20- (MÜSLÜMANLARLA) SAVAŞAN VE YERYÜZÜNDE BOZGUNCULUK ÇIKARMAYA ÇALIŞANLAR (HAKKINDA GELEN HADİSLER) BÂBI
2676 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken Ureyne (kabilesin) den bâzı kimseler Medîne-i Münevvere'ye geldiler. Sonra Medîne (nin su ve havası onlara dokunduğu için bu şehir) de kalmak istemediler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) onlara:
(Bize âit bir deve sürüsünün bulunduğu (Gâbe denilen) yere gidip develerin sütlerinden ve idrarlarından içiniz), buyurdu. Onlar da (böyle) yaptılar. (Bu vahşîler sıhhat bulunca) İslâmiyet'ten (küfre) döndüler ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (Yesâr isimli) çobanını öldürüp develerini de önlerine katıp götürdüler. (Bundan haberdar olunca) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onları yakalamak için (bir fırka) gönderdi. Onlar yakalanıp huzura getirildi. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) onların ellerini ve ayaklarını kestirdi, ateşte kızdırılmış çivilerle gözlerini sürmeletti ve ölünceye kadar onları Harre (denilen yer) de bıraktırdı. "
2677 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan; Şöyle demiştir:
Bir güruh insan Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ıin sağim develerine baskın yapıp kaçırdılar. Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (yakalattığı bu vahşî) topluluğun ellerini ve ayaklarını kestirdi ve gözlerini oydurdu. "
٢٠ - باب مَنْ حَارَبَ وَسَعَى فِي الأَرْضِ فَسَادًا
٢٦٧٦ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ، حَدَّثَنَا حُمَيْدٌ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، أَنَّ أُنَاسًا، مِنْ عُرَيْنَةَ قَدِمُوا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَاجْتَوَوُا الْمَدِينَةَ فَقَالَ ( لَوْ خَرَجْتُمْ إِلَى ذَوْدٍ لَنَا فَشَرِبْتُمْ مِنْ أَلْبَانِهَا وَأَبْوَالِهَا ). فَفَعَلُوا فَارْتَدُّوا عَنِ الإِسْلاَمِ وَقَتَلُوا رَاعِيَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَاسْتَاقُوا ذَوْدَهُ فَبَعَثَ رَسُولُ اللَّهِ فِي طَلَبِهِمْ فَجِيءَ بِهِمْ فَقَطَعَ أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَرَ أَعْيُنَهُمْ وَتَرَكَهُمْ بِالْحَرَّةِ حَتَّى مَاتُوا .
٢٦٧٧ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى، قَالاَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ أَبِي الْوَزِيرِ، حَدَّثَنَا الدَّرَاوَرْدِيُّ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ قَوْمًا، أَغَارُوا عَلَى لِقَاحِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَطَعَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَيْدِيَهُمْ وَأَرْجُلَهُمْ وَسَمَلَ أَعْيُنَهُمْ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.