38- (NAMAZ KILANIN ÖNÜNDEN GEÇMEKLE) NAMAZI KESEN ŞEYLER BÂBI
1000) ". . . (Abdullah) İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir :
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Arafe'de (imam olarak) namaz kılıyordu. Bu esnada ben ve el-Fadl (bin Abbâs) (radıyallahü anhümâ) bir dişi merkebe binmiş olarak oraya gelerek (birinci) saffın bir kısmının önünden geçtikten hemen sonra (saffin önünde) merkebten inerek saffa girdik. "
1001 - “... Ümmü's-Seleme (radıyallahü anhâ)'den; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ümmü Seleme (radıyallahü anhâ)'nin odasında namaz kılıyordu. Abdullah veya Ömer bin Ebi Seleme (radıyallahü anhüm), Onun önünden geçmek istedi.
Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) eliyle işaret etti. Çocuk da geri döndü. Biraz sonra Zeyneb bint-i Ümmi Seleme (radıyallahü anhümâ), (Onun önünden) geçmek istedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) eliyle şöylece işaret etti. (Buna rağmen) Zeyneb (radıyallahü anhâ) (Onun önünden) geçti. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazı bitirince:
(Kadınlar (muhalefet etmekte ve isyan hususunda) erkeklere galibtirler.) buyurdu."
1002 - “... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu demiştir:
((Namaz kılanın önünden geçen) siyah köpek ve hayızlı kadın, namazı keser. )
1003 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: ((Namaz kılanın önünden geçen) kadın, köpek ve merkep, namazı keser. )
1004 - “... Abdullah bin Muğaffel (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
(Namaz kılanın önünden geçen). Kadın, köpek ve merkep namazı keser. )
1005 - “... Ebû Zerr(-i Gifâri) (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
((Namaza duran) Adamın önünde semerin arka kası kadar bir şey bulunmadığı zaman (onun önünden geçen) kadın, merkep ve siyah köpek namazı keser. )
(Râvi Abdullah bin Sâmit) Demiştir ki: Ben: Yâ Ebû Zerr! Siyah köpeğin kırmızı köpekten farkı nedir? diye sordum. . Ebû Zerr: Sen bana sorduğun gibi, ben de Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'e sordum da; bunun üzerine O:
(Siyah köpek şeytandır. ) buyurdu. "
٣٨ - باب مَا يَقْطَعُ الصَّلاَةَ .
١٠٠٠ - حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُصَلِّي بِعَرَفَةَ فَجِئْتُ أَنَا وَالْفَضْلُ عَلَى أَتَانٍ فَمَرَرْنَا عَلَى بَعْضِ الصَّفِّ فَنَزَلْنَا عَنْهَا وَتَرَكْنَاهَا ثُمَّ دَخَلْنَا فِي الصَّفِّ .
١٠٠١ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ، عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ، - هُوَ قَاصُّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِيهِ، عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ، قَالَتْ كَانَ النَّبِيُّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يُصَلِّي فِي حُجْرَةِ أُمِّ سَلَمَةَ فَمَرَّ بَيْنَ يَدَيْهِ عَبْدُ اللَّهِ أَوْ عُمَرُ بْنُ أَبِي سَلَمَةَ فَقَالَ بِيَدِهِ فَرَجَعَ فَمَرَّتْ زَيْنَبُ بِنْتُ أُمِّ سَلَمَةَ فَقَالَ بِيَدِهِ هَكَذَا فَمَضَتْ فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( هُنَّ أَغْلَبُ ).
١٠٠٢ - حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ الْبَاهِلِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، حَدَّثَنَا قَتَادَةُ، حَدَّثَنَا جَابِرُ بْنُ زَيْدٍ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( يَقْطَعُ الصَّلاَةَ الْكَلْبُ الأَسْوَدُ وَالْمَرْأَةُ الْحَائِضُ ).
١٠٠٣ - حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ أَخْزَمَ أَبُو طَالِبٍ، حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ، حَدَّثَنَا أَبِي، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( يَقْطَعُ الصَّلاَةَ الْمَرْأَةُ وَالْكَلْبُ وَالْحِمَارُ ).
١٠٠٤ - حَدَّثَنَا جَمِيلُ بْنُ الْحَسَنِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا سَعِيدٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنِ الْحَسَنِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( يَقْطَعُ الصَّلاَةَ الْمَرْأَةُ وَالْكَلْبُ وَالْحِمَارُ ).
١٠٠٥ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الصَّامِتِ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، عَنِ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( يَقْطَعُ الصَّلاَةَ إِذَا لَمْ يَكُنْ بَيْنَ يَدَىِ الرَّجُلِ مِثْلُ مُؤْخِرَةِ الرَّحْلِ الْمَرْأَةُ وَالْحِمَارُ وَالْكَلْبُ الأَسْوَدُ ). قَالَ قُلْتُ مَا بَالُ الأَسْوَدِ مِنَ الأَحْمَرِ فَقَالَ سَأَلْتُ رَسُولَ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ كَمَا سَأَلْتَنِي فَقَالَ ( الْكَلْبُ الأَسْوَدُ شَيْطَانٌ ).
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.