3. Resim Ve Heykeller
2794. Abdullah b. Ebû Talha'nın oğlu İshak'dan: Şifa'nın azatlı kölesi Râfi b. Ishak bana şöyle dedi: Abdullah b. Ebû Talha ile beraber Ebû Said el-Hudrî (radıyallahü anh)'yi hastalığında ziyarete gittik. Ebû Said bize dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), «İçersinde heykel veya resim bulunan bir eve melekler girmez.» buyurdu.
Ravi İshak, burada Ebû Said (radıyallahü anh)'in (resim ve heykelden) hangisini söylediği hususunda şüphe etti. İbn Abdilber der ki: Bu, konuyla ilgili en sahih ve senedi en güzel hadistir. Zurkanî der ki: Yani en sahih ve en güzeldir.
Burada, heykel ve resmin her ikisinin birden kast edilmiş olma ihtimali bulunduğu gibi, hadisi şerifte geçen «timsal» kelimesinin başlı başına müstakil resimler, «suret» kelimesinin de başka bir şey üzerine nakış veya süsleme olarak yapılan resimler olma ihtimali de vardır. (Bâcî, el-Münteka, c.7, s. 287).
2795. Utbe b. Mesud'un torunu Ubeydullah b. Abdullah'dan şöyle Rivâyet edildi: Ubeydullah, Ebû Talha el-Ensari'yi hastalığında ziyarete gitti. Yanına vardığında Sehl b. Huneyf de orada idi. Ebû Talha bir adam çağırdı, altındaki sergiyi çıkarttırdı. Sehl b. Huneyf kendisine:
« Onu neden çıkartıyorsun?» diye sordu. O da:
« Çünkü onda resimler var. Onlar hakkında da Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in ne söylediğini biliyorsun» dedi. Sehl de:
« Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kumaşlardaki nakış ve süslemeler hariç dememiş miydi?» deyince Ebû Talha:
« Evet demişti ama çıkartmak kalbime daha hoş geldi.» diye cevap verdi. Muvatta ravileri, bu hadisin isnadında ve metninde ihtilafsızdır. Şeybanî, 904
2796. Aişe (radıyallahü anh)'dan: O, üzerinde hayvan resimleri bulunan bir küçük yastık satın aldı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onu görünce kapının önünde durdu, içeri girmedi. Hazret-i Aişe onun yüzündeki hoşnutsuzluğu anladı ve:
« Ya Resûlallah, (yaptığım hatadan) Allah'a ve onun Resulüne dönüyorum. Ne suç işledim ki?» diye sordu. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Bu resimli yastık ne oluyor?» dedi. Hazret-i Aişe (radıyallahü anh)'da:
« Onu senin için aldım. Üzerine oturur ve ona yaslanırsın.» deyince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Bu resimleri yapanlar kıyamet günü azab çekecekler. Onlara: Yaptığınız bu suretlere can veriniz, denilecek,» buyurdu. Sonra da devamla:
« İçerisinde resim bulunan eve melekler girmez.» buyurdu. Buhârî, Buyu, 34/40; Müslim, Libas, 37/26, no:96; Şeybanî, 903.
٣ - باب مَا جَاءَ فِي الصُّوَرِ وَالتَّمَاثِيلِ
٢٧٩٤ - حَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي طَلْحَةَ، أَنَّ رَافِعَ بْنَ إِسْحَاقَ مَوْلَى الشِّفَاءِ أَخْبَرَهُ، قَالَ : دَخَلْتُ أَنَا وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أبِي طَلْحَةَ عَلَى أبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ نَعُودُهُ، فَقَالَ لَنَا أَبُو سَعِيدٍ : أَخْبَرَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( أَنَّ الْمَلاَئِكَةَ لاَ تَدْخُلُ بَيْتاً فِيهِ تَمَاثِيلُ أَوْ تَصَاوِيرُ ). شَكَّ إِسْحَاقُ، لاَ يَدْرِى أَيَّتَهُمَا قَالَ أَبُو سَعِيدٍ(٥٧٨).
٢٧٩٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ أبِي النَّضْرِ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ، أَنَّهُ دَخَلَ عَلَى أبِي طَلْحَةَ الأَنْصَاري يَعُودُهُ، قَالَ : فَوَجَدَ عِنْدَهُ سَهْلَ بْنَ حُنَيْفٍ، فَدَعَا أَبُو طَلْحَةَ إِنْسَاناً فَنَزَعَ نَمَطاً مِنْ تَحْتِهِ، فَقَالَ لَهُ سَهْلُ بْنُ حُنَيْفٍ : لِمَ تَنْزِعُهُ ؟ قَالَ : لأَنَّ فِيهِ تَصَاوِيرَ، وَقَدْ قَالَ فِيهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَا قَدْ عَلِمْتَ. فَقَالَ سَهْلٌ : أَلَمْ يَقُلْ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إِلاَّ مَا كَانَ رَقْماً فِي ثَوْبٍ ). قَالَ: بَلَى وَلَكِنَّهُ أَطْيَبُ لِنَفْسِي(٥٧٩).
٢٧٩٦ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ، عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم، أَنَّهَا اشْتَرَتْ نُمْرُقَةً فِيهَا تَصَاوِيرُ، فَلَمَّا رَآهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَامَ عَلَى الْبَابِ فَلَمْ يَدْخُلْ، فَعَرَفَتْ فِي وَجْهِهِ الْكَرَاهِيَةَ وَقَالَتْ :يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ وَإِلَى رَسُولِهِ، فَمَاذَا أَذْنَبْتُ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( فَمَا بَالُ هَذِهِ النُّمْرُقَةِ ؟ ). قَالَتِ : اشْتَرَيْتُهَا لَكَ تَقْعُدُ عَلَيْهَا وَتَوَسَّدُهَا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( إِنَّ أَصْحَابَ هَذِهِ الصُّوَرِ يُعَذَّبُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ، يُقَالُ لَهُمْ : أَحْيُوا مَا خَلَقْتُمْ ). ثُمَّ قَالَ : ( إِنَّ الْبَيْتَ الَّذِي فِيهِ الصُّوَرُ لاَ تَدْخُلُهُ الْمَلاَئِكَةُ )(٥٨٠).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.