9. Tek Bir Elbiseyle Namaz Kılmanın Caiz Oluşu
373. Ömer b. Ebî Seleme (radıyallahü anh) Rivâyet eder: Resûlüllah'ı Ümmü Seleme'nin evinde, tek bir elbiseye bürünmüş, iki ucunu omuzlarına atmış olarak namaz kılarken gördüm. Buhârî, Salât, 8/4; Müslim, Salât, 4/278.
374. Ebû Hüreyre'den: Biri Resûlüllah'a (sallallahü aleyhi ve sellem) tek bir parça dan oluşan elbiseyle namaz kılınıp kılınmayacağım sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da:
« Hepinizin iki elbisesi var mı ki!» diye cevap verdi. Buhârî, Salât, 8/4; Müslim, Salât, 4/275.
375. Said b. Müseyyeb anlatıyor: Ebû Hüreyre'ye bir kimsenin bir parçadan oluşan elbiseyle namaz kılıp kılamayacağı soruldu. O da cevaben:
« Kılabilir!» dedi. Bunun üzerine kendisine: « Sen kılıyor musun?» diye soruldu.
« Evet, elbiselerim askıda dururken tek bir parçadan oluşan elbiseyle namaz kılarım.» diye cevap verdi.
376. İmâm-ı Mâlik naklediyor: Duyduğuma göre Cabir b. Abdullah tek bir parçadan oluşan elbise ile namaz kılardı.
377. Kebia b. Ebî Abdurrahman anlatıyor: Hazm'in torunu Muhammed b. Amr tek parçadan oluşan elbiseyle namaz kılardı.
378. Cabir b. Abdullah naklediyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «İki parçadan oluşan elbisesi olmayan, tek bir elbiseye sarılarak namaz kılsın. Eğer elbise kısa ise, bunu belden altına giysin.» Müslim, Zühd, 53/74.
379. İmâm-ı Mâlik'den: Bence tek bir gömlekle namaz kılanın yapması gereken en iyi şey, omuzlarını bir kumaş parçasıyla örtmesi veya başına sarık sarmasıdır.
Bu ve benzeri hadislerdeki elbise, kumaş parçasından ibaretti. Tıpkı hacıların ihram giyindiği gibi bir parça kumaşı belden aşağı sarar, buna izar (etek) denir, bir parçasıyla da omuzdan yani bedenin üstkısmmı örterlerdi. Buna da «rida» denirdi. Bir elbiseyle namaz kılmak demek, büyük ve geniş vücudun tamamını saracak kumaş parçasıyla vücudun örtünmesi gereken yerlerini kapatarak namaz kılmaktır.
Bir de dikişli elbise olurdu. Bu da kamis (entari), bürde veya rida veyahut da aba (hırka ve kaftan) isimlerini alırdı.
٩ - باب الرُّخْصَةِ فِي الصَّلاَةِ فِي الثَّوْبِ الْوَاحِدِ
٣٧٣ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عُمَرَ بْنِ أبِي سَلَمَةَ : أَنَّهُ رَأَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم، يُصَلِّي فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ، مُشْتَمِلاً بِهِ، فِي بَيْتِ أُمِّ سَلَمَةَ، وَاضِعاً طَرَفَيْهِ عَلَى عَاتِقَيْهِ(٢٣٣).
٣٧٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ سَائِلاً سَأَلَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم عَنِ الصَّلاَةِ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم : ( أَوَلِكُلِّكُمْ ثَوْبَانِ )(٢٣٤).
٣٧٥ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، أَنَّهُ قَالَ : سُئِلَ أَبُو هُرَيْرَةَ هَلْ يُصَلِّي الرَّجُلُ فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ ؟ فَقَالَ : نَعَمْ. فَقِيلَ لَهُ : هَلْ تَفْعَلُ أَنْتَ ذَلِكَ ؟ فَقَالَ : نَعَمْ، إنِّي لأُصَلِّي فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ، وَإِنَّ ثِيَأبِي لَعَلَى الْمِشْجَبِ(٢٣٥).
٣٧٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ كَانَ يُصَلِّي فِي الثَّوْبِ الْوَاحِدِ.
٣٧٧ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ : أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ كَانَ يُصَلِّي فِي الْقَمِيصِ الْوَاحِدِ.
٣٧٨ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم قَالَ : ( مَنْ لَمْ يَجِدْ ثَوْبَيْنِ، فَلْيُصَلِّي فِي ثَوْبٍ وَاحِدٍ مُلْتَحِفاً بِهِ، فَإِنْ كَانَ الثَّوْبُ قَصِيراً، فَلْيَتَّزِرْ بِهِ )(٢٣٦).
٣٧٩ - قَالَ مَالِكٌ : أَحَبُّ إِلَيَّ، أَنْ يَجْعَلَ الَّذِي يُصَلِّي فِي الْقَمِيصِ الْوَاحِدِ، عَلَى عَاتِقَيْهِ ثَوْباً أَوْ عِمَامَةً.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.