16- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Namaz Kılmayı Bilmeyene Tarif Edişi
1061- Rıfaa b. Rafi (radıyallahü anh) -ki Bedir savaşına katılan kimselerdendir- şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte mescidde idik. Derken bir adam geldi ve namaz kıldı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu takip ediyordu fakat adam farkında değildi. Adam namazını bitirip Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanına geldi ve selâm verdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) selâmını aldı ve (Dön de namazını tekrar kıl çünkü sen namaz kılmış olmadın) buyurdu. Ravi diyor ki: Bu iki defa mı? Üç defa mı? tekrar edildi bilmiyorum sonunda o adam:
(Sana Kitab’ı indiren Allah’a yemin olsun ki tüm gayretimi sarf ettim ancak bu kadar kılabiliyorum. Bana doğrusunu öğret ve göster) dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Namaz kılmak istediğin de abdest al, abdestini güzelce yap sonra kalk kıbleye dön sonra tekbir al sonra oku sonra rükû’ et ve rahat oluncaya kadar dümdüz rükû’da dur sonra kalk dimdik oluncaya kadar dur. Sonra secde et ve bir süre secdede kal, bu şekilde yaparsan namazını kılmış olursun. Bunlardan birini noksan yaparsan namazı noksan kılmış olursun.) (Ebû Dâvûd, Salat: 148; Tirmizî, Salat: 226)
١٦ - باب الرُّخْصَةِ فِي تَرْكِ الذِّكْرِ فِي الرُّكُوعِ
١٠٦١ - أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ، قَالَ حَدَّثَنَا بَكْرُ بْنُ مُضَرَ، عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ يَحْيَى الزُّرَقِيِّ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَمِّهِ، رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ وَكَانَ بَدْرِيًّا قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم إِذْ دَخَلَ رَجُلٌ الْمَسْجِدَ فَصَلَّى وَرَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَرْمُقُهُ وَلاَ يَشْعُرُ ثُمَّ انْصَرَفَ فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَسَلَّمَ عَلَيْهِ فَرَدَّ عَلَيْهِ السَّلاَمَ ثُمَّ قَالَ ( ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ ) . قَالَ لاَ أَدْرِي فِي الثَّانِيَةِ أَوْ فِي الثَّالِثَةِ قَالَ وَالَّذِي أَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ لَقَدْ جَهِدْتُ فَعَلِّمْنِي وَأَرِنِي . قَالَ ( إِذَا أَرَدْتَ الصَّلاَةَ فَتَوَضَّأْ فَأَحْسِنِ الْوُضُوءَ ثُمَّ قُمْ فَاسْتَقْبِلِ الْقِبْلَةَ ثُمَّ كَبِّرْ ثُمَّ اقْرَأْ ثُمَّ ارْكَعْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ رَاكِعًا ثُمَّ ارْفَعْ حَتَّى تَعْتَدِلَ قَائِمًا ثُمَّ اسْجُدْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ سَاجِدًا ثُمَّ ارْفَعْ رَأْسَكَ حَتَّى تَطْمَئِنَّ قَاعِدًا ثُمَّ اسْجُدْ حَتَّى تَطْمَئِنَّ سَاجِدًا فَإِذَا صَنَعْتَ ذَلِكَ فَقَدْ قَضَيْتَ صَلاَتَكَ وَمَا انْتَقَصْتَ مِنْ ذَلِكَ فَإِنَّمَا تَنْقُصُهُ مِنْ صَلاَتِكَ ) .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.