4. Kadınların Kına Yakmaları
4166- Kerime Binti Hamam (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre bir kadın, Hazret-i Âişe (radıyallahü anhâ)'ye gelip, kına yakmanın hükmünü sordu. Hazret-i Âişe:
" Bunda bir mahzur yok, ama ben hoşlanmıyorum. Çünkü habîbim Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun kokusunu sevmezdi." dedi.
Nesâi, Zinet 14. 19.
Ebû Davûd der ki: Hazret-i Âişe saçın kınasını kasdediyor.
4167- Âişe (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre: Hind Binti Utbe:
" Yâ Resûlüllah, benimle bîyat et" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem);
" Ellerini(n rengini) değiştirinceye kadar seninle bîyat etmeyeceğim. Onlar sanki vahşi hayvan ayağı gibi..." buyurdu.
Sadece Ebû Dâvud rivâyet etmiştir.
4168- Âişe (radıyallahü anhâ)'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir;
Elinde Resûlüllaha mektup bulunan bir kadın, perdenin arkasından işaret etti (elini uzattı) Resûlüllah elini tuttu (mektubu almadan çekti) ve:
" Bu erkek eli mi, yoksa kadın eli mi bilmiyorum?" buyurdu. Kadın:
" Kadın elidir" dedi. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Eğer sen kadın olsaydın tırnaklanın(n rengini) kına ile değiştirirdin" buyurdu.
Nesaî Zînet 18: Ahmed b. Hanbel, VI, 262.
٤ - باب فِي الْخِضَابِ لِلنِّسَاءِ
٤١٦٦ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، عَنْ عَلِيِّ بْنِ الْمُبَارَكِ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، قَالَ حَدَّثَتْنِي كَرِيمَةُ بِنْتُ هَمَّامٍ، أَنَّ امْرَأَةً، أَتَتْ عَائِشَةَ - رضى اللّه عنها - فَسَأَلَتْهَا عَنْ خِضَابِ الْحِنَّاءِ فَقَالَتْ لاَ بَأْسَ بِهِ وَلَكِنِّي أَكْرَهُهُ كَانَ حَبِيبِي رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم يَكْرَهُ رِيحَهُ . قَالَ أَبُو دَاوُدَ تَعْنِي خِضَابَ شَعْرِ الرَّأْسِ .
٤١٦٧ - حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ، حَدَّثَتْنِي غِبْطَةُ بِنْتُ عَمْرٍو الْمُجَاشِعِيَّةُ، قَالَتْ حَدَّثَتْنِي عَمَّتِي أُمُّ الْحَسَنِ، عَنْ جَدَّتِهَا، عَنْ عَائِشَةَ، رضى اللّه عنها أَنَّ هِنْدًا بِنْتَ عُتْبَةَ، قَالَتْ يَا نَبِيَّ اللَّهِ بَايِعْنِي . قَالَ ( لاَ أُبَايِعُكِ حَتَّى تُغَيِّرِي كَفَّيْكِ كَأَنَّهُمَا كَفَّا سَبُعٍ ) .
٤١٦٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الصُّورِيُّ، حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ، حَدَّثَنَا مُطِيعُ بْنُ مَيْمُونٍ، عَنْ صَفِيَّةَ بِنْتِ عِصْمَةَ، عَنْ عَائِشَةَ، - رضى اللّه عنها - قَالَتْ أَوْمَتِ امْرَأَةٌ مِنْ وَرَاءِ سِتْرٍ بِيَدِهَا كِتَابٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَبَضَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم يَدَهُ فَقَالَ ( مَا أَدْرِي أَيَدُ رَجُلٍ أَمْ يَدُ امْرَأَةٍ ) . قَالَتْ بَلِ امْرَأَةٌ . قَالَ ( لَوْ كُنْتِ امْرَأَةً لَغَيَّرْتِ أَظْفَارَكِ ) . يَعْنِي بِالْحِنَّاءِ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.