68- NAMAZDA HUŞU BÂBI
1096 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :
(Gözlerinizin hızla kör olmaması için (namaz içinde) onları semâya dikmeyiniz. )
1097 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), bir gün Ashâbına namaz kıldırdı. Namazı bitirince cemaata mübarek yüzünü döndürerek :
(Bâzı kimselere ne oluyor ki (namaz kılarken) gözlerini semâya dikerler. ) buyurdu. Bu husustaki (uyarıcı) sözleri o kadar şiddetlendi ki nihayet: (Böyle yapanlar ya yaptıklarından kesinlikle vazgeçecekler ya da Allah onların gözlerini muhakkak kör edecektir. ) buyurdu. "
1098- ... Câbir bin Senıûre (radıyallahü anh)’den: Şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki:
(Namazda gözlerini göğe diken bir takım kimseler ya (bundan) kesinlikle vaz geçecekler, yahut gözleri, kör olmadan kendilerine dönmiyecek.) "
1099) '..... (Abdullah) bin Abbâs (radıyallahü anhümâ)'dan: Şöyle demiştir :
İnsanların en güzellerinden olan güzel bir kadın. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in arkasında namaz kılardı. Bâzı kimseler, o kadını görmesinler diye ön saffa geçerlerdi. Bir takım kimseler de en son saffta olsun diye geri kalırlardı ve rükû'a vardığı zaman koltuğu altından (kadına) şöyle bakarlardı. Bunun üzerine Allahü teâlâ o kadınla ilgili durum hakkında:
(Andolsun ki sizden Öne geçenleri biliriz. Andolsun ki geri kalanları da biliriz. ) (Hicr: 24) âyetini indirdi. "
٦٨ - باب الْخُشُوعِ فِي الصَّلاَةِ
١٠٩٦ - حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا طَلْحَةُ بْنُ يَحْيَى، عَنْ يُونُسَ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ سَالِمٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ ( لاَ تَرْفَعُوا أَبْصَارَكُمْ إِلَى السَّمَاءِ أَنْ تَلْتَمِعَ ). يَعْنِي فِي الصَّلاَةِ .
١٠٩٧ - حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ الْجَهْضَمِيُّ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى، حَدَّثَنَا سَعِيدٌ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، قَالَ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ يَوْمًا بِأَصْحَابِهِ فَلَمَّا قَضَى الصَّلاَةَ أَقْبَلَ عَلَى الْقَوْمِ بِوَجْهِهِ فَقَالَ ( مَا بَالُ أَقْوَامٍ يَرْفَعُونَ أَبْصَارَهُمْ إِلَى السَّمَاءِ ). حَتَّى اشْتَدَّ قَوْلُهُ فِي ذَلِكَ ( لَيَنْتَهُنَّ عَنْ ذَلِكَ أَوْ لَيَخْطَفَنَّ اللَّهُ أَبْصَارَهُمْ ).
١٠٩٨ - حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ، حَدَّثَنَا سُفْيَانُ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنِ الْمُسَيَّبِ بْنِ رَافِعٍ، عَنْ تَمِيمِ بْنِ طَرَفَةَ، عَنْ جَابِرِ بْنِ سَمُرَةَ، أَنَّ النَّبِيَّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ قَالَ ( لَيَنْتَهِيَنَّ أَقْوَامٌ يَرْفَعُونَ أَبْصَارَهُمْ إِلَى السَّمَاءِ أَوْ لاَ تَرْجِعُ أَبْصَارُهُمْ ).
١٠٩٩ - حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ مَسْعَدَةَ، وَأَبُو بَكْرِ بْنُ خَلاَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا نُوحُ بْنُ قَيْسٍ، حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ مَالِكٍ، عَنْ أَبِي الْجَوْزَاءِ، عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ، قَالَ كَانَتِ امْرَأَةٌ تُصَلِّي خَلْفَ النَّبِيِّ ـ صلّى اللّه عليه وسلّم ـ حَسْنَاءُ مِنْ أَحْسَنِ النَّاسِ فَكَانَ بَعْضُ الْقَوْمِ يَسْتَقْدِمُ فِي الصَّفِّ الأَوَّلِ لِئَلاَّ يَرَاهَا وَيَسْتَأْخِرُ بَعْضُهُمْ حَتَّى يَكُونَ فِي الصَّفِّ الْمُؤَخَّرِ فَإِذَا رَكَعَ قَالَ هَكَذَا يَنْظُرُ مِنْ تَحْتِ إِبْطِهِ فَأَنْزَلَ اللَّهُ {وَلَقَدْ عَلِمْنَا الْمُسْتَقْدِمِينَ مِنْكُمْ وَلَقَدْ عَلِمْنَا الْمُسْتَأْخِرِينَ} فِي شَأْنِهَا .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.