بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
42- Yalan Yeminle Müslümanın Malını Elinden Almak
1316- Abdullah b. Mes’ûd (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kim bir Müslüman’ın malını elinden alabilmek için yalan yere yeminler ederse Allah’ın huzuruna Allah kendisine gazâblı olduğu halde varmış olur. Eş’as b. Kays diyor ki: Bu söz benim hakkım da söylenmiştir. Bir Yahudi ile aramızda toprak meselesi vardı. Yahudi benim hakkımı inkar edince onu Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in huzuruna çıkardım. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana: “Delil ve şâhidin var mıdır?” buyurdu. Ben de hayır dedim. Sonra Yahudiye “Yemin et” buyurdu. Bunun üzerine ben yemin eder ve malımı alır götürür dedim. bunun üzerine Allah, 3 Âl-i İmrân sûresi: 77. ayetini indirdi; “Doğrusu Allah’a karşı verdikleri sözü ve yeminleri az bir menfaat karşılığında değiştirenler varya işte onlar öteki dünyanın nimetlerinden faydalanamayacaklardır. Allah kıyamet günü onlarla ne konuşacak ne de yüzlerine bakacak, ne de onları günahlarından arındıracaktır. Onlar için acıklı bir azâb vardır.” (Müslim, İman: 61)
Tirmizî: Bu konuda Vâil b. Hucr, Ebû Mûsâ, Ebû Umare b. Sa’lebe el Ensarî ve Imrân b. Husayn’dan da hadis rivâyet edilmiştir.
İbn Mes’ûd hadisi hasen sahihtir.
٤٢ - باب مَا جَاءَ فِي الْيَمِينِ الْفَاجِرَةِ يُقْتَطَعُ بِهَا مَالُ الْمُسْلِمِ
١٣١٦ - حَدَّثَنَا هَنَّادٌ، حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ شَقِيقِ بْنِ سَلَمَةَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَنْ حَلَفَ عَلَى يَمِينٍ وَهُوَ فِيهَا فَاجِرٌ لِيَقْتَطِعَ بِهَا مَالَ امْرِئٍ مُسْلِمٍ لَقِيَ اللَّهَ وَهُوَ عَلَيْهِ غَضْبَانُ ). فَقَالَ الأَشْعَثُ بْنُ قَيْسٍ فِيَّ وَاللَّهِ لَقَدْ كَانَ ذَلِكَ كَانَ بَيْنِي وَبَيْنَ رَجُلٍ مِنَ الْيَهُودِ أَرْضٌ فَجَحَدَنِي فَقَدَّمْتُهُ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَ لِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( أَلَكَ بَيِّنَةٌ ). قُلْتُ لاَ . فَقَالَ لِلْيَهُودِيِّ ( احْلِفْ ). فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِذًا يَحْلِفَ فَيَذْهَبَ بِمَالِي . فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى: (إِنَّ الَّذِينَ يَشْتَرُونَ بِعَهْدِ اللَّهِ وَأَيْمَانِهِمْ ثَمَنًا قَلِيلاً ) . إِلَى آخِرِ الآيَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَفِي الْبَابِ عَنْ وَائِلِ بْنِ حُجْرٍ وَأَبِي مُوسَى وَأَبِي أُمَامَةَ بْنِ ثَعْلَبَةَ الأَنْصَارِيِّ وَعِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ . وَحَدِيثُ ابْنِ مَسْعُودٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.