18. Mescide Girerken Okunacak Duâ Ve Zikirler
465- Ebû Humeyd veya Ebû Useyd;
" Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu" demiştir:
" Sizden biri mescide girerken Nebî (sallallahü aleyhi ve sellem)’e salât ve selâm getirsin, sonra da;
" Allahım, bana rahmetinin kapılarını aç" desin; camiden çıkarken ise:
" Allahım, fazıl ve kereminden (ihsanını yine) senden istiyorum" desin.
Müslim, müsâfirin 68; Nesâî, mesâcid 36; İbn Mâce, mesâcid 13; Tirmizî, salât 117; Dârimî, isti'zân 56; Ahmed b. Hanbel, III, 497; V, 435.
466- Hayve b. Şüreyh dedi ki; Ukbe b. Müslim ile karşılaştım ve O’na:
" Duydum ki, sen Abdullah b. Amr b. el-As'tan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın mescide girerken:
" Lanetlenmiş şeytandan, ulu Allah'a, O'nun kerîm zâtına ve kadîm kuvvet ve galebesine sığınırım" diye duâ ettiğini rivâyet etmişsin, öyle mi?, dedim.
Hepsi bu kadar mı? dedi.
Evet, dedim. Dedi ki:
Mescide giren bunu söyleyince şeytan:
" Günün geri kalan kısmında da benden emin oldu" der.
Son cümle birinci nın failinin Ukbe olduğu gözönüne alınarak terceme edilmiştir. Failin Hazret-i Peygamber'e râcî olması da muhtemeldir. Bu durumda bîr hazf söz konusudur. O zaman mâna;
" Ukbe, hayır hadis bitmedi, tamamı şudur: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem); mescide giren bunu söyleyince şeytan, günün geri kalanında da benden eminoldu der, buyurdu" şeklinde olur. Hadisi sadece Ebû Dâyûd rivâyet etmiştir.
١٨ - باب فِيمَا يَقُولُهُ الرَّجُلُ عِنْدَ دُخُولِهِ الْمَسْجِدَ
٤٦٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُثْمَانَ الدِّمَشْقِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ، - يَعْنِي الدَّرَاوَرْدِيَّ - عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ سَعِيدِ بْنِ سُوَيْدٍ، قَالَ سَمِعْتُ أَبَا حُمَيْدٍ، أَوْ أَبَا أُسَيْدٍ الأَنْصَارِيَّ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( إِذَا دَخَلَ أَحَدُكُمُ الْمَسْجِدَ فَلْيُسَلِّمْ عَلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم ثُمَّ لْيَقُلِ اللَّهُمَّ افْتَحْ لِي أَبْوَابَ رَحْمَتِكَ فَإِذَا خَرَجَ فَلْيَقُلِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ ) .
٤٦٦ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ بِشْرِ بْنِ مَنْصُورٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِيٍّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ، عَنْ حَيْوَةَ بْنِ شُرَيْحٍ، قَالَ لَقِيتُ عُقْبَةَ بْنَ مُسْلِمٍ فَقُلْتُ لَهُ بَلَغَنِي أَنَّكَ حَدَّثْتَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَنَّهُ كَانَ إِذَا دَخَلَ الْمَسْجِدَ قَالَ ( أَعُوذُ بِاللَّهِ الْعَظِيمِ وَبِوَجْهِهِ الْكَرِيمِ وَسُلْطَانِهِ الْقَدِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ) . قَالَ أَقَطُّ قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ فَإِذَا قَالَ ذَلِكَ قَالَ الشَّيْطَانُ حُفِظَ مِنِّي سَائِرَ الْيَوْمِ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.