Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Fera' ve Atîre İslam'da Yoktur

Fera' ve Atîre İslam'da Yoktur || Fera' (Devenin İlk Yavrusunun Kurban Edilmesi) ve Atîre (Receb Ayında Kesilen Kurban) Kitabı || Sünen-i Nesai

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 1- Fera' ve Atîre İslam'da Yoktur

4239- Ebu Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Fera ve Atıyre diye bir kurban modeli İslâm’da yoktur.) (Yani devenin ilk yavrusu mutlaka kurban edilecektir diye bir şart olmadığı gibi Receb ayında da kurban kesilme adeti İslâm’da yoktur.) (Tirmizî, Edahî: 15; Ebû Dâvûd, Dahaya: 20)

4240- Said b. Müseyyeb ve Ebu Hüreyre (ranhüma)’dan birisi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):

(Fera ve Atiyre kurbanı kesmeyi yasakladı) derken bir diğeri:

(Fera ve Atiyre kurbanı İslâm’da yoktur) demiştir. (Tirmizî, Edahî: 15; Ebû Dâvûd, Dahaya: 20)

4241- Mıhnef b. Süleym (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte Arafat’ta vakfeye durmuştuk. Orada şöyle buyurmuştu:

(Ey İnsanlar! Her yıl kurban bayramında kesilen kurbanın yanı sıra bir de Receb ayında Atıyre kurbanı vardır) Muaz diyor ki:

(İbn Avn’ın Receb ayında kurban kestiğini gözümle gördüm.) (Tirmizî, Edahî: 15; Ebû Dâvûd, Dahaya: 20)

4242- Zeyd b. Eslem (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, ashâb:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Devenin ilk doğurduğu hayvanın hemen kurban edilmesine ne dersin?) diye sorunca şöyle buyurdu:

(Olabilir fakat o deve yavrusunu büyütüp din uğrunda savaşlarda kullanmak veya muhtaç olan birine vermek, anasını göğsünde sütüyle ve yavrusuz bırakıp yavrusunu da cılız olarak kesmenden daha hayırlıdır) Ashap:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Receb ayındaki kesilmesi gereken kurban hakkında ne dersin?) deyince, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Olabilir.) (Sadece Nesâi rivâyet etmiştir.)

4243- Haris b. Amr (radıyallahü anh), anlatıyor: veda haccında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kulağı kesik devesi üzerindeyken biri yanından gelerek Ona: Ey Allah'ın Rasûlü! Anam babam Senin yoluna feda olsun. Benim için Allah’tan af ve bağışlanma dile dedim. O da:

(Allah size mağfiret etsin) buyurdu. Sonra diğer tarafından gelerek:

(Ey Allah'ın Rasûlü! diğer insanları değil sadece beni bağışlaması için dua et) dedim. Bu sefer eliyle işaret ederek olmaz dercesine:

(Allah sizleri bağışlasın) buyurdu. O arada bir adam:

(Ey Allah'ın Rasûlü! Develerin ilk yavrularının kurban edilmesi ve Receb ayında kesilmesi gereken kurbanlar konusunda ne dersin?) diye sordu. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(İsteyen Receb ayında keser isteyen kesmez, devenin ilk yavrusunu da dileyen kurban eder dileyen kurban olarak kesmez dedi ve her sürü için bir koyun kurban edilir.) (Müsned: 15405)

4244-

١ - باب

٤٢٣٩ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏(‏ لاَ فَرَعَ وَلاَ عَتِيرَةَ ‏)‏ ‏.‏

٤٢٤٠ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ، قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ حَدَّثْتُ أَبَا إِسْحَاقَ، عَنْ مَعْمَرٍ، وَسُفْيَانَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ أَحَدُهُمَا نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم عَنِ الْفَرَعِ وَالْعَتِيرَةِ ‏.‏ وَقَالَ الآخَرُ ‏(‏ لاَ فَرَعَ وَلاَ عَتِيرَةَ ‏)‏ ‏.‏

٤٢٤١ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ زُرَارَةَ، قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاذٌ، - وَهُوَ ابْنُ مُعَاذٍ - قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو رَمْلَةَ، قَالَ أَنْبَأَنَا مِخْنَفُ بْنُ سُلَيْمٍ، قَالَ بَيْنَا نَحْنُ وُقُوفٌ مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم بِعَرَفَةَ فَقَالَ ‏(‏ يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ عَلَى أَهْلِ بَيْتٍ فِي كُلِّ عَامٍ أَضْحَاةً وَعَتِيرَةً ‏)‏ ‏.‏ قَالَ مُعَاذٌ كَانَ ابْنُ عَوْنٍ يَعْتِرُ أَبْصَرَتْهُ عَيْنِي فِي رَجَبٍ ‏.‏

٤٢٤٢ - أَخْبَرَنِي إِبْرَاهِيمُ بْنُ يَعْقُوبَ بْنِ إِسْحَاقَ، قَالَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ أَبُو عَلِيٍّ الْحَنَفِيُّ، قَالَ حَدَّثَنَا دَاوُدُ بْنُ قَيْسٍ، قَالَ سَمِعْتُ عَمْرَو بْنَ شُعَيْبِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو، عَنْ أَبِيهِ، ‏{‏ عَنْ أَبِيهِ، ‏}‏ وَزَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ الْفَرَعَ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ حَقٌّ فَإِنْ تَرَكْتَهُ حَتَّى يَكُونَ بَكْرًا فَتَحْمِلَ عَلَيْهِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَوْ تُعْطِيَهُ أَرْمَلَةً خَيْرٌ مِنْ أَنْ تَذْبَحَهُ فَيَلْصَقَ لَحْمُهُ بِوَبَرِهِ فَتُكْفِئَ إِنَاءَكَ وَتُوَلِّهَ نَاقَتَكَ ‏)‏ ‏.‏ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ فَالْعَتِيرَةُ قَالَ ‏(‏ الْعَتِيرَةُ حَقٌّ ‏)‏ ‏.‏ قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَبُو عَلِيٍّ الْحَنَفِيُّ هُمْ أَرْبَعَةُ إِخْوَةٍ أَحَدُهُمْ أَبُو بَكْرٍ وَبِشْرٌ وَشَرِيكٌ وَآخَرُ ‏.‏

٤٢٤٣ - أَخْبَرَنَا سُوَيْدُ بْنُ نَصْرٍ، قَالَ أَنْبَأَنَا عَبْدُ اللَّهِ، - يَعْنِي ابْنَ الْمُبَارَكِ - عَنْ يَحْيَى، - وَهُوَ ابْنُ زُرَارَةَ بْنِ كُرَيْمِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَمْرٍو الْبَاهِلِيُّ - قَالَ سَمِعْتُ أَبِي يَذْكُرُ، أَنَّهُ سَمِعَ جَدَّهُ الْحَارِثَ بْنَ عَمْرٍو، يُحَدِّثُ أَنَّهُ لَقِيَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَهُوَ عَلَى نَاقَتِهِ الْعَضْبَاءِ فَأَتَيْتُهُ مِنْ أَحَدِ شِقَّيْهِ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِأَبِي أَنْتَ وَأُمِّي اسْتَغْفِرْ لِي ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ غَفَرَ اللَّهُ لَكُمْ ‏)‏ ‏.‏ ثُمَّ أَتَيْتُهُ مِنَ الشِّقِّ الآخَرِ أَرْجُو أَنْ يَخُصَّنِي دُونَهُمْ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ اسْتَغْفِرْ لِي ‏.‏ فَقَالَ بِيَدِهِ ‏(‏ غَفَرَ اللَّهُ لَكُمْ ‏)‏ ‏.‏ فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ النَّاسِ يَا رَسُولَ اللَّهِ الْعَتَائِرُ وَالْفَرَائِعُ ‏.‏ قَالَ ‏(‏ مَنْ شَاءَ عَتَرَ وَمَنْ شَاءَ لَمْ يَعْتِرْ وَمَنْ شَاءَ فَرَّعَ وَمَنْ شَاءَ لَمْ يُفَرِّعْ فِي الْغَنَمِ أُضْحِيَتُهَا ‏)‏ ‏.‏ وَقَبَضَ أَصَابِعَهُ إِلاَّ وَاحِدَةً ‏.‏

٤٢٤٤ - أَخْبَرَنِي هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ، قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ زُرَارَةَ السَّهْمِيُّ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي، عَنْ جَدِّهِ الْحَارِثِ بْنِ عَمْرٍو، ح وَأَنْبَأَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ، قَالَ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ، قَالَ حَدَّثَنِي يَحْيَى بْنُ زُرَارَةَ السَّهْمِيُّ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبِي، عَنْ جَدِّهِ الْحَارِثِ بْنِ عَمْرٍو، أَنَّهُ لَقِيَ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَقُلْتُ بِأَبِي أَنْتَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَأُمِّي اسْتَغْفِرْ لِي ‏.‏ فَقَالَ ‏(‏ غَفَرَ اللَّهُ لَكُمْ ‏)‏ ‏.‏ وَهُوَ عَلَى نَاقَتِهِ الْعَضْبَاءِ ثُمَّ اسْتَدَرْتُ مِنَ الشِّقِّ الآخَرِ وَسَاقَ الْحَدِيثَ ‏.‏


Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget