baba bir kardeşlere dönemiyecek olan malı almıştır. Halbuki ana bir kardeşlerin bu üçte biri almaya baba bir kardeşlerden daha çok hakları vardır. Dedenin de aynı hakkı almaya ana bir kardeşlerden daha çok hakkı vardır.

٩ - باب مِيرَاثِ الْكَلاَلَةِ

١٤٧١ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ : أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَنِ الْكَلاَلَةِ ؟ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( يَكْفِيكَ مِنْ ذَلِكَ الآيَةُ الَّتِي أُنْزِلَتْ فِي الصَّيْفِ، فِي آخِرَ سُورَةِ النِّسَاءِ )(٨٦٨).

١٤٧٢ - قَالَ مَالِكٌ : الأَمْرُ الْمُجْتَمَعُ عَلَيْهِ عِنْدَنَا، الَّذِي لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ، وَالَّذِي أَدْرَكْتُ عَلَيْهِ أَهْلَ الْعِلْمِ بِبَلَدِنَا : أَنَّ الْكَلاَلَةَ عَلَى وَجْهَيْنِ، فَأَمَّا الآيَةُ الَّتِي أُنْزِلَتْ فِي أَوَّلِ سُورَةِ النِّسَاءِ، الَّتِي قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِيهَا : ( وَإِنْ كَانَ رَجُلٌ يُورَثُ كَلاَلَةً أَوِ امْرَأَةٌ وَلَهُ أَخٌ أَوْ أُخْتٌ فَلِكُلِّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا السُّدُسُ فَإِنْ كَانُوا أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ فَهُمْ شُرَكَاءُ فِي الثُّلُثِ ) (النساء : ١٢) فَهَذِهِ الْكَلاَلَةُ الَّتِي لاَ يَرِثُ فِيهَا الإِخْوَةُ لِلأُمِّ حَتَّى، لاَ يَكُونَ وَلَدٌ وَلاَ وَالِدٌ، وَأَمَّا الآيَةُ الَّتِي فِي آخِرِ سُورَةِ النِّسَاءِ، الَّتِي قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِيهَا : ( يَسْتَفْتُونَكَ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِي الْكَلاَلَةِ إِنِ امْرُؤٌ هَلَكَ لَيْسَ لَهُ وَلَدٌ وَلَهُ أُخْتٌ فَلَهَا نِصْفُ مَا تَرَكَ وَهُوَ يَرِثُهَا إِنْ لَمْ يَكُنْ لَهَا وَلَدٌ فَإِنْ كَانَتَا اثْنَتَيْنِ فَلَهُمَا الثُّلُثَانِ مِمَّا تَرَكَ وَإِنْ كَانُوا إِخْوَةً رِجَالاً وَنِسَاءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الأُنْثَيَيْنِ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ أَنْ تَضِلُّوا وَاللَّهُ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌ ) (النساء : ١٧٦).

قَالَ مَالِكٌ : فَهَذِهِ الْكَلاَلَةُ الَّتِي يَكُونُ فِيهَا الإِخْوَةُ عَصَبَةً، إِذَا لَمْ يَكُنْ وَلَدٌ فَيَرِثُونَ مَعَ الْجَدِّ فِي الْكَلاَلَةِ، فَالْجَدُّ يَرِثُ مَعَ الإِخْوَةِ، لأَنَّهُ أَوْلَى بِالْمِيرَاثِ مِنْهُمْ، وَذَلِكَ أَنَّهُ يَرِثُ مَعَ ذُكُورِ وَلَدِ الْمُتَوَفَّى السُّدُسَ، وَالإِخْوَةُ لاَ يَرِثُونَ مَعَ ذُكُورِ وَلَدِ الْمُتَوَفَّى شَيْئاً، وَكَيْفَ لاَ يَكُونُ كَأَحَدِهِمْ، وَهُوَ يَأْخُذُ السُّدُسَ مَعَ وَلَدِ الْمُتَوَفَّى,  فَكَيْفَ لاَ يَأْخُذُ الثُّلُثَ مَعَ الإِخْوَةِ، وَبَنُو الأُمِّ يَأْخُذُونَ مَعَهُمُ الثُّلُثَ، فَالْجَدُّ هُوَ الَّذِي حَجَبَ الإِخْوَةَ لِلأُمِّ، وَمَنَعَهُمْ مَكَانُهُ الْمِيرَاثَ، فَهُوَ أَوْلَى بِالَّذِي كَانَ لَهُمْ، لأَنَّهُمْ سَقَطُوا مِنْ أَجْلِهِ، وَلَوْ أَنَّ الْجَدَّ لَمْ يَأْخُذْ ذَلِكَ الثُّلُثَ، أَخَذَهُ بَنُو الأُمِّ، فَإِنَّمَا أَخَذَ مَا لَمْ يَكُنْ يَرْجِعُ إِلَى الإِخْوَةِ لِلأَبِ، وَكَانَ الإِخْوَةُ لِلأُمِّ هُمْ أَوْلَى بِذَلِكَ الثُّلُثِ، مِنَ الإِخْوَةِ لِلأَبِ، وَكَانَ الْجَدُّ هُوَ أَوْلَى بِذَلِكَ مِنَ الإِخْوَةِ لِلأُمِّ(٨٦٩).


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget