3. Hastaların Alacağı Ecir
2733. Atâ b. Yesar'dan: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: Kul hastalandığı zaman Allahü teâlâ ona iki melek gönderir ve der ki:
« Bakınız, ziyaretçilerine ne söylüyor?» Eğer hasta, ziyaretçiler geldiğinde Allah'a hamdü sena ediyorsa melekler bunu her şeyi iyi bilen aziz ve celil olan Allah'a ulaştırırlar. Bunun üzerine Allah da şöyle buyurur:
« Eğer o kulumu öldürürsem cennete koyarım. Şifa verir iyileştirirsem ona hastalığından dolayı zayi ettiği etinden ve kanından daha hayırlısını halk ederim, günahlarını da bağışlarım.» İbn Abdilber, Abbad b. Kesîr el-Mekkî yoluyla mevsul Rivâyet etmiştir.
2734. Urve b. Zübeyr der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hanımı Aişe (radıyallahü anh)'in şöyle dediğini işittim:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): «Bir diken batması bile olsa mü'min uğradığı bütün musibetlerin mükafaatını görür,» yahut da «karşılaştığı sıkıntılar hatalarına keffaret olur.» buyurdu. Müslim, Bir, 45/14, no:50.
Ravilerden Yezid, Urve'nin mükafat veya keffaretten hangisini dediğini kesin olarak bilemediği için ikisini de söylemiştir
2735. Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: «Allah kimin hayırlı olmasını isterse, onu musibete uğratır.» Buhârî, Merdâ, 75/1.
Yani, günahlardan temizlemek ve derecesini yükseltmek için, ona musibet verir, Musibet, hoşa gitmeyen şeylerdir. Musibetlere mübtela kılmak, insanı tehlikeli günah ve hastalıklara karşı tedavi eden ilahi bir tıp gibidir.
2736. Yahya b. Said'den: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında ölen bir zat hakkında birisi:
« Ne mutlu ona! Bir hastalığa tutulmadan vefat etti.» dediğinde, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Vah yazık! Bilmiyorsun ki eğer Allah onu bir hastalığa müptela kılsaydı, onu günahlarına kefaret kılardı. (Bununla günahlarını bağışlardı)» buyurdu.
٣ - باب مَا جَاءَ فِي أَجْرِ الْمَرِيضِ
٢٧٣٣ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ : أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( إِذَا مَرِضَ الْعَبْدُ بَعَثَ اللَّهُ تَعَالَى إِلَيْهِ مَلَكَيْنِ، فَقَالَ : انْظُرَا مَاذَا يَقُولُ لِعُوَّادِهِ، فَإِنْ هُوَ، إِذَا جَاؤُوهُ، حَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ، رَفَعَا ذَلِكَ إِلَي اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ، وَهُوَ أَعْلَمُ، فَيَقُولُ : لِعَبْدِي عَلَيَّ إِنْ تَوَفَّيْتُهُ أَنْ أُدْخِلَهُ الْجَنَّةَ، وَإِنْ أَنَا شَفَيْتُهُ أَنْ أُبْدِلَ لَهُ لَحْماً خَيْراً مِنْ لَحْمِهِ، وَدَماً خَيْراً مِنْ دَمِهِ، وَأَنْ أُكَفِّرَ عَنْهُ سَيِّئَاتِهِ )(٥٣٣).
٢٧٣٤ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَزِيدَ بْنِ خُصَيْفَةَ، عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ، أَنَّهُ قَالَ سَمِعْتُ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم تَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( لاَ يُصِيبُ الْمُؤْمِنَ مِنْ مُصِيبَةٍ، حَتَّى الشَّوْكَةُ، إِلاَّ قُصَّ بِهَا، أَوْ كُفِّرَ بِهَا مِنْ خَطَايَاهُ ). لاَ يَدْرِي يَزِيدُ أَيَّهُمَا قَالَ عُرْوَةُ(٥٣٤).
٢٧٣٥ - وَحَدَّثَنِي مَالِكٌ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أبِي صَعْصَعَةَ، أَنَّهُ قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا الْحُبَابِ سَعِيدَ بْنَ يَسَارٍ يَقُولُ : سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( مَنْ يُرِدِ اللَّهُ بِهِ خَيْراً يُصِبْ مِنْهُ )(٥٣٥).
٢٧٣٦ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، أَنَّ رَجُلاً جَاءَهُ الْمَوْتُ فِي زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم، فَقَالَ رَجُلٌ : هَنِيئاً لَهُ مَاتَ وَلَمْ يُبْتَلَ بِمَرَضٍ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم : ( وَيْحَكَ وَمَا يُدْرِيكَ لَوْ أَنَّ اللَّهَ ابْتَلاَهُ بِمَرَضٍ، يُكَفِّرُ بِهِ مِنْ سَيِّئَاتِهِ )(٥٣٦).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.