Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

El-Hadîse Bi-Tûlihî
Bk. El-Hadîse.
Değişik yerlerde çeşitli maksatlarla kullanılan bir tabirdir. Kullanıldığı yerlerden ilki, isnadla metin arasıdır. Şöyleki, bilhassa Mağribli hadisciler, rivayet sırasında hadisin isnadının sona erdiği, metninin başladığı yerde durarak el-hadîse derler.333 Böyle yapmakla isnad ile metnin arasını ayırmış; herbirini ayrı ayrı belirterek el-hadîse dedikleri yere kadar olan kısmın isnad, ondan so a gelen kısmın ise metin olduğunu açıklamış olurlar.
İkincisi, hadis rivayeti sırasında şeyh, bir hadisin isnadını ve metnini birlikte zikrettikten so a el-hadîse veya el-hadîse bi -tûlihî derse metnin geri kalan kısmına işaret etmiş olur. Bir başka deyişle bu tabirlerle metnin rivayet edilen kısımdan ibaret olmadığını, nakledilen kısmın devamının olduğunu belirtir. Yazılı metinlerde sıkça görülen ve zekera'1-hadîse tabiri de hemen hemen aynı maksatla kullanılır.
Üçüncüsü, müslüman müelliflerin eserlerinde birbirinden biraz farklı iki manada kullanıldığı görülür. Açıklamak gerekirse, bir ayetin baş tarafını zikrettikten so a el-âye denilmesi gibi, naklettikleri bir hadisin baş tarafından bir kısmını verirler ve el-hadîse lafzını eklerler. Bu takdirde “ikra el-hadîse” veya “uzkuru'l-hadîse” demiş gibi olurlar. Böylece hadisin tamamının hatırlanmasını okuyucuya bırakırlar. Yahutta bir ibare naklettikten so a el-hadîse derler. Bununla da o ibarenin kendi sözleri değil, hadis olduğunu açıklamış olurlar, meselâ, ibaresinde lafızlarının hadîs olduğu, sonuna eklenen el-hadîse lafzıyla belirtilmiştir. 

El-Hadîse
Değişik yerlerde çeşitli maksatlarla kullanılan bir tabirdir. Kullanıldığı yerlerden ilki, isnadla metin arasıdır. Şöyleki, bilhassa Mağribli hadisciler, rivayet sırasında hadisin isnadının sona erdiği, metninin başladığı yerde durarak el-hadîse derler.333 Böyle yapmakla isnad ile metnin arasını ayırmış; herbirini ayrı ayrı belirterek el-hadîse dedikleri yere kadar olan kısmın isnad, ondan so a gelen kısmın ise metin olduğunu açıklamış olurlar.
İkincisi, hadis rivayeti sırasında şeyh, bir hadisin isnadını ve metnini birlikte zikrettikten so a el-hadîse veya el-hadîse bi -tûlihî derse metnin geri kalan kısmına işaret etmiş olur. Bir başka deyişle bu tabirlerle metnin rivayet edilen kısımdan ibaret olmadığını, nakledilen kısmın devamının olduğunu belirtir. Yazılı metinlerde sıkça görülen ve zekera'1-hadîse tabiri de hemen hemen aynı maksatla kullanılır.
Üçüncüsü, müslüman müelliflerin eserlerinde birbirinden biraz farklı iki manada kullanıldığı görülür. Açıklamak gerekirse, bir ayetin baş tarafını zikrettikten so a el-âye denilmesi gibi, naklettikleri bir hadisin baş tarafından bir kısmını verirler ve el-hadîse lafzını eklerler. Bu takdirde “ikra el-hadîse” veya “uzkuru'l-hadîse” demiş gibi olurlar. Böylece hadisin tamamının hatırlanmasını okuyucuya bırakırlar. Yahutta bir ibare naklettikten so a el-hadîse derler. Bununla da o ibarenin kendi sözleri değil, hadis olduğunu açıklamış olurlar, meselâ, ibaresinde lafızlarının hadîs olduğu, sonuna eklenen el-hadîse lafzıyla belirtilmiştir. 

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget