3- Receb Ayı Kurbanı Ne Demektir?
4248- Nübeyşe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e şöyle seslendi:
(Ey Allah'ın Rasûlü biz cahiliyye döneminde Receb ayında kurban keserdik bugün için bu konuda ne dersiniz?) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Hangi ayda olursa olsun Allah’ın rızası için kesiniz ve başkalarına da yediriniz.) Adam:
(Cahiliyye döneminde devenin ilk doğurduğu yavruyu da kurban ederdik bu konuda ne dersiniz?) Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Her sürüden biri kurban için ayrılır kurban edilecek duruma gelince, kurban edilip eti sadaka olarak dağıtılır bu daha hayırlıdır.) (Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; İbn Mâce, Zebaih: 2)
4249- Hüzeli Kabilesinden Nübeyşe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Bir adam:
(Ey Allah'ın Rasûlü! Biz cahiliyye döneminde Receb ayında kurban keserdik şimdi bu konuda bize neyi emredersin?) diye sordu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de:
(Hangi ayda keserseniz kesin Allah’ın rızasını isteyin ve fakir fukaraya yedirin.) (Ebû Dâvûd, Dahaya: 20; İbn Mâce, Zebaih: 2)
4250- Lakît b. Amir el Ukaylî (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ey Allah'ın Rasûlü! Bizler Cahiliyye döneminde Receb ayında kurbanlar keser yer ve misafirlerimize de yedirirdik) dedim. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyurdu:
(Zararı yok kesilebilir.) (Dârimi, Adhiye: 9; Müsned: 1883)
٣ - باب تَفْسِيرِ الْفَرَعِ
٤٢٤٨ - أَخْبَرَنَا أَبُو الأَشْعَثِ، أَحْمَدُ بْنُ الْمِقْدَامِ قَالَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ، - وَهُوَ ابْنُ زُرَيْعٍ - قَالَ أَنْبَأَنَا خَالِدٌ، عَنْ أَبِي الْمَلِيحِ، عَنْ نُبَيْشَةَ، قَالَ نَادَى النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم رَجُلٌ فَقَالَ إِنَّا كُنَّا نَعْتِرُ عَتِيرَةً يَعْنِي فِي الْجَاهِلِيَّةِ فِي رَجَبٍ فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ ( اذْبَحُوهَا فِي أَىِّ شَهْرٍ كَانَ وَبَرُّوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَطْعِمُوا ) . قَالَ إِنَّا كُنَّا نُفْرِعُ فَرَعًا فِي الْجَاهِلِيَّةِ . قَالَ ( فِي كُلِّ سَائِمَةٍ فَرَعٌ حَتَّى إِذَا اسْتَحْمَلَ ذَبَحْتَهُ وَتَصَدَّقْتَ بِلَحْمِهِ فَإِنَّ ذَلِكَ هُوَ خُيْرٌ ) .
٤٢٤٩ - أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ، عَنْ خَالِدٍ، قَالَ حَدَّثَنِي أَبُو قِلاَبَةَ، عَنْ أَبِي الْمَلِيحِ، فَلَقِيتُ أَبَا الْمَلِيحِ فَسَأَلْتُهُ فَحَدَّثَنِي عَنْ نُبَيْشَةَ الْهُذَلِيِّ، قَالَ قَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا كُنَّا نَعْتِرُ عَتِيرَةً فِي الْجَاهِلِيَّةِ فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ ( اذْبَحُوا لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فِي أَىِّ شَهْرٍ مَا كَانَ وَبَرُّوا اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ وَأَطْعِمُوا ) .
٤٢٥٠ - أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِيٍّ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ، عَنْ يَعْلَى بْنِ عَطَاءٍ، عَنْ وَكِيعِ بْنِ عُدُسٍ، عَنْ عَمِّهِ أَبِي رَزِينٍ، لَقِيطِ بْنِ عَامِرٍ الْعُقَيْلِيِّ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا كُنَّا نَذْبَحُ ذَبَائِحَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ فِي رَجَبٍ فَنَأْكُلُ وَنُطْعِمُ مَنْ جَاءَنَا . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( لاَ بَأْسَ بِهِ ) . قَالَ وَكِيعُ بْنُ عُدُسٍ فَلاَ أَدَعُهُ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.