42. Kadının, Kocası Üzerindeki Hakları
2144- Muaviye el-kuşeyri'den nakledilmiştir ki: (Peygambere hitaben);
Ya Resûlallah, bizim birimizin üzerinde, zevcesinin hakkı nedir?" diye sordum da,
" Yediğin zaman ona da yedirmen, elbise aldığın zaman ona da almandır. (Sakın) yüze vurma, (onu) kötüleme evin dışında (onu) terk etme." diye cevap verdi.
İbn Mâce, nikah 3; Ahmet b. Hanbel, IV, 447; V, 3.
" Ebû Dâvûd dedi ki:
" (Onu) kötüleme" (sözüyle yasaklanmak istenen senin, karına hitaben) " Allah seni ne çirkin yaratmış" demendir.)"
2145- Muaviye b. Hayde'den nakledilmiştir ki, (Hazret-i Peygamber)
Ey Allah'ın Rasûlü, kadınlarımıza nerelerinden yaklaşalım ve nerelerine yaklaşmaktan kaçınalım diye sordum da;
" Tarlana istediğin şekilde yaklaş(a bilirsin). Yediğin zaman ona da yedir kendine elbise aldığın zaman ona da al. Kendisim çirkinlikle nitelendirme ve dövme!"
Ebû Dâvûd buyurdu ki: Şu'be (b. Haccac bu hadisi);
" yediğin zaman ona dayedirirsin (kendine) elbise aldığın zaman (ona da) alırsın" (şeklinde muzâri sîgasıyla) rivâyet etti."
Ahmet b. Hanbel, IV, 447; V, 5.
2146- Muaviye el-kuşeyri'den nakledilmiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yanına varıp;
Hanımlarımız hakkında ne dersiniz? diye sordum da;
" Yediklerinizden onlara da yediriniz, giydiklerinizden onlara da giydiriniz, onları döğmeyiniz ve kötülemeyiniz" buyurdu.
Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, VII, 295.
٤٢ - باب فِي حَقِّ الْمَرْأَةِ عَلَى زَوْجِهَا
٢١٤٤ - حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ، حَدَّثَنَا حَمَّادٌ، أَخْبَرَنَا أَبُو قَزَعَةَ الْبَاهِلِيُّ، عَنْ حَكِيمِ بْنِ مُعَاوِيَةَ الْقُشَيْرِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا حَقُّ زَوْجَةِ أَحَدِنَا عَلَيْهِ قَالَ ( أَنْ تُطْعِمَهَا إِذَا طَعِمْتَ وَتَكْسُوَهَا إِذَا اكْتَسَيْتَ - أَوِ اكْتَسَبْتَ - وَلاَ تَضْرِبِ الْوَجْهَ وَلاَ تُقَبِّحْ وَلاَ تَهْجُرْ إِلاَّ فِي الْبَيْتِ ) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ ( وَلاَ تُقَبِّحْ ) . أَنْ تَقُولَ قَبَّحَكِ اللَّهُ .
٢١٤٥ - حَدَّثَنَا ابْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ حَكِيمٍ، حَدَّثَنِي أَبِي، عَنْ جَدِّي، قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نِسَاؤُنَا مَا نَأْتِي مِنْهُنَّ وَمَا نَذَرُ قَالَ ( ائْتِ حَرْثَكَ أَنَّى شِئْتَ وَأَطْعِمْهَا إِذَا طَعِمْتَ وَاكْسُهَا إِذَا اكْتَسَيْتَ وَلاَ تُقَبِّحِ الْوَجْهَ وَلاَ تَضْرِبْ ) . قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَى شُعْبَةُ ( تُطْعِمُهَا إِذَا طَعِمْتَ وَتَكْسُوهَا إِذَا اكْتَسَيْتَ ) .
٢١٤٦ - أَخْبَرَنِي أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الْمُهَلَّبِيُّ النَّيْسَابُورِيُّ، حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ رَزِينٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ حُسَيْنٍ، عَنْ دَاوُدَ الْوَرَّاقِ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ حَكِيمٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، مُعَاوِيَةَ الْقُشَيْرِيِّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ فَقُلْتُ مَا تَقُولُ فِي نِسَائِنَا قَالَ ( أَطْعِمُوهُنَّ مِمَّا تَأْكُلُونَ وَاكْسُوهُنَّ مِمَّا تَكْتَسُونَ وَلاَ تَضْرِبُوهُنَّ وَلاَ تُقَبِّحُوهُنَّ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.