20- BİR KİMSE BİR ADAMI(N ELİNİ) ISIRIR, ÂDÂM DA ELİNİ (ONUN AĞZINDAN HIZLA) ÇEKER VE BU ISIRIK ÖN DİŞLERİ DÜŞÜRÜR
2758 - “... Ümeyye oğulları Ya'lâ ve Seleme (radıyallahü anhüma)’dan rivâyet edildiğine göre şöyle demişlerdir :
Biz Tebûk savaşında Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıktık. Bizim beraberimizde bir arkadaşımız da vardı. Biz yolda iken arkadaşımız ile diğer bir adam döğüştüler. Ya'lâ demiştir ki: Adam, (döğüştüğü) arkadaşının elini ısırdı. Arkadaşı da elini onun ağzından (hızla) çekti ve adamın ön dişini düşürdü. Adam, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in yanına vararak (düşürülen) ön dişinin diyetini istedi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :
(Biriniz (din) kardeşine yönelerek erkek devenin ısırması gibi onu ısırır, sonra gelip (düşen dişine) diyet ister. Düşürülen dişe diyet yoktur ) buyurdu. Ya'lâ demiştir ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (dâvayı red ederek) dişin diyetinin bâtıl olduğuna hükmetti. "
2759 - “... İmrân bin Husayn (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine
Bir adam (başka) bir adamın kolunu ısırdı. Isırılan adam da kolunu (hızla) çekti de ısıranın ön dişi düştü. Dâva Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e intikal ettirildi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) dişin diyetinin bâtıl olduğuna hükmetti ve:
(Biriniz erkek devenin dişleriyle sert yem yediği gibi (din kardeşinin kolunu) çatır çatır yiyer (ısırır), (ısıranın düşen dişinin diyeti yoktur), buyurdu. "
٢٠ - باب مَنْ عَضَّ رَجُلاً فَنَزَعَ يَدَهُ فَنَدَرَ ثَنَايَاهُ
٢٧٥٨ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحِيمِ بْنُ سُلَيْمَانَ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ، عَنْ عَطَاءٍ، عَنْ صَفْوَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنْ عَمَّيْهِ، يَعْلَى وَسَلَمَةَ ابْنَىْ أُمَيَّةَ قَالاَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فِي غَزْوَةِ تَبُوكَ وَمَعَنَا صَاحِبٌ لَنَا فَاقْتَتَلَ هُوَ وَرَجُلٌ آخَرُ وَنَحْنُ بِالطَّرِيقِ . قَالَ فَعَضَّ الرَّجُلُ يَدَ صَاحِبِهِ فَجَذَبَ صَاحِبُهُ يَدَهُ مِنْ فِيهِ فَطَرَحَ ثَنِيَّتَهُ فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَلْتَمِسُ عَقْلَ ثَنِيَّتِهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( يَعْمِدُ أَحَدُكُمْ إِلَى أَخِيهِ فَيَعَضُّهُ كَعِضَاضِ الْفَحْلِ ثُمَّ يَأْتِي يَلْتَمِسُ الْعَقْلَ لاَ عَقْلَ لَهَا ). قَالَ فَأَبْطَلَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم .
٢٧٥٩ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِي عَرُوبَةَ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ عِمْرَانَ بْنِ حُصَيْنٍ، أَنَّ رَجُلاً، عَضَّ رَجُلاً عَلَى ذِرَاعِهِ فَنَزَعَ يَدَهُ فَوَقَعَتْ ثَنِيَّتُهُ فَرُفِعَ إِلَى النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم فَأَبْطَلَهَا . وَقَالَ ( يَقْضَمُ أَحَدُكُمْ كَمَا يَقْضَمُ الْفَحْلُ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.