62- Cuma Sûresinden Tefsir Edilen Âyetler
3625- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma sûresi indirildiği zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında idik, bize okudu ve 3. ayetteki: “Bu peygamber daha sonra gelecek olan diğer toplumlara…” gelince bir adam: O’na, Ey Allah’ın Rasûlü dedi: “Bize erişemeyen bu kişiler kimlerdir?” Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), onunla konuşmadı. Selman da aramızda idi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), elini Selman’ın üzerine koydu ve şöyle buyurdu: “Canım kudret elinde olan Allah’a yemin olsun ki iman Süreyya yıldızında bile olsa bunlardan bazı kimseler onu elde edebilirler.” (Buhârî, Tefsir-ül Kur’ân: 27; Müslim, Fedail-üs Sahabe: 17)
Sevr b. Zeyd, Medînelidir. Sevr b. Yezîd ise Şamlıdır. Ebûl Gays’ın ismi Sâlim’dir ve kendisi Abdullah b. Mutı’ın azâdlısıdır. Medîneli olup güvenilen bir kimsedir.
Tirmizî: Bu hadis garibtir. Abdullah b. Cafer, Ali b. el Medini’nin babasıdır. Yahya b. Maînkendisini zayıf kabul eder.
3626- Câbir (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Cuma günü ayakta hutbe okurken Medîne kafilesi geldi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı hemen ona koştular. Mescidde Ebû Bekir ve Ömer’in de bulunduğu on iki kişi kalmıştı. Bunun üzerine Cuma sûresi 11. âyet nazil oldu: “Böyle iken insanlardan bir kısmı, kıtlık senesinde ticaret kervanının geldiğini haber alınca veya dünyevî bir kazanç yada geçici bir eğlence gördükleri zaman, ona doğru koşup seni mescidde ayakta bırakıverirler. De ki: Allah katında olan nimetler, Cennetler ve sevap bütün geçici eğlencelerden ve bütün kazançlardan çok daha hayırlıdır ve Allah rızık vererek ihtiyaçları karşılayanların en hayırlısıdır.” (Buhârî, Cuma: 17; Müslim, Cuma: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
3627- Ahmed b. Müni’ Hişâm vasıtasıyla Husayn’dan Sâlim b. eb’il Ca’d’den, Câbir’den bu hadisin bir benzerini bize aktarmıştır.
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
٦٢ - باب وَمِنْ سُورَةِ الْجُمُعَةِ
٣٦٢٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنِ حُجْرٍ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنِي ثَوْرُ بْنُ زَيْدٍ الدِّيلِيُّ، عَنْ أَبِي الْغَيْثِ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حِينَ أُنْزِلَتْ سُورَةُ الْجُمُعَةِ فَتَلاَهَا فَلَمَّا بَلَغَ : ( وآخَرِينَ مِنْهُمْ لَمَّا يَلْحَقُوا بِهِمْ ) قَالَ لَهُ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِنَا فَلَمْ يُكَلِّمْهُ قَالَ وَسَلْمَانُ الْفَارِسِيُّ فِينَا قَالَ فَوَضَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَدَهُ عَلَى سَلْمَانَ فَقَالَ ( وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَوْ كَانَ الإِيمَانُ بِالثُّرَيَّا لَتَنَاوَلَهُ رِجَالٌ مِنْ هَؤُلاَءِ ) قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ غَرِيبٌ وَقَدْ رُوِيَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ . وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ هُوَ وَالِدُ عَلِيِّ بْنِ الْمَدِينِيِّ ضَعَّفَهُ يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ . ثَوْرُ بْنُ زَيْدٍ مَدَنِيٌّ وَثَوْرُ بْنُ يَزِيدَ شَامِيٌّ وَأَبُو الْغَيْثِ اسْمُهُ سَالِمٌ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطِيعٍ مَدَنِيٌّ ثِقَةٌ .
٣٦٢٦ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَخْبَرَنَا حُصَيْنٌ، عَنْ أَبِي سُفْيَانَ، عَنْ جَابِرٍ، قَالَ بَيْنَمَا النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَخْطُبُ يَوْمَ الْجُمُعَةِ قَائِمًا إِذْ قَدِمَتْ عِيرٌ الْمَدِينَةَ فَابْتَدَرَهَا أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم حَتَّى لَمْ يَبْقَ مِنْهُمْ إِلاَّ اثْنَا عَشَرَ رَجُلاً فِيهِمْ أَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَنَزَلَتِ الآيَةُ : ( وإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انْفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا ) . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
٣٦٢٧ - حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ، حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ، أَخْبَرَنَا حُصَيْنٌ، عَنْ سَالِمِ بْنِ أَبِي الْجَعْدِ، عَنْ جَابِرٍ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم بِنَحْوِهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.