5. Hastaların Tedavisi
2740. Zeyd b. Eşlem şunlan anlattı: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında bir İçişi yaralandı ve çok kan kaybetti. Bu adam, Enmar oğullarından kendisine bakacak iki kişi çağırdı. Bunların anlattığına göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine:
« Tıbbı hanginiz daha iyi biliyor?» diye sorduğunda onlar da:
« Tıbda (tıbbî müdahalere) bir fayda var mı, Ya Resûlallah?» dediler. (Bunun üzerine) Zeyd'in ifadesine göre, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
« Hastalıkları indiren, deva ve çarelerini de indirmiştir.» buyurdu. Bütün ravilerce mürseldir. Ama sağlam ve sahih şahidleri çoktur. Mesela bkz. Buhârî, Tıbb, 76/1; Müslim, Selâm, 39/26, no:69.
2741. Yahya b. Said der ki: Bana Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında, Sa'd b. Zürare'nin boğazındaki iltihabı (bademciklerini) bağlamasından öldüğü Rivâyet edildi. İbn Mace, Tıb, 31/24
2742. Nafi der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) yüz felcini dağladı ve akrep (sokmasına) karşı okundu. Burada yüz felcini dağlamış olması onu mubah görmesinden dolayıdır. Akrep sokmasına karşı okunması da böyledir. Resûl-i Ekrem'in dağlamayı yasaklaması, her yerde gelişi güzel yapıldığında tehlikeli olduğu içindir.
٥ - باب تَعَالُجِ الْمَرِيضِ
٢٧٤٠ - حَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ : أَنَّ رَجُلاً فِي زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَصَابَهُ جُرْحٌ، فَاحْتَقَنَ الْجُرْحُ الدَّمَ، وَأَنَّ الرَّجُلَ دَعَا رَجُلَيْنِ مِنْ بَنِي أَنْمَارٍ، فَنَظَرَا إِلَيْهِ، فَزَعَمَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ لَهُمَا : ( أَيُّكُمَا أَطَبُّ ؟ ). فَقَالاَ : أَوَ فِي الطِّبِ خَيْرٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ فَزَعَمَ زَيْدٌ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ : ( أَنْزَلَ الدَّوَاءَ، الَّذِي أَنْزَلَ الأَدْوَاءَ )(٥٣٩).
٢٧٤١ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ، قَالَ : بَلَغَنِي أَنَّ أَسْعَدَ(٥٣٩/١) بْنَ زُرَارَةَ اكْتَوَى فِي زَمَانِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنَ الذُّبَحَةِ فَمَاتَ(٥٤٠).
٢٧٤٢ - وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ نَافِعٍ : أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ اكْتَوَى مِنَ اللَّقْوَةِ، وَرُقِىَ مِنَ الْعَقْرَبِ(٥٤١).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.