Resulullah'ın hadislerini mi arıyorsunuz ?
Türkiye'nin En Geniş Kapsamlı Hadis Sitesi
HZ.MUHAMMED (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
"أَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰى اٰلِ مُحَمَّدٍ"

Latest Post

Merdûd Âhad
Bk. Ahad.
Bir, bir tek manalarına gelen ehad ya da vahidin çoğuludur. Umumiyetle mütevâtir derecesine yükselemeyen haberlere denir. Buna göre, bir nesilde bir tek ravi tarafından rivayet edilen habere haber-i vâhid adı verilir. Birkaç nesilde birer ravi tarafından rivayet edilmiş olan haberlere ise haber-i âhâd veya kısaca âhâd denilmiştir.
İmam Şafii, âhade haber-i hâssa demiş ve onu Hz. Peygamber (s.a.s)e kadar tek ravinin tek raviden rivayet ettiği haber olarak tarif etmiştir.22 Daha so aki devirlerde ise âhâd tabiri daha ziyâde, sayılan her tabakada mütevâtir haberin şartı olan kalabalık sayısına ulaşmamış raviler tarafından rivayet edilen haberler için kullanılan bir terim halini almıştır. Buna göre âhad, yalnız bir ravinin bir başka raviden rivayet ettiği haberler hakkında değil, iki ravinin iki raviden, üç kişinin, hatta sayıları üçün üstündeki ravilerin üç veya daha fazla sayıdaki ravilerden rivayet ettikleri haberler hakkında da kullanılmıştır. Şu Şartla ki, üç sayısının üzerindeki ravilerin her tabakada mütevâtirin şartı olan kalabalıktan daha az olmaması gerekir. Bazı tabakalarda az olmasa bile, diğer bazı tabakalarda mütevâtirin şartı olan kalabalık sayısına erişmemiş olması dolayisiyle haber yine âhad sayılır. Nitekim bazı hadis usulü kaynaklarında haberler, ravilerinin sayısına göre önce iki kısma ayrılmıştır. Birinci kısmına mütevâtir, ötekine ise âhad denilmiştir. Âhad haberler daha so a garîb, azîz ve meşhur olmak üzere üç kısımda mütalaa edilmiştir. Bunlardan garib, bir kişinin, azîz, en çok iki; meşhur ise üç ve üçün üstünde fakat mütevâtirin şartı olan kalabalığın altındaki sayıdaki ravilerin rivayet ettikleri haberlere denilmiştir.23
İbn Haceri'l-Askalânî âhadi, bir ravinin tek basma rivayet ettiği ve mütevâtirin şartlarını taşımayan haberler olarak tarif etmiş; makbul ve merdûd olarak iki kısma ayırmıştır. Bunlardan makbul âhad, amel edilebilecek ölçüde olanlardır. Merdud âhad ise mat'ûn veya adaleti tesbit edilememiş ravinin tek başına rivayet ettiği haberdir.
Âhad haber, rivayet tariklan mütevâtir derecesinde olmamak şartıyla çoğalırsa meşhur olur. Bu takdirde âhad, meşhur olanlar ve olmayanlar olmak üzere iki kısma ayrılır. Meşhur âhad, isnadı isler bir, ister birden fazla olsun, dillerde dolaşan haberlerdir. Yukarıda özlü bir şekilde bahis konusu edilen azîz ve garîb haberler meşhur olmayan âhad grubuna girerler.
İslam alimlerinin çoğuna göre âhad haberler zaruri ilim değil, zannî ilim ifade ederler. Hanefîler, Şafii'ler, mâlikîlerin bir kısmı bu görüştedirler. Ahmed b. Hanbel, İmam Mâlik ve muhaddislerin büyük çoğunluğu, âhad haberlerin zarurî ilim ifade edebilmesi için sıhhatinin sabit olması şartını ileri sürmüşlerdir. Hâriciler ve Mutezileye göre ise âhad, ister sıhhati sabit olsun, ister olmasın, zarurî ilim ifade etmez.
Âhad haberlerin zaruri ifade edip etmemesi ihtilafına bağlı olarak bu çeşit haberlerin dinî konularda delil olması, bir başka deyişle âhad haberlerle amel edilip edilmeyeceği konusunda da görüş ayrılığı vardır. İslâm alimlerinin çoğunluğuna göre her çeşit âhad haberle amel edilebilir. İmam Şafii, âhadın hüccet olduğu görüşünde olanlardandır. Ancak ona göre mütevâtır olmayan haberlerin dinî konularda hüccet olabilmesi için bazı şartları gereklidir. Bu şartlar ravi ile ilgilidir. Belli başlıları şunlardır: Ravinin dinî meselelerde güvenilir olması; doğru sözlü olarak tanınması; rivayet ettiği hadisleri iyi bilmesi; lafız yönünden manasını değiştirecek hususları bilmesi; işittiği şekilde rivayet etmesi; ezberinden rivayet ediyorsa haberi tam olarak ezberlemiş olması; yazılı olarak rivayet ediyorsa kitabını yanında bulundurması; tedlis yapanlardan olmaması. Bunların yanı sıra amel edilecek âhadin isnadının munkatı' olmaması da şarttır. Özetle tekrarlayacak olursak İslâm alimleri çoğunlukla, ravileri adalet sahibi, isnadında inkıta' olmayan âhad haberle amel edilebileceği görüşündedirler. Bununla birlikte ahadle amel edilebileceği görüşünde olanlar ayrıca onların dinde hüccet sayılan haberlerin taşıdıkları özellikleri taşımalarını; bir de konu veya delâlet itibariyle itikadı meşelerle ilgili olmamalarını şart koşmuşlardır.
Bir kısım Zahiri alimleri. Kaderiye mensupları. Râfizîler ve Ehl-i Sünnet kelâmcılarından bazılarına göre âhad haberler dinî meselelerde hüccet olamazlar. Aynı görüşte olan Mutezile, âhad haberlerin her çeşidinin hüccet olamayacağını ileri sürer. Mu'tezile, ahad haberlerin her çeşidiyle amel edilemeyeceğini ileri sürerken, “Bilmediğin şeyin peşine düşme”24; “Zan, gerçekten hiçbir şey ifade etmez” 25mealindeki ayetlere dayanmıştır. Ayrıca onlara göre kimi sahâbîler tek kişinin haberini kabul etmemişler, teyidi için şahit istemişlerdir.

Merdûd
Reddedilmiş manasına gelen ism-i mefûl olan merdûd, makbûl'un mukabilidir. Hadis İlminde umumiyetle sıhhat şartlarını haiz olmadıklarından amel edilemiyecek nitelikteki zayıf hadisler için kullanılır. İbn Haceri'l-Askalani mütevatir dışında kalan haberleri makbul ve merdûd olmak üzere iki kısma ayırmıştır. Bunlardan makbul, sahih ve hasen gibi sıhhat şartlarını taşıyan ve amel edilebilecek durumda olan hadislerdir. (Bk. Makbul). Merdûd ise bunun aksine senedinde ya da metninde bulunan kusurlar yüzünden zayıf addedilen ve amel edilemeyecek durumda bulunan hadislerdir.

Mercûh Aleyh
Bk. Tercih.
Sözlük yönünden bir şeyi diğerinden üstün görüp onu yeğlemek manasına gelen tercih, Hadis ilminde manaları bakımından birbirine zıt iki hadisten birini herhangi bir sebeple alıp öbürünü bırakmaya denir. Eklemek gerekirse bu tarif, aralarında nesh söz konusu olmayan rivayetler içindir. Birbirine zıt mana taşıyan iki hadisin ik-siyle birden amel etmek imkansızdır. Nesh de söz konusu olmayınca birini diğerine tercih etmek gerekir. Sıhhat bakımından ikisi de aynı derecede olan bu iki rivayet tetkik edilir. Birini diğerine üstün kılacak herhangi bir husus araştırılır. Tercih sebebi denilen herhangi bir özellik taşıyan hadis, diğerine yeğ tutularak onunla amel edilir. İbnu's-Salâh, bir hadisin diğerine tercih edilmesine yol açan tercih sebeplerinin elli özellik olduğunu kaydeder. Ancak neler olduklarını açıklamaz. 1176el-Hâzimı de bunları zikreder. Bazıları tarafından yüze kadar çıkarılan tercih sebeplerini es-Suyütî, yedi gruba ayırmıştır. Bu yedi grup tercih sebebi özetle şunlardır: 1. Ravilerin Hallerine göre Tercih Sebepleri: a) Ravi çokluğu: Ravi sayısı fazla olan hadis, az olana tercih edilir; çünkü fazla sayıda ravi tarafından rivayet edilmiş olan hadiste yalan ve yanlış bulunma ihtimali, az sayıda ravi tarafından rivayet edilene göre daha zayıftır. b) Rivayet vasıtası olan ravilerin sayıca azlığı: Bu tercih sebebi, isnadın âlî ve nazil olması şeklinde de ifade edilebilir. Ravi sayısı az olan, dolayısiyle âlî isnadla rivayet edilen hadiste yanılma ihtimali nisbeten azdır. c) Ravilerin fakih olmaları: Ravileri Fıkıh ilmini iyi bilen kimselerden oluşan isnadla rivayet edilen hadis, böyle olmayana tercih edilir. Hadis, lafzıyla veya manasıyla rivayet edilmiş de olsa farketmez; zira fakih olan ravi, hadiste görünüşe göre mahzur saydığı bir husus olursa şüphesini gidermek için araştırma yapabilir. Ancak Fıkıh ilmini bilmeyen kimse için bu mümkün olamaz. d) Ravilerin nahv ilmini bilmeleri: İsnadı, nahiv kaidelerini iyi bilen ravilerden meydana gelen hadis, diğerine tercih edilir. Kuşkusuz, nahiv kaidelerini bilen ravi, hadiste dil yönünden kusur varsa açığa çıkarabilir. Böyle bir ravinin, hadisin manasını bozacak hatalardan emin olması kolaydır. Halbuki nahiv kaidelerini bilmeyen raviden böyle birşey beklenemez. e) Ravilerin hafız (hadisleri ezberleyen) kimseler olmaları: İki hadis. Hadis ilmindeki tabiriyle tearuz ettikleri, yani birbirlerine zıt düştükleri zaman, nesh söz konusu olmadığı, araları birleştirilemediği, nihayet başka tercih sebepleri dikkate alınarak içlerinden biri tercih edilememediği takdirde, hadislerini ezberlemiş olan ravinin hadisi, yazılı metne dayananınkine tercih edilir. İslamın ilk devirlerinde yazı bilenlerin sayısı yok denecek kadar az, yazı tekniği de geri olduğundan hadislerin daha çok ezberden nakline önem verilmiştir. Yazılı metinlerin kaybolma, yıpranma tehlikesinin yanısıra bugünkü manada harekeleme yapılamayışı yüzünden yanlış okunma tehlikesi bahis konusu olunca hadislerini ezberinden nakleden ravinin rivayet ettiği hadisin tercih edilme sebebi daha iyi anlaşılır. f) Zabt üstünlüğü: Hafızası kuvvetli, zabt gücü fazla olan ravinin hadisi, böyle olmayanın hadisine tercih edilir. Bu tercih sebebi de zabtı kuvvetli ravinin yanılma ihtimalinin az olması ve rivayetine itina edeceği dikkate alınarak konulmuş olmalıdır. g) Şöhret: muhaddisler arasında tanınmış bir ravinin hadisi tanınmamış olanınkine tercih edilir. Ravinin isim yapmış biri olması yalan söylemesine büyük ölçüde engel olur. Bunun için hadiscller arasında tanınmış bir kimse olması tercih sebebi olmuştur. Ravinin halleri ile ilgili tercih sebepleri bunlarla birlikte kırka kadar çıkar. Her biri ravinin çeşitli yönleriyle ilgili sebeplerdir. Hepsi de birbirine zıt manada iki hadisten hangisinin ravisinde varsa o hadisin diğerine tercih edilmesini sağlar. 2. Rivayet Metoduna Göre Tercih Sebepleri: a) Rivayet Vakti: Buna göre birbirine zıt manada görünen ve araları birleştirilemeyen iki hadisten biri ravisinin erginlik çağında, diğeri ise hünüz erginlik çağına ermeden önce alınmış olsa, ilki tercih edilir. Bu tercih sebebi, erginlik çağına eren ravinin ermeyene nisbetle rivayete daha ehil sayıldığı dikkate alınarak öngörülmüştür. b) Rivayet metodu: Bu da tercih sebebidir. Buna göre söz gelimi semâ yoluyla alınan hadis arz yoluyla alınana tercih edilir. Aynı şekilde arz yoluyla elde edilen mukâtebe, munâvele usulüyle alınmış olan vicâde ile elde edilene tercih edilir. 3. Rivayet Şekline Göre Tercih Sebepleri: a) Hadislerden birinin lafzıyla, diğerinin manasıyla rivayet edilmiş olması: Böyle durumda lafzıyla rivayet edilen hadis manasıyla rivayet edilene yahut manasıyla rivayet edildiği şüphe götürene tercih edilir. b) Vurûd Sebebi: Söyleniş veya bir fiil bildiriyorsa işleniş sebebi belirtilerek rivayet edilen hadis, böyle olmayana tercih edilir. Rivayette vurûd sebebinin söylenmiş olması hadise gösterilen itina ve titizliğin ifadesidir. Bu itibarla tercih sebebi sayılmıştır. c) Rivayette Tereddüd Edilmesi: Ravisinin rivayetinde şüphe veya tereddüd göstermediği hadis, şüphe ve tereddüde yer vererek rivayet edilene tercih edilir. Bundan sonraki tercih sebepleri, isnadında ihtilaf olmaması, lafzında iztırab bulunmaması, isnadla rivayet edildiği halde aynı zamanda yazılı bir metne de nisbet edilmesi gibi esaslar üzerinedir ve onuncuya kadar devam eder. 4. Hadisin Vurûd Vaktine Göre Tercih Sebepleri: a) Hadislerden Birinin Medenî, Diğerinin Mekkî Olması: Bu durumda Medenî hadisler, Mekkî olanlara tercih edilir, b) Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefatına yakın olayları bildiren hadisler zaman belirtilmemiş olanlara tercih edilir. Hz. Peygamber'in ebedî aleme göç etmesine yakın zamanlarda İslâmiyet güçlenmiştir. Bu yüzden son zamanlara ait hadisler, müslümanlığın zayıf bulunduğu zamanlara ait hadislere nisbetle daha güvenilir itibar edilmiş ve bu husus tercih sebebi sayılmıştır. c) Hafifletici hükümler taşıyanları diğerlerine tercih edilir. Böyle hafifletici ve kolaylaştırıcı hükümler taşıyan hadisler son zamanlara ait kabul edilir; zira Hz. Peygamber ilkin müslümanlann cahiliye adetlerini bırakarak İslâm esaslarına alışmalarını sağlamak için daha titiz davranmıştır. Sonradan müslümanlann yeni hayat nizamına alışmalarından sonra kolaylığa meyletmiştir. Kolaylaştırıcı hadislerin son zamanlara ait kabul edilmelerinin sebebi budur. Bununla birlikte aksi görüşte olan, yani kolaylaştırıcı hükümler taşıyan hadislerin değil, şiddet gösteren hükümler getirenlerin tercih edilmesi gerektiği görüşünde olan alimler de vardır. Bunların dayandıkları delil, Hz. Peygamber'in önceleri sadece imanla ilgili esasları tebliğ etmesi, dinî hükümlerin sonradan konulmuş olmasıdır. d) Ravinin müslüman olmasından sonra öğrendiği hadis, önce öğrendiğine tercih edilir. e) Rivayette senedin kesiksiz oluşuna delalet eden semi'tu, haddesenâ gibi eda lafızlarının kullanılmış olması da böyle lafızlarla rivayet edilmeyen hadislere tercih sebebidir. 5. Hadisin lafzına Göre Tercih Sebepleri: a) Hâs (özel hüküm taşıyan) âm (genel hüküm taşıyan) a tercih edilir. b) Hakikate delalet eden lafızlarla gelen bir hadis, mecaz ifadeler taşıyana tercih edilir. c) Mutlak mukayyede tercih edilir. 6. Hükme Göre Tercih Sebepleri: a) Herhangi bir şeyi haram kılan hadis, mubah veya vacip olduğuna delalet edene tercih edilir. b) Had cezalarını nefyeden hadisler nef-yetmeyenlere tercih edilir. 7. Diğer Sebeplerle Tercih: a) Kur'ân-ı Kerim'in açık manasına uyan, uymayana, b) Sünnete ayun, uymayana, c) İlk dört Halifenin uygulamalarına uyan hadisler uymayanlara, tercih edilir.1177 Bazı âlimlere göre, (Birbirine zıt iki hadisden herhangi bir sebeple tercih edilenine râcih adı verilmiştir. Öbürüne ise bütün hadis âlimleri mercûh demişlerdir.

SELMAN SEVEN

{facebook#https://facebook.com/} {twitter#https://twitter.com/}

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget