56- Köle, Efendisinin Malından Sadaka Verir Mi?
2549- Yezid b. Ebu Ubeyd (radıyallahü anh)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: Âb-ıllahm’ın kölesi Umeyr’den işittim şöyle demişti:
(Efendim bana kurutmak için et doğramamı emretmişti o sırada bir fakir geldi, o etten o fakire de vermiştim. Durumu öğrenen efendim beni dövdü. Ben de doğruca Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gittim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), efendimi çağırttı ve:
(Niçin dövdün?) diye sordu. Efendim de:
(Benim emrim olmadan benim yiyeceğimi başkalarına yediriyor) cevabını verdi -bir başka defa da emrim olmaksızın- dedi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Mükafatı ikinizindir) buyurdu. (İbn Mâce, Ticaret: 66; Müslim, Zekat: 26)
2550- Ebu Mûsâ (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Her Müslüman’ın sadaka vermesi lazımdır.) Bunun üzerine, (Ya bir şey bulamazsa) diye soruldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(Elinin emeğiyle kazanır hem kendisi faydalanır hem de sadaka verir) buyurdu. Oradakiler tekrar:
(Ya çalışamaz ise) dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(İhtiyacı olan birine bedenen yardım eder) buyurdular. (Bunu da yapamaz ise) denildi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
(İyiliği emreder) buyurdu. (Bunu da yapamazsa) denildi. (Kötülüğün yapılmasına engel olur çünkü buda bir sadakadır) buyurdu. (Müslim, Zekat: 16; Buhârî, Zekat: 26)
٥٦ - باب صَدَقَةِ الْعَبْدِ
٢٥٤٩ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِي عُبَيْدٍ، قَالَ سَمِعْتُ عُمَيْرًا، مَوْلَى آبِي اللَّحْمِ قَالَ أَمَرَنِي مَوْلاَىَ أَنْ أُقَدِّدَ، لَحْمًا فَجَاءَ مِسْكِينٌ فَأَطْعَمْتُهُ مِنْهُ فَعَلِمَ بِذَلِكَ مَوْلاَىَ فَضَرَبَنِي فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَدَعَاهُ فَقَالَ ( لِمَ ضَرَبْتَهُ ) . فَقَالَ يُطْعِمُ طَعَامِي بِغَيْرِ أَنْ آمُرَهُ وَقَالَ مَرَّةً أُخْرَى بِغَيْرِ أَمْرِي قَالَ ( الأَجْرُ بَيْنَكُمَا ) .
٢٥٥٠ - أَخْبَرَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى، قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدٌ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ أَخْبَرَنِي ابْنُ أَبِي بُرْدَةَ، قَالَ سَمِعْتُ أَبِي يُحَدِّثُ، عَنْ أَبِي مُوسَى، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ( عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ صَدَقَةٌ ) . قِيلَ أَرَأَيْتَ إِنْ لَمْ يَجِدْهَا قَالَ ( يَعْتَمِلُ بِيَدِهِ فَيَنْفَعُ نَفْسَهُ وَيَتَصَدَّقُ ) . قِيلَ أَرَأَيْتَ إِنْ لَمْ يَفْعَلْ قَالَ ( يُعِينُ ذَا الْحَاجَةِ الْمَلْهُوفَ ) . قِيلَ فَإِنْ لَمْ يَفْعَلْ قَالَ ( يَأْمُرُ بِالْخَيْرِ ) . قِيلَ أَرَأَيْتَ إِنْ لَمْ يَفْعَلْ قَالَ ( يُمْسِكُ عَنِ الشَّرِّ فَإِنَّهَا صَدَقَةٌ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.