21. Bâb—"Kefen, Malın Tamamından Alınır" Görüşünde Olan Kimse
3300. Bize Abdullah b. Muhammed b. Ebi Şeybe rivâyet edip (dedi ki), bize Hafs, İsmail b. Ebi Halid'den, (O) el-Hakem'den, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Kefen malın tamamından (alınır).
3301. Bize İbrahim b. Mûsa, Muazdan, (O) Eş'as'tan, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O, ölüp de geriye ikibin dirhem değerinde mal ile onun kadar veya ondan daha çok borç bırakan adam hakkında şöyle dedi: (Ölü), borcu verilmeyerek bu maldan kefenlenir!
3302. Bize Kabîsa rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, İbrahim'den işiten kimseden rivâyet etti ki; O şöyle demiş: (Terîkeden), önce kefen alınır, sonra borçlar ödenir, sonra da vasiyetler yerine getirilir.
3303. Bize Kabîsa rivâyet edip (dedi ki), bize Süfyân, Firas'tan, (O da) eş-Şa'bi'den (naklen) rivâyet etti ki; O, ölen kadın hakkında şöyle dedi: O, kendi malından kefenlenir, kocaya hiçbir şey gerekmez!
3304. Bize Saîd İbnu'l-Muğîre, İbnul-Mübarekten, (O) İbn Cüreyc'den, (O da) Atâ'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Kefene saçılan güzel koku ile kefen, malın tamamından (alınır)!
3305. Bize Muhammed b. Uyeyne, Ali b. Mushir'den, (O) İsmail'den, (O da) el-Hasan'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Kefen orta maldan (yapılır) ve (ölü), hayatında giymekte olduğu şeylere uygun bir şekilde kefenlenir. Sonra (mirastan) borç, ardından da üçte bir çıkarılır!
٢١- باب مَنْ قَالَ الْكَفَنُ مِنْ جَمِيعِ الْمَالِ
٣٣٠٠ - حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا حَفْصٌ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : الْكَفَنُ مِنْ جَمِيعِ الْمَالِ.
٣٣٠١ - حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى عَنْ مُعَاذٍ عَنْ أَشْعَثَ عَنِ الْحَسَنِ فِى رَجُلٍ مَاتَ وَتَرَكَ قِيمَةَ أَلْفَىْ دِرْهَمٍ وَعَلَيْهِ مِثْلُهَا أَوْ أَكْثَرُ قَالَ : يُكَفَّنُ مِنْهَا وَلاَ يُعْطَى دَيْنُهُ.
٣٣٠٢ - حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَمَّنْ سَمِعَ إِبْرَاهِيمَ قَالَ : يُبْدَأُ بِالْكَفَنِ ثُمَّ الدَّيْنِ ثُمَّ الْوَصِيَّةِ.
٣٣٠٣ - حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ فِرَاسٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ فِى الْمَرْأَةِ تَمُوتُ قَالَ : تُكَفَّنُ مِنْ مَالِهَا لَيْسَ عَلَى الزَّوْجِ شَىْءٌ.
٣٣٠٤ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنِ ابْنِ الْمُبَارَكِ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ قَالَ : الْحَنُوطُ وَالْكَفَنُ مِنْ رَأْسِ الْمَالِ.
٣٣٠٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ مُسْهِرٍ عَنْ إِسْمَاعِيلَ عَنِ الْحَسَنِ قَالَ : الْكَفَنُ مِنْ وَسَطِ الْمَالِ ، يُكَفَّنُ عَلَى قَدْرِ مَا كَانَ يَلْبَسُ فِى حَيَاتِهِ ، ثُمَّ يُخْرَجُ الدَّيْنُ ، ثُمَّ الثُّلُثُ.
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.