Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

  • Cennet Ve Cehennem (2.Sayfada 30 Hadis)
  • Cennetlikler Ve Cehennemlikler (3.Sayfada 30 Hadis)
  • Deccal Hakkında (4.Sayfada 5 Hadis)
  • Güneşin Batıdan Doğması (5.Sayfada 2 Hadis)
  • Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı (6.Sayfada 9 Hadis)
  • Kıyamet Ahvali - Haşr (7.Sayfada 6 Hadis)
  • Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi (8.Sayfada 17 Hadis)
  • Kıyamet Alametleri (9.Sayfada 5 Hadis)
  • Kıyamet Öncesi Fitneler (10.Sayfada 8 Hadis)
  • Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr (11.Sayfada 7 Hadis)
  • Kıyametin Muhtelif Alametleri (12.Sayfada 16 Hadis)
  • Kıyametten Önce Bir Ateşin Çıkması (13.Sayfada 2 Hadis)
  • Muasırların Ömrü (14.Sayfada 2 Hadis)
  • Resulullah (sav)`dan Sonra Kıyamet Yakındır (15.Sayfada 2 Hadis)
  • Rü`yetullah - Allah`ın Görülmesi (16.Sayfada 4 Hadis)
  • Yalancıların Zuhuru (17.Sayfada 1 Hadis)
  • İbnu Sayyad Hakkında (18.Sayfada 3 Hadis)
  • Şefaat Hakkında (19.Sayfada 8 Hadis)
[next]
Cennet Ve Cehennem (30 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ferman etti ki: "Ben Azimu`ş-Şan, salih kullarım için gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insanın hayal ve hatırından hiç geçmeyen nimetler hazırladım." Ebu Hureyre ilaveten dedi ki: "Dilerseniz şu ayet-i kerimeyi okuyun, (Mealen): "Yaptıklarına karşılık Allah katında onlar için göz aydınlığı olacak ne mükafaatların saklandığını kimse bilemez" (Secde 17). HadisNo : 5097 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Sehl İbnu Sa`d Hadis : Buhari, bir diğer rivayetinde şu ziyadeyi kaydeder: "Sehl İbnu Sa`d anlatıyor -deyip, hadisin aynısını kaydettikten sonra- der ki: "Muhammed İbnu Ka`b dedi ki: "Onlar Allah için ameli gizli tuttular. Allah da onların sevabını gizli tuttu. Kullar yanına gelince onları nimete boğacak." Hadis, bu muhtevada olarak Buhari`de mevcut değildir. Hakim`in el- Müstedrek`inde mevcuttur (413-414) HadisNo : 5098 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Sehl İbnu Sa`d Hadis : "Ey Allah`ın Resulü!" dedim, "insanlar neden yaratıldı?" "Sudan!" buyurdular. "Ya cennet?" dedim, "o neden inşa edildi?" "Gümüş tuğladan ve altın tuğladan! Harcı da kokulu misk. Cennetin çakılları inci ve yakuttan, toprağı da za`ferandır. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz." Aleyhissalatu vesselam sözlerine şöyle devam buyurdular: "Üç kişi vardır duaları reddedilmez (mutlaka kabul edilir): Adil imam (devlet başkanı), iftarını yaptığı zaman oruçlu, zulme uğrayanın duası. Allah, (mazlumun) duasını bulutların fevkine çıkarır ve onlara sema kapıları açılır ve Allah Teala hazretleri: "İzzetime yemin olsun! Vakti uzasa da, duanı mutlaka kabul edeceğim!" buyurur." HadisNo : 5099 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Musa Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Gümüşten iki cennet vardır. Kapları ve içinde bulunan diğer şeyleri de gümüştendir. Altından iki cennet vardır, kapları ve içlerinde bulunan diğer eşyaları da hep altındandır. Adn cennetinde, cennetliklerle Rablerini görmeleri arasında Allah`ın veçhindeki ridau`l-kibriyadan (büyüklük perdesinden) başka bir şey yoktur." HadisNo : 5100 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Musa Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette, mü`min için, içi boş tek bir inciden bir çadır vardır. -Bir rivayette- genişliği altmış mildir. Her köşesinde bir refikası bulunur, hiçbiri diğerini görmez, mü`min bunların herbirini dolaşır." HadisNo : 5101 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her iki derece arasında yüz yıl(lık yürüme mesafesi) vardır." HadisNo : 5102 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ubade İbnu`s-Samit Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Her bir derecenin diğer derece ile arası, sema ile arz arası kadar geniştir. Firdevs bunların en yukarıda olanıdır. Cennetin dört nehri buradan çıkar. Bunun üstünde Arş vardır. Allah`tan cennet istediğiniz vakit Firdevs`i isteyin." HadisNo : 5103 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette yüz derece vardır. Bütün alemler bunlardan birinin içinde toplansalar, hepsini de kuşatır, istiab eder." HadisNo : 5104 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette bir ağaç vardır ki, binekli bir kimse yüz yıl gölgesinde yürüse onu katedemez. İstersiniz şu ayeti okuyun: "Daimi gölgededirler, çağlayıp duran su başlarındadırlar" (Vakıa 30-31)." HadisNo : 5105 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Cennette hiçbir ağaç yoktur ki gövdesi, altından olmasın. HadisNo : 5106 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette, yay kadar bir yer, güneşin üzerine doğduğu veya battığı şeyden (dünyadan) daha hayırlıdır." [Tirmizi, Hz. Enes`ten şu ziyadede bulunmuştur: "Sizden birinizin yayı kadar veya kamçısı kadar cennetteki bir yer, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennet ehlinden bir kadın, arz ehline görünecek olsa, dünya ve içindekileri aydınlatır, arzla sema arasını güzel koku ile doldururdu, onun başörtüsü dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır."] HadisNo : 5107 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Sa`d İbnu Ebi Vakkas Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette olan şeyden bir tırnağın azalttığı miktar, semavat ve dünya arasında dört ciheti de tezyin etmiş olarak görünürdü. Eğer cennet ehlinden bir adam dünya ehline zuhur etse ve bilezikleri görünse o(nun şavkı) güneşin ziyasını bastırırdı, tıpkı güneşin, yıldızların ziyasını bastırması gibi." HadisNo : 5108 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sidretü`l-Münteha`ya çıkarıldım. Orada dört nehir gördüm: İki nehir zahirdi, iki nehir de batın. Zahir olan iki nehir Nil ve Fırat nehirleriydi. Batın olanlarda cennetin iki nehri idi." HadisNo : 5109 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Büreyde Hadis : Bir adam Resulullah (sav)`a: "Cennette at var mı?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam da: "Allah Teala hazretleri seni cennete koyduğu takdirde, kızıl yakuttan bir at üzerinde orada dolaşmak isteyecek olsan, o seni istediğin her yere uçuracaktır" buyurdular. Bunun üzerine diğer biri de: "Cennette deve var mı?" diye sordu. Ama buna Aleyhissalatu vesselam öncekine söylediği gibi söylemedi. Şöyle buyurdular: "Eğer Allah seni cennete koyarsa, orada canının her çektiği, gözünün her hoşlandığı şey bulunacaktır." HadisNo : 5110 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ali Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette siyah gözlülerin (hurilerin) toplanma yerleri vardır. Orada, benzerini mahlukatın hiç işitmediği güzel bir sesle şarkı okurlar ve şöyle söylerler: "Bizler ebedileriz, hiç ölmeyiz! Bizler nimetlere mazharız, fakr bilmeyiz! Rabbimizdan razıyız, mükedder olmayız! Kendisinin olduğumuz beylerimize ne mutlu!" HadisNo : 5111 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehlinin bir çarşısı vardır. Her cuma oraya gelirler. Derken kuzey rüzgarı eser, elbiselerini ve yüzlerini okşar. Bunun tesiriyle hüsün ve cemalleri artar. Böylece ailelerine, daha da güzelleşmiş olarak dönerler. Hanımları: "Vallahi, bizden ayrıldıktan sonra sizin cemal ve güzelliğiniz artmış!" derler. Erkekler de: "Sizler de, Allah`a kasem olsun, bizden sonra çok daha güzelleşmişsiniz!" derler." HadisNo : 5112 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ali Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennette bir çarşı vardır. Ancak orada ne alış, ne de satış vardır. Sadece erkek ve kadın suretleri vardır. Erkek bunlardan bir suret arzu ederse o surete girer." HadisNo : 5113 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav): "Yaktığınız ateş var ya, bu cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!" buyurmuşta. (Yanındakiler): "Zaten bu ateş, vallahi (asileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem ateşi öbürüne altmış dokuz kat üstün kılındı. Her bir kat`ın harareti, bunun mislindedir." HadisNo : 5114 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem ateşi bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o siyah ve karanlıktır." [Metin Tirmizi`ye aittir.] HadisNo : 5115 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Saidi`l-Hudri Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennemi kuşatan surun dört (ayrı) duvarı vardır. Her duvarın kalınlığı kırk yıllık yürüme mesafesi kadardır." HadisNo : 5116 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Hasan Basri Hadis : Utbe İbnu Gazvan (ra), Basra`da minberde (hutbe esnasında) dedi ki: "Resulullah (sav) bize şöyle buyurmuşlardı: "Cehennemin kıyısından büyük bir taş bırakıldı. Bu taş yetmiş yıl aşağı doğru düştü de henüz dibe ulaşmadı." (Utbe İbnu Gazvan, devamla) der ki: "Hz. Ömer (ra): "Ateşi çok zikredip hatırlayın. Zira onun harareti pek şiddetlidir; derinliği çok fazladır, çengelleri demirdendir" buyurdu." HadisNo : 5117 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Said el-Hudri Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Veyl, cehennemde bir vadidir. Kafir orada, kırk yıl batar da dibine ulaşamaz." HadisNo : 5118 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : İbnu Abbas Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eğer zakkumdan, dünyaya tek damla damlatılacak olsa, bu dünya ehlinin yiyeceklerini ifsad ederdi. Öyleyse, yiyecek ve içeceği zakkumdan cehennemliğin hali ne olur (anlayın)!" HadisNo : 5119 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, Rabbine şikayet ederek: "Ey Rabbim! Bir parçam diğer bir parçamı yemektedir" dedi. Bunun üzerine, Allah Teala hazretleri ona, iki nefes almaya izin verdi; Bir nefes kışta, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladığınız en şiddetli sıcaktır. (Kıştaki nefesi de) sizin rastladığınız en şiddetli (soğuk olan) zemherirdir." HadisNo : 5120 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, ateşten bir parça, boyun şeklinde uzanır. Bunun, gören iki gözü, işiten iki kulağı, konuşan iki dili vardır. Der ki: "Ben üç takım (insanı cezalandırmak) için vazifelendirildim: Allah`la birlikte bir başka ilaha dua eden kimse, bile bile zulmeden cebbar, tasvirciler." HadisNo : 5121 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: Kıyamet günü cehennem, yetmiş bin yuları olduğu halde getirilir. Her yularında, onu çeken yetmiş bin melek vardır." HadisNo : 5122 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Mücahid Hadis : İbnu Abbas (ra) bana: "Cehennemin genişliği ne kadardır, biliyor musun?" diye sordu. Ben: "Hayır!" deyince: "Doğru, Allah`a yemin olsun, bilemezsin!" dedi ve ilave etti: "Bana Hz. Aişe (ra) dedi ki: Resulullah (sav)`a: "Kıyamet günü arz toptan O`nun bir kabzasıdır (tam tasarrufundadır). Gökler de O`nun sağ eliyle dürülmüşlerdir" (Zümer 67) ayetinden sormuş ve: "Bu sırada insanlar nerede olurlar [ey Allah`ın Resulü]" demiştim. Aleyhissalatu vesselam: "Cehennem köprüsünde!" cevabını verdi." HadisNo : 5123 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri cenneti yarattığı zaman Cibril aleyhisselam`a: "Git ona bir bak!" buyurdular. O da gidip cennete baktı ve: "[Ey Rabbim!] Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek!" dedi. (Allah Teala hazretleri) cennetin etrafını mekruhlarla çevirdi. Sonra: "Hele git ona bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da: "Korkarım, ona hiç kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratınca, Cebrail`e: "Git, bir de, şuna bak!" buyurdu. O da gidip ona baktı ve: "İzzetine yemin olsun, işitenlerden kimse ona girmeyecektir!" dedi. Allah Teala hazretleri de onun etrafını şehvetlerle kuşattı. Sonra da: "Git ona bir kere daha bak!" dedi. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman: "İzzetine yemin olsun, tek bir kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorum!" dedi." HadisNo : 5124 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennetin etrafı mekarihle (nefsin hoşlanmadığı şeylerle) sarılmıştır. Cehennemin etrafı da şehevi (nefsin arzuladığı, cazip) şeylerle sarılmıştır." [Sahiheyn`de, Ebu Hureyre`den bu rivayet aynen gelmiştir.] HadisNo : 5125 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennet Ve Cehennem Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem, içerisine asiler atıldıkça: "Daha var mı?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu`l-İzze`nin cehennemin üzerine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar devam eder. İşte o zaman cehennem: "Yeter, yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter!" der. Cennette fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir." HadisNo : 5126 [next]
Cennetlikler Ve Cehennemlikler (30 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Sehl İbnu Sa`d Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehli, gurfelerde kalanları seyrederler, tıpkı gökteki yıldızları seyretmeniz gibi." HadisNo : 5127 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehli gurfelerde kalanları (ehl-i guraf) görürler. Tıpkı, ufukta doğudan batıya giden inci gibi parlak yıldızları gördüğünüz gibi. Aralarındaki fazilet farkı, (gurfe ehlini) böyle yukarıda gösterir." Bunun üzerine Ashab: "Ey Allah`ın Resulü! Bu söylediğiniz, peygamberlerin makamı olmalı, başkaları oraya ulaşamamalı!" dedi. Ancak Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! Ruhumu kudret dinde, tutan Zat`a yemin olsun! Gurfelerde kalanlar (peygamberler değiller), Allah`a inanıp peygamberleri tasdik eden kimselerdir" buyurdular. HadisNo : 5128 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennete ilk girecek zümre, dolunay gecesindeki ay suretindedir. Onu takip eden zümre, parlaklık yönüyle gökteki en büyük yıldız gibidir. Cennetlikler bevletmezler, büyük abdest de bozmazlar, tükürmezler, sümkürmezler de. Tarakları altındandır, terleri misktir. Buhurdanları öd ağacından, zevceleri kara gözlü hurilerden olacak. Onlar ataları Adem`in yaratılışı üzere, altmış zira` boyunda tek bir adam suretinde olacaklar." HadisNo : 5129 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav): "Cennet ehli cennette yerler ve içerler. Ancak tükürmezler, küçük ve büyük abdest bozmazlar, sümkürmezler de!" buyurmuştu. Ashab: "Peki yedikleri ne olur?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Geğirmek ve misk sızıntısı gibi ter! Onlara tıpkı nefes ilham olunduğu gibi tesbih ve tahmid ilham olunur." HadisNo : 5130 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Said el-Hudri Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir kimse cennetlik olarak ölünce, büyük veya küçük, yaşı ne olursa olsun, otuz yaşında bir kimse olarak cennete girer ve artık bu yaş ebediyen değişmez. Cehennemlikler için de durum böyledir." HadisNo : 5131 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehlinin vücudu kılsız, yüzü sakalsız, gözleri sürmelidir, gençlikleri zail olmaz, elbiseleri eskimez." [Tirmizi`nin, bir rivayetinde şu ziyade var: "Cennetliklerin başlarında taçlar vardır. Taçtaki tek bir inci, meşrık ile mağrib arasını aydınlatır."] HadisNo : 5132 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Rezin el-Ukayli Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehlinin çocuğu olmaz, (orada doğum yoktur)." HadisNo : 5133 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav): "Mü`mine cennette şu şu kadar (kadınla) cima gücü verilir!" buyurmuşlardı. Kendisine: "Ey Allah`ın Resulü! Buna takat getirebilir mi?" diye soruldu. "Yüz (kişinin) gücü verilir! (Böyle olunca takat getirir!)" buyurdular. HadisNo : 5134 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : el-Hudri Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü arz, tek bir çörek olacak. Cebbar (olan Allah Teala hazretleri), onu, cennetliklere azık olarak elinde çevirecektir, tıpkı sizin sefer sırasında çöreğinizi çevirdiğiniz gibi!" Bu sırada bir Yahudi gelerek: "Ey Ebu`l-Kasım! Rahman (olan) Allah seni mübarek kılsın! Kıyamet günü cennet ehlinin (iştah açıcı) ikramı ne olacak haber vereyim mi?" dedi. Efendimiz: "Söyle bakalım!" buyurdular. Adam, tıpkı Aleyhissalatu vesselam`ın söylediği gibi: "Arz, tek bir çörek olur!" dedi. Resulullah (sav) bize baktılar. Sonra azı dişleri görününceye kadar tebessüm buyurdular ve: "Peki cennet ehlinin katıklarını sana haber vereyim mi?" dediler. Adam: "Buyurun!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Balam ve nun!" buyurdular. Adam: "Bu nedir?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Öküz ve balıktır. Bunların ciğerlerinin kenarından yetmiş bin kişi yer" buyurdular. HadisNo : 5135 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : el-Hudri Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehlinden derecesi en düşük olanın seksen bin hizmetçisi, yetmiş iki zevcesi vardır. Onun için inciden, zebercedden ve yakuttan bir çadır kurulur. Bu çadır, Cabiye`den San`a`ya kadar uzanan bir büyüklüktedir." HadisNo : 5136 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ehlinin mertebece en düşük olanı o kimsedir ki: "Bahçelerine, zevcelerine, nimetlerine, hizmetçilerine, koltuklarına bakar. Bunlar bin yıllık yürüme mesafesini doldururlar. Cennetliklerin Allah nezdinde en kıymetli olanları ise, Vech-i İlahiye sabah ve akşam nazar ederler." Resulullah (sav) sonra şu ayeti okudu. (Mealen): "Yüzler vardır, o gün ter ü tazedir, Rablerini görecektir" (Kıyamet 22-23). HadisNo : 5137 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Mugire İbnu Şu`be Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. Musa aleyhisselam Rabbine sordu: "Derece itibariyle cennet ehlinin en düşüğü nasıldır? "Rab Teala buyurdu: "O, cennet ehli cennete dahil edildikten sonra gelecek olan bir adamdır ki kendisine: "Cennete gir!" denilir. Adam; "Ey Rabbim nasıl gireyim. Herkes yerlerine yerleşti, mekanlarını tuttu!" der. Ona şöyle denilir: "Sana dünya meliklerinden birinin mülkü kadar mülk verilmesine razı mısın?" "Rabbim, razıyım!" der. Rab Teala: "Sana bu verilmiştir. Onun misli, onun misli, onun misli, onun misli de." Adam beşincide: "Ey Rabbim razı oldum (yeter)!" der. Rab Teala: "Bu sana verildi, on misli daha verildi. Ayrıca gönlün her ne isterse, gözün neden zevk alırsa, sana hep verilmiştir!" buyurur. Adam: "Rabbim razı oldum (yeter)" der. (Hz. Musa sormaya devam eder): Ta derecesi en üstün olan (nasıldır)?" "İşte irade ettiklerim bunlardı. Onların keramet fidanlarını kendi elimde diktim ve üzerlerine mühür vurdum. Onlara hazırladığımı, ne bir göz görmüş ne bir kulak işitmiştir, hiçbir beşer kalbine de hutur etmemiştir." HadisNo : 5138 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Said el-Hudri Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri cennet ehline: "Ey cennet ahalisi!" diye seslenir. Onlar: "Ey Rabbimiz buyur! Emrine amadeyiz! Hayır senin elindedir!" derler. Rab Teala: "Razı oldunuz mu?" diye sorar. Onlar: "Ey Rabbimiz! Razı olmamak ne haddimize! Sen bize mahlukatından bir başkasına vermediğin nimetler verdin!" Rab Teala: "Ben sizlere bundan daha fazlasını vereyim mi?" der. Onlar: "Bu verdiklerinden daha üstün ne olabilir?" derler. Rab Teala: "Size rızamı helal kıldım. Artık, size ebediyyen gadab etmeyeceğim!" buyururlar." HadisNo : 5139 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bana cennete giren ilk üç kişi arzedildi. Bunlardan biri şehid, biri iffetli olan (ve azla yetinerek) iffetini koruyan, biri de Allah`a ibadetini güzel yapan ve efendilerine hayırhah olan bir köle idi." HadisNo : 5140 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Harise İbnu Vehb Hadis : Resulullah (sav): "Size cennet ehlini haber vereyim mi?" buyurdular. Ashab: "Evet ey Allah`ın Resulü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Herbir biçare addedilen zayıf kimsedir. Bu kimse, bir hususta Allah`a yemin etse, Allah onun dilediğini yerine getirerek tebrie eder ve hanis kılmaz" buyurdu ve tekrar sordu: "Size cehennem ehlini haber vereyim mi?" Bunlar kaba, cimri ve kibirli kimselerdir." HadisNo : 5141 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Harise İbnu Vehb Hadis : Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Cennete ne zengin cimri, ne de kaba merhametsiz girer." HadisNo : 5142 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Nu`man İbnu Beşir Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennemliklerin azab cihetiyle en hafif olanı, ayağında ateşten bir nalın ve nalın bağı olan kimsedir ki, ayağındakiler sebebiyle, tıpkı tencerenin kaynaması gibi, başında dimağı kaynar. Öyle tahammülfersa bir azab duyar ki, azabca insanların en hafifi olduğu halde, kendinden şiddetli azab çeken olmadığını zanneder." HadisNo : 5143 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Semüre İbnu Cündeb Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "(Cehennemlikler derece derecedir.) Bir kısmı vardır, ateş onları topuğuna kadar yakalar, bir kısmı vardır, dizlerine kadar yakalar, bir kısmı vardır kemere kadar yakalar, bir kısmı vardır köprücük kemiğine kadar yakalar." HadisNo : 5144 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu`d-Derda Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehennem ehline açlık musallat edilir. Bu, içinde bulundukları azaba eşit dereceye ulaşır. Açlığa karşı yardım talep ederler. Onlara besleyici olmayan ve açlığı gidermeyen dari` (denen dikenli bir ot) verilir. Tekrar yiyecek isterler, bu sefer de boğazda tıkanıp kalan bir yiyecekle imdat edilir. (Bu da boğazlarında takılır kalır, ne ileri geçer, en de geri gelir). Derken dünyada iken, bu durumda, bir içecekle takılan lokmaları kaydırdıklarını hatırlarlar ve bir içecek talep ederler. Kendilerine demir kancalar bulunan kaplarda kaynar sular verilir. Bu kaplar, yüzlerine yaklaştırılınca, yüzlerini dağlayıp atar. Su karınlarına girince içlerini param parça eder. Bu sefer de: "Cehennemin bekçilerini çağırın, ola ki azabımızı biraz hafifletir!" derler. Onları çağırırlar. Onlar gelince: "Size peygamberleriniz bu halleri açıklayan haberleri getirmemiş miydi?" derler. Onlar: "Evet getirmişti (ama dinlemedik)" derler. Bunun üzerine, bekçiler: "Siz isteyin durun! Kafirlerin istekleri (burada) boşadır!" derler" (Gafir 50). Cehennemlikler bekçilerden ümidi kesince: "(Cehenneme müvekkel melek) Malik`i çağırın!" derler. (Malik gelince): "Ey Malik (söyle de) Rabbin bizim hakkımızda ölüme hükmetsin!" derler. Malik de onlara: "Hayır! (Siz burada canlı olarak ebedi) kalıcılarsınız!" diye cevap verecek" (Zuhruf 77). (Hadisin ravilerinden) A`meş rahimehullah der ki: "Bana bildirildi ki, cehennemliklerin Malik`e yalvarmaları ile Malik`in onlara verdiği cevap arasında bin yıllık zaman geçecektir. Cehennemlikler, bu sefer aralarında: "Rabbinize dua edin sizin için O`ndan daha hayırlı kimse yok!" diyecekler ve elbirlik şöyle yakaracaklar: "Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe çalmıştı, biz gerçekten sapıtmış kimselerdik. Ey Rabbimiz bizi bundan çıkar. Eğer (yine) küfre dönersek artık hiç şüphesiz ki zalimlerden oluruz" (Mü`minun 106-107). Rab Teala, onlara: "Cehennemin içine yıkılıp gidin! Bana bir şey söylemeyin!" diyecek" (Mü`minun 108). Resulullah devamla dedi ki: "Bu cevap üzerine, cehennem ehli her çeşit hayırdan ümidlerini keserler; hıçkırmaya, nedamet etmeye, dövünüp yırtınmaya başlarlar." HadisNo : 5145 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dökülür. Bu su, vücudlarının içine nüfuz eder, öyle ki karınlarına kadar ulaşır; içlerinde ne var ne yok, söker atar ve ayaklarını delip, geçer. Bu hadise "Bununla karınlarının içinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir" (Hacc 20) ayetinde zikri geçen) eritme (es-Sahru) hadisesidir. Sonra (eriyen cesedleri) eski haline iade edilir." HadisNo : 5146 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kafirin cehennemdeki bir azı dişi Uhud dağı kadardır. Derisinin kalınlığı da üç gecelik yol mesafesidir." HadisNo : 5147 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kafir, bir iki fersah uzunluğundaki dilini kıyamet günü yerde sürür, (Mevkifte) insanlar onun üzerine basarlar." HadisNo : 5148 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü ilk çağırılacak olan, Hz. Adem`dir. Hak Teala hazretleri: "Buyur ey Rabbim, emrindeyim!" der. Rabb Teala: "Zürriyetinden cehenneme gidecekleri ayır!" emreder. Adem: "Ey Rabbim ne miktarını ayırayım?" diye sorar. Rabb Teala: "Her yüzden doksan dokuzunu!" ferman buyurur." (Ashab bu esnada atılıp): "Ey Allah`ın Resulü! Bizden geriye ne kaldı?" derler. Aleyhissalatu vesselam: "Benim ümmetim, diğer ümmetler yanında siyah öküzün başındaki beyaz tüy gibi (az)dır!" buyurdular. HadisNo : 5149 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hz. İbrahim aleyhisselam, kıyamet günü, babası Azer`i [yüzü] üzerinde bir siyahlık ve toz toprak olduğu halde görür. Babasına: "Ben sana dünyada iken, "Bana asi olma!" demedim mi?" der. Babası ona: "İşte bugün ben artık sana asi olmayacağım!" der. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam: "Ey Rabbim! Sen yeniden diriltme gününde beni rüsvay etmeyeceğini vaadetmiştin. Rahmetten uzak babamın halinden daha rüsvay edici başka ne var?" diye yakarır. Allah Teala hazretleri: "Ben cenneti kafirlere haram kıldım!" cevabında bulunur. Sonra şöyle nida edilir: "Ey İbrahim, ayaklarının altında ne var, biliyor musun?" İbrahim yere bakar ve kana bulanmış bir sırtlan görür. Derhal ayaklarından tutulup ateşe atılır. (İşte bu, İbrahim`in babasıdır, o çirkin surete sokulmuştur)." HadisNo : 5150 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennet ve cehennem, aralarında (ihtilaf ederek Allah nezdinde ) dava açtılar. Cehennem: "Ben, mütekebbirler (dünyada büyüklük taslayanlar) ve mütecebbirler (zorbalık yapanlar) için tercih edildim!" diye dövündü. Cennet ise: "[Ey Rabbim!] Bana niçin sadece zayıflar ve (insanlar nazarında) düşük olanlar, (hakir görülenler) girer?" dedi. Allah Teala hazretleri önce cennete hitap etti: "Sen benim rahmetimsin. Kullarımdan dilediklerime rahmetini seninle ulaştıracağım!" Sonra da cehenneme hitap etti: "Sen de benim azabımsın. Kullarımdan dilediğim! seninle azablandıracağım!" (Her ikisine yönelerek): "İkiniz(in de vazifesi var! İkiniz de) dolacaksınız!" buyurdu. Ancak cehennem, bir türlü dolmak bilmedi. Allah Teala da ayağını üzerine bastı. Derken cehennem: "Yeter! yeter!" diye inledi. Bu suretle dolmuş olan cehennemin ağzı birbirine kavuştu. Allah mahlukatından hiçbir ferde asla zulmetmez. Cennete gelince, Allah yeni mahlukat yaratarak onu dolduracaktır." HadisNo : 5151 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hakkıyla cehennemlik olan cehennemlikler var ya, onlar cehennemde ne ölürler ne de yaşarlar. Lakin günahları -yahut hataları denmiştir- sebebiyle ateşe duçar olan bir kısım kimseler vardır ki, ateş onları tamamen öldürür. Yanıp kömür olduktan sonra, kendilerine şefaat edilme izni verilir. Böylece grup grup getirilirler ve cennet nehirlerine dağıtılırlar. Sonra: "Ey cennet ehli! Bunların üzerlerine su dökün" denilir. Bunlar, sel yatağında biten bir ot gibi yeniden biterler." HadisNo : 5152 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mü`minler cehennemden kurtarılıp, cennetle cehennem arasındaki köprüde bir müddet hapsedilirler. Bu sırada, aralarında dünyada geçmiş olan haksızlıklar kısas edilir. Böylece günahlardan temizlenip paklandıktan sonra cennete girmelerine izin verilir. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, onlardan herbiri, cennetteki evini, dünyadaki evinden daha iyi bilir." HadisNo : 5153 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : İmran İbnu Husayn Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhammed (sav)`in şefaati ile, bir kısım insanlar cehennemden çıkacak, cennete girecektir. Bunlara cehennemlikler denecektir." HadisNo : 5154 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cehenneme giren iki kişinin oradaki bağırtıları şiddetlenecek. Allah Teala hazretleri: "Çıkarın bunları!" buyuracak. Onlara: "Niçin bağırıyorsunuz?" diye soracak. Onlar: "Bize merhamet edesin diye böyle yaptık!" diyecekler. Rab Teala: "Benim size rahmetim, gidip kendinizi ateşe atmanız şeklindedir!" buyuracak. Onlar gidecekler. Biri kendisini ateşe atacak. Allah da ateşi ona soğuk ve selametli kılacak. Diğeri kalkar fakat kendini ateşe atamaz. Allah Teala hazretleri: "Arkadaşının attığı gibi, seni de kendini atmaktan alıkoyan nedir?" diye sorar. Adam: "Ey Rabbim, beni ondan çıkardıktan sonra oraya bir kere daha göndermeyeceğini ümid ediyorum!" der. Allah Teala hazretleri: "Haydi ümidini verdim!" der. İkisi de Allah`ın rahmetiyle cennete sokulurlar." HadisNo : 5155 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Cennetlikler Ve Cehennemlikler Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennete en son giren kimse, bazan yürür, bazan ağlar. Ateş de arada sırada onu yalar geçer. Cehennemi tamamen geçince dönüp ona bir nazar eder ve: "Senden beni kurtaran Allah münezzehdir! Allah Teala hazretleri, bana evvelin ve ahirinden hiç kimseye vermediği şeyi verdi!" der. Derken ona bir ağaç gösterilir. "Ya Rabbi!" der, "beni şu ağaca yaklaştır da altında gölgeleneyim, suyundan içeyim." Allah Teala hazretleri: "Ey ademoğlu! Dilediğini versem benden başka bir şey istemezsin değil mi?" der. Adam: "Ey Rabbim, ondan başka bir şey istemeyeceğim!" der ve başka bir şey istemeyeceğine dair söz verir. Rabbi de onun özrünü kabul eder. Çünkü o, sabredemeyeceği şeyi görmüştür. Onu ağaca yaklaştırır. Adamcağız, onun gölgesinde gölgelenir, suyundan içer. Sonra adama, evvelkinden daha güzel bir ağaç daha gösterilir. Dayanamayıp: "Ey Rabbim! Beni şuna yaklaştır, gölgesinde gölgeleneyim, suyundan içeyim, artık senden başka bir şey istemeyeceğim!" der. Allah Teala: "Ey ademoğlu! Bana öncekinden başkasını istememeye söz vermemiş miydin? Ben seni yaklaştıracak olsam başka şeyler isteyeceksin!" der. Adam, başka şey istemeyeceği hususunda söz verir. Rabbi de onu mazur görür. Çünkü o, sabredemeyeceği şeyi görmüştür. Adamı ona yaklaştırır. Adam onun gölgesinde gölgelenir, suyundan içer. Sonra ona cennetin kapısının yanında bir ağaç yükseltilir. Bu ağaç diğer ikisinden daha güzeldir. Adam yine: "Ey Rabbim! Beni şuna yaklaştır da gölgesinde gölgeleneyim, suyundan içeyim, senden başka bir şey istemiyorum!" der. Rab Teala: "Ey ademoğlu! Sen, ondan başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz vermemiş miydin?" der. Adam: "Evet, Rabbim! Senden, başka bir şey istemeyeceğim!" der. Rabbi onu mazur görür. Çünkü o, sabredemeyeceği bir şey görmüştür. Onu bu ağaca yaklaştırır. Adam ona yaklaştırılınca cennet ehlinin seslerini işitir. (Dayanamayıp): "Ey Rabbim! Beni cennete şok!" der. Rab Teala: "Ey ademoğlu! Beni senden kurtaracak şey nedir! Dünya kadarını ve beraberinde mislini versem razı olur musun!" der. Adam: "Ey Rabbim! Benimle istihza mı ediyorsun? Sen ki Alemlerin Rabbisin!"der." İbnu Mes`ud bu noktada güldü ve: "Niye güldüğümü sormuyor musunuz?" dedi. "Niye güldün söyle!" dediler. "Resulullah (asa) da böyle gülmüştü. "Niye güldünüz?" diye soruldu da: "Rabbülalemin`in, adamın "Sen ki Alemlerin Rabbisin, benimle istihza mı ediyorsun?" demesine gülmesine gülüyorum!" dedi. Allah Teala hazretleri: "Ben seninle istihza etmiyorum. Lakin ben, Azimüşşan dilediğimi yapmaya kadirim!" buyurdular." HadisNo : 5156 [next]
Deccal Hakkında (5 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Deccal Hakkında Ravi : Fatıma Bintu Kays Hadis : Şa`bi`nin, Fatıma Bintu Kays (ra)`dan nakline göre Fatıma şöyle anlatmıştır: "Resulullah (sav) buyurdular ki "Temimu`d-Dari Hıristiyan bir kimse idi. Gelip biat etti ve Müslüman oldu. O, benim Mesih Deccal`den anlattığıma uygun olan bir rivayette bulundu. Bana anlattığına göre. Temim, bir gemiye binip denize açılmıştır. Yanında Lahm ve Cüzam kabilelerinden otuz kişi vardı. (Hava şartları iyi olmadığı için) onlarla denizin dalgaları bir ay kadar oynadı. Sonunda güneşin battığı esnada denizde bir adaya yanaştılar. Geminin kayıklarına binerek adaya çıktılar. Derken karşılarına çok tüylü kıllı bir hayvan çıktı. Bunlar, tüylerinin çokluğundan hayvanın baş tarafı neresi, arka tarafı neresi anlayamadılar. (Şaşkın şaşkın): "Sen necisin, neyin nesisin?" dediler. O cevap verdi: "Ben cessaseyim!" "Cessase nedir?" denildi. "Ey cemaat! Şu manastıra kadar gelin! İçinde bir adam var, o sizin haberinize müştaktır!" dedi. O, böylece bir adamdan söz edince, biz onun bir şeytan olmasından korktuk. Hemen koşarak manastıra girdik. İçeride bir adam vardı; hilkatçe gördüklerimizin en irisiydi ve elleri boynuna, dizlerinden topuklarına demirle sıkı şekilde bağlanmıştı. "Vah sana! Kimsin sen?" "Benim haberimi alabilmişsiniz. Şimdi siz kimsiniz, bana söyleyin!" dedi. Arkadaşlarım: "Biz bir grup Arabız. Bir gemideydik, denizin coşkun bir anına rastladık. Dalgalar bizi bir ay oynatıp oyaladı. Sonra şu adaya yaklaştık, sandallara binip adaya çıktık. Tüylü ve çok kıllı bir hayvanla karşılaştık. Tüyünün çokluğundan başı ne taraf, arkası ne taraf anlayamadık. "Vah sana, nesin sen?" dedik. "Ben cessaseyim!" dedi. Biz: "Cessase de ne?" dedik. "Manastırdaki şu adama gelin, o sizin haberinize pek müştaktır!" dedi. Biz de koşarak sana geldik. Biz onun bir şeytan olmadığından emin olmadığımız için korktuk" dedik. Adam: "Bana Beysan hurmalığından haber verin!" dedi. Biz: "Onun neyinden haber soruyorsun ?" dedik. "Ben onun ağacından soruyorum, meyve veriyor mu?" dedi. "Evet!" dedik. "Öyleyse meyve vermeme zamanı yakındır!" dedi. "Bana Taberiya gölünden haber verin!" dedi. "Onun nesinden haber istiyorsun?" dedik. "Onun suyunun çekilmesi yakındır!" dedi. "Bana Zuğer gözesinden haber verin!" dedi. "Sen onun neyinden haber istiyorsun?" dedik. "Gözede su var mıdır? Orada su var mıdır?" dedi. "Evet, onun çok suyu vardır! Sahipleri onun suyu ile ziraat yapıyorlar!" dedik. "Ümmilerin peygamberlerinden bana haber verin. O ne yaptı?" dedi. "O Mekke`den çıkıp Yesrib`e (Medine`ye) yerleşti" dedik. "Araplar O`nunla mukatele etti mi?" dedi. Biz: "Evet!" dedik. "Onlara karşı ne yaptı?" dedi. Biz de, (onu ezmek için) peşine düşen Araplara galebe çaldığını, Arapların kendisine itaat ettiklerini haber verdik. (O da bize): "Bu, onların itaat etmeleri, kendileri için daha hayırlıdır. Ben şimdi size kendimi tanıtayım: Ben Mesih Deccal`im. Çıkış için bana izin verilme zamanı yakındır. O zaman çıkıp yeryüzünde dolaşacağım. Kırk gün içinde uğramadığım karye (köy) kalmayacak. Mekke ile Taybe (Medine) hariç. Bu iki şehir bana haramdır. Onlardan birine her ne vakit girmek istersem, elinde yalın kılıç bir melek beni karşılar, benim oraya girmeme mani olur. Onların her bir geçidinde bir melek vardır, onları korur!"dedi." Sonra Resulullah (sav) çubuğuyla minbere dürterek: "Bu Taybe`dir! Bu Taybe`dir! Bu Taybe`dir! Ben bunu size anlattım değil mı?" buyurdular. Halk da: "Evet!" diye karşılık verdi. Bunun üzerine (sav): "Temimi`d-Dari`nin rivayetinin benim size ondan (Mesih Deccal`dan) Mekke ve Medine`den anlattığıma muvafık düşmesi hoşuma gitti. Bilesiniz o Şam denizinde veya Yemen denizindedir. Hayır doğu tarafındadır. Evet o doğu tarafında zuhur edecektir. O doğu tarafından zuhur edecektir!" buyurdu ve eliyle doğu tarafina işaret etti." HadisNo : 5009 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Deccal Hakkında Ravi : Ebu Saidi`l-Hudri Hadis : Resulullah (sav) bize Deccal üzerine uzun bir hadis rivayet etti. Bize anlattıkları meyanında şöyle de demişti: "Deccal, Medine geçitlerine girmesi kendisine haram kılınmış olarak çıkacak. Derken (Medine civarındaki) bazı ekimsiz yerlere kadar gelir. O gün insanların en hayırlısı olan -Veya en hayırlılarından- bir kimse onun karşısına çıkar ve: "Sen Resulullah (sav)`ın bize haber verdiği Deccal`sin!" der. Oradakiler: "Hayır!" derler. Deccal onu öldürür ve sonra diriltir. Dirilttiği zaman adam. "Allah`a yemin olsun. Senin hakkında hiçbir vakit bugünkünden daha basiretli olmamıştım!" der. Deccal onu tekrar öldüreyim mi di(yerek öldürmek isteye)cek, fakat musallat edilmeyecek." HadisNo : 5010 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Deccal Hakkında Ravi : Huzeyfe Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüm düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur." HadisNo : 5011 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Deccal Hakkında Ravi : Ebu Saidi`l-Hudri Hadis : Anlattığına göre, Aleyhissalatu vesselam`a Deccal`den sormuştur. Aleyhissalatu vesselam da şu cevabı vermiştir: "O (Deccal) çıktığı gün (aynen bir insan gibidir) yemek yer. Ben size, onun hakkında, benden önceki peygamberlerden hiçbirinin kendi ümmetine anlatmadığı hususları anlatacağım: Onun sağ gözü meshedilmiştir (görmez), pörtlektir, göz hadakası yoktur, sanki hadakası çevrim içinde bir balgam gibidir. Sol gözü de inciden bir yıldız gibidir. Onun beraberinde sanki cennet ve ateşin birer misli vardır. Ancak hakikatta ateşi cennet, suyu da ateştir. Haberiniz olsun! Onun yanında iki kişi vardır; köy halkını inzar ederler. Bu ikisi köyden çıkınca Deccal`in ashabından ilki oraya girer." [Rezin tahric etmiştir. Hadisin kaynağı yok ise de, hadiste yer alan mefhumların şahidleri Sahiheyn ve diğer kaynaklarda çoğunluk itibariyle gelmiştir.] HadisNo : 5012 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Deccal Hakkında Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) Veda haccı sırasında (bir ara): "Halk susup dinlesin!" buyurdular. Sonra Allah`a hamd ve senada bulunup, arkadan Mesih ve Deccal`den uzun uzun söz ettiler ve buyurdular ki: "Allah`ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla inzar etti. Nuh aleyhisselam ümmetini onunla inzar etti, ondan sonra gelen peygamberler de. O, sizin aranızda çıkacak. Onun hali sizden gizli kalmayacak. Rabbinizin tek gözlü olmadığı size kapalı değildir. O ise sağ gözü kör birisidir. Onun gözü sanki (salkımdan) dışa fırlamış bir üzüm danesi gibidir. [İki közünün arasında ke-fe-re yani kafir yazılmış olacaktır. Bunu her müslüman okuyacaktır.] HadisNo : 5013 [next]
Güneşin Batıdan Doğması (2 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Güneşin Batıdan Doğması Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Güneş, battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya imanın şevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye bu iman fayda sağlamaz." HadisNo : 5032 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Güneşin Batıdan Doğması Ravi : Ebu Zerr Hadis : Güneş battığı sırada Mescid`e girmiştim. Resulullah (sav) bana: "Ey Ebu Zerr!" buyurdular. "Şu (güneş batınca) nereye gidiyor, biliyor musun?" "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dedim. "O, Rabbinden secde etmek için izin istemeye gider. Ona izin verilir ve sanki kendisine şöyle denir: "Git geldiğin yerden tekrar doğ." O da battığı yerden doğar." Sonra (Ebu Zerr dedi ki: Aleyhissalatu vesselam şöyle kıraat etti:... (Yasin 38). (Ebu Zerr ilaveten dedi ki: "Bu İbnu Mes`ud kıraatidir." HadisNo : 5033 [next]
Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı (9 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Ebu Zerr Hadis : "Ey Allah`ın Resulü" dedim, "Kevser havzının kapları nedir?" Şu cevabı lütfettiler: "Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, onun kapları açık ve karanlık bir gecede gökteki yıldızlardan daha çoktur. Cennetin kaplarından kim içerse artık ömrünün sonuna kadar hiç susamaz. Havzın cennetten çıkan iki oluğu gürül gürül akar. Genişliği uzunluguna denktir. Bu da Amman`dan Eyle`ye olan mesafe kadardır. Suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır." HadisNo : 5080 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Semüre İbnu Cündeb Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygamberin bir havzı vardır. Ümmeti oraya su almaya gelir. Peygamberlerin her biri, hangisinin suya geleni çok diye övünürler. Su almaya gelen ümmeti en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum." HadisNo : 5081 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav)`a "Kevser nedir?" diye sorulmuştu. "Cennette bir nehirdir. Allah onu bana verdi. O, sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Onda (nehirde) bir kuş vardır, boynu deve boynuna benzer!" buyurdular. Hz. Ömer atılarak: "Öyleyse o müreffehtir!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Onu yiyen, ondan da müreffehtir!" buyurdular. HadisNo : 5082 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Cündüb Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben havza ilk geleniniz olacağım!" HadisNo : 5083 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ben havzın başına sizden önce geleceğim. Bana sizden bazı kimseler yükseltilip (gösterilecek). O kadar ki, eğilsem onları tutarım. Ama hemen geri çekilecekler. "Ey Rabbim! bunlar benim ashabım!" derim. Ama bana: "Senden sonra bunların ne bid`alar yaptıklarını sen bilmezsin!" denilir. Ben de: "Dini benden sonra değiştirenler rahmetten uzak olsun, rahmetten uzak olsun!" derim." HadisNo : 5084 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetim havzın başında yanıma gelecek. Ben, tıpkı devesinden başkasının devesini kovan bir kimse gibi, hauzımdan (bazı) insanları kovarım!" Yanındakiler: "Ey Allah`ın Resulü! Bizi tanıyacak mısınız?" dediler. "Evet" buyurdu. "Sizin, başkasında olmayan bir alametiniz olacak. Sizler yanıma alın ve abdest uzuvlarında, abdestin eseri olan bir nurla geleceksiniz. Ancak sizden bir grup benden engellenecek, onlar bana ulaşamayacaklar. Ben: "Ey Rabbim onlar benim ashabım, onlar benim ashabım!" diyeceğim. Ama bir melek bana cevap verip: "Senden sonra onlar ne bid`alar ortaya çıkardılar biliyor musun?" diyecek." [Bir diğer rivayette şöyle buyrulmuştur: "Havuzum Eyle ile Aden arasınaki mesafeden daha geniştir. Onun rengi kardan daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Onun maşrabaları yıldızlardan daha çoktur."] HadisNo : 5085 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Yezid İbnu Erkam Hadis : Resulullah buyurdular ki: "Siz (ashabım), havzın başında yanıma gelenlerin yüz bin cüzünden sadece bir cüzünü teşkil edeceksiniz!" Yezid`e: "O gün siz ne kadardınız?" diye soruldu da: "Yedi yüz veya sekiz yüz kadardık!" diye cevap verdi. HadisNo : 5086 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Enes Hadis : (Bir gün), "ey Allah`ın Resulü! Kıyamet günü bana şefaat edin!" dedim. "İnşaallah yapacağım!" buyurdular. Ben tekrar: "Sizi nerede arayıp bulayım?" dedim. "Beni ilk aradığın zaman, sırat üzerinde ara!" buyurdular. "Size (orada) rastlayamazsam?" dedim. "Mizan`ın yanında beni ara!" buyurdular. "Orada da size rastlayamazsam?" dedim. "Öyeyse beni havzın yanında ara! Zira ben üç meukinin dışına çıkmam!" buyurdular. HadisNo : 5087 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kevser Havzı`nın Mizan`ın Ve Sırat Köprüsü`nün Evsafı Ravi : Aişe Hadis : Ateşi hatırlayıp ağladım. Resulullah (sav): "Niye ağlıyorsun?" diye sordu. "Cehennemi hatırladım da onun için ağladım! Siz, kıyamet günü, ailenizi hatırlayacak mısınız?" dedim. "Üç yerde kimse kimseyi hatırlamaz: Mizan yanında; tartısı ağır mı geldi hafif mi öğreninceye kadar, sahifelerin uçuştuğu zaman; kendi defterini nereye düşecek, öğreninceye kadar: Sağına mı soluna mı; yoksa arkasına mı? Sıratın yanında; cehennemin iki yakası ortasına kurulunca; bunu geçinceye kadar." HadisNo : 5088 [next]
Kıyamet Ahvali - Haşr (6 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Haşr Ravi : Süheyl İbnu Sa`d Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü insanlar beyaz, bembeyaz, has unun çöreği gibi bir yerde toplanacaklar. Orada hiç kimsenin bir işareti (evi, bağı vs.) olmayacak." HadisNo : 5057 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Haşr Ravi : İbnu Abbas Hadis : Resulullah (sav): "Sizler Allah`a yalınayak, bedenleriniz çıplak ve kabuklu (sünnet edilmemiş) olarak haşr olunacaksınız!" buyurdular." HadisNo : 5058 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Haşr Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav) va`z etmek üzere aramızda doğruldu ve dedi ki: "Ey insanlar! Sizler (kıyamet günü) Allah`ın yanında yalınayak, çıplak ve kabuklu olarak toplanacaksınız. [Sonra şu ayeti okudu:] "İlk yaratışa nasıl başladı isek, üzerimizde hak bir vaad olarak yine onu iade edeceğiz..." (Enbiya 104). Haberiniz olsun! Kıyamet günü mahlukattan ilk giydirilecek İbrahim aleyhisselam`dır. Haberiniz olsun, o gün ümmetimden bazı kimseler getirilir ve sol tarafa alınırlar. Bunun üzerine ben: "Ey Rabbim! Bunlar ashabımdır!" derim. Bana: "Sen bilmiyorsun, bunlar senden sonra neler yaptılar" denilir. Ben salih kul (İsa)`nın dediği gibi diyeceğim: "Ben içlerinde bulunduğum müddetçe üzerlerinde bir kontrolcü idim. Fakat vakta ki sen beni (içlerinden) aldın, üstlerinde nigehban yalnız sen oldun. (Zaten) sen (her zaman) her şeye hakkıyla şahidsin. Eğer kendilerine azab edersen şüphe yok ki onlar senin kullarındır. Eğer onları affedersen mutlak galib ve yegane hüküm ve hikmet sahibi olan da hakikaten sensin sen." [Maide (117-118).] Resulullah (sav) devamla dedi ki: "Bunun üzerine bana: "Onlar, sen aralarından ayrıldığın günden beri, dinden yüz çevirmeye hiç ara vermediler!" denilecek." Bir rivayette şu ziyade var: "Ben: "Rahmetten uzak olsunlar, rahmetten uzak olsunlar!" derim." HadisNo : 5059 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Haşr Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü insanlar üç sınıf olarak haşrolunurlar: Yayalar sınıfı; Binekliler sınıfı; Yüzü üstü sürünenler sınıfı." Aleyhissalatu vesselam`a soruldu: "Ey Allah`ın Resulü! Bunlar yüzleri üzerine nasıl yürürler?" Şu cevabı verdiler: "Onları ayakları üzerine yürüten Zat-ı Zülcelal, yüzleri üzerine yürütmeye de kadirdir. Ancak bilesiniz, bu yüzleri üstü yürüyenler, önlerine çıkan her engele, her dikene karşı kendilerini yüzleriyle korumaya çalışırlar." HadisNo : 5060 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Haşr Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar kıyamet günü üç hal üzere haşrolunurlar: 1) İstekliler, korkanlar, 2) İki kişi bir deve üzerinde olanlar, üç kişi bir deve üzerinde olanlar, dört kişi bir deve üzerinde olanlar, on kişi bir deve üzerinde olanlar. 3) Geri kalanları, ateşe tapanlar. Cehennem, onların kaylüle yaptığı yerde onlarla kaylüle yapar, geceledikleri yerde onlarla birlikte geceler, onların sabahladıkları yerde onlarla sabahlar, onların akşamladıkları yerde onlarla beraber akşamlar." HadisNo : 5061 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Haşr Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar kıyamet günü öylesine ter akıtırlar ki, bu terler yerin içinde yetmiş zira`lık derinliğe kadar iner ve bu ter (yer üstünde de birikerek insanları konuşamaz hale getirmek üzere ağızlarına) gem vurur ve kulaklarına kadar ulaşır." HadisNo : 5062 [next]
Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi (17 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kimin üzerinde kardeşine karşı ırz veya başka bir şey sebebiyle hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı [kıyamet (ve hesaplaşmanın olacağı)] gün gelmezden önce daha burada iken helalleşsin. Aksi takdirde o gün, salih bir ameli varsa, o zulmü nisbetinde kendinden alınır. Eğer hasenatı yoksa, arkadaşının günahından alınır, kendisine yüklenir." HadisNo : 5063 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü hak sahiplerine haklarını mutlaka eda edeceksiniz. Öyle ki kabış (boynuzsuz) koyun için, boynuzlu koyundan kısas alınacak, taşa (niye bir başka) taş üzerine yüklenip kaldığından; adamın adamı niye yaraladığından sorulacak." (Ebu Hureyre) der ki: "Biz şunu da işitirdik: "Kıyamet günü, kişiyi tanımadığı birisi yakalar ve der ki: "Sen beni hata ve münker işlerken görüyordun, fakat ondan men etmiyordun!" ["Boynuzlu koyun..." tabirinden gerisi Rezin`in ziyadesidir.] HadisNo : 5064 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Aişe Hadis : Resulullah (sav) "Ahirette kimin hesabı münakaşa edilirse, azaba maruz kalacak demektir!" buyurmuşlardı. Ben: "Nasıl olur? Allah Teala hazretleri (mealen): "O vakit kimin kitabı sağ eline verilirse; kolay bir hesabla muhasebe edilecek ve ehline sevinçli olarak dönecek" (İnşikak 7-9) buyurmadı mı, (bu hesap münakaşası değil mi)?" dedim. "Hayır! buyurdular, bu (münakaşa değil) arzdır. Kıyamet günü hesaba çekilen herkes mutlaka helak olmuş demektir!" HadisNo : 5065 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Hureys İbnu Kabisa Hadis : Medine`ye geldim ve: "Ey Allahım! Bana salih bir arkadaş nasib et!" diye dua ettim. Derken Ebu Hureyre (ra)`nin yanma oturdum. Kendisine: "Ben, Allah`a bana salih bir arkadaş nasip etmesi için dua ettim. Bana, Resulullah`tan işittiğin bir hadis söyle! Olur ki Allah Teala hazretleri ondan faydalanmamı nasib eder!" dedim. Bunun üzerine dedi ki: "Ben, Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Kıyamet günü, kişi amelleri arasında önce namazın hesabını verecek. Bu hesap güzel olursa kurtuluşa erdi demektir. Bu hesap bozuk olursa, hüsrana düştü demektir. Eğer farzında eksiklik çıkarsa Rab Teala hazretleri: "Bakın, kulumun (defterinde yazılmış) nafilesi var mı?" buyurur. Böylece, farzın eksikleri nafile (namazları) ile tamamlanır. Sonra, bu tarzda olmak üzere diğer amelleri hesaptan geçirilir." HadisNo : 5066 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Yahya İbnu Said Hadis : (Ravi der ki) Bana ulaştığına göre, (kıyamet günü), kulun ilk bakılacak ameli namazdır. Eğer namazı kabul edilirse, geri kalan amellerine bakılır. Eğer namazı kabul edilmezse diğer amellerinin hiçbirine bakılmaz. HadisNo : 5067 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, insanlar arasında hükmedilecek ilk şey kandır." HadisNo : 5068 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Berze Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları [Rabbinin huzurundan] ayrılamaz: Ömrünü nerede harcadığından; Ne amelde bulunduğundan; Malını nerede kazandığından ve nereye harcadığından; Vücudunu nerede çürüttüğünden." HadisNo : 5069 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Said ve Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü kul (hesap vermek üzere huzur-u ilahiye) getirilir. Allah Teala hazretleri: "Ben sana kulak, göz, mal ve evlat vermedim mi? Sana hayvanları ve ekimi musahhar kılmadım mı? Seni bunlara baş olmak, onlardan istifade etmek üzere serbest bırakmadım mı? Acaba, benimle bugünkü şu karşılaşmanı hiç düşündün mü ?" diye soracak. Kul da: "Hayır" diyecek. Allah Teala hazretleri: "Öyleyse bugün ben de seni unutacağım, tıpkı senin (dünyada) beni unuttuğun gibi!" buyuracak. HadisNo : 5070 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Hureyre Hadis : (Ashab, Resulullah`a): "Ey Allah`ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam: "Bulutsuz bir günde, öğle vaktinde güneşi görme hususunda bir itişip kakışmanız olur mu?" diye sordu. Ashab: "Hayır!" deyince: "Bulutsuz (dolunaylı) gecede ayı görmekte itişip kakışmanız olur mu?" diye tekrar sordu. Ashab yine: "Hayır!" deyince: "Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, Rabbinizi görme hususunda da hiçbir itişip kakışmanız olmayacak. Tıpkı güneş ve ayı görmede itişip kakışmanız olmadığı gibi. Böylece kul, Rabbiyle karşı karşıya gelecek. Rabb Teala: "Ey filan! Ben sana ikram etmedim mi? Seni efendi yapmadım mı? Sana zevce vermedim mi? Atı, deveyi sana musahhar (hizmetçi) kılmadım mı? Reislik yapmana, ganimet malından dörtte bir almana müsaade etmedim mi ?" diye soracak. Kul: "Evet ey Rabbim!" diyecek. Rab Teala: "Benimle karşılaşacağını hiç düşünmedin mi?" diyecek. Kul bu soruya: "Hayır!" karşılığını verecek. Rab Teala da: "Öyleyse şimdi de ben seni unutuyorum. Tıpkı (dünyada) sen beni unuttuğun gibi!" diyecek. Sonra ikinci kul Allah`ın karşısına çıkar. Rab Teala ona da aynı şeyleri söyler. Sonra üçüncüye de birinciye söylediklerinin aynısını söyler. Kul: "Evet! ey Rabbim!" der. Rab Teala da: "Benimle karşılaşacağını hiç aklından geçirdin mi?" diye sorar. Kul: "Ey Rabbim, sana, kitaplarına ve peygamberlerine inandım. Namaz kıldım, oruç tuttum, sadaka verdim!" der ve elinden geldiğince (Hak Teala hakkında) hayır senada bulunur. Rab Teala: "Bu hususta lehine şehadet edecek biri var mı?" diye soracak. Kul: "Hayır, yok!" diyecek. Rab Teala: "Şimdi senin aleyhine bir şahit gönderilecek!" der. Kul kendi kendine: "Benim aleyhime şahidlik yapacak da kim?" diye içinden düşünür. Kulun ağzı mühürlenir. Uyluğuna: "Haydi konuş!" denir. Uyluğu , eti, kemiği konuşup, onun amelini, haber verirler. Bu, onun kendisi için bir özür aramaması içindir. Bu kimse, Allah`ın gadabına uğrayan münafıktır." HadisNo : 5071 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Hureyre Hadis : İbnu`l-Müseyyeb, Ata İbnu Zeyd el-Leysi, Ebu Hureyre (ra)`den naklen anlatıyor: "İnsanlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)`a: "Ey Allah`ın Resulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz?" diye sordular. O da: "Siz bulutsuz dolunay gecesinde ayı görmekten şüpheye düşer misiniz?" diye sordu. Onlar; "Hayır! Ey Allah`ın Resulü!" diye cevap verdiler. Aleyhissalatu vesselam: "Bulutsuz bir günde güneşi görmekten şüphe eder misiniz?" diye tekrar sordu. Ashab yine: "Hayır!" cevabım verdiler. Bunun üzerine: "Şunu bilin ki, siz Rabbinizi de böyle göreceksiniz. Kıyamet günü, insanlar haşrolunurlar. (Rab Teala): "Kim (Benden başka) bir şeye tapıyor idiyse ona tabi olsun!" buyurur. Onlardan bir kısmı güneşe, bir kısmı aya, bir kısmı da putlara tabi olurlar. Orada, münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır. Allah onlara [tanımadıkları bir surette] yaklaşır. "Ben sizin Rabbinizim!" buyurur. Oradakiler: "[Senden Allah`a sığınırız] Biz, Rabbimiz bize gelinceye kadar bu yerdeyiz! Rabbimiz gelince biz onu tanırız!" derler. Derken Rableri [onların tanıyacağı surette] gelir. "Ben Rabbinizim!" der. Onlarda: "Sen Rabbimizsin!" derler. Rab Teala onları (cennete) davet eder. Cehennemin üzerine sırat kurulur. Peygamberler arasında, ümmetiyle sırattan ilk geçen ben olurum. O gün peygamberler dışında kimse konuşmaz. Peygamberlerin o günkü kelamı da: "Allahümme sellim, Allahümme sellim (Ey Rahimiz selamet ver, ey Rabbimiz selamet ver!" olacak. Cehennemde, deve dikeninin dikenleri gibi kancalar var. Deve dikeninin dikenlerini gördünüz mü?" diye sordu. Ashab: "Evet!" deyince Aleyhissalatu vesselam devam etti: "İşte o kancalar, tıpkı deve dikeninin dikenleri gibidir. Ancak, onların büyüklüğü ne kadardır, Allah`tan başka kimse bilmez, insanları (kötü) amelleri sebebiyle kapar. İnsanların bir kısmı (kötü) ameli sebebiyle helak olur. Bir kısmı da ateşin içine yıkılır, sonra kurtulur. Allah, ateş ehlinden kurtarmak istediklerine rahmet etmeyi irade edince, ateş ehlinden Allah`a ibadet etmiş olanları, ateşten çıkarmaları için meleklere emreder. Melekler bu kimseleri, secde izleriyle tanırlar. Çünkü Allah Teala hazretleri secde mahallinin yakılmasını ateşe haram etmiştir. Onlar böylece ateşten çıkarlar. Hepsi de ateşten kavrulmuş vaziyettedir. Üzerlerine hayat suyu dökülür. Selin getirdiği milli topraktan habbelerin (filiz açıp) bitmesigibi, suyun değdiği yerler yeniden bitecek. Rab Teala, sonra, kullar arasındaki hükmünü tamamlayacak. Derken cennetle cehennem arasında bir kul kalacak. Bu, cennete girmede cehennemliklerin sonuncusudur. Yüzü cehenneme doğru ilerlerken: "Ey Rabbim! Yüzümü ateş tarafından çevir! Kokusu beni perişan etti, alevi de beni kavurdu" diye yalvaracak. Allah Teala`ya, kendisine dua etmesini dilediği kadar duada bulunacak. Sonra Allah Teala hazretleri: "Ben bu istediğini versem, bundan başkasını da ister misin?" diye soracak. Adam: "izzet ve celaline yemin olsun hayır! Bundan başkasını istemem!" diyecek ve istemeyeceği hususunda Allah`a ahd u misakta bulunacak. (Allah), bunun üzerine yüzünü ateşten çevirecek. Adam yüzüyle cennete yönelince ve onun güzelliğini görünce, Allah`ın dilediği bir müddet susacak. Sonra (dayanamayıp): "Ey Rabbim! Beni cennetin kapısıa yaklaştır!" diyecek. Allah Teala hazretleri: "Sen bana istemiş olduğundan başka bir talepte bulunmayacağına dair ahd u misakta bulunmadın mı? Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin!" diyecek. Adam: "Ey Rabbim! Mahlukatın en bedbahtı ben olmayayım!" diyecek. Rab Teala: "Sana bu istediğin verilse, acaba başka bir şey istemeyecek misin?" der. Adam: "Hayır! İzzetine ve celaline yemin olsun hayır! Başka bir şey istemeyeceğim!" diyecek. Rabbi de onu mazur addedecek. Çünkü o, sabredilemeyecek bir şeyler görmüştür. Adam, Rabbine, istediği ahd u misakta bulunur. (Rabbi de) onu cennetin kapısın yaklaştırır. Kapıya yaklaşıp onun güzelliğini ve içindeki taravet ve süruru görünce, Allah`ın dilediği kadar sesini keser. (Fakat daha fazla dayanamayıp atılır): "Ey Rabbim! Beni cennete koy!" der. Rab Teala: "Ey ademoğlu yazık sana! Sen ne dönekmişsin! Sana verilenlerin dışında bir şey istemeyeceğine dair bana ahd u misak vermedin mi?" diyecek. Adam: "Ey Rabbim! Beni mahlukatın en bedbahtı yapma!" diyecek. Allah onun bu haline gülecek. Sonra ona cennete girmesi için izin verecek ve: "Dile (ne dilersen!)" diyecek. Adam dileyecek. Öyle ki, hiçbir arzusu kalmayacak. Allah yine de: "Şunları şunları da iste!" deyip, istemesi gereken şeyleri zikredecek. Böylece istenecek şeyler bilince Allah Teala hazretleri: "Bütün bunlar, bir misliyle sana verilmiştir!" buyuracak." Ebu Said der ki: "Resulullah (sav)`ın: "Bütün bunlar, on misliyle birlikte sana verilmiştir!" dediğini işittim." HadisNo : 5072 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü insanlar üç kere Allah`a arzedilirler: İlk iki arzedilmede cidal ve özür beyanı vardır. Ama üçüncü arzedilme esnasında ellerde sahifeler uçuşur, kimisi sağ eliyle, kimisi de sol eliyle alır." HadisNo : 5073 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : İbnu Ömer Hadis : Bir adam bana: "(Kıyamet günü Allah`ın kişiye hususi) hitabı hakkında ne işittin?" diye sordu. Şu cevabı verdim: "Resulullah (sav)`ın: "Mü`min Rabbine yaklaştırılır. Öyle ki, (Allah onun) üzerine himayesini indirir ve günahlarını itiraf ettirir. Ona sorar: "Şu şu günahlarını biliyor musun?" Mü`min kul, iki kere: "Evet ey Rabbim, biliyorum!" der. Rab Teala da: "Dünyada iken bunları örterek seni teşhir etmemiştim. Bugün de onları senden affediyorum!" buyurur. Sonra ona hasenat defteri verilir. Amma, kafirlere ve münafıklara gelince, bunlarla ilgili olarak, bütün mahlukatın huzurunda: "Bunlar Allah namına yalan söylemişler (böylece büyük bir zulümde bulunmuşlardır). Haberiniz olsun! Allah`ın laneti zalimleredir" diye nida olunur" dediğini işittim." HadisNo : 5074 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Aişe Hadis : Bir adam gelerek: "Ey Allah`ın Resulü! Benim kölelerim var, bana yalan söylüyorlar ve bana ihanet ediyorlar, bana isyan ediyorlar. Ben de onlara şetmediyor ve dövüyorum. Onlar yüzünden (Allah yanında) durumum ne olacak?" diye sordu. Resulullah (sav): "Kıyamet günü onlar, sana olan ihanetleri, isyanları ve yalanları sebebiyle muhasebe olacaktır. Senin onlara verdiğin ceza ise, eğer cezan onların günahları nisbetinde ise, başabaştır; ne lehine ne de aleyhine olur. Eğer onlara verdiğin ceza günahlarından az ise bu senin için bir fazilet olur. Eğer onlara verdiğin ceza günahlarından çok olursa, bu fazla kısım sebebiyle onlar lehine sana kısas yapılır" buyurdular. Bunun üzerine adam huzurdan çekildi, ağlamaya ve dövünmeye başladı. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam dedi ki: "Sen Allah`ın kitabını okumuyor musun? (Bak ne diyor!) (Mealen): "Biz kıyamet gününe mahsus adalet terazileri koyacağız. Artık hiçbir kimse hiçbir şeyle haksızlığa uğratılmayacaktır. (O şey) bir hardal tanesi kadar bile olsa, onu getiririz (mizana koyarız). Hesapçılar olarak da biz yeteriz" (Enbiya 47). Adam tekrar: "Allah`a yemin olsun, ey Allah`ın Resulü! Ben hem kendim ve hem de onlar için, ayrılmalarından daha hayırlı bir şey göremiyorum. Seni şahid kılıyorum, hepsi hürdür, (azat ettim)" dedi. HadisNo : 5075 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) (bir gün) güldüler ve: "Neye güldüğümü biliyor musunuz?" buyurdular. Biz: "Allah ve Resulü daha iyi bilir!" dedik. "Kulun Rabbine olan hitabından!" buyurdular ve şöyle devam ettiler: "Kul şöyle der: "Ey Rabbim, sen beni zulümden korumadın mı?" Rab Teala: "Evet korudum" buyurur. Kul da: "Fakat ben bugün, kendime, kendimden başka bir kimsenin şahid olmasını asla istemiyorum" der. Rab Teala: "Bugün sana tek şahid olarak nefsin, çok şahid olarak da kiramen katibin kafidir" buyurur." Resulullah devamla dedi ki: "Ağzına mühür vurulur ve diğer organlarına: "Konuş!" denilir. Onlar adamın amelini haber verirler. Sonra konuşma hususunda serbest bırakılır. Adam organlarına: "Yazıklar olsun size! Buradan defolun! Ben sizin için mücadele etmiştim" der." HadisNo : 5076 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : İbnu Amr İbni`l-As Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Aziz ve celil olan Allah [kıyamet günü], ümmetimden bir adamı mahlukatın üstünden seçer ve onun için doksan dokuz büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Rab Teala adama sorar: "Bu defterde yazılı olanlardan bir şey inkar ediyor musun? Muhafız katiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?" Kul: "Ey Rabbim! Hayır! (Hepsi doğrudur!)" der. Rab Teala sorar: "(Bunları yapmada beyan edeceğin) bir özrün var mı?" Kul der: "Hayır! Ey Rabbim!" Aziz ve celil olan Allah: "Evet! Senin bizim yanımızda (makbul, büyük) bir de hasenen var. Bugün sana zulüm yapmayacağız!" buyurur. Hemen bir etiket çıkarılır. Uzerinde "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulallah (şehadet ederim ki Allah`tan başka ilah yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed Allah`ın elçisidir)" yazılıdır. Sonra, Rabb Teala der: "Ağırlığını (yani amellerinin ağırlığını) hazırla!" Kul sorar: "Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki bu etiket de ne?" Rabb Teala der: "Sana zulmedilmeyecek! Hemen defterler Mizan`ın bir kefesine konur, etiket de diğer kefesine. Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, etiket ağır basar. Esasen Allah`ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz." HadisNo : 5077 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Ebu Mes`ud el-Bedri Hadis : "Ey Allah`ın Resulü" dendi, "biz cahiliye devrinde yaptıklarımızdan hesaba çekilecek miyiz?" Şu cevabı verdiler: "Müslüman olduktan sonra iyi olana, cahiliye devrinde yaptıklarından sorulmayacaktır. Kötü amel işleyene, hem İslam`daki ameli hem de önceki ameli sebebiyle hesap sorulacaktır." HadisNo : 5078 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Ahvali - Hesap Ve Kullar Arasında Hükmün Verilmesi Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir kimseyi (küfür veya günah gibi) bir şeye çağıran hiç kimse yok ki kıyamet günü, o çağırdığı şeyle birlikte tevkif edilmemiş olsun. Mutlaka onunla ayrılmaz şekilde beraberdir. Bir adam bir adamı (bir şeye) davet etmiş olsa dahi!" Sonra şu ayeti okudu, (mealen): "Onları hapsedin, çünkü onlar mes`uldürler" (Saffat 24). HadisNo : 5079 [next]
Kıyamet Alametleri (5 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Alametleri Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal`e yemin ederim! Meryem oğlu İsa`nın, aranıza (bu şeriatle hükmedecek) adaletli bir hakim olarak ineceği, istavrozları kırıp, hınzırları öldüreceği, cizyeyi (Ehl-i Kitap`tan) kaldıracağı vakit yakındır. O zaman, mal öylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin tamamından daha hayırlı olur." Sonra Ebu Hureyre der ki: "Dilerseniz şu ayeti okuyun. (Mealen): "Kitap ehlinden hiçbir kimse yoktur ki, ölümünden önce O`nun (İsa`nın) hak peygamber olduğuna iman etmesin. Kıyamet gününde ise İsa onlar aleyhine şahitlik edecektir" (Nisa 159). HadisNo : 5004 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Alametleri Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ümmetimden bir grup, hak için muzaffer şekilde mücadeleye kıyamet gününe kadar devam edecektir. O zaman İsa İbnu Meryem de iner. Bu Müslümanların reisi: "Gel bize namaz kıldır!" der. Fakat Hz. İsa aleyhisselam: "Hayır!" der, "Allah`ın bu ümmete bir ikramı olarak siz birbirinize emirsiniz!" HadisNo : 5005 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Alametleri Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Dünyanın tek günlük ömrü bile kalmış olsa Allah o günü uzatıp, benden bir kimseyi o günde gönderecek." İbnu Mes`ud: "Resulullah yahut da şöyle buyurmuştu der: "...Ehl-i beytimden birisi, ki bu zatın ismi benim ismime uyar, babasının ismi de babamın ismine uyar. Bu zat, yeryüzünü, eskiden cevr ve zulümle dolu olmasının aksine- adalet ve hakkaniyetle doldurur." HadisNo : 5006 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Alametleri Ravi : Ümmü Seleme Hadis : Resululah (sav) buyurdular ki: "Mehdi benim zürriyetimden, kızım Fatıma`nın evladlarındandır." HadisNo : 5007 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Alametleri Ravi : Ebu İshak Hadis : Ali (ra), oğlu Hasan (ra)`a baktı ve: "Bu oğlum, Resulullah (ra)`ın tesmiye buyurduğu üzere Seyyid`dir. Bunun sulbünden peygamberinizin adını taşıyan biri çıkacak. Ahlakı yönüyle peygamberinize benzeyecek; yaratılışı yönüyle ona benzemeyecek" dedi ve sonra da yeryüzünü adaletle dolduracağına dair gelen kıssayı anlattı. HadisNo : 5008 [next]
Kıyamet Öncesi Fitneler (8 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ayakkabıları kıldan bir kavimle savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Siz, yüzleri kılıflı kalkanlar gibi, gözleri küçük, burunları yassı olan bir kavmle savaşmadıkça kıyamet kopmaz." HadisNo : 5017 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Rumlar, A`mak ve Dabık nam mahallere inmedikçek kıyamet kopmaz. Onlara karşı Medine`den bir ordu çıkar. Bunlar o gün arz ehlinin en hayırlılarıdır. Bu ordunun askerleri savaşmak üzere saf saf düzen alınca, Rumlar: "Bizden esir edilenlerle aramızdan çekilin de onları öldürelim!" derler. Müslümanlar da: "Hayır! Vallahi sizinle, kardeşlerimizin arasından çekilmeyiz" derler. Bunun üzerine (Müslümanlar) onlarla harb eder. Bunlardan üçte biri inhizama uğrar. Allah ebediyen bunların tevbesini kabul etmez. Üçte biri katledilir, bunlar Allah indinde şehitlerin en faziletlileridir. Üçte biri de muzaffer olur. Bunlar ebediyen fitneye düşmezler. Bunlar İstanbul`u da fethederler. (Fetihten sonra) bunlar, kılıçlarını zeytin ağacına asmış ganimet taksim ederken, şeytan aralarında şöyle bir nida atar: "Mesih Deccal, ailelerinizde sizin yerinizi aldı!" Bunun üzerine, çıkarlar. Ancak bu haber batıldır. Şam`a geldiklerinde (Deccal) çıkar. Bunlar savaş için hazırlık yapıp safları tanzim ederken, namaz için ikamet okunur. Derken İsa İbnu Meryem iner ve onlara gitmek ister. Allah`ın düşmanı, Hz. İsa`yı görünce, tıpkı tuzun suda erimesi gibi, erir de erir. Eğer bırakacak olsa, (kendi kendine) helak oluncaya kadar eriyecekti. Ancak Allah onu kudret eliyle öldürür; öyle ki onlara, harbesindeki kanını gösterir." HadisNo : 5018 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) (bir gün): "Bir tarafı karada bir tarafı da denizde olan bir şehir işittiniz mi?" diye sordular. Oradakiler: "Evet!" deyince, şöyle buyurdular: "İshakoğullarından yetmiş bin kişi bu şehre sefer tertiplemedikçe kıyamet kopmaz. Askerler şehre gelince konaklarlar. Ancak silahla savaşmazlar, tek bir ok dahi atmazlar. "Lailahe illallahu vallahu ekber!" derler. Bunun üzerine şehrin kara tarafı düşer. Sonra askerleri ikinci kere, "Lailahe illallahu vallahu ekber" derler, şehrin diğer tarafı da düşer. Sonra tekrar "Lailahe illallahu vallahu ekber!" derler. Bu sefer onlara (kapılar) açılır. Oradan şehre girerler ve şehrin ganimetini toplarlar. Ganimetleri aralarında taksim ederlerken, yanlarına bir münadi gelip: "Deccal çıktı!" diye bağırır. Askerler her şeyi bırakıp geri dönerler." HadisNo : 5019 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Yahudilerle savaşacak ve onları öldüreceksiniz. Öyle ki taş dahi: "Ey Müslüman, işte Yahudi, arkamda (saklandı), gel, öldür onu!" diyecek." HadisNo : 5020 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Müslümanlardan iki grup aralarında savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlar aralarında büyük bir savaş yaparlar, fakat davaları birdir." HadisNo : 5021 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Huzeyfe Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde olan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun! İmamınızı öldürmedikçe, kılıçlarınızı birbirinize kullanmadıkça, dünyanıza şerirleriniz varis olmadıkça kıyamet kopmaz." HadisNo : 5022 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav): "Herc atmadıkça kıyamet kopmaz!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler): "Herc nedir ey Allah`ın Resulü?" diye sordular. "Öldürmek! Öldürmek!" buyurdular. HadisNo : 5023 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyamet Öncesi Fitneler Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet kopmazdan önce gece karanlığın parçaları gibi fitneler olacak. (O vakit) kişi mümin olarak sabaha erer de kafir olarak akşama kavuşur. Mü`min olarak akşama erer, kafir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimseler azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar." HadisNo : 5024 [next]
Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr (7 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav): "Surun sahibi (İsrafil aleyhisselam), sur denen borusunu ağzına dayamış, yüzünü çevirmiş, kulağını dikmiş, üfleme emrini beklerken ben nasıl tereffühle (dünya nimetlerinden) istifade edebilirim?" buyurmuşlardı. Bu, sanki ashabına çok ağır gelmişti: "Peki biz ne yapalım -veya ne diyelim- ey Allah`ın Resulü?" diye sordular. Onlara: "Hasbünallah ve ni`mel-vekil (Allah bize yeter, o ne güzel vekildir!), Allah`a tevekkül ettik, -belki de "tevekkülümüz Allah`adır!" demişti- deyiniz!" diye emir buyurdular. HadisNo : 5050 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : İbnu Amr İbni`l-As Hadis : Resulullah (sav)`a sur`dan sorulmuştu: "Bu, içine üflenen bir boynuzdur!" diye cevap verdi. HadisNo : 5051 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav): "İki sur arasmda kırk vardır!" buyurmuştur. Bunun üzerine oradakiler: "Ey Ebu Hureyre! Kırk gün mü?" diye sordular. Fakat o: "Birşey diyemem!" cevabını verdi. Tekrar: "Kırk ay mı?" dediler. O yine: "Bir şey diyemem!" cevabını verdi. "Kırk yıl mı?" dediler. O yine: "Bir şey diyemem!" cevabını verdi ve (Resulullah`ın hadisine devam etti.) "Sonra Allah semadan su indirecek ve insanlar yerden sebze biter gibi bitecekler, insanda bir kemik hariç hepsi çürür. Bu çürümeyen, acbu`z-zeneb denen kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet günü yeniden yaratılış bundan terkib edilecektir." HadisNo : 5052 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : Ka`b İbnu Malik Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mü`minin ruhu, cennet ağacında beslenen bir kuş olur. Yeniden dirilme gününde Allah onu cesedine döndürünceye kadar orada beslenir." HadisNo : 5053 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : Ebu Rezin el-Ukayli Hadis : "Ey Allah`ın Resulü" dedim, "Allah, mahlukatı nasıl iade eder, (yeniden diriltir)? Bunun dünyadaki örneği nedir?" "Sen dedi, hiç kavminin üzerinde yaşadığı vadiden kurak mevsimde geçmedin mi? Sonra bir kere de her tarafın yemyeşil üğründüğü münbit mevsimde uğramadın mı?" Ben "Elbette!" deyince: "İşte bu, (yeniden) yaratmasına Allah`ın delilidir. Allah, ölüleri de böyle diriltecektir!" buyurdular. [Rezin tahric etmiştir. Bu hadis Ahmed İbnu Hanbel`in Müsned`inde biraz farklı lafızlarla rivayet edilmiştir (4, 11).] HadisNo : 5054 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : İbnu Abbas Hadis : "O boru öttürülünce" (Müddessir 8) ayeti ile ilgili olarak dedi ki: "Bu, surdur. Surede geçen racife, birinci nefha (üfleme), radife de ikinci nefhadır." HadisNo : 5055 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Ahvali - Sur`a Üflenmesi Ve Neşr Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) (bir gün bize) Sahib-i Sur`u (İsrafil`i) zikretti ve dedi ki: "Sağında Cibril, solunda da Mikail aleyhimusselam var." [Rezin tahric etmiştir.] HadisNo : 5056 [next]
Kıyametin Muhtelif Alametleri (16 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Ebu Said Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Ruhumu kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun ki, vahşi hayvanlar insanlarla konuşmadıkça, kişiye kamçısının ucundaki meşin, ayakkabısının bağı konuşmadıkça, kendisinden sonra ehlinin ne yaptığını dizi haber vermedikçe kıyamet kopmaz." HadisNo : 5034 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Devs kabilesinin kadınlarının kıçları, Zü`l-halasa putunun etrafında titremedikçe kıyamet kopmaz. Zü`l-halasa, Devsiilerin cahiliye devrinde tapındıkları [Tebale`deki] puttur." HadisNo : 5035 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Huzeyfe Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanların dünyaca en bahtiyarını adi oğlu adiler teşkil etmedikçe kıyamet kopmaz." HadisNo : 5036 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet Allah Allah diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktır." HadisNo : 5037 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav), yanındaki cemaate konuşurken, bir adam gelerek: "(Ey Allah`ın Resulü!) Kıyamet ne zaman kopacak?" dedi. Aleyhissalatu vesselam konuşmasına devam etti, sözlerini bitirdiği vakit: "Sual sahibi nerede?" buyurdular: Adam: "İşte buradayım ey Allah`ın Resulü!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Emanet zayi edildiği vakit kıyameti bekleyin!" buyurdular. Adam: "Emanet nasıl zayi edilir?" diye sordu. Efendimiz: "İş, ehil olmayana tevdi edildi mi kıyameti bekleyin." buyurdular. HadisNo : 5038 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Hadis : Sahiheyn`de gelen bir diğer rivayette: "Kahtan`dan, insanları değneğiyle idare eden bir adam çıkmadıkça kıyamet kopmaz" buyrulmuştur. HadisNo : 5039 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Fırat nehri altın bir dağ üzerinden açılmadıkça kıyamet kopmaz. Onun üzerine insanlar savaşırlar. Yüz kişiden doksan dokuzu öldürülür. Onlardan her biri: "Herhalde savaşı ben kazanacağım" der." HadisNo : 5040 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Zaman yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çıra tutuşması gibi (kısa) olur." HadisNo : 5041 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ipekten daha yumuşak bir rüzgarı Yemen`den gönderir. Bu rüzgar, kalbinde zerre mikter iman bulunan hiç kimseyi hariç tutmadan hepsinin ruhunu kabzeder." HadisNo : 5042 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : İbnu Mes`ud Hadis : Resulullah (sav): "Kıyamet sadece şerir insanların üzerine kopacaktır!" buyurdular. HadisNo : 5043 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : İbnu Zuğb el-Eyadi Hadis : Abdullah İbnu Havale el-Ezdi (ra)`nin yanına indim. Bana: "Resulullah (sav) bizi, ganimet alalım diye yaya olarak gönderdi. Biz de döndük ve hiçbir ganimet elde edemedik. Yorgunluğumuzu yüzlerimizden anlayıp aramızda doğrularak: "Ey Allah`ım, onları bana tevkil etme; ben onları üzerime almaktan acizim! Onları kendilerine de tevkil etme, bu işten kendileri de acizdirler. Onları diğer insanlara da tevkil etme kendilerini onlara tercih ederler!" buyurdular. Sonra elini başımın üstüne koydu ve: "Ey İbnu Havale! Hilafetin (Medine`den) Arz-ı Mukaddese`ye (Suriye`ye) indiğini görürsen, bil ki artık zelzeleler, kederler, büyük hadiseler yakındır. O gün kıyamet, insanlara, şu elimin, başına olan yakınlığından daha yakındır" buyurdu. HadisNo : 5044 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Enes Hadis : İstanbul`un fethi kıyamet anında olacaktır. HadisNo : 5045 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Ali Hadis : Resulullah (sav) (bir gün): "Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vacib olur" buyurmuşlardı. (Yanındakiler): "Ey Allah`ın Resulü! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalatu vesselam saydı: 1- Ganimet (yani milli servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir meta haline gelirse. 2- Emanet (edilen şeyleri emanet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman. 3- Zekat (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telakki ettikleri zaman. 4- Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği; 5- Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı; 6- Mescidlerde (rıza-yı ilahi gözetmeyen husumet, alış-veriş, eğlence ve siyasata vs. müteallik) sesler yükseldiği zaman. 7- Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu; 8- (Devlet otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet ettiği; 9- İpek (haram bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği; 10- (San`at, bale, konser gibi çeşitli adlar altında; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi çeşitli vasıtalarla yaygın şekilde) şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği; 11- Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarı, [(zelzeleyi), yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) veya gökten taş yağmasını, (hazfı)] bekleyin." HadisNo : 5046 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : İbnu Amr İbnu`l-As Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Çıkış itibariyle, kıyamet alametlerinin ilki güneşin battığı yerden doğması, kuşluk vakti insanlara dabbetu`l-arzın çıkmasıdır. Bunlardan hangisi önce çıkarsa, diğeri de onun hemen peşindedir." HadisNo : 5047 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Muaz İbnu Cebel Hadis : Resulullah (sav) (birgün): "Beytu`l Makdis`in imarı Yesrib`in harabıdır. Yesrib`in harabı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame İstanbul`un fethidir, İstanbul`un fethi Deccal`in çıkmasıdır!" buyurdular. Sonra elini (Resulullah), konuşmakta olduğu kimsenin (yani Hz. Muaz`ın) dizine vurdular ve: "Bu söylediğim kesinlikle hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi" buyurdular." Hz. Muaz burada kendisini kasdetmektedir. [Yani Aleyhissalatu vesselam`ın konuştuğu ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (ra)`dir.]" HadisNo : 5048 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametin Muhtelif Alametleri Ravi : Abdullah İbnu Büsr Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Melhame ile Medine`nin fethi arasında altı yıl vardır. Yedinci yılda da Mesih Deccal çıkar." HadisNo : 5049 [next]
Kıyametten Önce Bir Ateşin Çıkması (2 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametten Önce Bir Ateşin Çıkması Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Hicaz bölgesinden bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bu ateş Busra`daki develerin boyunlarını aydınlatacaktır." HadisNo : 5027 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Kıyametten Önce Bir Ateşin Çıkması Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav): "Kıyametten önce, Hadramevt`ten -veya Hadramevt denizinden- bir ateş çıkacak, insanları toplayacak" buyurmuşlardı. (Orada bulunanlar): "Ey Allah`ın Resulü (o güne ulaşırsak) ne yapmamızı emredersiniz?" diye sordular. "Size Şam(`ı yani Suriye`ye gitmenizi) tavsiye ederim" buyurdular. HadisNo : 5028 [next]
Muasırların Ömrü (2 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Muasırların Ömrü Ravi : Cabir Hadis : Ebu`z-Zübeyr, Hz. Cabir (ra)`den naklediyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bugün doğmuş (canlı olan) hiçbir nefis yoktur ki, yüz sene sonra ölmemiş olsun." (Ravi der ki): "Bununla ömrün kısalması kastedilmiştir." HadisNo : 5029 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Muasırların Ömrü Ravi : Enes Hadis : Bir adam Resulullah (sav)`a: "Kıyamet ne zaman kopacak?" diye sormuştu. Aleyhissalatu vesselam bir müddet sükuttan sonra yanında duran Ezd-i Şenue kabilesine mensup bir çocuğa bakıp: "Bu delikanlı pir-i fani olmadan önce kıyametiniz kopacaktır!" buyurdular. Hz. Enes (ra) der ki: "Çocuk o gün benim akranım idi." HadisNo : 5030 [next]
Resulullah (sav)`dan Sonra Kıyamet Yakındır (2 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Resulullah (sav)`dan Sonra Kıyamet Yakındır Ravi : Sehl İbnu Sa`d Hadis : Resulullah (sav): "Ben kıyamet şöyle yakın olduğu halde gönderildim!" buyurdular ve şehadet parmağıyla orta parmağını yanyana gösterdiler. HadisNo : 5025 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Resulullah (sav)`dan Sonra Kıyamet Yakındır Ravi : Müstevrid İbnu Seddad el-Fihri Hadis : Resulullah (sav): "Ben kıyametin kopacağı aynı saatte gönderildim. Ancak, şunun şunu geçmesi gibi ben kıyamet saatini geçip biraz evvel geldim!" buyurdular ve orta parmağı ile şehadet parmağını gösterdiler. HadisNo : 5026 [next]
Rü`yetullah - Allah`ın Görülmesi (4 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Rü`yetullah - Allah`ın Görülmesi Ravi : Cerir İbnu Abdillah Hadis : Resulullah (sav) bir dolunay gecesi, aya baktı ve: "Siz şu ayı gördüğünüz gibi, Rabbinizi de böyle perdesiz göreceksiniz ve O`nu görmede bir sıkışıklığa düşmeyeceksiniz (herkes rahatça görecek). Artık, güneşin doğma ve batmasından önce hiç bir namaz hususunda size galebe çalınmamasına gücünüz yeterse bunu yapın (namazları vaktinde kılın, vaktini geçirmeyin)." Cerir der ki: "Resulullah, sonra şu ayeti okudu: "Rabbini güneşin doğmasından ve batmasından önce hamd ile teşbih et!"(Ta-ha 130). HadisNo : 5157 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Rü`yetullah - Allah`ın Görülmesi Ravi : Süheyb Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennetlikler cennete girince Allah Teala hazretleri: "Bir şey daha istiyorsanız söyleyin, onu da ilaveten vereyim!" buyurur. Cennetlikler: "Sen bizim yüzlerimizi ak etmedin mi? Sen bizi cennete koymadın mı? Sen bizi cehennemden kurtarmadın mı (daha ne isteyeceğiz?)" derler. Derken perde açılır. Onlara, yüce Rablerine bakmaktan daha sevimli bir şey verilmemiştir." Süheyb der ki: "Resulullah bu sözlerinden sonra şu ayeti tilavet buyurdular. (Mealen): "İyi iş, güzel amel yapanlara, daha güzel iyilik bir de ziyade vardır" (Yunus 26). HadisNo : 5158 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Rü`yetullah - Allah`ın Görülmesi Ravi : Ebu Zerr Hadis : Resulullah (sav)`a: "Sen Rab Teala`nı hiç gördün mü?" diye sordum. "Nurdur, ben O`nu nasıl görürüm" buyurdular. HadisNo : 5159 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Rü`yetullah - Allah`ın Görülmesi Ravi : Mesruk Hadis : Hz. Aişe (ra)`ye dedim ki: "Ey anneciğim! Muhammed (sav) Rabbini gördü mü?" Bu soru üzerine: "Söylediğin sözden tüylerim ürperdi. Senin üç hatalı sözden haberin yok mu? Kim onları sana söylerse yalan söylemiş olur. Şöyle ki: Kim sana: "Muhammed Rabbini gördü" derse yalan söylemiş olur. (Hz. Aişe bu noktada, sözüne delil olarak) şu ayeti okudu. (Mealen): "Onu gözler idrak edemez, O ise gözleri idrak eder" (En`am 103). Devamla dedi ki: "Kim sana derse ki Muhammed yarın olacak şeyi bilir, yalan söylemiştir. Zira ayet-i kerimede (mealen): "Hiçbir nefis yarın ne kesbedeceğini bilemez" (Lokman 34) buyrulmuştur. Kim sana Muhammed`in vahiyden bir şey gizlediğini söylerse o da yalan söylemiştir. Çünkü ayet-i kerimede (mealen): "Ey Peygamber! Sana Rabbinden her indirileni tebliğ et. Şayet bunu yapmazsan Allah`ın risaletini tebliğ etmiş olmazsın" (Maide 67) buyrulmuştur. Lakin Resulullah (sav) Cibril`i (suret-i asliyesinde) iki sefer görmüştür." HadisNo : 5160 [next]
Yalancıların Zuhuru (1 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Yalancıların Zuhuru Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Otuz kadar yalancı deccaller çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlardan her biri Allah`ın elçisi olduğunu zanneder." HadisNo : 5031 [next]
İbnu Sayyad Hakkında (3 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : İbnu Sayyad Hakkında Ravi : Muhammed İbnu`l-Münkedir Hadis : Cabir İbnu Abdillah (ra), İbnu Sayyad`ın Deccal olduğu hususunda yemin ederdi. Ben: "Sen Allah`a yemin de ediyorsun ha!" dedim. Bana şu cevabı verdi: "(Nasıl etmeyeyim?) Ömer İbnul-Hattab (ra)`ın, Resulullah (sav)`ın yanında İbnu Sayyad`ın Deccal olduğu hususunda yemin ettiğini işittim. Buna rağmen Aleyhissalatu vesselam kendisini reddetmemişti." HadisNo : 5014 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : İbnu Sayyad Hakkında Ravi : İbnu Ömer Hadis : Ömer İnu`l-Hattab (ra), Ashab`tan bir grup içerisinde Resulullah (sav)`la birlikte İbnu Sayyad`a doğru gittiler, Onu, Beni Megale şatosunun yanında çocuklarla oynar buldular. O sıralarda buluğa yaklaşmış durumdaydı. İbnu Sayyad, Aleyhissalatu vesselam, eliyle sırtına vuruncaya kadar (onların geldiğini) hissetmedi. Aleyhissalatu vesselam, omuzuna vurup: "Benim Allah`ın resulü olduğuma şehadet ediyor musun?" diye sordu. İbnu Sayyad ona bakıp: "Şehadet ederim ki, sen ümmilerin peygamberisin!" dedi. İbnu Sayyad da Resulullah`a: "Sen, benim Allah`ın resulü olduğuma şehadet eder misin?" dedi. Aleyhissalatu vesselam onu reddetti ve: "Ben Allah`a ve O`nun resullerine iman ettim!" buyurdu ve sonra sordu: "Pekiyi, ne görüyorsun?" "Bana bir doğru sözlü (sadık), bir de yalancı (kazib) gelmektedir" diye cevap verdi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Sana bu iş karıştırıldı! (Sidkı kizb; kizbi sidk ile karıştırıyorsun)" buyurdular. Sonra da Aleyhissalatu vesselam ona: "Ben senin için (içimde) bir şey sakladım (bil bakalım!)" dedi. İbnu Sayyad: "O dumandır" diye cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam: "Sus! Sen kendi kadrini hiçbir vakit aşamayacaksın!" buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra): "Ey Allah`ın Resulü! Bana müsaade büyürün şunun boynunu vurayım!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da: "Eğer (Deccal) bu ise, sen ona musallat edilecek değilsin, eğer bu Deccal değilse onu öldürmekte sana bir hayır yok!" buyurdular. [Tirmizi, "Ben senin için (içimde) bir şey sakladım (bil bakalım!)" sözünden sonra şu ibareyi ilave etti: "Onun için (içinde) "O halde semanın ap aşikar bir duman getireceği günü gözetle (Habibim)" (Duhan 10) ayetini gizlemişti."] HadisNo : 5015 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : İbnu Sayyad Hakkında Ravi : Cabir Hadis : İbnu Sayyad, Harre Savaşı sırasında kaybedildi. HadisNo : 5016 [next]
Şefaat Hakkında (8 Hadis)
Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Her peygamberin müstecab (Allah`ın kabul edeceği) bir duası vardır. Her peygamber o duayı yapmada acele etti. Ben ise bu duamı kıyamet gününde, ümmetime şefaat olarak kullanmak üzere sakladım (kullanmayı ahirete bıraktım). Ona inşaallah, ümmetimin şirk koşmadan ölenleri nail olacaktır." HadisNo : 5089 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Cabir Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir." [Tirmizi, şu ziyadeyi kaydeder: "Hz. Cabir (ra) dedi ki: "Kebair (büyük günah) ehli olmayanın şefaate ne ihtiyacı var!"] HadisNo : 5090 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet gününde, insanlar birbirlerine girecekler. Hz. Adem aleyhisselam`a gelip: "Evlatlarına şefaat et!" diye talepte bulunacaklar. O ise: "Benim şefaat yetkim yok. Siz İbrahim aleyhisselam`a gidin! Çünkü o Halilullah`tır" diyecek. İnsanlar Hz. İbrahim`e gidecekler. Ancak o da: "Ben yetkili değilim! Ancak Hz. İsa`ya gidin. Çünkü o Ruhullah`tır ve O`nun kelamıdır!" diyecek. Bunun üzerine O`na gidecekler. O da: "Ben buna yetkili değilim. Lakin Muhammed (sav)`e gidin!" diyecek. Böylece bana gelecekler. Ben onlara: "Ben şefaate yetkiliyim!" diyeceğim. Gidip Rabbimin huzuruna çıkmak için izin talep edeceğim. Bana izin verilecek. Önünde durup, Allah`ın ilham edeceği ve şu anda muktedir olamayacağım hamdlerle Allah`a medh u senada bulunacak, sonra da Rabbime secdeye kapanacağım. Rabb Teala: "Ey Muhammed! Başını kaldır! Dilediğini söyle, söylediğine kulak verilecek. Ne arzu ediyorsan iste, talebin yerine gelecektir! Şefaatte bulun, şefaatin kabul edilecektir!" buyuracak. Ben de: "Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetimi istiyorum!" diyeceğim. Rab Teala: "(Çabuk onların yanına) git! Kimlerin kalbinde buğday veya arpa denesi kadar iman varsa onları ateşten çıkar!" diyecek. Ben de gidip bunu yapacağım! Sonra Rabbime dönüp, önceki hamd u senalarla hamd ve senalarda bulunacağım, secdeye kapanacağım. Bana, öncekinin aynısı söylenecek. Ben de: "Ey Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine: "Var, kimlerin kalbinde hardal danesi kadar iman varsa onları da ateşten çıkar!" denilecek. Ben derhal gidip bunu da yapacak ve Rabbimin yanına döneceğim. Önceki yaptığım gibi yapacağım. Bana, evvelki gibi: "Başını kaldır!" denilecek. Ben de kaldırıp: "Ey Rabbim! Ümmetim! Ümmetim!" diyeceğim. Bana yine: "Var, kalbinde hardal danesinden daha az miktarda imanı olanları da ateşten çıkar!" denilecek. Ben gidip bunu da yapacağım. Sonra dördüncü sefer Rabbime dönecek, o hamdlerle hamd u senada bulunacağım, sonra secdeye kapanacağım. Bana: "Ey Muhammedi Başını kaldır ve (dilediğini) söyle, sana kulak verilecektir! Dile, talebin verilecektir! Şefaat et, şefaatin kabul edilecektir!" denilecek. Ben de: "Ey Rabbim! Bana Lailahe illallah diyenlere şefaat etmem için izin ver!" diyeceğim. Rabb Teala: "Bu hususta yetkin yok! -veya: Bu hususta sana izin yok!- Lakin izzetim, celalim, kibriyam ve azametim hakkı için lailahe illallah diyenleri de ateşten çıkaracağım!" buyuracak." HadisNo : 5091 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Biz bir davette Resulullah ile beraberdik. Ona sofrada hayvanın ön budu(ndan bir parça) ikram edildi. Bud hoşuna giderdi. Ondan bir parça ısırdı ve: "Ben kıyamet günü ademoğlunun efendisiyim! Acaba bunun neden olduğunu biliyor musunuz? (Açıklayayım): "Allah o gün, öncekileri ve sonrakileri tek bir düzlükle toplar. Bakan onlara bakar, çağıran onları işitir. Güneş onlara yaklaşır. Gam ve sıkıntı, insanların tahammül edemeyecekleri ve takat getiremeyecekleri dereceye ulaşır. Öyle ki insanlar: "içinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musunuz, sizlere şefaat edecek birini görmüyor musunuz?" demeye başlarlar. Birbirlerine: "Babanız Adem var!" derler ve ona gelerek: "Ey Adem! Sen insanların babasısın. Allah seni kendi eliyle yarattı, kendi ruhundan sana üfledi. [Bütün isimleri sana öğretti]. Meleklerine senin önünde secde ettirdi. Seni cennete yerleştirdi. [Allah katında itibarın, makamın var.] Rabbin nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın? Bizim şu halimizi, başımıza şu geleni görmüyor musun?" derler. Adem aleyhisselam da: "Bugün Rabbim çok öfkelidir, daha önce bu kadar öfkelenmedi. Bundan sonra da böylesine öfkelenmeyecek. (Esasen şefaate benim yüzüm yok, çünkü, cennette iken, Allah) beni o ağaca yaklaşmaktan men etmişti. Ben, bu yasağa asi oldum. [Ben cennette iken işlediğim günah sebebiyle cennetten çıkarıldım. Bugün günahlarım affedilirse bu bana yeter]. Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin. Nuh aleyhisselam`a gidin!" diyecek. İnsanlar Nuh aleyhisselam`a gelecekler: "Ey Nuh! sen yeryüzü ahalisine gönderilen resullerin ilkisin. Allah seni çok şükreden bir kul (abden şeküra) diye isimlendirdi. İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun? Başımıza gelenleri görmüyor musun? Rabbin nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın?" diyecekler. Nuh aleyhisselam da şöyle diyecek: "Bugün Rabbim çok öfkelidir. Daha önce hiç bu kadar öfkelenmedi, bundan sonra da böylesine öfkelenmeyecek! Benim bir dua hakkım vardı. Ben onu kavmimin aleyhine (beddua olarak) yaptım. Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin. İbrahim aleyhisselam`a gidin!" diyecek. İnsanlar İbrahim aleyhisselam`a gelecekler: "Ey İbrahim! Sen Allah`ın peygamberi ve arz ahalisi içinde yegane Halilisin. Bize Rabbin nezdinde şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun?" diyecekler. İbrahim aleyhisselam onlara: "Rabbim bugün çok öfkeli. Bundan önce bu kadar öfkelenmemişti, bundan sonra da bu kadar öfkelenmeyecek. (Şefaat etmeye kendimde yüz de bulamıyorum. Çünkü ben) üç kere yalan söyledim!" deyip, bu yalanlarını birer birer sayacak. Sonra sözlerine şöyle devam edecek: "Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Musa aleyhisselam`a gidin!" İnsanlar, Hz. Musa aleyhisselam`a gelecekler ve: "Ey Musa! Sen Allah`ın peygamberisin. Allah seni, risaletiyle ve hususi kelamıyla insanlardan üstün kıldı. Bize Allah nezdinde şefaatte bulun! İçinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?" diyecekler. Hz. Musa da: "Bugün Rabbim çok öfkelidir. Daha önce böylesine öfkelenmedi, bundan sonra da böylesine öfkelenmeyecek. (Esasen Rabbim nezdinde şefaate yüzüm de yok. Çünkü) ben, öldürülmesi ile emrolunmadığım bir cana kıydım. [...Bugün ben mağfirete mazhar olursam bu bana yeterlidir.] Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Hz. İsa aleyhisselam`a gidin!" diyecek. İnsanlar Hz. İsa`ya gelecekler ve: "Ey İsa, sen Allah`ın peygamberisin ve Meryem`e attığı bir kelamısın ve kendinden bir ruhsun. Üstelik sen beşikte iken insanlara konuşmuştun. Rabbin nezdinde bize şefaat et! İçinde bulunduğumuz şu hali görmüyor musun?" diyecekler! Hz. İsa aleyhisselam da: "Bugün Rabbim çok öfkeli. Daha önce bu kadar öfkelenmedi, bundan böyle de hiç bu kadar öfkelenmeyecek!" diyecek. -Hz. İsa şahsıyla ilgili bir günah zikretmeksizin- ( Bir başka rivayette): ["Beni, Allah`tan ayrı bir ilah edindiler. Bugün bana mağfiret edilirse bu bana yeter."] Nefsim! Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Muhammed aleyhissalatı vesselam`a gidin!" diyecek. İnsanlar Muhammed (sav)`e gelecekler, bir diğer rivayette: "Bana gelirler!" denmiştir- ve: "Ey Muhammed! Sen Allah`ın peygamberisin, bütün peygamberlerin sonuncususun. Allah senin geçmiş, gelecek bütün günahlarını mağfiret buyurdu. Bize Rabbin nezdinde şefaatte bulun. Şu içinde bulunduğumuz hali görmüyor musun?" diyecekler. Bunun üzerine ben Arş`ın altına gideceğim. Rabbim için secdeye kapanacağım. Derken Allah, benden önce hiç kimseye açmadığı medh u senaları benim için açacak [Ben onlarla Rabbime medh u senalarda bulunacağım]. Sonra: "Ey Muhammed başını kaldır ve iste! (İstediğin) sana verilecek! Şefaat talep et! Şefaatin yerine getirilecek!" denilecek. Ben de başımı kaldıracağım ve: "Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim! Ey Rabbim ümmetim!" diyeceğim. Bunun üzerine: "Ey Muhammed! Ümmetinden, üzerinde hesap olmayanları cennet kapılarından sağdaki kapıdan içeri al! Esasen onlar diğer kapılarda da insanlara ortaktırlar!" denilecek." Resulullah sonra şöyle buyurdular: "Nefsim kudret elinde olan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun. Cennet kapısının kanatlarından iki kanadının arasındaki mesafe Mekke ile Hacer arasındaki veya Mekke ile Busra arasındaki mesafe kadardır." Hz. İbrahim aleyhisselam`ın kıssasıyla ilgili bir rivayette şu ziyade var: [Hz. İbrahim, (insanlar, şefaat etmesi için kendine geldikleri zaman, Allah`a şefaat talebinde bulunmasına mani olan üç günahı olarak yıldızlar hakkında sarfettiği "İşte bu Rabbim" (En`am 76) sözünü, atalarının putları hakkında sarfettiği "Belki de bu (putları kırma) işini onların en büyüğü yapmıştır" (Enbiya 63) sözünü ve bir de: "Ben gerçekten hastayım" (Saffat 89) sözünü zikretti."] HadisNo : 5092 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Yezid İbnu Süheyb el-Fakir Hadis : Haricilerin görüşlerinden biri içime işlemişti, haccetmek, sonra da (propaganda yapmak üzere) insanların karşısına çıkmak arzusuya, kalabalık bir grup içerisinde yola çıktık. Medine`ye uğradık. Orada Cabir İbnu Abdillah (ra), insanlara hadis rivayet ediyordu. Bir ara cehennemlikleri zikretti. Ben: "Ey Resulullah`ın arkadaşı! Sen ne konuşuyorsun? Halbuki Allah Teala hazretleri: "(Ey Rabbim!) Ateşe kimi atarsan mutlaka onu rezil rüsvay edersin" (Al-i imran 192); "Ateşten her çıkmak isteyişlerinde oraya geri çevrilirler" (Secde 20) buyurmaktadır" dedim. Hz. Cabir: "Sen Kur`an`ı okuyor musun?" dedi. Ben de: "Evet!" dedim. "Öyleyse onun evvelini oku! Çünkü o, küffar hakkındadır!" dedi ve sonra ilave etti: "Sen, Allah`ın Muhammed (sav)`i dirilteceği makam-ı mahmudu işittin mi?" "Evet!" dedim. Dedi ki: "O, Muhammed (sav)`e mahsus mahmud makamdır. Allah Teala hazretleri o makamın hatırına, cehennemden çıkaracaklarını çıkarır!" (Hz. Cabir) sonra, sırat köprüsünün konuluşunu ve üzerinden insanların geçişini tavsif etti. Biz: "Bu ihtiyarın, Aleyhissalatu vesselam hakkında yalan söyleyeceğini mi zannedersiniz?" dedik ve Haricilikten rücu ettik. Hayır! Vallahi bizden bir kişiden başka, Haricilikte kalan olmadı. HadisNo : 5093 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kıyamet günü, cehennemliklerin, dünyada en müreffeh olanı getirilerek ateşe bir kere batırılacak. Sonra: "Ey ademoglu, denilecek. (Cehennemde) hiç nimet gördün mü? Sana hiç hayır uğradı mı ?" "Hayır! Ey Rabbim, vallahi hayır!" diyecek. Sonra cennetliklerden dünyada en fakir olan getirilecek. O da cennete bir sokulup, çıkarılacak ve kendisine: "Ey ademoglu (cennette) hiç fakirlik gördün mü, hiç sıkıntı çektin mi?" denilecek. Oda: "Hayır! Vallahi ya Rabbi! Başımdan hiç fakirlik geçmedi, hiçbir sıkıntı çekmedim" diyecek." HadisNo : 5094 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : Enes Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri azabı en hafif olan cehennemliğe: "Eğer dünya her şeyiyle senin olsaydı, şu azabdan kurtulmaya bedel, fidye olarak verir miydin?" diye soracak. Adam: "Evet!" diyecek. Rabb Teala bunun üzerine: "Sen daha Hz. Adem`in sulbünde iken ben senden bundan daha hafifini istemiş: "Bana hiçbir şeyi ortak kılma da seni ateşe sokmayayım, cennete koyayım" demiştim. Sen buna yanaşmadın, şirke girdin" buyuracak." HadisNo : 5095 Fasil : KIYAMET VE KIYAMETLE İLGİLİ MESELELER BÖLÜMÜ Konu : Şefaat Hakkında Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cennetlikler cennette, cehennemlikler de cehennemde oldukları zaman ölüm getirilir. Cennetle cehennemin arasına konup orada kesilir. Sonra bir münadi nida eder: "Ey ehl-i cennet! Artık ebediyet var, ölüm yok! Ey ehl-i nar! Artık ebediyet var, ölüm yok! Cennetliklerin süruru bununla daha da artar. Cehennemliklerin de hüznü artar." HadisNo : 5096

  • Kıssalar (2.Sayfada 12 Hadis)
[next]
Kıssalar (12 Hadis)
Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : İbnu Abbas Hadis : Hz. İbrahim beraberinde Hz. İsmail aleyhimasselam ve onu henüz emzirmekte olan annesi olduğu halde ilerledi. Kadının yanında bir de su tulumu vardı. Hz. İbrahim, kadını Beyt`in yanında Devha denen büyük bir ağacın dibine bıraktı. Burası Mescid`in yukarı tarafında ve zemzemin tam üstünde bir nokta idi. O gün Mekke`de kimse yaşamıyordu, orada hiç su da yoktu. İşte Hz. İbrahim anne ve çocuğunu buraya koydu, yanlarına, içerisinde hurma bulunan eski bir azık dağarcığı ile su bulunan bir tuluk bıraktı. Hz. İbrahim aleyhisselam bundan sonra (emr-i İlahi ile) arkasını dönüp (Şam`a gitmek üzere) oradan uzaklaştı. İsmail`in annesi, İbrahim`in peşine düştü (ve ona Keda`da yetişti). "Ey İbrahim, bizi burada, hiçbir insanın hiçbir yoldaşın bulunmadığı bir yerde bırakıp nereye gidiyorsun?" diye seslendi. Bu sözünü birkaç kere tekrarladı. Hz. İbrahim, (emir gereği) ona dönüp bakmadı bile. Anne, tekrar (üçüncü kere) seslendi. "Böyle yapmam sana Allah mı emretti?" dedi. Hz. İbrahim bunun üzerine "Evet!" buyurdu. Kadın: "Öyleyse (Rabbimiz hafizimizdir), bizi burada perişan etmez!" dedi, sonra geri döndü. Hz. İbrahim de yoluna devam etti. Kendisini göremeyecekleri Seniyye (tepesine) gelince Beyt`e yöneldi, ellerini kaldırdı ve şu duaları yaptı: "Ey Rabbimiz! Ailemden bir kısmını, senin hürmetli Beyt`inin yanında, ekinsiz bir vadide yerleştirdim -namazlarını Beyt`inin huzurunda dosdoğru kılsınlar diye-. Ey Rabbimiz! Sen de insanlarda mü`min olanların gönüllerini onlara meylettir ve onları meyvelerle rızıklandır ki, onlar da nimetlerinin kadrini bilip şükretsinler" (İbrahim 37). İsmail`in annesi, çocuğu emziriyor, yanlarındaki sudan içiyordu. Kaptaki su bitince susadı, (sütü de kesildi), çocuğu da susadı (İsmail bu esnada iki yaşında idi). Kadıncağız (susuzluktan) kıvranıp ızdırap çeken çocuğa bakıyordu. Onu bu halde seyretmenin acısına dayanamayarak oradan kalkıp, kendisine en yakın bulduğu Safa tepesine gitti. Üzerine çıktı, birilerini görebilir miyim diye (o gün derin olan) vadiye yönelip etrafa baktı, ama kimseyi göremedi. Safa`dan indi, vadiye ulaştı, entarisinin eteğini topladı. Ciddi bir işi olan bir insanın koşusuyla koşmaya başladı. Vadiyi geçti. Merve tepesine geldi, üzerine çıktı, oradan etrafa baktı, bir kimse görmeye çalıştı. Ama kimseyi göremedi. Bu gidip-gelişi yedi kere yaptı. İşte (hacc esnasında) iki tepe arasında hacıların koşması buradan gelir. Anne, (bu sefer) Merve`ye yaklaşınca bir ses işitti. Kendi kendine: "Sus" dedi ve sese kulağını verdi. O sesi yine işitti. Bunun üzerine: "(Ey ses sahibi!) Sen sesini işittirdin, bir yardımın varsa (gecikme)!" dedi. Derken zemzemin yanında bir melek (tecelli etti). Bu Cebrail`di. Cebrail kadına seslendi: "Sen kimsin?" Kadın: "Ben Hacer`im, İbrahim`in oğlunun annesi..." "İbrahim sizi kime tevkil etti?" "Allah Teala`ya." "Her ihtiyacınızı görecek Zat`a tevkil etmiş." Ayağının ökçesi -veya kanadıyla- yeri eşeliyordu. Nihayet su çıkmaya başladı. Kadın (boşa akmaması için) suyu eliyle havuzluyordu. Bir taraftan da sudan kabına doldurdu. Su ise, kadın aldıkça dipten kaynıyordu. İbnu Abbas (ra) dedi ki: "Allah İsmail`in annesine rahmetini bol kılsın, keşke zemzemi olduğu gibi akar bıraksaydı da avuçlamasaydı. Bu takdirde (zemzem, kuyu değil) akarsu olacaktı." "Kadın sudan içti, çocuğunu da emzirdi. Melek, kadına: "Zayi ve helak oluruz diye korkmayın! Zira, Allah Teala hazretleri`nin burada bir Beyt`i olacak ve bunu da şu çocuk ve babası bina edecek. Allah Teala hazretleri o işin sahiplerini zayi etmez!" dedi. Beyt yerden yüksekti, tıpkı bir tepe gibi. Gelen seller sağını solunu aşındırmıştı. Kadın bu şekilde yaşayıp giderken, oraya Cürhüm`den bir kafile uğradı. Oraya Keda yolundan gelmişlerdi. Mekke`nin aşağısına konakladılar. Derken orada bir kuşun gelip gittiğini gördüler. "Bu kuş su üzerine dönüyor olmalı, (burada su var). Halbuki biz bu vadide su olmadığını biliyoruz!" dediler. Durumu tahkik için, yine de bir veya iki atik adam gönderdiler. Onlar suyu görünce geri dönüp haber verdiler. Cürhümlüler oraya gelip, suyun başında İsmail`in annesini buldular. "Senin yanında konaklamamıza izin verir misin?" dediler. Kadın: "Evet! Ama suda hakkınız olmadığını bilin!" dedi. Onlar da: "Pekala!" dediler. Aleyhissalatu vesselam der ki: "Ünsiyet istediği bir zamanda bu teklif İsmail`in annesine uygun geldi. Onlar da oraya indiler. Sonra geride kalan adamlarına haber saldılar. Onlar da gelip burada konakladılar. Zamanla orada çoğaldılar. Çocuk da büyüdü. Onlardan Arapça`yı öğrendi. Büyüdüğü zaman onlar tarafından en çok sevilen, hoşlanılan bir genç oldu. Buluğa erince, kendilerinden bir kadınla evlendirdiler. Bu sırada İsmail`in annesi vefat etti. Derken Hz. İbrahim aleyhisselam, İsmail`in evlenmesinden sonra oraya gelip, bıraktığı (hanımını ve oğlunu) aradı. İsmail`i bulamadı. Hanımından İsmail`i sordu. Kadın: "Rızkımızı tedarik etmek üzere (avlanmaya) gitti" dedi. Hz. İbrahim, bu sefer geçimlerini, hallerini sordu. Kadın: "Halimiz fena, darlık ve sıkıntı içindeyiz!" diyerek şikayetvari konuştu. Hz. İbrahim: "Kocan gelince, ona benden selam et ve "kapısının eşiğini değiştirmesini" söyle!" dedi. İsmail geldiği zaman, sanki bir şey sezmiş gibiydi: "Eve herhangi bir kimse geldi mi?" diye sordu: Kadın: "Evet şu şu evsafta bir ihtiyar geldi. Senden sordu, ben de haberini verdim, yaşayışımızdan sordu, ben de sıkıntı ve darlık içinde olduğumuzu söyledim" dedi. İsmail: "Sana, bir tavsiyede bulundu mu ?" dedi. Kadın: "Evet! Sana söylememi emretti ve kapının eşiğini değiştirmeni söyledi!" dedi. İsmail: "Bu babamdı. Seninle ayrılmamı bana emretmiş. Haydi artık ailene git!" dedi ve hanımını boşadı. Cürhümlülerden bir başka kadınla evlendi. Hz. İbrahim onlardan yine uzun müddet ayrı kaldı. Bilahare bir kere daha görmeye geldi. Yine İsmail`i evde bulamadı. Hanımının yanına gelip, İsmail`i sordu. Kadın: "Maişetimizi kazanmaya gitti!" dedi. Hz. İbrahim: "Haliniz nasıldır?" dedi, geçimlerinden, durumlarından sordu. Kadın: "İyiyiz, hayır üzereyiz, bolluk içindeyiz" diye Allah`a hamd ve senada bulundu. "Ne yiyorsunuz?" diye sordu. Kadın: "Et yiyoruz!" dedi. "Ne içiyorsunuz?" diye sorunca da: "Su!" dedi. Hz. İbrahim: "Allahım, et ve suyu haklarında mübarek kıl!" diye dua ediverdi." Aleyhissalatu vesselam der ki: "O gün onların hububatı yoktu. Eğer olsaydı Hz. İbrahim, hububatları için de dua ediverirdi." İbnu Abbas der ki: "Bu iki şey (et ve su) Mekke`den başka hiçbir yerde Mekke`deki kadar sıhhata muvafık düşmez (karın sancısı yaparlar). Bu, Hz. İbrahim`in duasının bir bereketi ve neticesidir). (Resulullah (sav) Hz. ibrahim`den anlatmaya devam etti:) "İbrahim (İsmail`in hanımına) dedi ki: "Kocan geldiği zaman, benden ona selam söyle ve kapısının eşiğini sabit tutmasını emret! (Çünkü eşik, evin dirliğidir)." Hz. İsmail gelince (evde babasının kokusunu buldu ve) "Yanınıza bir uğrayan oldu mu?" diye sordu. Kadın: "Evet, bize yaşlı bir adam geldi, kılık kıyafeti düzgundü! " dedi ve (ihtiyar hakkında) bir kısım övgülerden sonra: "Sana bir tavsiyede bulundu mu?" diye sordu. Kadın: "Evet sana selam ediyor, kapının eşiğini sabit tutmanı emrediyor" dedi. Hz. İsmail: "Bu babamdı. Eşik de sensin, seni tutmamı, evliliğimizin devamını emrediyor! (Sen yanımda değerli idin kıymetin şimdi daha da arttı" der ve kadın İsmail`e on erkek evlad doğurur.) Sonra, Hz. İbrahim Allah`ın dilediği bir müddet onlardan ayrı kaldı. Derken bir müddet sonra yanlarına geldi. Bu sırada Hz. İsmail zemzemin yanında Devha ağacının altında kendisine ok yapıyordu. Babasını görünce ayağa kalkıp karşılamaya koştu. Baba-oğul karşılaşınca yaptıklarını yaptılar (kucaklaştılar, el, yüz, göz öpüldü). Sonra Hz. İbrahim: "Ey İsmail! Allah Teala hazretleri bana ciddi bir iş emretti" dedi. İsmail de: "Rabbinin emrettiği şeyi yap!" dedi. Hz. İbrahim: "Bu işte sen yardım edecek misin?" diye sordu. O da: "Evet sana yardım edeceğim!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. İbrahim: "Allah Teala hazretleri bana burada bir Beyt yapmamı emretti!" diyerek atrafına nazaran yüksekçe bir tepeyi gösterdi." (İbnu Abbas) dedi ki: "İsmail`le İbrahim işte orada Kabe`nin (daha önceki) temellerini yükselttiler. Hz. İsmail taş getiriyor, Hz. İbrahim de duvarları örüyordu. Bina yükselince, Hz. İsmail, babası için (bugün Makam olarak bilinen) şu taşı getirdi. Yükselen duvarı örerken, Hz. İbrahim (iskele olarak) onun üstüne çıkıyordu. İsmail de ona (aşağıdan) taş veriyordu. Bu esnada onlar: "Ey Rabbimiz (Bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen gören ve bilensin!" diyorlardı." İbnu Abbas der ki: "Hz. İsmail ve Hz. İbrahim binayı yaparken (zaman zaman) etrafında dolaşarak: "Ey Rabbimiz (bu hizmetimizi) bizden kabul buyur! Sen işiten ve bilensin!" (Bakara 127) diye dua ediyorlardı." HadisNo : 4992 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Süheyb Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden öncekiler arasında bir kral vardı. Onun bir de sihirbazı vardı. Sihirbaz yaşlanınca krala: "Ben artık yaşlandım. Bana bir oğlan çocuğu gönder ve sihir yapmayı öğreteyim!" dedi. Kral da öğretmesi için ona bir oğlan gönderdi. Oğlanın geçtiği yolda bir rahip yaşıyordu. (Bir gün giderken) rahibe uğrayıp onu dinledi, konuşması hoşuna gitti. Artık sihirbaza gittikçe, rahibe uğruyor, yanında (bir müddet) oturup onu dinliyordu. (Bir gün) delikanlıyı sihirbaz, yanına gelince dövdü. Oğlan da durumu rahibe şikayet etti. Rahip ona: "Eğer sihirbazdan (dövecek diye) korkarsan: "Ailem beni oyaladı!" de; ailenden korkacak olursan, "Beni sihirbaz oyaladı" de!" diye tenbihte bulundu. O bu halde (devam eder) iken, insanlara mani olmuş bulunan büyük bir canavara rastladı. (Kendi kendine): "Bugün bileceğim; sihirbaz mı efdal, rahip mi efdal!" diye mırıldandı. Bir taş aldı ve: "Allahım! Eğer rahibin işi, sana sihirbazın işinden daha sevimli ise, şu hayvanı öldur ve insanlar geçsinler!" deyip, taşı fırlattı ve hayvanı öldürdü. İnsanlar yollarına devam ettiler. Delikanlı rahibe gelip durumu anlattı. Rahib ona: "Evet! Bugün sen benden efdalsin (üstünsün)! Görüyorum ki, yüce bir mertebedesin. Sen imtihan geçireceksin, imtihana maruz kalınca sakın benden haber verme!" dedi. Oğlan anadan doğma körleri ve alaca hastalığına yakalananları tedavi eder, insanları başkaca hastalıklardan da kurtarırdı. Onu kralın gözleri kör olan arkadaşı işitti. Birçok hediyeler alarak yanına geldi ve: "Eğer beni tedavi edersen, şunların hepsi senindir" dedi. O da: "Ben kimseyi tedavi etmem, tedavi eden Allah`tır. Eğer Allah`a iman edersen, sana şifa vermesi için dua edeceğim. O da şifa verecek!" dedi. Adam derhal iman etti, Allah da ona şifa verdi. Adam bundan sonra kralın yanına geldi. Eskiden olduğu gibi yine yanına oturdu. Kral: "Gözünü sana kim iade etti?" diye sordu. "Rabbim!" dedi. Kral: "Senin benden başka bir rabbin mi var?" dedi. Adam: "Benim de senin de rabbimiz Allah`tır!" cevabını verdi. Kral onu yakalatıp işkence ettirdi. O kadar ki, (gözünü tedavi eden ve Allah`a iman etmesini sağlayan) oğlanın yerini de gösterdi. Oğlan da oraya getirildi. Kral ona: "Ey oğul! Senin sihrin körlerin gözünü açacak, alaca hastalığını tedavi edecek bir dereceye ulaşmış, neler neler yapıyormuşsun!" dedi. Oğlan: "Ben kimseyi tedavi etmiyorum, şifayı veren Allah`tır!" dedi. Kral onu da tevkif ettirip işkence etmeye başladı. O kadar ki, o da rahibin yerini haber verdi. Bunun üzerine rahip getirildi. Ona: "Dininden dön!" denildi. O bunda direndi. Hemen bir testere getirildi. Başının ortasına konuldu. Ortadan ikiye bölündü ve iki parçası yere düştü. Sonra oğlan getirildi. Ona da: "Dininden dön!" denildi. O da imtina etti. Kral onu da adamlarından bazılarına teslim etti. "Onu falan dağa götürün, tepesine kadar çıkarın. Zirveye ulaştığınız zaman (tekrar dininden dönmesini talep edin); dönerse ne ala, aksi takdirde dağdan aşağı atın!" dedi. Gittiler onu dağa çıkardılar. Oğlan: "Allahım, bunlara karşı, dilediğin şekilde bana kifayet et!" dedi. Bunun üzerine dağ onları salladı ve hepsi de düştüler. Oğlan yürüyerek kralın yanına geldi. Kral: "Arkadaşlarıma ne oldu?" dedi. "Allah, onlara karşı bana kifayet etti" cevabını verdi. Kral onu adamlarından bazılarına teslim etti ve: "Bunu bir gemiye götürün. Denizin ortasına kadar gidin. Dininden dönerse ne ala, değilse onu denize atın!" dedi. Söylendiği şekilde adamları onu götürdü. Oğlan orada: "Allahım, dilediğin şekilde bunlara karşı bana kifayet et!" diye dua etti. Derhal gemileri alabora olarak boğuldular. Çocuk yine yürüyerek hükümdara geldi. Kral: "Arkadaşlarıma ne oldu?" diye sordu. Oğlan: "Allah onlara karşı bana kifayet etti" dedi. Sonra krala: "Benim emrettiğimi yapmadıkça sen beni öldüremeyeceksin!" dedi. Kral: "O nedir?" diye sordu. Oğlan: "İnsanları geniş bir düzlükte toplarsın, beni bir kütüğe asarsın, sadağımdan bir ok alırsın. Sonra oku, yayın ortasına yerleştirir ve: "Oğlanın Rabbinin adıyla" dersin. Sonra oku bana atarsın, işte eğer bunu yaparsan beni öldürürsün!" dedi. Hükümdar, hemen halkı bir düzlükte topladı. Oğlanı bir kütüğe astı. Sadağından bir ok aldı. Oku yayının ortasına yerleştirdi. Sonra: "Oğlanın Rabbinin adıyla!" dedi ve oku fırlattı. Ok çocuğun şakağına isabet etti. Çocuk elini şakağına okun isabet ettiği yere koydu ve Allah`ın rahmetine kavuşup öldü. Halk: "Oğlanın Rabbine iman ettik!" dediler. Halk bu sözü üç kere tekrar etti. Sonra krala gelindi ve: "Ne emredersiniz? Vallahi korktuğunuz başınıza geldi. Halk oğlanın Rabbine iman etti!" denildi. Kral hemen yolların başlarına hendekler kazılmasını emretti. Derhal hendekler kazıldı. İçlerinde ateşler yakıldı. Kral: "Kim dininden dönmezse onu bunlara atın!" diye emir verdi. Yahut hükümdara "Sen at!" diye emir verildi. İstenen derhal yerine getirildi. Bir ara, beraberinde çocuğu olan bir kadın getirildi. Kadın oraya düşmekten çekinmişti, çocuğu: "Anneciğim sabret. Zira sen hak üzeresin!" dedi. HadisNo : 4993 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Üç kişi dışında hiç kimse beşikte iken konuşmamıştır. Bunlar: Hz. İsa İbnu Meryem aleyhima`s-selam, Cüreyc`in arkadaşı. Cüreyc, kendini ibadete vermiş abid bir kuldu. Bir manastıra çekilmiş orada ibadetle meşguldu. Derken bir gün annesi yanına geldi, o namaz kılıyordu. "Ey Cüreyc! [Yanıma gel, seninle konuşacağım! Ben annenim]" diye seslendi. Cüreyc: "Allahım! Annem ve namazım (hangisini tercih edeyim?)" diye düşündü). Namazına devama karar verdi. Annesi çağırmasını [her defasında üç kere olmak üzere] üç gün tekrarladı. (Cevap alamayınca) üçüncü çağırmanın sonunda: "Allahım, kötü kadınların yüzünü göstermedikçe canını alma!" diye bedduada bulundu. Benİ israil, aralarında Cüreyc ve onun ibadetini konuşuyorlardı. O diyarda güzelliğiyle herkesin dilinde olan zaniye bir kadın vardı. "Dilerseniz ben onu fitneye atarım" dedi. Gidip Cüreyc`e sataştı. Ancak Cüreyc ona iltifat etmedi. Kadın bir çobana gitti. Bu çoban Cüreyc`in manastırı(ın dibi)nde barınak bulmuş birisiydi. Kadın onunla zina yaptı ve hamile kaldı. Çocuğu doğurunca: "Bu çocuk Cüreyc`ten" dedi. Halk (öfkeyle) gelip Cüreyc`i manastırından çıkarıp manastırı yıktılar, [hakaretler ettiler], kendisini de dövmeye başladılar, (linç edeceklerdi). Cüreyc onlara: "Derdiniz ne?" diye sordu. "Şu fahişe ile zina yaptın ve senden bir çocuk doğurdu!" dediler. Cüreyc: "Çocuk nerede, (getirin bana?)"dedi. Halk çocuğu ona getirdi. Cüreyc: "Bırakın beni namazımı kılayım!" dedi. Bıraktılar ve namazını kıldı. Namazı bitince çocuğun yanına gitti, karnına dürttü ve: "Ey çocuk! Baban kim?" diye sordu. Çocuk: "Falanca çoban!" dedi. Bunun üzerine halk Cüreyc`e gelip onu öpüp okşadı ve: "Senin manastırını altından yapacağız!" dedi. Cüreyc ise: "Hayır! Eskiden olduğu gibi kerpiçten yapın!" dedi. Onlar da yaptılar. (Üçüncüsü): Bir zamanlar bir çocuk annesini emiyordu. Oradan şahlanmış bir at üzerinde kılık kıyafeti güzel bir adam geçti. Onu gören kadın: "Allah`ım şu oğlumu bunun gibi yap!" diye dua etti. Çocuk memeyi bırakarak adama doğru yönelip baktı ve: "Allahım beni bunun gibi yapma!" diye dua etti. Sonra tekrar memesine dönüp emmeye başladı." Ebu Hureyre der ki: "Ben Resulullah (sav)`ı, şehadet parmağını ağzına koyup emmeye başlayarak, çocuğun emişini taklid ederken görür gibiyim." (Resulullah anlatmaya devam etti): "(Sonra annenin yanından) bir kalabalık geçti. Ellerinde bir cariye vardı. Onu dövüyorlar ve: "(Seni zani seni!) Zina yaparsın, hırsızlık yaparsın ha!" diyorlardı. Cariye ise: "Allah bana yeter, o ne iyi vekildir!" diyordu. Çocuğun annesi: "Allahım çocuğumu bunun gibi yapma!" dedi. Çocuk yine emmeyi bıraktı, cariyeye baktı ve: "Allahım beni bunun gibi yap!" dedi. İşte burada anne,evlat karşılıklı konuşmaya başladılar: [Anne dedi ki: "Boğazı tıkanasıca! Kıyafeti güzel bir adam geçti. Ben: "Allahım, oğlumu bunun gibi yap" dedim. Sen: "Allahım! Beni bunun gibi yapma!" dedin. Yanımızdan cariyeyi döverek, zina ve hırsızlık yaptığını söyleyerek geçenler oldu. Ben: "Allahım, oğlumu bunun gibi yapma" dedim. Sen ise: "Allahım, beni bunun gibi yap!" dedin."] Oğlu şu cevabı verdi: "Güzel kıyafetli bir adam geçti. Sen: "Allahım, oğlumu bunun gibi yap!" dedin, ben ise: "Allahım beni bunun gibi yapma!" dedim. Yanınızdan bu cariyeyi geçirdiler. Onu hem dövüp hem de: "Zina ettin, hırsızlık ettin!" diyorlardı. Sen: "Allahım, oğlumu bunun gibi yapma! "dedin. Ben ise: "Allahım, beni bunun gibi yap!" dedim. (Sebebini açıklayayım): O atlı adam cebbar zalimin biriydi. Ben de: "Allahım beni böyle yapma!" dedim. "Zina ettin, hırsızlık yaptın!" dedikleri şu zavallı cariye ise ne zina yapmıştı, ne de çalmıştı! Ben de "Alahım beni bunun gibi yap!" dedim." [Metin Müslim`den alınmalıdır.] HadisNo : 4994 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlardan üç kişi yola çıktılar. (Akşam olunca) geceleme ihtiyacı onları bir mağaraya sığındırdı ve içine girdiler. Dağdan (kayan) bir taş yuvarlanıp, mağaranın ağzını üzerlerine kapadı. Aralarında: "Bizi bu kayadan, salih amellerinizi şefaatçi kılarak Allah`a yapacağınız dualar kurtarabilir!" dediler. Bunun üzerine birincisi şöyle dedi: "Benim yaşlı, ihtiyar iki ebeveynim vardı. Ben onları çok kollar, akşam olunca onlardan önce ne ailemden ne de hayvanlarımdan hiçbirine yedirip içirmezdim. Bir gün ağaç arama işi beni uzaklara attı. Eve döndüğümde ikisi de uyumuştu. Onlar için sütlerini sağdım. Hala uyumakta idiler. Onlardan önce aileme ve hayvanlarıma yiyecek vermeyi uygun bulmadım, onları uyandırmaya da kıyamadım. Geciktiğim için çocuklar ayaklarımın arasında kıvranıyorlardı. Ben ise süt kapları elimde, onların uyanmalarını bekliyordum. Derken şafak söktü: " Ey Allahım! Bunu senin rızan için yaptığımı biliyorsan, bizim yolumuzu kapayan şu taştan bizi kurtar!" Taş bir miktar açıldı. Ama çıkacakları kadar değildi. İkinci şahıs şöyle dedi: "Ey Allahım! Benim bir amca kızım vardı. Onu herkesten çok seviyordum. Ondan kam almak istedim. Ama bana yüz vermedi. Fakat gün geldi kıtlığa uğradı, bana başvurmak zorunda kaldı. Ona, kendisini bana teslim etmesi mukabilinde yüz yirmi dinar verdim; kabul etti. Arzuma nail olacağım sırada: "Allah`ın mührünü, gayr-ı meşru olarak bozman sana haramdır!" dedi. Ben de ona temasta bulunmaktan kaçındım ve insanlar arasında en çok sevdiğim kimse olduğu halde onu bıraktım, verdiğim altınları da terkettim. Ey Allahım, eğer bunları senin ma-yı şerifin için yapmışsam, bizi bu sıkıntıdan kurtar." Kaya biraz daha açıldı. Ancak onlar çıkabilecek kadar açılmadı. Üçüncü şahıs dedi ki: "Ey Allahım, ben işçiler çalıştırıyordum. Ücretlerini de derhal veriyordum. Ancak bir tanesi [bir farak pirinçten ibaret olan] ücretini almadan gitti. Ben de onun parasını onun adına işletip kar ettirdim. Öyle ki çok malı oldu. Derken (yıllar sonra) çıkageldi ve: "Ey Abdullah! Bana olan borcunu öde!" dedi. Ben de: "Bütün şu gördüğün sığır, davar, deve, köleler senindir. Git bunları al götür!" dedim. Adam: "Ey Abdullah, benimle alay etme!" dedi. Ben tekrar: "Ben kesinlikle seninle alay etmiyorum. Git hepsini al götür!" diye tekrar ettim. Adam hepsini aldı götürdü. "Ey Allahım, eğer bunu senin rızan için yaptıysam, bize şu halden kurtuluş nasip et!" dedi. Kaya açıldı, çıkıp yollarına devam ettiler." HadisNo : 4995 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : İbnu Ömer Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizden önce yaşayanlar arasında Kifl adında biri vardı. Bildiğinden hiç şaşmazdı. İhtiyaç içinde olduğunu bildiği bir kadına gelerek, altmış dinar verdi. Kadından kam almak üzere teşebbüse geçince kadın, titredi ve ağladı. "Niye ağlıyorsun?" diye sorunca, kadın: "Bu benim hiç yapmadığım (haram) bir amel. Bu günaha beni razı eden de fakrımdır!" dedi. Adam da: "Yani sen şimdi Allah korkusuyla mı ağlıyorsun? Öyleyse, Allah`tan korkmaya ben senden daha layıkım! Haydi git, verdiğim para da senin olsun. Vallahi ben bundan böyle Allah`a hiç asi olmayacağım!" dedi. Adam o gece öldü. Sabah, kapısında şu yazılı idi: "Allah Kifl`i mağfiret etti!" Halk bu duruma şaşırdı kaldı. Allah o devrin peygamberine Kifl`in durumunu vahyen bildirinceye kadar şaşkınlık devam etti." HadisNo : 4996 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Ebu Vail Hadis : Ebu Vail, Rebia kabilesinden el-Haris İbnu Yezid el-Bekri adında bir adamdan naklen anlatıyor: "Medine`ye gelmiştim, Resulullah (sav)`ın yanına gittim. Mescid, cemaatle dolu idi. Orada dalgalanan siyah bayraklar vardı. Hz. Bilal (ra) kılıcını kuşanmış, Resulullah ()`ın yanında duruyordu. Ben: "Bu insanların derdi ne, (ne oluyor)?" diye sordum. "Resulullah (sav) Amr İbnu`l-As`ı, Rebia`ya doğru göndermek istiyor, (onun hazırlığı var)!" dediler. Ben: "Ad elçisi gibi olmaktan Allah`a sığınırım" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Ad elçisi de nedir?" buyurdular. Ben: "Bunu çok iyi bilen kimseye düştünüz. Ad (kavmi) kıtlığa uğrayınca Kayl`ı kendileri için su aramaya gönderdi. Kayl da, Bekr İbnu Muaviye`ye uğradı. O, buna şarap içirdi ve Mekke`de o sıralarda seslerinin ve tegannisinin güzelliğiyle meşhur Cerade isminde iki cariye de şarkılar söyledi. [Bu suretle bir ay kadar kaldıktan sonra], Mühre (İbnu Haydan kabilesinin) dağına müteveccihen oradan ayrıldı. Dedi ki: "Ey Allahım! Ben sana ne tedavi edeceğim bir hasta, ne de fidyesini ödeyeceğim bir esir için gelmedim. Sen kulunu, sulayıcı olduğun müddetçe sula. Onunla birlikte Bekr İbnu Muaviye`yi de sula. -Böylece kendisine içirdiği şarap için ona teşekür eder." Bunun üzerine onun için üç parça bulut yükseltildi. Biri kızıl, biri beyaz, biri de siyah. Ona: "Bunlardan birini seç!" denildi. O, bunlardan siyah olanını seçti. Ona: "Ad kavminden tek kişiyi bırakmayıp helak edecek bu bulutu toz duman olarak al!" denildi." Bunu söyleyince (sav): "(Onlara) sadece şu -yüzük halkası- miktarında rüzgar gönderildi" buyurdular ve arkasından şu mealdeki ayet-i kerimeyi tilavet ettiler: "Ad (kavminin helak edilmesinde) de (ibret vardır). Hani onların üzerine o kısır rüzgarı göndermiştik. Öyle bir rüzgar ki, her uğradığı şeyi (yerinde) bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi savuruyordu" (Zariyat 41-42). HadisNo : 4997 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Beni İsrail`den üç kişi vardı: Biri alatenli, biri kel, biri de ama. Allah bunları imtihan etmek istedi. Bu maksadla onlara (insan suretinde) bir melek gönderdi. Melek önce alatenliye geldi. Ve: "En çok neyi seversin?" dedi. Adam: "Güzel bir renk, güzel bir cild, insanları benden tiksindiren halin gitmesini!" dedi. Melek onu meshetti. Derken çirkinliği gitti, güzel bir renk, güzel bir cild sahibi oldu. Melek ona tekrar sordu: "Hangi mala kavuşmayı seversin?" "Deveye!" dedi, adam. Anında ona on aylık hamile bir deve verildi. Melek: "Allah bunları sana mübarek kılsın!" deyip (kayboldu) ve kelin yanına geldi. "En ziyade istediğin şey nedir?" dedi. Adam: "Güzel bir saç ve halkı ikrah ettiren şu halin benden gitmesi" dedi. Melek, keli elleriyle meshetti, adamın keli gitti. Kendisine güzel bir saç verildi. Melek tekrar; "En çok hangi malı seversin?" diye sordu. Adam: "Sığırı!" dedi. Hemen kendisine hamile bir inek verildi. Melek: "Allah bu sığırı sana mübarek kılsın!" diye dua etti ve amanın yanına gitti. Ona da: "En çok neyi seversin?" diye sordu. Adam: "Allah`ın bana gözümü vermesini ve insanları görmeyi!" dedi. Melek onu meshetti ve Allah da gözlerini anında iade etti. Melek ona da: "En çok hangi malı seversin?" diye sordu. Adam: "Koyun!" dedi. Derhal doğurgan bir koyun verildi. "Derken sığır ve deve yavruladılar, koyun da kuzuladı. Çok geçmeden birinin bir vadi doluşu develeri, diğerinin bir vadi doluşu sığırları, öbürünün de bir vadi dolusu koyunları oldu. Sonra melek, alatenliye, onun eski hali ve heyetine bürünmüş olarak geldi ve: "Ben fakir bir kimseyim, yola devam imkanlarım kesildi. Şu anda Allah ve senden başka bana yardım edecek kimse yok! Sana şu güzel rengi, şu güzel cildi ve şu malı veren Allah aşkına bana bir deve vermeni talep ediyorum! Ta ki onunla yoluma devam edebileyim" dedi. Adam: "(Olmaz öyle şey, onda nicelerinin) hakları var!" dedi ve yardım talebini reddetti. Melek de: "Sanki seni tanıyor gibiyim! Sen alatenli, herkesin ikrah ettiği, fakir birisi değil miydin? Allah sana (sıhhat ve mal) verdi" dedi. Ama adam: "(Çok konuştun!) Ben bu malı büyüklerimden tevarüs ettim!" diyerek onu tersledi. Melek de: "Eğer yalancı isen Allah seni eski haline çevirsin!" dedi ve onu bırakarak kel`in yanına geldi. Buna da onun eski halinde kel birisi olarak göründü. Ona da öbürüne söylediklerini söyleyerek yardım talep etti. Bu da önceki gibi talebi reddetti. Melek buna da: "Eğer yalancıysan Allah seni eski haline çevirsin!" deyip, amaya uğradı. Buna da onun eski hali heyeti üzere (yani bir ama olarak) göründü. Buna da: "Ben fakir bir adamım, yolcuyum, yola devam etme imkanı kalmadı. Bugün, evvel Allah sonra senden başka bana yardım edecek yok! Sana gözünü iade eden Allah aşkına senden bir koyun istiyorum; ta ki yolculuğuma devam edebileyim!" dedi. Ama cevaben: "Ben de ama idim. Allah gözümü iade etti, fakirdim (mal verip) zengin etti. İstediğini al, istediğini bırak! Vallahi, bugün Allah adına her ne alırsan, sana zorluk çıkarmayacağım!" dedi. Melek de: "Malın hep senin olsun! Sizler imtihan olundunuz. Senden memnun kalındı ama diğer iki arkadaşına gadap edildi" dedi (ve gözden kayboldu)." HadisNo : 4998 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) Beni İsrail`den bin dinar borç para isteyen bir kimseden bahsetti. Beni İsrail`den borç talep ettiği kimse: "Bana şahidlerini getir, onların huzurunda vereyim, şahid olsunlar!" dedi. İsteyen ise: "Şahid olarak Allah yeter!" dedi. Öbürü: "Öyleyse bana kefil getir" dedi. Berikisi "Kefil olarak Allah yeter" dedi. Öbürü: "Doğru söyledin!" dedi ve belli bir vade ile parayı ona verdi. Adam deniz yolculuğuna çıktı ve ihtiyacını gördü. Sonra borcunu vadesi içinde ödemek maksadıyla geri dönmek üzere bir gemi aradı, ama bulamadı. Bunun üzerine bir odun parçası alıp içini oydu. Bin dinarı sahibine hitabeden bir mektupla birlikte oyuğa yerleştirdi. Sonra oyuğun ağzını kapayıp düzledi. Sonra da denize getirip: "Ey Allahım, biliyorsun ki, ben falandan bin dinar borç almıştım. Benden şahid istediğinde ben: "Şahid olarak Allah yeter!" demiştim. O da şahid olarak sana razı oldu. Benden kefil isteyince de: "Kefil olarak Allah yeter!" demiştim. O da kefil olarak sana razı olmuştu. Ben ise şimdi, bir gemi bulmak için gayret ettim, ama bulamadım. Şimdi onu sana emanet ediyorum!" dedi ve odun parçasını denize attı ve odun denize gömüldü. Sonra oradan ayrılıp, kendini memleketine götürecek bir gemi aramaya başladı. Borç veren kimse de, parasını getirecek gemiyi beklemeye başladı. Gemi yoktu ama, içinde parası bulunan odun parçasını buldu. Onu ailesine odun yapmak üzere aldı. (Testere ile) parçalayınca parayı ve mektubu buldu. Bir müddet sonra borç alan kimse geldi. Bin dinarla adama uğradı ve: "Malını getirmek için aralıksız gemi aradım. Ancak beni getirenden daha önce gelen bir gemi bulamadım" dedi. Alacaklı: "Sen bana bir şeyler göndermiş miydin?" diye sordu. Öbürü: "Ben sana, daha önce bir gemi bulamadığımı söyledim" dedi. Alacaklı: "Allah Teala hazretleri, senin odun parçası içerisinde gönderdiğin parayı sana bedel ödedi. Bin dinarına kavuşmuş olarak dön" dedi." HadisNo : 4999 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Selman Hadis : Hz. İsa ile Hz. Muhammed aleyhimessalatu vesselam arasındaki fetret altı yüz senedir. HadisNo : 5000 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : İbnu Abbas Hadis : İranlıların peygamberi vefat ettiği zaman, İblis, onlara Mecusilik dinini yazdı." [Bu rivayet, elde mütedavil Ebu Davud nüshalarında bulunmamıştır.] HadisNo : 5001 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Tübba` mel`un mudur bilemiyorum. Keza Uzeyr, peygamber midir onu da bilemiyorum." HadisNo : 5002 Fasil : KISSALAR BÖLÜMÜ Konu : Kıssalar Ravi : Ebu Hureyre Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Eğer Beni İsrail olmasaydı, et kokuşmazdı. Eğer Havva olmasaydı, kadınlar kocalarına hiçbir zaman ihanet etmezdi." HadisNo : 5003

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget