Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri || Edeb Bölümleri || Sünen-i Tirmizi || Hadis Kütüphane

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla

 70- Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in Şiir Söylemekle Alakalı Görüşleri

3082- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), mescidde Hassân b. Sabit’e bir mimber koyar, Hassân’da bu mimber üzerinde ayakta durarak Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’i destekleyici ve övücü şiirler söylerdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’de şöyle buyururdu: “Allah’ın peygamberini övdüğü ve müdafa ettiği sürece şair Hassân’ı Allah Ruhul Kudus’le (Cibril) tavsiye etsin.” (Tirmizî rivâyet etmiştir.)

3083- İsmail b. Mûsâ ve Ali b. Hucr, Ebû’z Zinad vasıtasıyla babasından, Urve’den, Âişe’den bu hadisin bir benzerini rivâyet etmişlerdir.

Bu konuda Ebû Hüreyre ve Berâ’dan da hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmizî: Bu hadis İbn ebî’z Zinad rivâyeti olarak hasen sahih garibtir.

3084- Enes (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) kaza umresinde Mekke’ye girdi. Abdullah b. Revaha önünde yürüyor ve şöyle diyordu:

“Ey kafir oğlu kafirler çekilin O’nun yolundan,

Bugün ona gelen Kur’ân gereğince boyunlarınızı vurabiliriz.

Öyle bir vuruş ki tüm başları yerinden yok eder.

ve en yakın dostu dostuna unutturur.”

Bunun üzerine Ömer ona “Ey Revaha’nın oğlu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in önünde ve Allah’ın hareminde şiir mi söylüyorsun?” Deyince: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)“Ey Ömer bırak onu çünkü onun şiirleri; onlara ok’un tesirinden daha hızlıdır.” (Nesâî, Menasik: 27)

Tirmizî: Bu hadis bu şekliyle hasen sahih garibtir.

Abdurrezzak bu hadisi Ma’mer’den, Zührî’den, Enes’den buradaki gibi rivâyet etmiştir. Başka bir hadiste şöyle rivâyet edilmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), kaza umresinde Mekke’ye girdi, Ka’b b. Mâlik onun önünde idi.” Bazı hadisçiler yanında bu rivâyet daha sağlamdır. Çünkü Abdullah b. Revaha, Mute vak’asında şehîd düşmüştü. Kaza umresi ise bundan sonradır.

3085- Âişe (radıyallahü anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Âişe’ye denildi ki: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), şiirden herhangi bir şey söyler miydi? Âişe dedi ki: İbn Revaha’nın şu şiirini söyledi: “ve sana azık vererek yollamadığın kimseler haberler getirir.” (Müsned: 23920)

Bu konuda İbn Abbâs’tan da hadis rivâyet edilmiştir.

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

3086- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: Arapların söylediği en şairce söz Lebîd’in şu sözüdür: “Dikkat edin kulak verin sözüme, Allah’ın dışında her şey ve herkes yok olmaya mahkumdur.” (Buhârî, Menakıb: 27; Müslim, Şiir: 17)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Sevrî ve başkaları bu hadisi Abdulmelik b. Umeyr’den rivâyet etmişlerdir.

3087- Câbir b. Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Yüzden fazla Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sohbetinde bulundum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in ashabı karşılıklı şiirler okurlar, cahiliye dönemine ait bazı şeyleri müzakere ederlerdi. Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’de susar ve bazan da onlarla birlikte gülümserdi.” (Müsned: 20096)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Züheyr de bu hadisi aynı şekilde Simâk’den rivâyet etmiştir.

٧٠ - باب مَا جَاءَ فِي إِنْشَادِ الشِّعْرِ

٣٠٨٢ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى الْفَزَارِيُّ، وَعَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ الْمَعْنَى، وَاحِدٌ، قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي الزِّنَادِ، عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَتْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَضَعُ لِحَسَّانَ مِنْبَرًا فِي الْمَسْجِدِ يَقُومُ عَلَيْهِ قَائِمًا يُفَاخِرُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم - أَوْ قَالَ يُنَافِحُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم - وَيَقُولُ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( إِنَّ اللَّهَ يُؤَيِّدُ حَسَّانَ بِرُوحِ الْقُدُسِ مَا يُفَاخِرُ أَوْ يُنَافِحُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم )

٣٠٨٣ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسَى، وَعَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي الزِّنَادِ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عُرْوَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم مِثْلَهُ ‏.‏ وَفِي الْبَابِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ وَالْبَرَاءِ ‏.‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ وَهُوَ حَدِيثُ ابْنِ أَبِي الزِّنَادِ ‏.‏

٣٠٨٤ - حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ، أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ، أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ، حَدَّثَنَا ثَابِتٌ، عَنْ أَنَسٍ، أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم دَخَلَ مَكَّةَ فِي عُمْرَةِ الْقَضَاءِ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ رَوَاحَةَ بَيْنَ يَدَيْهِ يَمْشِي وَهُوَ يَقُولُ خَلُّوا بَنِي الْكُفَّارِ عَنْ سَبِيلِهِ الْيَوْمَ نَضْرِبْكُمْ عَلَى تَنْزِيلِهِ ضَرْبًا يُزِيلُ الْهَامَ عَنْ مَقِيلِهِ وَيُذْهِلُ الْخَلِيلَ عَنْ خَلِيلِهِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ يَا ابْنَ رَوَاحَةَ بَيْنَ يَدَىْ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَفِي حَرَمِ اللَّهِ تَقُولُ الشِّعْرَ فَقَالَ لَهُ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم ‏( خَلِّ عَنْهُ يَا عُمَرُ فَلَهِيَ أَسْرَعُ فِيهِمْ مِنْ نَضْحِ النَّبْلِ )‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ ‏.‏ وَقَدْ رَوَى عَبْدُ الرَّزَّاقِ هَذَا الْحَدِيثَ أَيْضًا عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِيِّ عَنْ أَنَسٍ نَحْوَ هَذَا وَرُوِيَ فِي غَيْرِ هَذَا الْحَدِيثِ أَنَّ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم دَخَلَ مَكَّةَ فِي عُمْرَةِ الْقَضَاءِ وَكَعْبُ بْنُ مَالِكٍ بَيْنَ يَدَيْهِ وَهَذَا أَصَحُّ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْحَدِيثِ لأَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ رَوَاحَةَ قُتِلَ يَوْمَ مُؤْتَةَ وَإِنَّمَا كَانَتْ عُمْرَةُ الْقَضَاءِ بَعْدَ ذَلِكَ ‏.‏

٣٠٨٥ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، أَخْبَرَنَا شَرِيكٌ، عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ شُرَيْحٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ عَائِشَةَ، قَالَ قِيلَ لَهَا هَلْ كَانَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَتَمَثَّلُ بِشَيْءٍ مِنَ الشِّعْرِ قَالَتْ كَانَ يَتَمَثَّلُ بِشِعْرِ ابْنِ رَوَاحَةَ وَيَتَمَثَّلُ وَيَقُولُ ‏( وَيَأْتِيكَ بِالأَخْبَارِ مَنْ لَمْ تُزَوِّدِ )‏ وَفِي الْبَابِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ‏.‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ ‏.‏

٣٠٨٦ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، أَخْبَرَنَا شَرِيكٌ، عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ صلّى اللّه عليه وسلّم قَالَ ‏( أَشْعَرُ كَلِمَةٍ تَكَلَّمَتْ بِهَا الْعَرَبُ كَلِمَةُ لَبِيدٍ أَلاَ كُلُّ شَيْءٍ مَا خَلاَ اللَّهَ بَاطِلُ )‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ ‏.‏ وَقَدْ رَوَاهُ الثَّوْرِيُّ وَغَيْرُهُ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ ‏.‏

٣٠٨٧ - حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ حُجْرٍ، أَخْبَرَنَا شَرِيكٌ، عَنْ سِمَاكٍ، عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ، قَالَ جَالَسْتُ النَّبِيَّ صلّى اللّه عليه وسلّم أَكْثَرَ مِنْ مِائَةِ مَرَّةٍ فَكَانَ أَصْحَابُهُ يَتَنَاشَدُونَ الشِّعْرَ وَيَتَذَاكَرُونَ أَشْيَاءَ مِنْ أَمْرِ الْجَاهِلِيَّةِ وَهُوَ سَاكِتٌ فَرُبَّمَا تَبَسَّمَ مَعَهُمْ ‏.‏ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ ‏.‏ وَقَدْ رَوَاهُ زُهَيْرٌ عَنْ سِمَاكٍ أَيْضًا ‏.‏



H A D İ S
K Ü T Ü P H A N E S İ

Etiketler:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

[blogger]

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget