25- Gece Namazında Kıyam Rükû’ ve Secdelerin Uzunluğu
1675- Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
(Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bir gece tehecüd namazı kılmıştım. Fatiha sûresinden sonra okumaya Bakara sûresinden başladı, yüz ayet okuyunca rükû’ yapar, dedim. Yapmadı devam etti. İki yüz ayet okuyunca rükû’ yapar dedim. Yine devam etti yapmadı. Bir rekatta Bakara sûresinin tamamını okuyacak, dedim. Yine devam etti ve Bakara’dan sonra Nisâ sûresini okumaya başladı, onu da bitirdi Al’i İmran sûresine geçti, ağır ağır onu da okudu. Tesbih ayetine gelince Allah’ı tesbih eder, istek ayetlerine gelince Allah’tan istekte bulunur, sığınma emreden bir ayete geldiğinde de Allah’a sığınırdı sonra rükû’a gitti ve (Sübhaneke Rabbiyel Azim) dedi rükû’u da kıyamı gibi uzun sürdü sonra başını kaldırdı ve (Semiallahü limen hamideh) dedi ve buradaki duruşu da rükû’daki duruşu kadar uzundu sonra secdeye vardı. Secdede (Sübhane Rabbiyel a’la) diyordu ki secdesinin uzunluğu da rükû’u kadardı.) (Ebû Dâvûd, Salat: 152; Müslim, Salatül Müsafirin: 27)
1676- Yine Huzeyfe (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Huzeyfe bizzat kendisi Ramazan ayında Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile birlikte namaz kılmıştı. Rükû’da; (Sübhane Rabbiyel Azim) diyordu. Rükû’unu da kıyamda durduğu gibi uzunca yaptı Celse’yi de aynı şekilde uzatarak (Rabbiğfirli, Rabbiğfirli) diyordu, ve ayakta olduğu süre kadar uzattı sonra secdeye vardı (sübhane Rabbiyel a’la) diyerek, secdesini de ayakta kaldığı süre kadar uzatmıştı. Bu şekilde tam dört rekat kılmıştı ki Bilal gelip sabah namazı için çağırdı. (Dârimi, Salat: 79; Ebû Dâvûd, Salat: 152)
٢٥ - باب تَسْوِيَةِ الْقِيَامِ وَالرُّكُوعِ وَالْقِيَامِ بَعْدَ الرُّكُوعِ وَالسُّجُودِ وَالْجُلُوسِ بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ فِي صَلاَةِ اللَّيْلِ
١٦٧٥ - أَخْبَرَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ مَنْصُورٍ، قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ، قَالَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَيْدَةَ، عَنِ الْمُسْتَوْرِدِ بْنِ الأَحْنَفِ، عَنْ صِلَةَ بْنِ زُفَرَ، عَنْ حُذَيْفَةَ، قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم لَيْلَةً فَافْتَتَحَ الْبَقَرَةَ فَقُلْتُ يَرْكَعُ عِنْدَ الْمِائَةِ فَمَضَى فَقُلْتُ يَرْكَعُ عِنْدَ الْمِائَتَيْنِ فَمَضَى فَقُلْتُ يُصَلِّي بِهَا فِي رَكْعَةٍ فَمَضَى فَافْتَتَحَ النِّسَاءَ فَقَرَأَهَا ثُمَّ افْتَتَحَ آلَ عِمْرَانَ فَقَرَأَهَا يَقْرَأُ مُتَرَسِّلاً إِذَا مَرَّ بِآيَةٍ فِيهَا تَسْبِيحٌ سَبَّحَ وَإِذَا مَرَّ بِسُؤَالٍ سَأَلَ وَإِذَا مَرَّ بِتَعَوُّذٍ تَعَوَّذَ ثُمَّ رَكَعَ فَقَالَ ( سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ) . فَكَانَ رُكُوعُهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ ( سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ) . فَكَانَ قِيَامُهُ قَرِيبًا مِنْ رُكُوعِهِ ثُمَّ سَجَدَ فَجَعَلَ يَقُولُ ( سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ) . فَكَانَ سُجُودُهُ قَرِيبًا مِنْ رُكُوعِهِ .
١٦٧٦ - أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، قَالَ أَنْبَأَنَا النَّضْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْمَرْوَزِيُّ، - ثِقَةٌ - قَالَ حَدَّثَنَا الْعَلاَءُ بْنُ الْمُسَيَّبِ، عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ، عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَزِيدَ الأَنْصَارِيِّ، عَنْ حُذَيْفَةَ، أَنَّهُ صَلَّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي رَمَضَانَ فَرَكَعَ فَقَالَ فِي رُكُوعِهِ ( سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ) . مِثْلَ مَا كَانَ قَائِمًا ثُمَّ جَلَسَ يَقُولُ ( رَبِّ اغْفِرْ لِي رَبِّ اغْفِرْ لِي ) . مِثْلَ مَا كَانَ قَائِمًا ثُمَّ سَجَدَ فَقَالَ ( سُبْحَانَ رَبِّيَ الأَعْلَى ) . مِثْلَ مَا كَانَ قَائِمًا فَمَا صَلَّى إِلاَّ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ حَتَّى جَاءَ بِلاَلٌ إِلَى الْغَدَاةِ . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا الْحَدِيثُ عِنْدِي مُرْسَلٌ وَطَلْحَةُ بْنُ يَزِيدَ لاَ أَعْلَمُهُ سَمِعَ مِنْ حُذَيْفَةَ شَيْئًا وَغَيْرُ الْعَلاَءِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ فِي هَذَا الْحَدِيثِ عَنْ طَلْحَةَ عَنْ رَجُلٍ عَنْ حُذَيْفَةَ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.