- Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları (2.Sayfada 5 Hadis)
- Müteferrik Mucizeler (3.Sayfada 4 Hadis)
- Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler (4.Sayfada 14 Hadis)
- Resulullah (sav)`a Sorulanlar (5.Sayfada 1 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Alametleri (6.Sayfada 6 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Çocukları (7.Sayfada 2 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı (8.Sayfada 6 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması (9.Sayfada 5 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması (10.Sayfada 2 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi (11.Sayfada 14 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları (12.Sayfada 5 Hadis)
- Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi (13.Sayfada 4 Hadis)
- Vahyin Başlangıcı (14.Sayfada 5 Hadis)
- Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi (15.Sayfada 7 Hadis)
- İsra Hakkında (16.Sayfada 4 Hadis)
[next]
Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları (5 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları
Ravi : Ali
Hadis : Resulullah (sav)`a Mekke`de idim. Beraberce bir tarafına gitmiştik. O`nun karşısına çıkan her ağaç, her dağ O`na selam veriyor ve: "Allah`ın selamı üzerine olsun ey Allah`ın Resulü!" diyordu.
HadisNo : 5586
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları
Ravi : Cabir İbnu Semüre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Mekke`de bir taş var, peygamberlik geldiği zaman günler boyu bana selam verdi, şu anda o taşı biliyorum."
HadisNo : 5587
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Bir bedevi gelerek Aleyhissalatu vesselam`a: Senin Allah elçisi olduğunu ne ile bileyim?" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Hurma ağacından şu salkımı çağırmamla. O benim Allah`ın elçisi olduğuma şehadet eder!" dedi ve onu çağırdı. Salkım, ağaçtan inmeye başladı. Resulullah (sav)`ın yanına düştü ve: "Selam senin üzerine olsun ey Allah`ın Resulü!" dedi. Sonra Aleyhissalatu vesselam ona; "Haydi yerine dön!" emrettiler. Salkım, yerine döndü ve eski yerine kaynadı. Bedevi (bu manzara karşısında) Müslüman oldu."
HadisNo : 5588
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları
Ravi : Ma`n İbnu Abdirrahman
Hadis : Babam merhumu dinledim. Diyordu ki: "Mesruk`a sordum: "Kur`an dinledikleri gece, cinleri(n geldiğini) Resulullah (sav)`a kim haber verdi?" Bana şu cevabı verdi: "Baban, yani İbnu Mes`ud bana bildirdi ki: "Onların yani cinlerin geldiğini bir ağaç haber verdi."
HadisNo : 5589
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Cansızların Resulullah (sav)`la Konuşmaları
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) bir hurma kütüğüne dayanarak hitapta bulun(ur)du. (Duyulan ihtiyaç üzerine) ona bir minber yaptılar, onun üzerinde hutbe vermeye başladı. Hurma kütüğü (Aleyhissalatu vesselam`ın kendisini terketmesi üzerine) bir deve inleyişi gibi inleyip ağlamaya başladı. Bunun üzerine Resulullah (sav) minberden inip kütüğü meshedip okşadı. Kütük inlemeyi bırakıp sükunet buldu.
HadisNo : 5590
[next]
Müteferrik Mucizeler (4 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Müteferrik Mucizeler
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Ay, Resulullah (sav) zamanında iki parçaya bölündü. Aleyhissalatu vesselam bunun üzerine; "Şahid olun!" buyurdu.
HadisNo : 5606
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Müteferrik Mucizeler
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Bir diğer rivayette "...Biz Mina`da Resulullah (sav) ile beraberken, ay iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın arkasında, bir parçası dağın önünde idi. Bize: "Şahid olun!" buyurdu."
HadisNo : 5607
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Müteferrik Mucizeler
Ravi : Aişe
Hadis : "Ey Allah`ın Resulü!" dedim. "Uhud`dan daha kötü bir gün yaşadın mı?" "Senin kavminden neler çektim neler. Onlardan en kötü hal Akabe günü başıma geldi. O zaman kendimi İbnu Abdiyalil İbni Abdi Külal`e arzetmiştim. Teklif ettiğim şeye müsbet cevap vermedi. Ben de üzgün vaziyette yüzümün doğrultusunda yürüdüm. Karnu`s-Sedlib nam mevkide kendime gelebildim ve başımı kaldırdım. Baktım ki, bir bulut bana gölge yapıyor. Bir de ne göreyim, bulutun içerisinde Cibril aleyhisselam! Bana bağırdı ve: "Allah Teala hazretleri, kavminin sana neler söylediğini, seni nasıl reddettiğini işitti. Sana dağlar meleğini gönderdi, ta ki kavmin hakkında dilediğini emredesin!" dedi. Bunun üzerine dağlar(a müekkel) melek bana seslenip, selam verdikten sonra: "Ey Muhammedi Allah Teala hazretleri, kavminin sana söylediği sözü işitti. Ben dağlar meleğiyim. Allah beni sana dilediğini emretmen için gönderdi. Öyleyse haydi ne dilersen dile! Eğer üzerlerine iki ahşeb`i kapamamı dilersen kapayayım!" dedi." Aleyhissalatu vesselam: "Hayır! Bilakis, Allah`ın onların sulbünden Allah`a ihlasla ibadet edip hiçbir şeyi ortak koşmayacak kimseler çıkarmasını dilerim" dedi.
HadisNo : 5608
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Müteferrik Mucizeler
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Cinlerden bir ifrit, dün akşam, namazımı bozdurmak için üzerime atıldı. Allah ona galebe çalmama imkan verdi. Ben de onu boğazından yakaladım. Hatta onu, mescidin direklerinden birine bağlamayı arzu ettim, ta ki sabah olunca hepiniz onu göresiniz. Ancak, kardeşim Süleyman aleyhisselam`ın şu sözünü hatırladım: "...Ve benden sonra kimseye nasib olmayacak bir mülkü bana ihsan et" (Şad 35). Allah da ne hor ne hakir olarak geri çevirdi."
HadisNo : 5609
[next]
Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler (14 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Abdullah İbnu Sercis
Hadis : Resulullah (sav) ile birlikte ekmek ve et yedim ve: "Ey Allah`ın Resulü! Allah seni mağfiret buyursun!" dedim. Bana: "Seni de!" diye karşılıkta bulundu. Ravi der ki: "(İbnu Sercis`e): "Resulullah sana istiğfarda mı bulundu?" diye soruldu. O: "Evet, "Seni de!" de dedi" diye cevap verdi ve sonra şu ayeti okudu. (Mealen): "Kendi günahın için de, mü`min erkek ve mü`min kadınlar için de Allah`tan af diIe..." (Muhammed 19). İbnu Sercis devamla dedi ki: "Sonra etrafında döndüm, iki omuzu arasında peygamberlik mührünü gördüm. Sol kürek kemiğinin geniş tarafında idi, yumruk gibi ve üzerinde siğiller emsali benler vardı."
HadisNo : 5542
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Cabir İbnu Semüre
Hadis : Resulullah (sav)`ın peygamberlik mührü, iki omuzu arasında idi. Tıpkı bir güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızı bir yumru (gudde = bez) idi.
HadisNo : 5543
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Ben Resulullah (sav)`dan daha güzelini hiç görmedim. Sanki güneş mübarek yüzlerinde yürüyor gibiydi. Yürürken Resulullah (sav)`dan daha hızlı yürüyen kimse de görmedim. Sanki yer O`nun ayağı altında duruluyor gibiydi. Biz O`nunla beraber yürürken kendimizi zorlardık. O ise, aldırmazdı.
HadisNo : 5544
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) konuşurken (ağır ağır konuşurdu. Öyle ki) eğer biri çıkıp, kelimeleri saymak istese sayardı. O, sözü sizin gibi peş peşe getirmezdi.
HadisNo : 5545
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav), söylediği bellensin diye kelamını üç kere tekrar ederdi.
HadisNo : 5546
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Abdullah İbnu Selam
Hadis : Resulullah (sav), oturup konuştuğu zaman, (vahiy bekleyerek veya Mele-i A`la`ya iştiyak duyarak) çok sık nazarını semaya çevirirdi.
HadisNo : 5547
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Enes
Hadis : (Annem) Ümmü Süleym, Resulullah (sav) için yere bir post serer, O da üzerinde kaylule (öğle uykusu) kestiridi. Aleyhissalatu vesselam uyanınca annem O`nun terini ve kıllarını toplardı. Bunlan bir şişede toplar, sonra onu sürünme maddesine katardı. [Ravi devamla der ki: "Hz. Enes (ra) muhtazar (can çekişme halinde) olunca kefenine sürülecek hanuta bundan katılmasını vasiyet etti."]
HadisNo : 5548
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Enes
Hadis : Medine`de bir panik olmuştu. Resulullah (sav), Ebu Talha (ra)`dan el-Mendub denen (ağır yürüyüşlü) atını istiareten aldı ve bindi. Dönüşünde: "Bir şey görmedik. Ancak atı çok hızlı bulduk" buyurdu."
HadisNo : 5549
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi :
Hadis : Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) insanların en iyisi, en cömerdi ve en şecaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halkı umumi bir korku yaşamıştı. Halk (korkusunun kaynağı olan) sesin geldiği tarafa yöneldi. Resulullah (sav) ise, herkesten önce o cihete gitmiş, haberi tahkik etmiş ve geri dönmüştü, onları yarı yolda karşıladı. Ebu Talha (ra)`nın çıplak atı üzerinde idi. Boynunda kılıncı asılıydı. Şöyle diyordu: "Korkulacak bir şey yok, korkulacak bir şey yok." Sonra, "Bu atı pek hızlı bulduk" dedi. Halbuki at, ağır yürürdü.
HadisNo : 5550
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah`ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alirdı.
HadisNo : 5551
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Cabir İbnu Semüre
Hadis : Resulullah (sav)`la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra Aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim. Elini sanki attar havanından çıkarmış gibiydi.
HadisNo : 5552
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : İbnu Ebi Evfa
Hadis : Resulullah (sav), zikri çok yapar, lağvı (hoş sözü) de az yapardı, namazı uzatırdı, hutbeyi de kısa yapardı. Dul ve miskinlerle beraber yürümekten ar duymazdı, onları ihtiyaçlarını mutlak yerine getirirdi.
HadisNo : 5553
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav)`la birlikte yürüdüm. Üzerinde kenarı sert necrani bir hırka vardı. Ona bir bedevi arkadan yetişerek hırkadan tutup şiddetle çekti. Boynunun derisine baktığımızda şiddetle çekilen hırkanın kenarının zedeleyip iz bıraktığını gördüm. Bedevi: "Ey Muhammed! Yanındaki Allah`ın malından bana da verilmesini emret" dedi. Aleyhissalatu vesselam ona yönelik baktı ve güldü. Sonra da bir ihsanda bulunulmasını emretti.
HadisNo : 5554
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) sabah namazını kılınca, Medine`nin hizmetçileri ellerinde su bulunan kaplar olduğu halde kendisine gelirlerdi. Aleyhissalatu vesselam da hiçbirini ihmal etmeden kaplara elini batırırdı. Bazan sabahları hava soğuk olurdu. Aleyhissalatu vesselam yine de elini suya batırırdı.
HadisNo : 5555
[next]
Resulullah (sav)`a Sorulanlar (1 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`a Sorulanlar
Ravi : Sevban
Hadis : Resulullah (sav)`a Yahudilerden bir alim geldi. "Ey Muhammed, Allah`ın selamı üzerine olsun!" dedi. Bunu der demez adamı öyle bir ittim ki, nerdeyse yere yıkılayazdı. "Beni niye ittin?" dedi. "Niye ey Allah`ın Resulü! demiyorsun?" dedim. "Ben O`nu, ailesinin kendine koyduğu isimle çağırıyorum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ailemin bana koyduğu isim hakikaten Muhammed`dir!" buyurdu. Adam: "Size bir şey sormaya geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sana söylediğim takdirde işine yarayacak mı?"dedi. Adam: "Kulaklarımla dinlerim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sor!" buyurdular. Adam: "Kıyamet günü, yer ve gökler başka bir yer ve gök olup kılık değiştirdiği zaman, insanlar nerede olacaklar?" dedi. Resulullah: "Köprünün (sıratın) önünde, karanlıkta" buyurdular. Adam: "Köprüyü ilk geçen kim olacak?" dedi. "Muhacirlerin fakirleridir" buyurdu. "Cennete girince onlara ne armağan edilecek?" dedi. "Balık ciğerinin ziyadesi!" buyurdu. "Bunun arkasından ne yiyecekler?" dedi. "Onlara cennetin etrafında atlayan cennet öküzü kesilecek!" buyurdular. "Bunun üstüne ne içecekler?" dedi. "Selsebil denen cennetteki bir gözenin suyundan" buyurdular. Adam; "Doğru söyledin!" dedi ve ilave etti: "Ben sana bir peygamber veya bir veya iki kişiden başka hiç kimsenin bilemeyeceği bir şey sormak için geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Söylediğim takdirde sana faydası olacak mı?" buyurdular. "Kulaklarımla dinlerim" dedi. "Sor!" buyurdular, "Sana çocuktan soracağım" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Erkeğin suyu beyazdır. Kadının suyu ise sarıdır. İkisi birleşir ve erkeğin menisi kadının menisine üstün gelirse Allah`ın izniyle çocuk erkek olur. Kadının menisi erkeğin menisine üstün gelirse çocuk Allah`ın izniyle kız olur" buyurdular. Yahudi: "Vallahi doğru söyledin! Sen gerçekten hak peygambersin" dedi ve ayrıldı. Resulullah (sav): "Bu adam bana soracağını sordu. Ben bunlardan birşey bilmiyordum. Taki ki Allah onları bana bildirdi" buyurdular."
HadisNo : 5605
[next]
Resulullah (sav)`ın Alametleri (6 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : Ali
Hadis : Babam anlatmış ve demişti ki: "Kureyş büyüklerinden bir grupla Şam`a gitmiştik; beraberimde Muhammed (sav) de vardı. Yolda bir rahib(in manastırın)a yaklaştık ve yakınına konakladık. Develerimizi çözmüştük ki rahib yanımıza geldi. Daha önceki gelişlerimizde yanımıza hiç uğramamıştı. Aramızda dolaşmaya başladı ve Muhammed`i (bulup) elinden tuttu ve: "Bu alemlerin efendisidir!" dedi. Kureyş büyükleri ona: "Bu söylediğini nereden biliyorsun?" diye sordular. Adam: "Ben onun sıfat ve evsafını bize indirilen kitapta bulmuşum! Nitekim siz yaklaştığınız zaman, O`na secde etmedik ne taş, ne ağaç kaldı, hepsi de secde ettiler. Bu cansız şeyler ancak bir peygambere secde ederler. Ben O`nu ayrıca peygamberlik mührüyle de biliyorum, bu mühür omuz başındaki düz kemiğin baş kısmının aşağısında bulunur, elma büyüklüğündedir" dedi. Sonra bizden ayrıldı, yemek hazırlayıp getirdi. Muhammed o sırada, develeri gözetliyordu. Yanımıza geldiğinde üzerinde ona gölge yapan bir bulut vardı. Yaklaşınca, halkın kendinden önce ağacın gölgesini kaptıklarını gördü. O da güneşte oturdu. Ağacın gölgesi, üzerine meyletti, onlar güneşte kaldılar. Rahib: "Bakın, ağacın gölgesi O`nun üzerine meyletti" dedi. Rahib onların yanında iken, bu çocuğu Allah aşkına Rum (diyarın)a götürmeyin diye ricada bulundu ve: "Eğer O`nu götürürseniz, taşıdığı sıfatlarıyla O`nu tanırlar ve öldürürler" dedi. O, bu hususta Allah`ın adını vererek onlara ricada bulunurken, yan tarafına bir göz attı. Manastırına doğru gelen yedi rum gördü. Onları karşıladı ve: "Niye geldiniz?" dedi. "Rahiplerimiz bize Araplar arasında çıkacak bir peygamberin bu ayda memleketimize doğru gelmekte olduğunu söylediler. (Buralara giriş sağlayan) her yola bir grup insan çıkarıldı. Biz de senin su yoluna gönderildik" dediler. Rahip: "Sizden daha hayırlı birini geride bıraktınız mı?" dedi. Onlar: "O şahsın senin yolunun üzerinde olduğu bize haber verildi!" dediler. Rahip: "Allah`ın icra etmek istediği bir iş hakkında ne dersiniz, insanlardan bunu geri çevirebilecek biri var mı?" diye sordu. Onlar: "Hayır!" dediler. Rahip: "Öyleyse şu kimseye biat edin. Zira bu , gerçek peygamberdir" dedi. Onlar da ona biat ettiler, rahiple birlikte orada kaldılar. Sonra rahip bize döndü, ve: "Allah için söyleyin, bunun velisi kim?" dedi. Beni kastederek: "Şu" dediler. Rahib bana hususi şekilde, geri dönmemiz için ricada bulundu. Ben de O`nu içlerinde, Hz. Ebu Bekr`in gönderdiği, Bilal`in de bulunduğu bir grup kimse ile geri çevirdim. Rahip O`na kek ve zeytinyağından azık koydu." [Bu rivayeti Tirmizi, (Menakıb 5, (3624) Ebu Musa el-Eş`arî (ra)`den tahric etmiştir. Rivayete: "Ebu Talib Şam için yola çıktı..." diye başlar ve yukarıda kaydedildiği şekilde zikreder. Yukarıdaki metni Rezin, Hz. Ali (ra)`nin babasından rivayet olarak, kaydedilen elfazla tahric etmiştir.]
HadisNo : 5557
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : Ata İbnu Yesar
Hadis : Abdullah İbnu Amr İbni`l-As (ra)`a rastladım ve: "Resulullah (sav)`ın Tevrat`ta zikredilen vasıflarını bana söyle" dedim. Bunun üzerine hemen: "Pekala dedi ve devam etti: Allah`a yemin olsun! O, Kur`an`da geçen bazı sıfatlarıyla Tevrat`ta da mevsuftur (ve şöyle denmiştir): "Ey Peygamber, biz seni insanlara şahid, müjdeleyici ve korkutucu (Ahzab 45) ve ümmiler için de koruyucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve elçimsin. Ben seni mütevekkil diye tesmiye ettim. O, ne katı kalpli, ne de kaba biri değildir. Çarşı pazarda rastgele bağırıp çağırmaz. Kötülüğü kötülükle kaldırmaz, bilakis affeder, bağışlar. Allah, bozulmuş dini onunla tam olarak ikame etmeden onunla kör gözleri, sağır kulakları, paslanmış kalpleri açmadan onun ruhunu kabzetmez."
HadisNo : 5558
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : Abdullah İbnu Selam
Hadis : Tevrat`ta Hz. Muhammed (sav)`in sıfatı ve İsa ibnu Meryem`in de O`nunla birlikte defnedileceği yazılıdır. Ebu Mevdud el-Medeni der ki: (Resulullah`ın kabrinin bulunduğu) hücrede bir kabir yeri var."
HadisNo : 5559
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : Ebu Musa
Hadis : Habeşistan`ın sahibi (kralı) Necaşi merhumu işittim, demişti ki: "Ben şehadet ederim ki Muhammed Allah`ın resulüdür. O, Hz. İsa (as)`nın geleceğini müjdelediği zattır. Eğer ben, şu saltanatın başında olmasaydım ve üzerimdeki insanlarla ilgili yük bulunmasaydı onun ayakkabılarını taşımak üzere yanına giderdim."
HadisNo : 5560
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Bana Ebu Süfyan İbnu Harb anlattı ve dedi ki: "Resulullah (sav) ile aramızda sulh(-u Hudeybiye) olduğu bir sırada Şam`a gitmiştim. Ben orada iken, Herakliyus`a, Resulullah (sav)`dan bir mektup getirildi. Mektubu Dıhyetu`l-Kelbi getirmişti. Onu Busra emirine teslim etti. O da, Rum Kralı Herakliyus`a ulaştırdı. Herakliyus: "Peygamber olduğunu zanneden şu adamın kavminden buralarda birileri var mı?" diye sordu. Ona "evet var!" dediler ve ben bir grup Kureyşliyle birlikte çağırıldım. Yanına girdik. Bizi önüne oturttu. "Ona nesebce en yakın olan kimdir?" dedi. Ben atıldım: "Benim!" dedim. Bunun üzerine beni, arkadaşlarım arkamda kalacak şekilde önüne oturttu. Sonra tercümanını getirtti. "Şunlara söyle, ben şuna, o peygamber olduğunu zanneden kimse hakkında soracağım. Eğer cevaplarında bana yalan söylemeye kalkarsa, onu tekzib etsinler!" dedi. Ebu Süfyan der ki: "Allah`a yemin olsun. Eğer yalanım, aleyhime tesir hasıl eder korkusu olmasaydı, cevaplarım sırasında yalan söylerdim. Sonra Herakliyus, tercümanına: "Sor şuna! O zatın aranızdaki nesebi nasıldır?" dedi. Ben: "O, aramızda asil bir nesebe sahiptir" dedim. O tekrar sordu: "Onun ecdadı arasında kral var mı?" "Yok!" dedim. "Siz onu bu iddiasından önce hiç yalanla itham ettiniz mi?" dedi. Ben: "Hayır!" dedim. "Ona insanların eşraf takımı mı tabi oluyor, zayıflar takımı mı?" dedi. "Zayıflar takımı!" dedim. "Artıyorlar mı azalıyorlar mı?" dedi. Ben: "Eksilmiyorlar, bilakis artıyorlar" dedim. O tekrar sordu: "Dine girdikten sonra hoşnutsuzlukla dininden vazgeçen, irtidad eden oldu mu?" "Hayır!" dedim. "Onunla hiç savaştınız mı?" dedi. Ben: "Evet!" dedim. "Onunla savaşınız nasıl oldu?" dedi. "Harb onunla bizim aramızda münavebeli oldu. O bize karşı kazandı, biz de ona karşı kazandık!" dedim. "Verdiği sözden caydığı oldu mu?" dedi. "Hayır! Ancak, aramızda bir sulh var, bu esnada ne yapacak bilmiyoruz!" dedim. Ebu Süfyan der ki: "Allah`a yemin olsun o konuşmamız esnasında, (aleyhte) bundan başka bir şey söyleme imkanı bulamadım." Herakliyus sormaya devam etti: "Muhammed`den önce bu sözü söyleyen bir başkası var mıydı?" dedi. "Hayır!" dedim. Bunun üzerine tercümanına: "Söyle ona! Ben sana "aranızdaki nesebi" nden sordum, sen onun asaletli biri olduğunu söyledin, işte peygamberler de böyledir, hep kavimleri arasında neseb sahiplerinden gönderilirler. Ben sana "ecdadı içinde kral var mı?" diye sordum "yok!" dedin. Ben de "eğer ecdadı arasında bir kral olsaydı bu ecdadının kraliyetini arayan bir adam" diyecektim. Ben, "O`na tabi olanlar"dan sordum: "Cemiyetin zayıf takımı mı yoksa eşraf kesimi mi?" diye. Sen "zayıflar!" dedin. Peygamberlere tabi olanlar işte bunlardır. Ben sana "bu iddasından önce onu hiç yalanla itham ettiniz mi?" diye sordum, sen "hayır!" dedin. Böylece anladım ki o, ne insanlara ne de Allah`a yalan söyleyecek biri değildir. Ben sana "dine girdikten sonra, hoşnut olmayarak dininden dönen oldu mu?" diye sordum, sen "hayır!" dedin, iman böyledir, onun neşesi kalplere bir girdi mi, bir daha solmaz. Ben senden "onlar artıyorlar mı, eksiliyorlar mı?" diye sordum, sen arttıklarını söyledin, iman işi böyledir, tamamlanıncaya kadar artarlar. Ben sana "onlarla savaştınız mı?" diye sordum, sen savaştığınızı, savaşın aranızda münavebeli cereyan ettiğini, onların size, sizin de onlara galebe çaldığınızı söyledin. Peygamberler de böyledir, imtihandan geçirilir, sonunda akibet onların olur. Ben sana "verdiği sözden döndüğü olur mu?" dedim, sen olmadığını söyledin. Peygamberler de böyledir, sözlerinden dönmezler. Ben, "bu iddayı ondan önce söyleyen oldu mu?" diye sordum. Sen "hayır!" dedin. Ben "Eğer bu sözü ondan önce biri söylemiş olsaydı, `bu adam, kendinden önce söylenmiş bir sözü tamamlamaya çalışan birisi` diyecektim." Herakliyus sonra: "Size ne emrediyor?" diye tekrar soru sordu. Biz: "Namaz, zekat, sıla-i rahim ve iffet" dedik. Bunun üzerine Herakliyus dedi ki: "Eğer, senin söylediklerin gerçekse, O peygamberdir! Ben onun çıkacağını biliyordum. Ancak sizin aranızdan çıkacağını zannetmiyordum. Eğer, O`na kavuşabileceğimden emin olsam karşılaşmayı çok isterdim. Yanında olsaydım, ayaklarına su dökerdim. O`nun hakimiyeti, ayaklarımın altında olan şu diyarlara kadar uzanacaktır." Sonra Resulullah (sav)`ın mektubunu getirtti ve okuttu. Şöyle diyordu: "Bismillahirrahmanirrahim. Allah`ın elçisi Muhammed`den Rum`un büyüğü Herakliyus`a. Selam hidayete tabi olanlara olsun. Emma ba`d! Seni İslam`a çağırıyorum. İslam`a gir, selameti bul! Allah da ecrini iki kat versin. Yüz çevirirsen, bütün tebeanın günahı üzerine olsun. "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Allah`tan başkasına ibadet etmeyelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah`ı bırakıp da birbirimizi Rabb edinmeyelim. Eğer onlar yüz çevirirse siz deyin ki: "Şahit olun, biz Müslümanlarız" (Al-i İmran 64). Herakliyus, mektubun okunuşunu tamamlayınca, yanında sesler yükseldi ve gürültüler arttı. Bize emretti, çıkarıldık. Ben arkadaşlarıma: "İbnu Ebi Kebşe`nin işi ciddidir. Şu Beni Asfer`in (Rumların) kralı ondan korkuyor!" dedim. Allah İslamı bana nasib edinceye kadar onun galip geleceği inancım taşıdım. Herakliyus, ileri gelen cemaatini hep davet etti, kendine ait sarayların birinde toplandılar. Onlara: "Ey Rum cemaati! Ebedi bir kurtuluşunuz ve şu saltanatınızın bekasına ne dersiniz?" dedi. Bunun üzerine, hep birden vahşi eşekler gibi ürküp kapılara koştular. Ancak hepsini kapatılmış buldular. Herakliyus onları geri çağırdı. "Ben sizin dindeki salabetinizi imtihan ettim. Sizde gördüğüm durum hoşuma gitti!" dedi. Bunun üzerine, ona secde ettiler ve ondan razı oldular."
HadisNo : 5561
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Alametleri
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Cinler semaya yükselip, orada vahyi dinliyorlardı. Bir tek kelime işitince, ona doksan dokuz tane de (kendilerinden) ilave ediyorlardı. O tek kelime hak, ilave edilenler batıldı. Resulullah (sav) gönderilince, semadaki yerlerine yükselmeleri şihablarla (göktaşları) önlendi. Bundan önce gökte şihablar (bu kadar çok) atılmazdı. İblis onlara: "Nedir bu? Herhalde mühim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gönderdi. Onlar Resulullah (sav)`ı Mekke`de iki dağın arasında namaz kılyor buldular, İblis`e tekrar dönüp gördüklerini haber verdiler. O da: "Arzda meydana gelen hadise işte bu! (Sizin semadan haber almanız bu sebeple engelleniyor)" dedi.
HadisNo : 5562
[next]
Resulullah (sav)`ın Çocukları (2 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Çocukları
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Kureyşliler, birbirlerine küfrün ve sapıklığın devamını tavsiye ettiler ve aralarında; "Bizim üzerinde olduğumuz şey var ya, bu, o köksüz sürgün (mesabesinde olan Muhammed)in üzerinde olduğu şeyden daha doğrudur!" dediler. Bunun üzerine, Allah Teala hazretleri Kevser suresini inzal buyurdu: "Şüphesiz ki biz sana kevseri verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Asıl arkası kesik (nesilsiz) olan, sana düşmanlık edenin ta kendisidir" (Kevser 1-3). Bundan sonra Resulullah (sav)`ın beş erkek çocuğu oldu. Dördü Hz. Hatice (ra)`den: Abdullah: Bu en büyükleri idi; Tahir -bunun Abdullah olduğu ve bunların üç tane oldukları da söylenmiştir-; Tayyib, Kasım ve Mariye`den olan İbrahim. Resulullah (sav)`ın dört tane de kızı vardı: Bunlardan Zeyneb, Ebu`l-As İbnu`r-Rebi`in nikahı altında idi. Rukiyye ve Ümmü Gülsüm: Bu ikisi, Ebu Leheb`in oğulları olan Utbe ve Uteybe`nin nikahı altında idiler. "Ebu Leheb`in iki eli kurusun ve kurudu da..." (Tebbet 1-5) vahy-i şerifi nazil olduğu zaman, Ebu Leheb oğullarına onları boşamalarını emretti. Bunun üzerine Hz. Osman önce Rukiyye ile evlendi. Rukiyye onunla birlikte Habeşistan`a hicret etti. Orada Hz. Osman`ın Abdullah adında bir oğlu dünyaya geldi. Hz. Osman ona izafeten (Ebu Abdillah diye) künye almıştı. Sonra Rukiyye (ra) vefat etti. Ondan sonra Hz. Osman Ümmü Gülsüm (ra) ile evlendi. Hz. Fatıma (ra): Bu Hz. Ali (ra)`nin nikahı altında idi. Hz, Ali`nin Fatma`dan Hasan, Hüseyin ve Muhsin adlarında üç erkek çocuğu ile Zeyneb ve Ümmü Gülsüm adlarında iki kız çocuğu dünyaya geldi. Bunlardan Zeyneb, Abdullah İbnu Ca`fer (ra)`in nikahı altında idi. Hz. Ali, Ümmü Gülsüm`ü de Hz. Ömer`e nikahlamıştır. Radıyallahu anhüm ecmain." [Rezin tahric etmiştir.]
HadisNo : 5535
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Çocukları
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav), oğlu İbrahim öldüğü zaman buyurdular ki: "O daha memede iken öldü. Onun cennette iki sütannesi var. Bunlar onun sütunu (iki yıla) tamamlayacaklar. Çünkü o benim oğlumdur."
HadisNo : 5536
[next]
Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı (6 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
Ravi :
Hadis : Muttalib İbnu Abdillah İbni Kays İbnu Mahreme babası vasıtasıyla ceddinden anlattığına göre ceddi şöyle demiştir: "Ben ve Resulullah (sav) Fil yılında doğduk."
HadisNo : 5529
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav) altmış üç yaşında vefat etmiştir.
HadisNo : 5530
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav) Mekke`de, kendisine vahiy geldiği durumda on üç yıl ikamet etti. Altmış üç yaşında da vefat etti.
HadisNo : 5531
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
Ravi :
Hadis : Bir başka rivayette de şöyle demiştir: "Mekke`de ses işitir ve ışık görür olduğu halde on beş yıl ikamet etti. Bunun yedi yılında ışıktan başka bir şey görmedi, sekiz senesinde vahiy aldı. Medine`de on yıl ikamet etti. Altmış beş yaşında olduğu halde vefat etti.
HadisNo : 5532
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
Ravi :
Hadis : Sahiheyn`de gelen bir diğer rivayette şöyle demiştir: "Vahiy Aleyhissalatu vesselam`a kırk yaşında iken indirildi. Bundan sonra on üç yıl kaldı. Sonra hicretle emir olundu. O da Medine`ye hicret etti. Orada on yıl kaldı. Sonra vefat etti Aleyhissalatu vesselam."
HadisNo : 5533
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) altmış üç yaşında vefat etti. Hz. Ebu Bekir de altmış üç yaşında vefat etti. Hz. Ömer de altmış üç yaşında vefat etti (ra).
HadisNo : 5534
[next]
Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması (5 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Resulullah (sav) Ka`be`nin yanında namaz kılarken, Ebu Cehl ve arkadaşları da orada oturuyordu. Bir gün öncesi bir deve kesilmişti. Ebu Cehl arkadaşlarına: "Falan ailenin kestiği devenin işkembesini kim getirip, secdeye gidince Muhammed`in omuzları arasına bırakacak?" dedi. Oradakilerin en bedbahtı firlayıp, işkembeyi kaptığı gibi, Aleyhissalatu vesselam secdeye kapanınca iki omuzu arasına bıraktı. Buna hepsi güldüler, (keyflerinden) birbirlerinin üzerine eğilmeye başladılar. Ben (biraz uzaklarında) ayakta durmuş onlara bakıyordum. Eğer bir destekcim olsaydı onu sırtından atardım. Resulullah secdede idi, başını kaldırmıyordu. Derken biri kalkıp Hz. Fatıma (ra)`ya haber verdi. O, henüz küçük bir kızcağızdı, geldi, işkembeyi sırtından yere attı. Sonra onlara yönelip, hakaretler savurdu. Aleyhissalatu vesselam namazını tamamlayınca, sesini yükseltti ve hepsine bedduada bulundu. Resulullah dua etti mi üç kere tekrar ederdi, bir şey isteyince de üç kere isterdi. Namazı bitince: "Allah`ım, Kureyş(in helakini) sana havale ediyorum!" dedi ve üç kere tekrar etti. Resulullah`ın sesi kulaklarına gelince onlardan gülme gitti. Duasından korkuya düştüler, [Beddua edince bu onlara çok ağır geldi. Zira onlar bu beldede yapılan duaların kabul edildiğini biliyorlardı.] Sonra Resulullah: "Ey Allah`ım, Ebu Cehl İbnu Hişam`ın, Utbe İbnu Rebia`nın, Şeybt İbnu Rebia`nın, Velid İbnu Utbe`nin, Ümeyye İbnu Halef`in, Utbe İbnu Ebi Muayt`ın helaklerini sana havale ediyorum" dedi. Bir yedinciyi de zikretmişti, aklımda tutamadım. Muhammed`i hak ile gönderen Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, Resulullah`ın ismen zikrettiği bu adamları, Bedir günü hep yerlere serilmiş gördüm. Bunlar, sonra da kuyuya, Bedir kuyusuna sürüklenip atıldılar.
HadisNo : 5598
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
Ravi : Cabir İbnu Abdillah
Hadis : Anlattığına göre, babası öldüğü zaman bir Yahudiye otuz vask borç bıraktı. Hz. Cabir (ra) Yahudiden, bu borcun ödenmesi için biraz müddet talep etti. Ancak Yahudi, te`hir kabul etmedi. Hz. Cabir Aleyhissalatu vesselam`a gelerek, Yahudi nezdinde şefaatçi olmasını talep etti. Resulullah (sav), (bu otuz vasklık) borca bedel bir hurmalığın meyvesini alması için konuştu. Yahudi kabul etmedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam hurmalığa girdi, içerisinde yürüdü. Sonra Cabir (ra)`e "Hurmayı kes, ona borcunu (tamamıyla) öde!" buyurdu. Cabir hurmayı kesti, Yahudiye otuz vask borcunu ödedi. Geriye on yedi vask hurma da arttı: Cabir, durumu haber vermek üzere Resulullah (sav)`a gitti. Aleyhissalatu vesselam ikindiyi kılıyordu. Namazı bitince fazlalığı haber verdi. "Bunu Ömer İbnu`l-Hattab`a haber ver" buyurdular. Ben de gidip ona söyledim. Ömer: "Ben, Resulullah (sav) içinde yürüyünce hurmada bereket hasıl olacağını anlamıştım" dedi.
HadisNo : 5599
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Ben müşrike annemi İslam`a davet ediyordum, fakat hep imtina ediyordu. Bir gün yine davette bulunmuştum, bana Resulullah (sav) hakkında hoşuma gitmeyen sözler işittirdi. Ağlayarak Aleyhissalatu vesselam`a gittim. "Niye ağlıyorsun?" diye sordu. "Ey Allah`ın Resulü" dedim, "annemi İslam`a davet ediyordum, hep bana imtina etti. Bugün de aynı davette bulundum, bu sefer sizin hakkınızda hoşuma gitmeyen sözler sarfetti. Ebu Hureyre`nin annesine hidayet vermesi için Allah`a dua ediverin!" dedim. Bu talebim üzerine Aleyhissalatu vesselam: "Allahım! Ebu Hureyre`nin annesine hidayet et!" buyurdular. Ben, Aleyhissalatu vesselam`ın duasına sevinerek huzurlarından ayrıldım. Anneme geldiğim zaman, kapıya yöneldim. Kapı kapalıydı. Annem ayak seslerimi işitti: "Ebu Hureyre! Yerinde dur (içeri girme)!" diye seslendi. Ben su şırıltılarını işittim, yıkanıyordu. Yıkandı, entarisini giydi, alelacele başörtüsünü koydu ve kapıyı açtı. Şehadet ederim ki Allah`tan başka ilah yoktur. Şehadet ederim ki Muhammed Allah`ın elçisidir!" diyordu. Ben hemen Resulullah (sav)`a döndüm. Sevinçten ağlıyordum. "Ey Allah`ın Resulü! Müjde! dedim. Allah senin duanı kabul buyurdu. Ebu Hureyre`nin annesine hidayet nasip etti!" Aleyhissalatu vesselam Allah`a hamdetti ve hayırlı sözler söyledi.
HadisNo : 5600
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
Ravi : Ebu Zeyd İbnu Ahtab
Hadis : Resulullah (sav) eliyle yüzümü okşadı ve bana dua etti. Urve der ki: "Ben onu yüz yirmi sene kadar yaşadıktan sonra gördüm, yüzünde sayılabilecek kadar sayıda beyaz kıl vardı."
HadisNo : 5601
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
Ravi : Yezid İbnu Ebi Ubeyd
Hadis : Ben, Seleme İbnu`l Ekva (ra)`ın bacağında bir darbe izi gördüm. "Bu da ne?" diye sordum. Şu açıklamayı yaptı: "Bana Hayber günü isabet etmişti. Halk: "Seleme isabet aldı" diye bağırdı. Sonra Resulullah`a götürüldüm. O yara üzerine üç kere nefes etti. Şu ana kadar hiç acı duymadım!
HadisNo : 5602
[next]
Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması (2 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : (Bir gün) Ebu Cehl: "Muhammed, aranızda, hala yüzünü toprağa sürtüyor mu?" dedi. "Evet" cevabını alınca: "Lat ve Uzza`ya yemin olsun! Onu böyle yaparken görürsem boynuna ayaklarımla basacağım -veya: Ben de O`nun yüzünü yere batıracağım-" dedi. Sonra bir gün, Resulullah (sav) namaz kılarken boynuna basmak üzere yaklaştı. Fakat birdenbire O`nu bırakıp geri döndüğünü ve elleriyle korunduğunu gördüler. "Sana ne oldu?" dediler. "Benimle onun arasında ateşten bir hendek, korkunç bir şey ve birtakım kanatlar var!" cevabını verdi. Resulullah (sav) da; "Eğer bana yaklaşsaydı melekler onu uzuv uzuv kapıp parçalayacaktı!" buyurdu. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri şu ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Fakat insan, kendisini ihtiyaçtan uzak görünce azgınlaşır. Dönüş ancak Rabbinedir. Allah`ın kulunu namaz kılmaktan alıkoyanı gördün mü? Gördün mü o kafiri? Eğer o doğru yol üzerinde olsa yahut kötülükten sakınmayı tavsiye etse daha hayırlı olmaz mıydı? Gördün mü o kafiri? Eğer o yalanlayıp haktan yüz çeverirse, Allah`ın kendisini gördüğünü bilmez mi? Andolsun ki, eğer o inkar ve isyanına son vermezse, biz onu alnından yakalayıp cehenneme sürükleriz. Zira o, pek yalancı ve günahkar bir alındır. O kavmini yardıma çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız. Hayır sen ona aldırma, secde et ve Rabbine yaklaş" (Alak 6-19).
HadisNo : 5603
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) ile birlikte Necid istikametine gazveye çıktık. Resulullah`a öğle vakti, sık ağaçlı bir vadide yetiştik. Derken Aleyhissalatu vesselam bir ağacın altına indi. Kılıncını da dallardan birine astı. Askerler vadi içerisinde dağılıp ağaçların gölgelerine sığındılar. Resulullah (sav) (bizi çağırdı. Yanına gelince, anlattı): "Ben uyurken yanıma bir adam geldi, kılıncımı aldı. Derken derhal uyandım. Herif tepemde dikilmişti, elinde de kınından sıyrılmış kılınç vardı. "Seni benden kim kurtarabilir?" dedi. "Allah!" cevabını verdim. Derhal kılıncı kınına soktu. İşte o, şu oturan adamdır?" buyurdular. Aleyhissalatu vesselam (sav) adama dokunmadı. O, kavminin lideri idi. Resulullah (sav) affedince, adamlarının yanına döndü. Ayrılırken; "Allah`a yemin olsun size karşı harb eden bir kavimle beraber olmayacağım!" dedi.
HadisNo : 5604
[next]
Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi (14 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Cabir İbnu Semüre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kisra ölünce, ondan sonra başka kisra yoktur. Kayser de öldü mü ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksınız."
HadisNo : 5572
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Adıyy İbnu Hatim
Hadis : Ben Resulullah (sav)`ın yanında iken bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti. Derken biri daha gelip, o da yol kesilmesinden şikayet etti. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Adiyy," dedi, "sen Hire şehrini gördün mü?" "Hayır görmedim, ancak işittim!" dedim. Bunun üzerine: "Eğer ömrün biraz uzarsa, devesine binen bir kadının Hire`den (tek başına) kalkıp Ka`be`yi tavaf edeceğini mutlaka göreceksin. O bu seyahatini yaparken Allah`tan başka hiçbir şeyden korkmayacak!" Adiyy der ki: "İçimden, kendi kendime, "memlekete dehşet saçan Tayy eşkiyaları nereye gidecek?" dedim. Resulullah sözlerine devam etti; "Eğer ömrün olursa Kisra`nın hazinelerinin de fethedildiğini göreceksin!" Kisra İbnu Hürmüz mü?" diye araya girdim. "Evet İbnu Hürmüz olan Kisra!" buyurdu ve devam etti: "Eğer hayatın uzarsa mutlaka göreceksin: Kişi eli altın veya gümüş parayla dolu olduğu halde bunu tasadduk etmek üzere fakir arayacak fakat kendinden onu kabul edecek bir tek adam bulamayacak. Her biriniz, mutlaka bir gün gelecek aranızda herhangi bir perde, bir tercüman olmaksızın Allah`la karşılaşacaksınız. O zaman Allah Teala hazretleri: "Sana tebliğ getiren bir peygamber göndermedim mi?" diye soracak. Muhatabı: "Evet gönderdin!" diyecek. Rabb Teala: "Ben sana mal vermedim mi, ikram etmedim mi?" diye soracak, kul: "Evet! Ey Rabbim verdin" deyip sağına bakacak, cehennemden başka bir şey görmeyecek, soluna bakacak cehennemden başka bir şey görmeyecek. Adiyy der ki: "Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Bir hurmanın yarısı da olsa onu sadaka olarak vererek ateşten korunun! Kim yarım hurma bulamazsa güzel bir sözle korunsun!" Yine Adiyy (ra) dedi ki: "Ben Hire`den kalkıp, Beytullah`ı tavaf eden ve Allah`tan başka kimseden korkmayan yaşlı kadını gördüm. Kisra İbnu Hürmüz`ün hazinelerini fethedenler arasında ben bizzat bulundum. Eğer sizlerin ömrü uzun olursa mutlaka, Ebu`l-Kasım (sav)`ın şu söylediğini de göreceksiniz: "Kişi, eli altın veya gümüşle dolu olarak çıkacak, onu kendinden (sadaka olarak) kabul edecek adam bulamayacak."
HadisNo : 5573
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Ebu Zerr
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizler Mısır`ı fethedeceksiniz. Orası (paraya) "kirat" denilen yerdir. Oranın halkına hayır tavsiye edin. Onların bir zimmet, bir de rahim (hakkı) vardır."
HadisNo : 5574
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Sevban
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdiler: "Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetine "Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler."
HadisNo : 5575
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) bir gün: "Halınız var mı`?" diye sordular. "Bizde halı da nasıl olsun?" dedim. "Şurası muhakkak ki o da olacak!" buyurdular. Nitekim dediği gibi oldu. Gün geldi ben hanımıma (israf ve mekruh addettiğim için): "Şu halını benden bari uzak tut!" diye çıkıştığım vakit: "Resulullah (sav): "Sizlerin de halıları olacak!" dememiş miydi? diye karşılık verdi.
HadisNo : 5576
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Muhakkak ki, Allah bu ümmet için, her yüz senenin başında, kendisine dini tecdid edecek kimse(ler) gönderecektir."
HadisNo : 5577
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Huzeyfe
Hadis : Resulullah (sav) aramızda doğrulup, o günden kıyamete kadar olacak her şeyden bahsetti. Onu belleyen belledi ve unutan da unuttu. Şu arkadaşlarım da bunu bilirler. (Resulullah`ın haber verdiği ve fakat) unutmuş olduğum o şeylerden biri vukua gelip görünce, öylesine canlı hatırlıyorum ki, tıpkı, kişinin gördüğü bir şahsın yüzünü, o şahıs kaybolunca hatırlamadığı halde bilahare karşılaşınca hemen tanıyıvermesi gibi.
HadisNo : 5578
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Huzeyfe
Hadis : Resulullah (sav), kıyamete kadar gelecek her şeyi bana haber verdi. Onlardan her ne varsa Aleyhissalatu vesselam`a sordum. Sadece "Medine halkını Medine`den kim çıkaracak?" bunu sormadım.
HadisNo : 5579
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Amr İbnu Ahtab el Ensari
Hadis : Resulullah (sav) bir gün bize sabah namazını kıldırıp minbere çıktı. Öğle vakti girinceye kadar hitap etti. Sonra minberden inip namaz kıldı. Tekrar minbere çıkıp ikindi vakti girinceye kadar bize hitap etti. İnip ikindiyi kıldı, sonra tekrar minbere çıktı, güneş batıncaya kadar bize konuştu. Bu konuşmalarda kıyamet gunüne kadar olacak (hadisatı) bize haber verdi. Bunları en iyi bilenimiz, en belleyişli olanımızdir.
HadisNo : 5580
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Hayber fethedildiği zaman, Resulullah (sav)`a zehir katılmış bir koyun (kızartması) hediye edildi. AJeyhissalatu vesselam: "Yahudilerden burada olanları bana toplayın!" emrettiler ve derhal toplanıp getirildiler. "Size bir şey sorsam doğru söyleyecek misiniz?" buyurdu. Onlar: "Evet!" deyince: "Babanız kimdir?" buyurdu. "Falancadır!" dediler. "Yalan söylediniz, bilakis babanız falandır!" buyurdu. "Doğru söyledin!" dediler. "Önceki gibi bana doğru söyleyecek misiniz?" diye tekrar sordu. "Evet! Zaten biz sana yalan söylesek sen onu anlayacaksın, tıpkı babamız hakkındakini anladığın gibi" dediler. "Cehennem ehli kimdir?" dedi. "Biz orada az kalacağız. Orada bize siz halef olacaksınız!" dediler. "Defolun! Vallahi biz ebediyen size cehennemde halef olmayacağız!" buyurdu. Sonra da: "Size bir şey sorsam bana doğru söyleyecek misiniz?" buyurdu. "Evet!" dediler. "Bu koyuna zehir koydunuz mu, koymadınız wı?"dedi. "Evet, koyduk!" dediler. "Pekiyi bunu niye yaptınız?" buyurdu. "Yalancı (bir peygamber) isen, senden kurtulmayı arzu ettik. Hakiki bir peygamber isen, bu zehir sana asla zarar vermez!" dediler.
HadisNo : 5581
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav)`ın hanımlarından bazıları: "Ey Allah`ın Resulü! Hangimiz sana daha çabuk kavuşacak?" diye sordular. O da: "Kolu en uzun olanınız!" diye cevap verdi. Onlar da bir karış alıp kollarını ölçtüler. En uzun kollusu Sevde idi. Bilahare anladık ki, kolunun uzunluğu(ndan murad) sadaka imiş. Zaten o sadaka vermeyi severdi. İlk önce o, Aleyhissalatu vesselam`a kavuşmuştu.
HadisNo : 5582
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Aişe
Hadis : Müslim`in diğer bir rivayeti şöyledir: "Bana kavuşmada en çabuğunuz kolu en uzun olanınızdır!" Hz. Aişe devamla der ki: "Kol yönüyle kim daha uzun diye uzunluk ölçüşmesi yaptılar. En uzunumuz Zeyneb [Bintu Cahş] idi. Çünkü o, eliyle çalışır ve kazandığını sadaka olarak fukaraya verirdi."
HadisNo : 5583
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : Hilal İbnu Amr
Hadis : Hz. Ali (ra)`yi dinledim. Demişti ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Maveraunnehir`den bir adam çıkacak, ona el-Haris Harras (çiftli) [el-Haris İbnu Harras] denecek. (Ordusunun) önünde Mansur denen bir adam olacak. Bu zat Al-i Muhammed için (malıyla, hazineleriyle, silahıyla zemin) hazırlayacak, hilafeti mümkün kılacaktır. Tıpkı Kureyş`in Resulullah (sav)`a mümkün kıldığı gibi. Ona yardımcı olmak her Müslümana vacib olmuştur -veya ona icabet etmesi vacip olmuştur dedi.-"
HadisNo : 5584
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
Ravi : İbnu Ebi Kesir
Hadis : Ebu Sehm (ra) dedi ki: "Bana [Medine`de] bir kadın uğramıştı. Böğründen tuttum, sonra saldım. Sabahleyin Aleyhissalatu vesselam halktan biat almaya başladı. Yanına ben de gittim. "Dün kadını tutan değil misin sen?" diye sordular. "Evet! Ama bir daha yapmayacağım ey Allah`ın Resulü!" dedim. Benim biatimi da aldı." [Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ahmed İbnu Hanbel`in Müsned`inde mevcuttur (5, 293)]
HadisNo : 5585
[next]
Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları (5 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
Ravi : Ali
Hadis : Ali`nin evladlarından Muhammed`in oğlu İbrahim anlatıyor: "Hz. Ali (ra) Resulullah (sav)`ı vasfettiğı zaman şöyle derdi: "Resulu-i Ekrem (sav) efendimiz çok uzun boylu olmadığı gibi, (azaları) birbirine girmiş kısa boylu da değildi, orta boylu bir insandı. Saçları kıvırcık değildi, düz de değildi, dalgalıydı. Şişman değildi, yuvarlak yüzlü de değildi, yanakları uzuncaydı. Rengi kırmızıya çalan, beyazdı. Gözleri siyah ve kirpikleri uzundu, goğsünde göbeğine kadar inen kıldan bir hat vardı. El ve ayaklarının parmakları kalıncaydı. Eklem yerleri ve iki küreğin birleşme yeri olan omurga iri idi. Bir tarafa dönünce (sadece başını çevirmez) bütün vücudunu çevirirdi. Yürüyünce, yamaçtan iniyormuşcasına öne meylederek yürürdü. İki omuzu arasında peygamberlik mührü vardı. O, peygamberlerin mührü (sonuncusu) idi. İnsanlann en iyi kalplisi, en şecaatlisi ve en doğru sözlüsü idi. O ahlakça herkesten yüce, muaşere yönüyle de en geçimlisi idi. Onu aniden gören ondan heybet duyardı; bilerek beraber olan, kalpten severdi. Onu vasfeden şöyle derdi: "Ben ne O`ndan önce, ne de O`ndan sonra O`nun gibisini görmedim." Resul-i Ekrem çabuk konuşmazdı; her işitenin anlayacağı şekilde teker teker konuşurdu."
HadisNo : 5537
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Ehl-i Kitap saçlarını düz salınmaya bırakırlar, müşrikler de ayırırlardı. Resulullah (sav) ise (vahiy yoluyla) emredilmediği hususlarda Ehl-i Kitab`a uygun hareket etmekten hoşlanırdı. Bu sebeple saçını alnından serbest bıraktı. Bilahare (bütün müşrikler Müslüman olduktan sonra) saçlarını (alnından) ayırdı.
HadisNo : 5538
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
Ravi : Enes
Hadis : Anlattığına göre, "Resulullah (sav)`a saçındaki aklardan sorulunca (Enes) şöyle cevap vermiştir: "Allah O`nu, beyazla çirkinleştirmemiştir." Bir rivayette de şöyle demiştir: "O, kişinin başında ve sakalında bulunan beyazları yolmasını mekruh addederdi. Ve [Enes (ra)]: "Resulullah (sav) saçlarını boyamadı. Beyaz kıl (onda nadirdi ve sadece) alt dudağında, şakaklarında ve başında bir nebzecik vardı" derdi.
HadisNo : 5539
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
Ravi : Ebu Cuhayfe
Hadis : Resulullah (sav)`ı gördüm, sadece alt dudağında yani anfetesinde beyaz gördüm.
HadisNo : 5540
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav)`ı, berber onu tıraş ederken gördüm. Ashabı etrafını çevirmişti. Aleyhissalatu vesselam`ın tek kılının yere düşmesini istemiyorlar, birinin eline düşsün istiyorlardı.
HadisNo : 5541
[next]
Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi (4 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
Ravi :
Hadis : Buhari merhum, Aleyhissalatu vesselamın bi`setine (peygamber olarak gönderilişine) tahsis ettiği babta der ki: "O, Allah`ın elçisi Muhammed İbnu Abdillah İbni Abdilmuttalib İbnu Haşim İbni Abdi Menafibnu Kusayy, İbni Kilab İbni Mürre İbni Ka`b İbni Lüeyy İbni Galib İbni Fihr İbni Malik İbni`n-Nadr İbni Kinane İbni Huzeyme İbni Müdrike İbni İlyas İbni Mudar İbni Nizar İbni Maadd İbni Adnan`dır."
HadisNo : 5525
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
Ravi : Vaile İbnu`l-Eska`
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, İsmail`in evlatları arasından Kinane`yi seçti, Kinane`den Kureyş`i seçti, Kureyş`ten Beni Haşim`i seçti. Beni Haşim`den de beni seçti."
HadisNo : 5526
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
Ravi : Cübeyr İbnu Mut`im
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benim beş ismim var: Ben Muhammed`im, ben Ahmed`im, ben Allah`a benimle küfrü mahvedeceği el-Mahi (mahvedici)yim. Ben Haşir (toplayıcıyım, insanlar benim arkamda haşredilecektir. Ben Akıb (sondan gelen)im, benden sonra peygamber gelmeyecektir."
HadisNo : 5527
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, Kureyşlilerin şetmlerini (hakaretamiz sözlerini) ve lanetlerini benden nasıl çevirdiğine hayret etmiyor musunuz? Onlar zemmedilen birine şetmediyorlar, zemmedilen birine lanet okuyorlar, ben ise (Muhammed`im) övülmüşüm."
HadisNo : 5528
[next]
Vahyin Başlangıcı (5 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Vahyin Başlangıcı
Ravi : Aişe
Hadis : Resulullah (sav)`a vahiy olarak ilk başlayan şey uykuda gördüğü salih rüyalar idi. Rüyada her ne görürse, sabah aydınlığı gibi aynen vukua geliyordu. (Bu esnada) ona yalnızlık sevdirilmişti. Hira mağarasına çekilip orada, ailesine dönmeksizin birkaç gece tek başına kalıp, tahannüsde bulunuyordu. -Tahannüs ibadette bulunma demektir.- Bu maksadla yanına azık alıyor, azığı tükenince Hz. Hatice (ra)`ye dönüyor, yine aynı şekilde azık alıp tekrar gidiyordu. Bu hal, kendisine Hira mağarasında Hak gelinceye kadar devam etti. Bir gün ona melek gelip: "Oku!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ben okuma bilmiyorum!" cevabını verdi. (Aleyhissalatu vesselam hadisenin gerisini şöyle anlatıyor: "Ben okuma bilmiyorum deyince) melek beni tutup kucakladı, takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı. Tekrar: "Oku!" dedi. Ben tekrar: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni ikinci defa kucaklayıp takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra tekrar bıraktı ve "Oku!" dedi. Ben yine: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni tekrar alıp, üçüncü sefer takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve: "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin kerimdir, o kalemle öğretti, insana bilmediğini öğretti" (Alak 1-5) dedi." Resulullah (sav) bu vahiyleri öğrenmiş olarak döndü. Kalbinde bir titreme (bir korku) vardı. Hatice`nin yanına geldi ve: "Beni örtün, beni örtün!" buyurdu. Onu örttüler. Korku gidinceye kadar öyle kaldı. (Sükunete erince) Hz. Hatice (ra)`ye başından geçenleri anlattı ve; "Nefsim hususunda korktum!" dedi. Hz. Hatice de: "Asla korkma! Vallahi Allah seni ebediyen rüsvay etmeyecektir. Zira sen, sıla-i rahimde bulunursun, doğru konuşursun, işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. Fakire kazandırırsın, misafire ikram edersin, Hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım edersin!" dedi. Sonra Hz. Hatice, Aleyhissalatu vesselam`ı alıp Varaka İbnu Nevfel İbnu Esed İbnu Abdi`l-Uzza İbni Kusay`a götürdü. Bu zat, Hz. Hatice`nin amcasının oğlu idi. Cahiliye devrinde Hıristiyan olmuş bir kimseydi. İbranice (okuma) yazma bilirdi. İncil`den, Allah`ın dilediği kadarını İbranice olarak yazmıştı. Gözleri ama olmuş yaşlı bir ihtiyardı. Hz. Hatice kendisine: "Ey amcaoğlu! Kardeşinin oğlunu bir dinle, ne söylüyor!" dedi. Varaka Aleyhissalatu vesselam`a: "Ey kardeşim oğlu! Neler de görüyorsun?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam gördüklerini anlattı. Varaka da O`na: "Bu gördüğün melektir. O, Hz. Musa`ya da inmiştir. Keşke ben genç olsaydım (da sana yardım etseydim); keşke, kavmin seni sürüp çıkardıkları vakit hayatta olsaydım!" dedi. Resulullah (sav): "Onlar beni buradan sürüp çıkaracaklar mı?" diye sordu. Varaka: "Senin getirdiğin gibi bir din getiren hiç kimse yok ki, ona husumet edilmemiş olsun! O gününü görürsem, sana müessir yardımda bulunurum!" dedi. Ancak çok geçmeden Varaka vefat etti ve vahiy de fetrete girdi (kesildi).
HadisNo : 5563
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Vahyin Başlangıcı
Ravi : Yahya İbnu Ebi Kesir
Hadis : Ebu Seleme İbnu Abdirrahman`a Kur`an`dan ilk inenin ne olduğunu sordum. "Ya eyyühe`l-Müddessir (ey örtüsüne bürünmüş)! (suresi)dir!" dedi. Ben; "İyi ama, başkaları ilk inenin İkra` bismi Rabbikellezi halak (süresidir). diyorlar" dedim. Bunun üzerine Ebu Seleme: "Ben bu hususta Hz. Cabir (ra)`e sormuştum. O bana; "Sana, Resulullah Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğinden başka bir şey söylemeyeceğim, Aleyhissalatu vesselam: "Bir ay kadar Hira magarasına mücavir oldum (itikafa girdim). Mücaveretimi (itikafımı) tamamlayınca, dağdan indim. Derken bana bir seslenen oldu. Sağıma baktım, hiçbir şey görmedim. Soluma baktım, yine bir şey görmedim. Arkama baktım bir şey görmedim. Derken başımı kaldırdım, bir şey gördüm, ama (bakmaya) dayanamadım. Hemen Hatice`nin yanına geldim: "Beni örtün!" dedim. Derken şu ayetler nazil oldu. (Mealen): "Ey örtüsüne bürünen! Kalk! (insanları ahiretle) korkut! Rabbini büyükle, elbiseni temizle. Pislikten kaçın.." (Müddessir suresi). Bu vahiy namaz farz kılınmazdan önceydi."
HadisNo : 5564
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Vahyin Başlangıcı
Ravi : Ömer
Hadis : Resulullah (sav)`a vahiy indiği zaman, yüzünün yakınlarında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Bir gün, O`na vahiy indirildi. Bir müddet öyle kaldı. Sonra o hal açıldı. O da Mü`minun suresinden ilk on ayeti okudu: "Mü`minler kurtuluşa ermiş, umduklarına kavuşmuşlardır. Onlar namazlarını Allah`tan korkarak, hürmet ve tevazu içinde ve tadil-i erkan ile kılarlar. Onlar dünya ve ahiretlerine faydası dokunmayan her türlü şeyden yüz çevirirler. Onlar nail oldukları her türlü nimetin zekatını aksatmadan verirler. Onlar namuslarını korurlar. Ancak hanımlarına ve cariyelerine karşı müstesna, bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar. Kim helal sınırını aşarak bunların ötesine geçmek isterse, işte öyleleri haddini aşmış olanlardır. O mü`minler ki, Allah`a ve kullara karşı olan emanet ve mesuliyetlerini yerine getirirler ve sözlerinde dururlar. Onlar namazlarını devamlı olarak, vaktinde ve şartlarına riayet ederek kılarlar, işte onlar varislerin ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetine varis olurlar. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır" (Mü`minun, 1-11). Arkadan dedi ki: "Kim bu on ayeti yerine getirirse cennete girer." Sonra kıbleye yöneldi ve ellerini kaldırıp: "Allahım (hayrımızı) artır, bizi (iyilik yönüyle) noksanlaştırma. Bize ikram et, zillete düşürme. Bize ihsanda bulun, mahrum etme. Bizi tercih et, (düşmanlarımızı) bize tercih etme. Allahım, bizi razı kıl, bizden de razı ol!" buyurdular.
HadisNo : 5565
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Vahyin Başlangıcı
Ravi : İbnu Abbas
Hadis : Resulullah (sav)`a inen en son ayet Riba ayetidir.
HadisNo : 5566
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Vahyin Başlangıcı
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav), hacc mevsiminde vakfe mahallinde kendini hacılara arzediyor: "Beni kavmine götürecek bir kimse yok mu? Kureyş, Rabbimin kelamını tebliğ etmeme mani oldu" diyordu.
HadisNo : 5567
[next]
Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi (7 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav)`ı ikindi namazının vakti girince gördüm. Halk abdest alacak su arıyordu, bulamadılar. Resulullah (sav)`a abdest suyu getirildi. Hemen elini içine koydu ve halka ondan abdest almalarını emretti. Enes der ki: "Ben suyun parmaklarının altından kaynadığını gördüm. Halk en sonuncuya varıncaya kadar abdestini aldı."
HadisNo : 5591
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : Cabir
Hadis : Hudeybiye günü, halk usandı, Aleyhissalatu vesselam`a geldiler. Resulullah`ın önünde deriden mamul bir su kabı vardı, abdest aldı. Halk ona doğru sokuldu. Bunun üzerine: "Neyiniz var?" diye sordu. "Yanımızda abdest almaya ve içmeye önünüzdekinden başka suyumuz kalmadı!" dediler. Aleyhissalatu vesselam, derhal ellerini kaba koydu. Derken parmaklarının arasından su kaynamaya başladı, tıpkı gözelerin kaynaması gibiydi. Hepimiz ondan içtik." Hz. Cabir`e: "O gün kaç kişiydiniz?" denildi. "Eğer, biz yüz bin de olsak su yetecekti, ama biz bin beş yüz kişi idik." cevabını verdi.
HadisNo : 5592
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : Bera
Hadis : Siz Fetih deyince Mekke`nin fethini anlıyorsunuz. Evet Mekke`nin fethi bir fetihtir. Ancak biz sahabiler, fetih deyince, Hudeybiye günündeki Bey`atu`r-Rıdvan`ı anlardık. Biz o zaman, Aleyhissalatu vesselam`ın yanında bin dört yüz kişi idik. Hudeybiye bir kuyu(nun adı)dır. Biz o kuyunun suyunu tamamen aldık, tek damla bırakmadık. Bu durum Aleyhissalatu vesselam`a ulaşmıştı. Derhal kuyunun yanına geldi, kenarına oturup bir kap su istedi. Elini yıkadı, ağzına su alıp [kuyuya püskürttü] ve dua etti. Sonra suyu kuyuya döktü. ["Onu bir müddet terkedin" dedi.] Biz kuyuyu terkedip biraz uzaklaştık. Az sonra kuyu bize ve bineklerimize yetecek kadar su saldı.
HadisNo : 5593
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : İbnu Mes`ud
Hadis : Biz Resulullah (sav)`ın mucizelerini bereket addederdik, siz ise onları bir korkutma vesilesi sayıyorsunuz. Biz Resulullah (sav)`la birlikte bir seferde bulunuyorduk. Suyumuz azaldı. "Bana (bir parça) artık su arayın!" buyurdular, içerisinde azıcık su bulunan bir kap getirdiler. Aleyhissalatu vesselam elini içine soktu ve: "Haydi temiz, mübarek suya gelin. Bereket Allah Teala hazretlerindendir!" buyurdular. Yemin olsun, suyun parmaklarının arasından kaynadığını gördüm. Vallahi biz, yenmekte olan taamın tesbihini işitirdik.
HadisNo : 5594
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Biz Resulullah (sav)`la beraber bir seferde idik. Derken bir ara halkın azığı tükendi. Bineklerinden bazısını kesmek istediler. Hz. Ömer (ra), (Aleyhissalatu vesselam`a müracaat ederek): "Ey Allah`ın Resulü! Ben cemaatin geri kalan yiyeceklerini toplasam da sen onlar üzerine - bereketlenmeleri için- dua ediversen daha iyi olur, (bineklerimizi kesmeyiz)!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da öyle hareket etti. Buğdayı olan buğdayını, hurması olan hurmasını, (hurma) çekirdeği olan da çekirdeğini getirdi. "Çekirdekle ne yapıyorlardı?" diye sorulunca açıkladı: "Halk onu emiyor, üzerine de su içiyorlardı. Resulullah dua buyurdu, (taam öylesine bereketlendi ki) herkes azık kaplarını yiyecekle doldurdu. Aleyhissalatu vesselam bu ilahi ikram karşısında: "Şehadet ederim ki Allah`tan başka ilah yoktur ve ben O`nun resulüyüm. Bu iki kaziyede şüpheyi düşmeden Allah`a kavuşan cennete gidecektir" buyurdu."
HadisNo : 5595
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : Cabir
Hadis : Hendek`in kazılması sırasındaydı. Aleyhissalatu vesselam`ın çok acıktığını gördüm. Hanımıma gelerek: "Yanında yiyecek bir şey var mı, Aleyhissalatu vesselam`ı çok acıkmış gördüm" dedim. İçerisinde bir sa` kadar arpa bulunan bir dağarcık çıkardı. Bizim evcilleşmiş bir koyuncuğumuz vardı. Zevcem koyunu kesti, arpayı da öğüttü. Ben işimi bitirinceye kadar o da bitirdi. Koyunu onun çömleğine parçaladım. Sonra Ayhissalatu vesselamın yanına döndüm. Hanımım: "Sakın beni Resulullah (sav)`a karşı mahcup etmeyesin!" dedi. Ben Aleyhissalatu vesselam ve beraberindekilerin yanına geldim ve gizlice: "Ey Allah`ın Resulü! Bir hayvancığımız vardı kestik, evde bulunan bir sa` kadar arpayı da öğüttük. Haydi siz ve beraberinizdekiler bize buyurun!" dedim. Ama Resulullah yüksek sesle: "Ey Hendek halkı! Ca`bir size ziyafet hazırlamış! Haydi buyurun!" diye bağırdı. (Bana da): "Ben gelinceye kadar tencereyi ocaktan indirmeyin, hamurunuzu da ekmek yapmayın!" buyurdular. Ben (eve) geldim. Halktan önce Resulullah (sav) geldi. Ben hanımıma uğramıştım. Bana: "Yaptığını gördün mü, (beni mahcup edeceksin), alacağın olsun" dedi. Ben de: "Senin söylediğini yaptım" dedim. Hemen hamuru çıkardım. Aleyhissalatu vesselam içine tükrüğünden koydu ve bereketle dua etti, sonra tencereye yöneldi, ona da tükrük koyup bereketle dua etti. Sonra zevceme: "Ekmek yapacak bir kadın çağır, seninle ekmek yapsın! Tencereden de kepçeyle al, onu ocaktan indirme!" diye talimat verdi. Gelenler bin kadardı. Allah`a yemin olsun hepsi de (doyuncaya kadar) yedi ve sofradan ayrıldı. Tenceremiz, olduğu gibi kaynıyordu. Hamurumuz ise, ekmek yapılıyor olduğu halde aynen (eksiksiz) duruyordu.
HadisNo : 5596
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
Ravi : Ebu Hureyre
Hadis : Bir gün, elimde birkaç hurma olduğu halde, Hz. Peygamber (sav)`ın yanına geldim ve: "Ey Allah`ın Resulü, şunlara bereketle bir, dua ediverin!" dedim. Hemen onları biraraya getirip, sonra onların bereketi için bana dua etti. Sonra: "Bunları al, şu erzak kabına koy. Her ne zaman bundan bir şey almak isteyince, elini içine daldır ve al. Sakın, içindekileri döküp dağıtma!" buyurdular. Ben de öyle yaptım. Ben bundan şu şu kadar vask miktarında Allah yolunda tasaddukta bulundum. Ayrıca biz ondan hem kendimiz yedik hem de başkalarına yedirdik. Onu belimden hiç ayırmadım. Bu hal, Hz. Osman`ın şehid edildiği güne kadar devam etti. O zaman koptu. (Rezin şu ilavede bulundu: "Ve düştü, buna çok üzüldüm.)"
HadisNo : 5597
[next]
İsra Hakkında (4 Hadis)
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : İsra Hakkında
Ravi : Enes
Hadis : Enes (ra) Malik İbnu Sa`saa (ra)`dan naklen anlatıyor: "Resulullah (sav) onlara, Mirac`a götürüldüğü geceden anlatarak demiştir ki, "Ben Ka`be`nin avlusundan Hatim kısınında -belki de Hıcr`da demişti- yatıyordum, -bir rivayette şu ziyade var: Uyku ile uyanıklık arasında idim- Derken bana biri geldi, şuradan şuraya kadar (göğsümü) yardı. -Bu sözüyle boğaz çukurundan kıl biten yere kadar olan kısmı kasdetti.- Kalbimi çıkardı. Sonra bana, içerisi imanla [ve hikmetle] dolu, altından bir kap getirildi. Kalbim [çıkarılıp su ve zemzem ile] yıkandı. Sonra içerisi (imanla) doldurulup tekrar yerine kondu. Sonra merkepten büyük katırdan küçük beyaz bir hayvan getirildi. Bu Burak`tı. Ön ayağını gözünün gittiği en son noktaya koyarak yol alıyordu. Ben onun üzerine bindirilmiştim. Böylece Cibril aleyhisselam beni götürdü. Dünya semasına kadar geldik. Kapının açılmasını istedi. "Gelen kim?" denildi. "Cibril!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed (sav)!" dedi. "O`na Miraç daveti gönderildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliştir!" denildi. Derken kapı açıldı. Kapıdan geçince, orada Hz. Adem aleyhiselam`ı gördüm. "Bu babanız Adem`dir! Selam ver O`na!" dendi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra bana: "Salih evlad hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti ve ikinci semaya geldik. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Ben Cibril`im!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "O`na Miraç daveti gönderildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Derken bize kapı açıldı. İçeri girince, Hz. Yahya ve Hz. İsa aleyhimasselam ile karşılaştım. Onlar teyze oğullarıydı. Hz.Cebrail: "Bunlar Hz. Yahya ve Hz. İsa`dırlar, onlara selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Onlar da selamıma mukabelede bulundular. Sonra: "Hoş geldin salih kardeş, hoş geldin salih peygamber" dediler. Sonra Cebrail beni üçüncü semaya çıkardı. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim ?" denildi. "Cibril`im!" dedi. "Yanındaki kim?" denildi. "Muhammed`dir!" dedi. "O`na Miraç daveti gitti mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı bize açıldı. İçeri girince Hz. Yusuf aleyhiselam`la karşılaştık. Cebrail: "Bu Yusuf tur! O`na selam ver!" dedi. Ben de selam verdim. Selamıma mukabele etti. Sonra: "Salih kardeş hoş gelmiş, salih peygamber hoş gelmiş!" dedi. Sonra Cebrail beni dördüncü semaya çıkardı. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim ?" denildi. "Cibril`im!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "Ona Miraç davetiyesi indi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" dediler. Kapı açıldı, içeri girdiğimizde, Hz. İdris aleyhisselam ile karşılaştık. Hz. Cebrail: "Bu İdris`tir, O`na selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamma mukabele etti. Sonra bana: "Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Hz. Cebrail beni yükseltti. Beşinci semaya geldik. Kapıyı çaldı. "Kim bu gelen ?" denildi. "Ben Cibril`im!" dedi. "Beraberindeki kim ?" denildi. "Muhammed!" dedi. "O`na Miraç daveti indirildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi. Kapı açıldı, içeri girince, Harun aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail aleyhisselam: "Bu Harun aleyhisselam`dır. O`na selam veri" dedi. Ben selam verdim, o da selamıma mukabelede bulundu ve: "Salih kardeş hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Cebrail beni yükseltti ve altıncı semaya geldik. Kapıyı çaldı. "Bu gelen kim?" denildi. "Ben Cibril!" dedi. "Beraberindeki kim?" denildi. "Muhammed!" dedi. "O`na Miraç daveti indirildi mi?" denildi. "Evet!" dedi. "Hoş gelmişler! Bu geliş ne iyi geliş!" denildi, içeri girince, Hz. İbrahim aleyhisselam ile karşılaştık. Cebrail: "Bu baban İbrahim`dir, O`na selam ver!" dedi. Ben selam verdim. O da selamıma mukabele etti. Sonra: "Salih oğlum hoş geldin, salih peygamber hoş geldin!" dedi. Sonra Sidretü`l-Münteha`ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen`in) hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail aleyhisselam bana: "İşte bu Sidretü`l-Münteha`dır!" dedi. Burada dört nehir vardır: İkisi batıni nehir, ikisi zahiri nehir. "Bunlar nedir, ey Cibril?" diye sordum. Hz. Cebrail: "Şu iki batıni nehir cennetin iki nehridir. Zahiri olanların biri Nil, diğeri Fırat`tır!" dedi. Sonra bana el-Beytü`l-Ma`mur yükseltildi. Sonra bana bir kapta şarap, bir kapta süt, bir kapta da bal getirildi. Ben süt aldım. Cebrail aleyhisselam: "Bu (aldığın), fıtrat(a uygun olan)dır, sen ve ümmetin bu fıtrat (yaratılış) üzeresiniz!" dedi. Resulullah devamla dedi ki: "Sonra bana, her günde elli vakit olmak üzere namaz farz kılındı. Oradan geri döndüm. Hz. Musa aleyhisselam`a uğradım. Bana: "Ne ile emrolundun?" dedi. "Gece ve gündüzde elli vakit namazla!" dedim. "Ümmetin, her gün elli vakit namaza muktedir olamaz. Vallahi ben, senden önce insanları tecrübe ettim. Beni İsrail`e muamelelerin en şiddetlisini uyguladım (muvaffak olamadım). Sen çabuk Rabbine dön, bunda ümmetine hafifletme talep et!" dedi. Ben de hemen döndüm (hafifletme istedim, Rabbim) benden on vakit namaz indirdi. Musa aleyhisselam`a tekrar uğradım. Yine: "Ne ile emrolundum ?" dedi. "Benden on vakit namazı kaldırdı!" dedim. "Rabbine dön! Ümmetin için daha da azaltmasını iste!" dedi. Ben döndüm. Rabbim benden on vakit daha kaldırdı. Dönüşte yine Musa aleyhisselam`a uğradım. Aynı şeyi söyledi. Ben, beş vakitle emrolunmama kadar bu şekilde Hz. Musa ile Rabbim arasında gidip gelmeye devam ettim. Bu sonuncu defa da Hz. Musa`ya uğradım. Yine: "Ne ile emredildin ?" dedi. "Her gün beş vakit namazla!" dedim. "Senin ümmetin her gün beş vakit namaza da takat getiremez. Rabbine dön, hafifletme talep et!" dedi. "Rabbimden çok istedim. Artık utanıyorum, daha da hafifletmesini isteyemem! Ben beş vakte razıyım. Allah`ın emrine teslim oluyorum!" dedim. Musa aleyhisselam`ı geçer geçmez bir münadi (Allah adına) nida etti: "Farzını kesinleştirdim, kullarımdan hafiflettim de!" [Bir rivayette şu ziyade geldi: "Namazlar (günde) beştir. Ve onlar ellidir de. İndimde hüküm değişmez artık!"]
HadisNo : 5568
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : İsra Hakkında
Ravi :
Hadis : Nesai`nin bir rivayetinde şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav), beş vakit namazla gönderilince, Hz. Musa aleyhisselam kendisine: "Rabbine dön! Daha da azaltmasını talep et. Çünkü, Beni İsrail`e iki namaz farz etmişti, onları kılmadılar!" dedi. Bunun üzerine aziz ve celil olan Rabbime tekrar dönüp daha da hafifletmesini istedim. Rabb Teala şu cevabı verdi: "Semavat ve arzı yarattığım zaman ben sana ve ümmetine elli vakit namaz yazmıştım. Öyleyse elli olan beştir. Sen ve ümmetin bunları kılın!" Böylece anladım ki, bu beş vakit namaz Rabbim Teala`dan kesin bir emirdir. Hemen Hz. Musa`ya döndüm. O yine "Dön!" dedi. Fakat ben, artık geri dönmedim."
HadisNo : 5569
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : İsra Hakkında
Ravi : Cabir
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kureyş beni tekzib ettiği vakit, Hıcr`da doğruldum. Allah Teala hazretleri Beytu`l-Makdis`i bana tecelli ettirdi. Ben onlara onun alametlerini birer birer haber vermeye başladım. Ben Beytu`l-Makdis`e bakıyor hem de haber veriyordum."
HadisNo : 5570
Fasil : PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
Konu : İsra Hakkında
Ravi : Enes
Hadis : Resulullah (sav) buyurdular ki: "İsra gecesinde Hz. Musa`ya uğradım. Kırmızı kum tepesinin yanındaki kabrinde namaz kılıyordu."
HadisNo : 5571