34. Bâb—Bir Şeye Sahipken Müslüman Olan Kimseler
1726. Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Ebân b. Abdillah el-Beceli rivâyet edip (dedi ki), bize Osman b. Ebî Hâzim, Sahr İbnu'l-Ayle'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: (Hicrî 8. yılda Tâifteki Sakîf Kabilesini muhasara ettiğimizde) el-Muğire b. Şu'be'nin halasını (esir) almıştım. (Sonra onlar müslüman olarak teslim olmuşlar), ben de Resûlüllah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) yanına gelmiştim. (Derken el-Muğire gelerek) Hazret-i Peygamber'den (halasının geri verilmesini) istemişti. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştu: "Sahr! Muhakkak ki, bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh onu onlara geri ver." Süleymoğullarının da bir su kaynağı vardı. (Onlar, müslümanlar gelince oradan kaçıp gitmişlerdi. Ben de, Hazret-i Peygamber'den, beni ve kabilemi o su kaynağının yanına yerleştirmesini istemiştim. Hazret-i Peygamber de bizi oraya yerleştirmişti). Sonra onlar müslüman olup (geri gelmiş ve bu yerin geri verilmesini istemişlerdi. Ben vermeyince) bunu O'ndan (yani Hazret-i Peygamber'den) istemişlerdi. Bunun üzerine (Hazret-i Peygamber) beni çağırtıp şöyle buyurmuştu: "Sahr! Bir topluluk müslüman olunca mallarını ve kanlarını (canlarını) korumuş olurlar. Binaenaleyh onu onlara geri ver." Ben de onu geri vermiştim.
1727. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Ebân b. Abdillah rivâyet edip (dedi ki), bana Osman b. Ebî Hâzini, babasından, (O da) dedesi Sahr'dan (naklen) rivâyet etti. (Muhammed'in bu rivâyeti) Ebû Nuaym'ın (bir önceki) rivâyetinden daha uzundur.
٣٤- باب مَنْ أَسْلَمَ عَلَى شَىْءٍ
١٧٢٦ - أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْبَجَلِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ صَخْرِ بْنِ الْعَيْلَةِ قَالَ : أُخِذَتْ عَمَّةُ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ فَقَدِمَتْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلّى اللّه عليه وسلّم- فَسَأَلَ النَّبِىَّ -صلّى اللّه عليه وسلّم- عَمَّتَهُ فَقَالَ :( يَا صَخْرُ إِنَّ الْقَوْمَ إِذَا أَسْلَمُوا أَحْرَزُوا أَمْوَالَهُمْ وَدِمَاءَهُمْ فَادْفَعْهَا إِلَيْهِ ). وَكَانَ مَاءٌ لِبَنِى سُلَيْمٍ فَأَسْلَمُوا فَسَأَلُوهُ ذَلِكَ فَدَعَانِى فَقَالَ :( يَا صَخْرُ إِنَّ الْقَوْمَ إِذَا أَسْلَمُوا أَحْرَزُوا أَمْوَالَهُمْ وَدِمَاءَهُمْ فَادْفَعْهَا إِلَيْهِمْ ). فَدَفَعْتُهُ.
١٧٢٧ - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنِى عُثْمَانُ بْنُ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ صَخْرٍ أَطْوَلَ مِنْ حَدِيثِ أَبِى نُعَيْمٍ .
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.