Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Hadis Terimleri ~ Cehâletu'l-Vasf

Hadis Terimleri ~ Cehâletu'l-Vasf

Cehâletu'l-Vasf
Bk.Cehalet.
Sözlükte “cehl” kelimesiyle eş manalı olarak bilgisizlik manasınadır ki ilim karşılığıdır. Alâ harfi cerriyle bilmez görünmek manasına olur. 127Cahillik, farkına varmamak, bilmemek, cahil olmak da aynı kelimenin manaları arasındadır.
er-Rağıbu'l-İsbehânî'ye göre cehalet üç çeşittir. Birincisi nefsin bilgiden hâlî olmasıdır. Cehlin asıl manası budur. İkincisi, bir şeye olduğundan farklı bir şekilde inanmak; üçüncüsü ise bir şeyi yapılması gereken şeklin aksine yapmaktır. 128
Hadis terimi olarak cehalet, metâ'in-i aşere denilen ve ravilerin tenkidinde göz önünde bulundurulan on esastan biridir. Ravinin adaletiyle ilgilidir.
Hadis usulü kaynaklarında cehâletu'r-râvî şeklinde de geçen cehalet, tek cümleyle ravinin bilinmemesidir.
Bir ravinin bilinmemesi iki türlü olur. Birincisi, kimliğinin; öteki deyişiyle kim olduğunun bilinmeyişidir. Bu tür cehalete cehâlet-i ayniyye veya cehâletu'1-ayn da denir. İkincisi ise ravi hakkında verilen cerh ve ta'dil hükmünün bilinmemesidir. Cehaletu'l-vasf da denilmiştir.
Gerek kimliği, gerekse hakkında verilen cerh ya da ta'dil hükmü bilinmeyen raviye meçhul denir. Meçhul ravi, eğer kimliği bilinmiyorsa mechûlu'1-ayn; adaleti bilinmiyorsa mechûlu'l-adâledir.
Ravinin kimliğinin veya cerhedildiğinin yahutta adaletinin meçhul kalması iki sebepten ileri gelir. Bunlardan birincisine göre kimi ravilerin isim, künye, lakab, nisbet veya sıfat ve meslek gibi kendisini meçhul kalmaktan kurtaran nitelikleri çoktur. Ravi bunlardan sadece biri veya ikisiyle tanınmıştır. Böyle iken ondan rivayette bulunanların her biri, herhangi bir maksatla onun bilinen meşhur niteliğini bırakıp meşhur olmayan niteliklerinden birini söyler. İşitenler onu tanımadık başka biri zannederler. Meselâ, Muhammed b. Sâ'ib el-Kelbî'yi bazıları dedesine nisbet ederek Muhammed b. Bişr, Bazıları Hammâd İbnu's-Sâ'ib isimleriyle anmışlardır. Bazıları da onu Ebu'n-Nadr, yahud Ebu Sâ'id, yahutta Ebu Hişâm gibi değişik künyelerle zikretmişlerdir. Böylece rivayel ettiği hadis bir iken durumu bilinmeyenler onu değişik raviler sanmışlar ve türlü türlü hatalara düşmüşlerdir.
Bu şekilde değişik isim veya künyelerle zikredilen şahısları tanımak, farklı lakab veya künyelerini birleştirerek yapılan hataları düzeltmek için hadisciler mûdih adı verilen kitaplar yazmışlardır. 129
Ravinin bilinmemesinin ikinci sebebi mukül olması, yani az hadis rivayet etmesi, veya tek ravisinin bulunmasıdır. İster tâbi'ûndan, isterse daha sonraki tabakalardan olsun, tek ravisi olan mukül, ravisi ismini açıklasa bile mechûlu'l-ayn olmaktan kurtulamaz. Şu da var ki mukül olan ravinin ismi bazen de kısaltma yapmak maksadıyle zikredilmez. Böyle ravi ismi anmamaya ise ibhâm adı verilir.
Ravisi bilinmeyen hadisler, hadiscilerce makbul sayılmamıştır; zira bir hadisin sıhhati herşeyden önce onu rivayet eden ravinin adalet sahibi olmasına ve zabt özelliği taşımasına bağlıdır. Ravinin kimliği bilinmeyince haliyle adaletli olup olmadığı da bilinemez. Adaleti bilinmeyen ravinin hadisi ise sahih sayılmaz.
Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget