45. Perde Kullanma Hakkında (Gelen Hadisler)
4151- Abdullah b. Ömer'den rivâyet olunduğuna göre;
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (bir gün seferden dönünce doğru kızı) Fâtıma'ya vardı, (fakat) kapısında bir perde (asılı olduğunu) görünce girmedi. (Abdullah rivâyetine devam ederek şöyle) dedi: (Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bir yolculuktan dönüşünde ziyaretine) Fâtıma'dan başlamadan (hanımlarından birinin yanına) girmesi pek az olurdu. Ali (radıyallahü anh) (evine döndüğü zaman) Fâtima'yı üzüntülü bir halde görünce, " Neyin var?" diye sordu. (Hazret-i Fâtıma da);
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) bana uğradı da yanıma girmedi, cevabını verdi. Ali (radıyallahü anh) (Hazret-i Peygambere varıp);
Ey Allah'ın Rasûlü, senin kendisine uğrayıp da yanına girmemen Fâtıma'nın pek ağrına gitmiş, dedi. (Hazret-i Peygamber de):
" Ben nasıl dünya ile beraber olabilirim ve nasıl nakış (lar)la bir arada bulunabilirim?" buyurdu.
Bunun üzerine (Hazret-i Ali, Hazret-i) Fâtıma'ya varıp kendisine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ın sözünü bildirdi. (Hazret-i Fâtıma Hazret-i Peygamber'in söylediklerini öğrenince Hazret-i Ali'ye; hemen git) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a (bu hususta) bana ne emrettiğini sor, dedi. (Hazret-i Ali varıp Hazret-i Peygambere, bu hususta Hazret-i Fâtıma'ya ne emrettiğini sordu.) (Hazret-i Peygamber de):
" Ona söyle, o perdeyi falanlara göndersin." Onların örtünmek için bir elbiseye çok ihtiyaçları vardır, onu kendilerine elbise yapsınlar) buyurdu.
4152- Şu (bir önceki hadis) (Muhammed) İbn Fudayl’ın babasından da rivâyet olunmuştur. Şu farkla ki İbn Fudayl bu hadisi;
" Hazret-i Fâtıma'nm kapısında) nakışlı bir perde vardı" diye rivâyet etti.
٤٥ - باب فِي اتِّخَاذِ السُّتُورِ
٤١٥١ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ، حَدَّثَنَا فُضَيْلُ بْنُ غَزْوَانَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم أَتَى فَاطِمَةَ رضى اللّه عنها فَوَجَدَ عَلَى بَابِهَا سِتْرًا فَلَمْ يَدْخُلْ قَالَ وَقَلَّمَا كَانَ يَدْخُلُ إِلاَّ بَدَأَ بِهَا فَجَاءَ عَلِيٌّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ فَرَآهَا مُهْتَمَّةً فَقَالَ مَا لَكِ قَالَتْ جَاءَ النَّبِيُّ صلّى اللّه عليه وسلّم إِلَىَّ فَلَمْ يَدْخُلْ فَأَتَاهُ عَلِيٌّ رضى اللّه عنه فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ فَاطِمَةَ اشْتَدَّ عَلَيْهَا أَنَّكَ جِئْتَهَا فَلَمْ تَدْخُلْ عَلَيْهَا . قَالَ ( وَمَا أَنَا وَالدُّنْيَا وَمَا أَنَا وَالرَّقْمَ ) . فَذَهَبَ إِلَى فَاطِمَةَ فَأَخْبَرَهَا بِقَوْلِ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم فَقَالَتْ قُلْ لِرَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم مَا يَأْمُرُنِي بِهِ . قَالَ ( قُلْ لَهَا فَلْتُرْسِلْ بِهِ إِلَى بَنِي فُلاَنٍ ) .
٤١٥٢ - حَدَّثَنَا وَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الأَسَدِيُّ، حَدَّثَنَا ابْنُ فُضَيْلٍ، عَنْ أَبِيهِ، بِهَذَا الْحَدِيثِ قَالَ وَكَانَ سِتْرًا مَوْشِيًّا .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.