1- DEVELER, SIĞIRLAR VE KOYUNLAR İLE KEÇİLER DÂLLESİ (YİTİĞİ)
2598 - “... Abdullah bin eş-Şıhhîr (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir;
(Müslümanın dâllesi (yitik hayvanı veya yitik her nevi malı) ateş alevidir. )
2599 - “... El-Münzir bin Cerîr (bin Abdullah el-Becelî) (radıyallahü anhüma)’dan; Şöyle demiştir:
Ben el-Bevâzîc'te babam (Cerir bin Abdullah) ile beraberdim. (Babamın) sığır sürüsü akşama doğru (meradan) geldi. Babam, (sürü içinde) yabancı bir sığır gördü ve : Bu nedir? diye sordu. Ordakiler: Sığır sürüsüne iltihak eden bir sığırdır, diye cevab verdiler. El-Münzir demiştir ki; Bunun üzerine babam emretti. O sığır sürüden çıkarılıp gözlerden kayboluncaya kadar kovalandı. Sonra babam şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim:
(Dâlle'yi (yani yitik hayvanı) ancak sapık bir kimse kendi malına karıştırır. )
2600 - “... Zeyd bin Hâlid el-Cühenî (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre :
Bir kere Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'e yitik deve hükmü soruldu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) hiddetlendi, yanakları kırmızılaştı ve cevaben ;
(Ondan 3&ti& ne? Onun beraberinde (uzak yolculuğa dayanan) ayaklar ve (karnında) su tulumu vardır. Sahibi ona rastlayıncaya kadar o (hayvan kendi kendine) suya varır ve safî uzun ot yer) buyurdu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'e koyun - keçi yitiğinin hükmü de soruldu. Buna cevaben:
(Onu al. Çünkü o (hayvancağız) şüphesiz ya sanadır ya senin kardeşinedir ya da kurtundur) buyurdu. Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)’e lukata'nın hükmü de soruldu. Bunun üzerine Resûlüllah şöyle buyurdu :
(Lukata'nın dağarcığını ve ağız bağını iyice tanı ve lukatayı bir yıl ilân et. Eğer (bir kimse tarafından) kanıtlayıcı bir şekilde vasıfları anlatılırsa (ona ver). Böylece vasıfları anlatılmazsa (yani sahibi çıkmazsa) onu kendi malına kat.) "
١ - باب ضَالَّةِ الإِبِلِ وَالْبَقَرِ وَالْغَنَمِ
٢٥٩٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( ضَالَّةُ الْمُسْلِمِ حَرَقُ النَّارِ ).
٢٥٩٩ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا أَبُو حَيَّانَ التَّيْمِيُّ، حَدَّثَنَا الضَّحَّاكُ، خَالُ الْمُنْذِرِ بْنِ جَرِيرٍ عَنِ الْمُنْذِرِ بْنِ جَرِيرٍ، قَالَ كُنْتُ مَعَ أَبِي بِالْبَوَازِيجِ فَرَاحَتِ الْبَقَرُ فَرَأَى بَقَرَةً أَنْكَرَهَا فَقَالَ مَا هَذِهِ قَالُوا بَقَرَةٌ لَحِقَتْ بِالْبَقَرِ . قَالَ فَأَمَرَ بِهَا فَطُرِدَتْ حَتَّى تَوَارَتْ ثُمَّ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَقُولُ ( لاَ يُئْوِي الضَّالَّةَ إِلاَّ ضَالٌّ ).
٢٦٠٠ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ بْنِ الْعَلاَءِ الأَيْلِيُّ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ يَزِيدَ، مَوْلَى الْمُنْبَعِثِ عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِيِّ، فَلَقِيتُ رَبِيعَةَ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ حَدَّثَنِي يَزِيدُ، عَنْ زَيْدِ بْنِ خَالِدٍ الْجُهَنِيِّ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ سُئِلَ عَنْ ضَالَّةِ الإِبِلِ فَغَضِبَ وَاحْمَرَّتْ وَجْنَتَاهُ وَقَالَ ( مَالَكَ وَلَهَا مَعَهَا الْحِذَاءُ وَالسِّقَاءُ تَرِدُ الْمَاءَ وَتَأْكُلُ الشَّجَرَ حَتَّى يَلْقَاهَا رَبُّهَا ). وَسُئِلَ عَنْ ضَالَّةِ الْغَنَمِ فَقَالَ ( خُذْهَا فَإِنَّمَا هِيَ لَكَ أَوْ لأَخِيكَ أَوْ لِلذِّئْبِ ). وَسُئِلَ عَنِ اللُّقَطَةِ فَقَالَ ( اعْرِفْ عِفَاصَهَا وَوِكَاءَهَا وَعَرِّفْهَا سَنَةً فَإِنِ اعْتُرِفَتْ وَإِلاَّ فَاخْلِطْهَا بِمَالِكَ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.