Hasen-Sahîh-Garîb |
---|
Hasen hadisleri el-Câmi'u's-Sahîh adlı eserinde ilk defa bir hadis çeşidi olarak kullanan Tirmizî, bazen hasen terimiyle birlikte bir, hatta yerine göre iki terimi daha bir arada kullanır. Hasen-sahih-garib bölye birleşik bir terimdir ve sık sık kullandığı hasen-sahih tabirine bir de hadisin garabet vasfını ifade eden garîb teriminin eklenmesiyle meydana gelmiştir. Garîb lafzının bazen sahihten önce de geldiği görülür. Diğer birleşik terimler gibi bunun da onları ilk defa kullanan Tirmizî tarafından herhangi bir açıklaması yapılmış değildir. Bu itibarla Tirmizî' nin hasen-sahih-garib tabirinin delâlet ettiği manayı açıklamaya çalışmak başka alimlere düşmüştür. Önce terimin kullanış şeklini misal üzerinde görmek yerinde olur. “... Hz. Peygamber (s.a.s)'den “Cennette er-Reyyân denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü, oruç tutanlar o kapıya çağrılır. Cennete o kapıdan girerler. Artık o kapıdan bir kere girdiler mi, ebediyen susuzluk nedir bilmezler” buyurduğu rivayet edilmiştir. Ebu İsa, “Bu, hasen-sahih-garîb bir hadistir” demiştir. 386 “... Bureyd b. Ebî Meryem'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Cuma namazına giderken Abâye b. Rifâ'a b. Rafi arkamdan yetişti ve “müjdeler olsun, dedi; şu attığın adımlar Allah yolunda atılmaktadır. Ebu Abs'ın Hz. peygamber (s.a.s)'in şu sözlerini işittim dediğini bizzat ağzından duydum: “Allah yolunda tozlanan ayaklara Cehennem ateşi haramdır.” Ebu İsa “Bu hasen-garib-sahih bir hadistir” dedi.” 387 İster ilk misaldeki, ister ikincideki şekilde kullanılmış olsun, hasen-sahih terimlerine garib vasfının eklenmesiyle meydana gelen birleşik hasen-sahih-garîb teriminin manasını İbn Teymiye şöyle açıklamaya çalışmıştır: “Sahih-hasen-garîb terimlerinin bir hadiste birleşmesi şöyledir: Hadis, bazen sahih-garib bir isnadla rivayet edilmiş olabilir. Sonra aynı hadis, isnadın üst tarafında bulunan bir raviden biri sahih iki tariktan rivayet edilir ve sahih-garîb-hasen olur; zira hasen, tarîki fazla olan ve itham edilmiş ravisi bulunmayan hadistir. Her iki tarikdan sahih olsa öyle hadise sadece sahih denir. Şayet iki tariktan birinin sıhhati belli olmazsa o takdirde sıhhati kesin olmayan tariktan hasen olmuş demektir. Şöyle de olabilir: Hadis bazen garîbu'l-isnâd olur. Yalnız tek vecihten bilinir. Eğer o garîb vecihten hadis sahih olursa hükmü sahih- garîbdir. Böyle bir hadisin metni iki vecihten rivayet edilmekle hasen mertebesini alabilir. Bunun içindir ki muhaddis, bu konuda fulan ve fulanın rivayetleri vardır der ve bu sözüyle hadisin manasına uyan ve onu hasen kılan sevahidi olduğunu ifade etmiş bulunur. İsnadı garîb olmakla beraber hadise sahih denilmişse o hadis ancak garîb tariktan sahih olarak sabit, hasen tarikdan rivayet edilmiş demektir. Aynı hadiste sıhhat ve hüsn vasıfları böylece birleşmiş ve garîb isnadla rivayet edilen vecihten garib olmuş olur.” 388 Görüldüğü gibi, İbn Teymiye'nin açıklaması konuya kesin bir yorum getirmemekte, ihtimaller üzerinde durmaktadır. Bu da daha çok tabirleri kullananın ne manada kullandığına dair herhangi bir açıklama yapmamış olmasından kaynaklanmaktadır.
|
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.