43. (Yolculukta) Oruç Tutmamayı Tercih Etmek
Başlık bazı nüshalarda Oruç tutmamayı tercih edenler, şeklindedir.
2409- Câbir b. Abdullah (radıyallahü anh)'dan rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), etrafı kalabalık (bir insan topluluğu) olan ve kendisine (Ramazan da aşırı sıcak dolayısıyla) gölge yapılan bir adam görüp;
" yolculukta oruç tutmak sevap değildir" buyurdu.
Buhârî, savm 36; Müslim, siyam 92; Nesâî, siyam 49; Dârimî, savm 15; Ahmed b. Hanbel, III, 299, 317,319, 399.
2410- Benû Kuşeyr'in kardeşleri Abdullah b. Ka'b oğullarından birisi olan Enes b. Mâlik'in şöyle dediği rivâyet edilmiştir;
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın atlıları bize (kabilemize) baskın yaptı. Ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın yanına gittim. O yemek yiyordu. Bana:
" Otur, şu yemeğimizden biraz ye!" buyurdu.
Ben oruçluyum, dedim.
" Otur sana namaz ve oruçtan bahsedeyim, şüphesiz Allah müsâfirden namazın bir kısmım veya yarısını, müsafir ve emzikliden veya hamileden orucu kaldırdı," buyurdu.
Vallahi Efendimiz ya onun (emzikli ve hâmile) ikisini birden ya da bîrini söyledi.
Enes devamla şöyle der:
(O zaman) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın yemeğinden yemediğim için kendi kendime teessüf ettim.
Tirmizî, savm 21; Nesâî, sıyâm 51, 62; İbn Mâce, siyam 12; Ahmed b. Hanbel, IV, 347; V, 29.
٤٣ - باب اخْتِيَارِ الْفِطْرِ
٢٤٠٩ - حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِيُّ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، - يَعْنِي ابْنَ سَعْدِ بْنِ زُرَارَةَ - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَسَنٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم رَأَى رَجُلاً يُظَلَّلُ عَلَيْهِ وَالزِّحَامُ عَلَيْهِ فَقَالَ ( لَيْسَ مِنَ الْبِرِّ الصِّيَامُ فِي السَّفَرِ ) .
٢٤١٠ - حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ، حَدَّثَنَا أَبُو هِلاَلٍ الرَّاسِبِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ سَوَادَةَ الْقُشَيْرِيُّ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، - رَجُلٍ مِنْ بَنِي عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ إِخْوَةِ بَنِي قُشَيْرٍ - قَالَ أَغَارَتْ عَلَيْنَا خَيْلٌ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَانْتَهَيْتُ - أَوْ قَالَ فَانْطَلَقْتُ - إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَهُوَ يَأْكُلُ فَقَالَ ( اجْلِسْ فَأَصِبْ مِنْ طَعَامِنَا هَذَا ) . فَقُلْتُ إِنِّي صَائِمٌ . قَالَ ( اجْلِسْ أُحَدِّثْكَ عَنِ الصَّلاَةِ وَعَنِ الصِّيَامِ إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى وَضَعَ شَطْرَ الصَّلاَةِ أَوْ نِصْفَ الصَّلاَةِ وَالصَّوْمَ عَنِ الْمُسَافِرِ وَعَنِ الْمُرْضِعِ أَوِ الْحُبْلَى ) . وَاللَّهِ لَقَدْ قَالَهُمَا جَمِيعًا أَوْ أَحَدَهُمَا قَالَ فَتَلَهَّفَتْ نَفْسِي أَنْ لاَ أَكُونَ أَكَلْتُ مِنْ طَعَامِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.