10- Küsûf Namazı Kılma Şekli - 2
1481- Ata (radıyallahü anh)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Ubeyd b. Umeyr anlatıyor. Doğruluğuna inandığım biri anlatıyor. -inandığım biri demekle Âişe’yi kastettiğini zannediyorum- ve şöyle diyordu: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında güneş tutuldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz için kalktı ve uzun bir süre kıyamda durdu. Cemaat de aynı şekilde duruyorlardı sonra rükû’a vardı sonra tekrar kıyama kalktı sonra tekrar rükû’a vardı tekrar kıyama kalktı tekrar rükû’a vardı sonra secdeye vardı. Böylece iki rekat namaz kıldı ve bu namazın her bir rekatında üçer rükû’ ve üçer secde vardı. O gün o namazın uzunluğuna dayanamayan bazı kimseler baygınlık geçirdiler. Onların üzerine kova ile su dökerek ayılttılar. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) rükû’a giderken (Allahü ekber) diyordu. Rükû’ dan başını kaldırınca (Semi Allahü limen hamideh) diyordu. Güneş açılıncaya kadar namazı bitirmedi. Namazdan sonra kalkarak Allah’ı hamd edip O’nu övdükten sonra şöyle buyurdu:
(Güneş ve Ay bir kimsenin doğumu ve ölümü için tutulmazlar. Fakat O’nlar Allah’ın varlığına ve birliğine işaret eden alametlerdir. Allah onlarla sizi korkutur. O’nlar tutuldukları zaman Allah’ı zikre koşunuz ve açılıncaya kadar zikre (namaza) devam ediniz.) (Müslim, Küsûf: 3; Buhârî, Küsûf: 10)
1482- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Küsûf namazını altı rükû’ ve dört secde yaparak kılmıştı. Ubeyd, Muaz’a dedim ki:
(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem)’in böyle yaptığını gördün mü?) O da; (Hiç şüphe ve kuşkun olmasın, evet gördüm) diye cevap verdi. (Müslim, Küsûf: 3; Dârimi, Salat: 188)
١٠ - باب نَوْعٌ آخَرُ مِنْ صَلاَةِ الْكُسُوفِ
١٤٨١ - أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ، قَالَ أَخْبَرَنِي ابْنُ جُرَيْجٍ، عَنْ عَطَاءٍ، قَالَ سَمِعْتُ عُبَيْدَ بْنَ عُمَيْرٍ، يُحَدِّثُ قَالَ حَدَّثَنِي مَنْ، أُصَدِّقُ فَظَنَنْتُ أَنَّهُ يُرِيدُ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ كَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَامَ بِالنَّاسِ قِيَامًا شَدِيدًا يَقُومُ بِالنَّاسِ ثُمَّ يَرْكَعُ ثُمَّ يَقُومُ ثُمَّ يَرْكَعُ ثُمَّ يَقُومُ ثُمَّ يَرْكَعُ فَرَكَعَ رَكْعَتَيْنِ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ ثَلاَثَ رَكَعَاتٍ رَكَعَ الثَّالِثَةَ ثُمَّ سَجَدَ حَتَّى إِنَّ رِجَالاً يَوْمَئِذٍ يُغْشَى عَلَيْهِمْ حَتَّى إِنَّ سِجَالَ الْمَاءِ لَتُصَبُّ عَلَيْهِمْ مِمَّا قَامَ بِهِمْ يَقُولُ إِذَا رَكَعَ ( اللَّهُ أَكْبَرُ ) . وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ ( سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ) . فَلَمْ يَنْصَرِفْ حَتَّى تَجَلَّتِ الشَّمْسُ فَقَامَ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ وَقَالَ ( إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ وَلَكِنْ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ يُخَوِّفُكُمْ بِهِمَا فَإِذَا كَسَفَا فَافْزَعُوا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ حَتَّى يَنْجَلِيَا ) .
١٤٨٢ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي، عَنْ قَتَادَةَ، فِي صَلاَةِ الآيَاتِ عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ عُبَيْدِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم صَلَّى سِتَّ رَكَعَاتٍ فِي أَرْبَعِ سَجَدَاتٍ . قُلْتُ لِمُعَاذٍ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ لاَ شَكَّ وَلاَ مِرْيَةَ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.