26. Yakını Ölen Bir Kimseyi Teselli Vermek İçin Ziyaret Etmek (Ta'ziye)
3125- Abdullah b. Amr b. el-As’dan demiştir ki:
Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'le bir ölüyü kabre koymuştuk. (Bu işi) bitirince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) (oradan) ayrıldı. Kendisiyle birlikte biz de ayrıldık. Bir kapının karşısına varınca (orada) durdu. Bir de baktık ki karşısında bir kadın var. O kadını tanıdığını zannettim. (Oysa tanıyamamış ancak) kadın (kendisine doğru) yürüyünce bir de baktı ki Fatıma (radıyallahü anha) imiş. Ona
" Ey Fatıma, seni evinden çıkaran (sebep) nedir?" diye sordu. Oda
" Ey Allah'ın Rasûlü şu ev halkına geldim, onlara ölüleri için rahmet okudum." Yahut da " sabır tavsiye ettim" cevabını verdi. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem):
" Herhalde onlarla birlikte kabristana da gittin" buyurdu. (Hazret-i Fatıma da)
" Allah korusun, gerçekten ben seni, bu mevzudaki söylediklerini söylerken dinle(miş)tim" dedi (Hazret-i Peygamber de):
" Eğer sen onlarla birlikte oraya gitmiş olsaydın" buyurdu ve bu mevzuda (çok) şiddetli tehdidde bulundu.
(Ravi Mufaddal) dedi ki:
Ben Rabia'ya (metinde geçen) " Elküdâ" yı sordum da zannedersem " kabirler" diye cevap verdi.
Nesaî, cenaiz. 27.
٢٦ - باب فِي التَّعْزِيَةِ
٣١٢٥ - حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَوْهَبٍ الْهَمْدَانِيُّ، حَدَّثَنَا الْمُفَضَّلُ، عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ سَيْفٍ الْمَعَافِرِيِّ، عَنْ أَبِي عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ، قَالَ قَبَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم - يَعْنِي مَيِّتًا - فَلَمَّا فَرَغْنَا انْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم وَانْصَرَفْنَا مَعَهُ فَلَمَّا حَاذَى بَابَهُ وَقَفَ فَإِذَا نَحْنُ بِامْرَأَةٍ مُقْبِلَةٍ - قَالَ أَظُنُّهُ عَرَفَهَا - فَلَمَّا ذَهَبَتْ إِذَا هِيَ فَاطِمَةُ - عَلَيْهَا السَّلاَمُ - فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( مَا أَخْرَجَكِ يَا فَاطِمَةُ مِنْ بَيْتِكِ ) . فَقَالَتْ أَتَيْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَهْلَ هَذَا الْبَيْتِ فَرَحَّمْتُ إِلَيْهِمْ مَيِّتَهُمْ أَوْ عَزَّيْتُهُمْ بِهِ . فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلّى اللّه عليه وسلّم ( فَلَعَلَّكِ بَلَغْتِ مَعَهُمُ الْكُدَى ) . قَالَتْ مَعَاذَ اللَّهِ وَقَدْ سَمِعْتُكَ تَذْكُرُ فِيهَا مَا تَذْكُرُ . قَالَ ( لَوْ بَلَغْتِ مَعَهُمُ الْكُدَى ) . فَذَكَرَ تَشْدِيدًا فِي ذَلِكَ فَسَأَلْتُ رَبِيعَةَ عَنِ الْكُدَى فَقَالَ الْقُبُورُ فِيمَا أَحْسِبُ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.