3. Yıldızlardan Yağmur İstenmesi
518. Zeyd b. Halid el-Cühenî anlatıyor: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hudeybiye'de yağmurun akabinde gökte bir kısım işaretler varken bize sabah namazını kıldırdı. Namazdan sonra cemaate dönerek:
« Rabbiniz ne dedi, biliyor musunuz?» diye sordu. Cemaat:
« Allah ve Resulü daha iyi bilir!» diye mukabelede bulununca Cenab-ı Allah'ın şöyle buyurduğunu nakletti: «Kullarımdan bir kısmı bana iman ederek, bir kısmı da beni inkâr ederek sabahladılar. Allah'ın lütuf ve rahmetiyle bize yağmur yağdı diyenler, bana inanan ve yıldızların kudretini inkâr edenlerdir. Falan falan yıldız bize yağmur yağdırdı diyenler ise, beni inkâr edip yıldıza inananlardır.» Buhârî, Ezan, 10/156; Müslim, îman, 1/125.
519. İmâm-ı Mâlik'ten; Duyduğuma göre 'Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururmuş: «Deniz tarafından bulut belirir de Şam tarafına doğru yol alırsa yağmuru çok bol olur.»
520. Ebû Hüreyre anlatıyor: Sabahleyin kalktığımızda yağmur yağmışsa «Rabbimiz bize yağmur göndermiş» der ve şu ayeti okurdum: «Allah’ın insanlara göndereceği yağmuru durduracak hiç bir kuvvet yoktur. Yağdırmayacaksa hiç bir kuvvet onu yağdıramaz. O mutlak galip ve hakimdir.» Fâtır, 35/2.
٣ - باب الاِسْتِمْطَارِ بِالنُّجُومِ.
٥١٨ - حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِيِّ، أَنَّهُ قَالَ : صَلَّى لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم صَلاَةَ الصُّبْحِ بِالْحُدَيْبِيَةِ، عَلَى إِثْرِ سَمَاءٍ كَانَتْ مِنَ اللَّيْلِ، فَلَمَّا انْصَرَفَ أَقْبَلَ عَلَى النَّاسِ فَقَالَ : ( أَتَدْرُونَ مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ ؟ ) قَالُوا : اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ. قَالَ : ( قَالَ : أَصْبَحَ مِنْ عِبَادِي مُؤْمِنٌ بِي وَكَافِرٌ بِي، فَأَمَّا مَنْ قَالَ : مُطِرْنَا بِفَضْلِ اللَّهِ وَرَحْمَتِهِ، فَذَلِكَ مُؤْمِنٌ بِي كَافِرٌ بِالْكَوْكَبِ، وَأَمَّا مَنْ قَالَ : مُطِرْنَا بِنَوْءِ كَذَا وَكَذَا، فَذَلِكَ كَافِرٌ بِي مُؤْمِنٌ بِالْكَوْكَبِ )(٣٢١).
٥١٩ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم كَانَ يَقُولُ : ( إِذَا أَنْشَأَتْ بَحْرِيَّةً، ثُمَّ تَشَاءَمَتْ فَتِلْكَ عَيْنٌ غُدَيْقَةٌ )(٣٢٢).
٥٢٠ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، أَنَّهُ بَلَغَهُ، أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ كَانَ يَقُولُ إِذَا أَصْبَحَ وَقَدْ مُطِرَ النَّاسُ : مُطِرْنَا بِنَوْءِ الْفَتْحِ، ثُمَّ يَتْلُو هَذِهِ الآيَةَ ( مَا يَفْتَحِ اللَّهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلاَ مُمْسِكَ لَهَا وَمَا يُمْسِكْ فَلاَ مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِهِ ) (فاطر : ٢)(٣٢٣).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.